Dikkatinizi çekerim, haber kaynağı Haber 7. Taraftar basındandır. Ne değişti, ne oldu bilmiyoruz. Belki T.Özal suikasti efsanesi artık cazibesini yitirdi, belki onun var edenlerin darbeciler olduğunu anladılar. Iyi güzel de şimdi TSK'yı neyle suçlayacaklar. Bunca zamandır ordunun T.Özalı öldürdüğünü ima edip durdular, şimdi nasıl bir yalan bulacaklar? Oraj POYRAZ |
Turgut Özal zehirlenmedi raporu
Giriş: 07 Aralık 2012 20:28 62,922 Okunma Güncelleme: 09 Aralık 2012 12:42 49 Yorum
Ölümü şüpheli bulunarak mezarı açılan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'dan alınan numunelerde zehir bulunduğu iddiaları ile ilgili yeni iddia... İddiaya göre Özal'ın naşında bulunduğu belirtilen 4 maddenin, zehirlenmesini kanıtlayacak dozda olmadığı ortaya çıktı.
Ölümü şüpheli bulunarak mezarı açılan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'dan alınan numunelerde zehir bulunduğu iddialarını Adli Tıp 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun rapor istediği Eczacılık Fakültesi'nin raporunda doğrulanamadığı iddia edildi.
Prof. Dr. Buket Alpertunga ve ekibinin yaptığı çalışmalar tamamlanırken, Özal'ın naaşında bulunan 4 maddenin zehirlenmesini kanıtlayacak dozda olmadığı ve makul seviyelerde olduğu ileri sürüldü.
Sözkonusu raporla ilgili ulaşılan bilgilerde Özal'ın naşında bulunduğu belirtilen, zehirli maddelerin yıllar içinde çeşitli sebze ve meyvelerden tarım ilaçları aracılığıyla alınarak vücutta biriktirilmiş olabileceğine vurgu yapıldı.
Öte yandan, naaştaki radyoaktif maddelerin Özal'ın ölümünden sonra çevre şartlarından ve yer altı sularından gelerek naaşın içine sızmış olabileceği de belirtildi.
RAPOR HAFTAYA SAVCIYA GİDECEK
Haber 7'nin ulaştığı Adli Tıp Kurumu yetkilileri de, onayladıkları herhangi bir rapor olmadığını Ezcacılık Fakültesi'nden bekledikleri rapor doğrultusunda hazırlayacakları raporu önümüzdeki hafta savcılığa göndereceklerini açıkladı.
Milat Gazetesi yazarı İsa Tatlıcan, Turgut Özal'ın naaşında zehir bulunamadığı yönünde elde ettiği bilgileri köşesine taşıdı. Tatlıcan'ın aktardığı bilgiler şöyleydi:
Adli Tıp'tan Son Karar: Özal Zehirlenmedi!
Geçtiğimiz hafta yazdığım yazıda Turgut Özal'ın zehirlendiği yönündeki iddiaları inandırıcı bulmadığımı yazmış ve bu konudaki şüphelerimi sıralamıştım. Bu raporun etrafındaki şüphelerin ortadan kalkması için Adli Tıp'tan çıkacak olan raporun mutlaka bağımsız kurullarda incelenmesi gerektiğinin de altını çizmiştim.
Bir sonraki yazımda ise Adli Tıp'tan sürpriz bir rapor çıkarsa hiç şaşırmayacağımı söylemiştim.
Kamuoyunda oluşan bilgi kirliliğini önlemek ve şüpheleri ortadan kaldırmak için bağımsız kurullarla çalışmaya karar veren Adli Tıp 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu, bu konuda Eczacılık Fakültesi'nden, alanında otorite olarak kabul edilen Prof. Dr. Buket Alpertunga ekibinden gelecek olan raporu bekliyordu.
Yapılan araştırmalar birkaç gün önce tamamlandı ve Adli Tıp, Turgut Özal naşı üzerinde yaptığı incelemesini karara bağladı.
Adli Tıp'tan bize ulaşan bilgilere göre savcılığa gönderilecek raporda, Turgut Özal'ın naşında bulunduğu belirtilen 4 maddenin, zehirlenmesini kanıtlayacak dozda olmadığı belirtiliyor.
Yüksek dozda olduğu iddia edilen DDT maddesinin, yıllar içinde çeşitli sebze ve meyvelerden tarım ilaçları aracılığıyla alınarak, vücutta yağ tabakasında biriken bir madde olduğuna dikkat çekiliyor.
Özal'ın otopsisinde ortaya çıkan Amerikyum ve Polonyum adlı radyoaktif maddelerin ise, 19 yıl içerisinde yokolması gerektiğine dikkat çekiliyor. Uzmanlar ise, radyoaktif maddelerin Özal'ın ölümünden sonra çevre şartlarından ve yer altı sularından gelerek naaşın içine sızmış olabileceğini belirtiliyor.
Raporda ayrıca Kadmiyum maddesi için verilen 4 raporun Tübitak'ın Gebze'deki Marmara Araştırma Merkezi'nde incelendiği ve zehirlenmeyi kanıtlayacak dozda bulgulara rastlanmadığı vurgulanıyor.
Tüm bu bulgular ışığında Özal'ın zehirlenerek değil, ilk ölüm raporunda da belirtildiği gibi kalp krizinden öldüğü ortaya çıkıyor. Ayrıntılı raporun önümüzdeki hafta içi Ankara Cumhuriyet Savcılığına gönderileceği belirtiliyor.
Türkiye'yi haftalardır meşgul eden "Özal zehirlendi" iddialarının bundan sonra nasıl seyredeceğini merakla takip edeceğiz.
NELER YAŞANMIŞTI?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın anıt mezarı bir süre önce açılmıştı. Özal'dan alınan örnekler üzerinde Adli Tıp Kurumu yapılan incelemede, zehirlenme bulgularına rastlanıldığı öne sürülmüştü. Adli Tıp'ta yürütülen çalışmaların Aralık ayı içinde Cumhuriyet Başsavcılılğı'na gönderileceği yetkililer tarafından daha önce de ifade edilmişti.
İDDİALAR NEYDİ?
Medyada daha önce yer alan haberlerde; Turgut Özal'ın vücudunda yüksek miktarda etkili zehirli madde kalıntılarına ulaşıldığı iddia edilmişti. Söz konusu zehirin, 15-20 dakika içinde solunum yollarını felç ettiği ve kalp krizine neden olduğu belirtilmişti.
Zehirli maddenin Özal'ın yiyecek ya da içeceğine karıştırılmış olabileceği de ifade edilmişti.
http://www.haber7.com/guncel/haber/961811-turgut-ozal-zehirlenmedi-raporu
Bir insan parmagini baskasina uzatinca, uc parmagin da kendisine uzatildigini unutmamalidir. Louis nizer Oraj POYRAZ | Kurmusoldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com Ayrilmak isterseniz de: Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ | Ben,ManeviMiras olarak, Hicbir Ayet, hicbir Dogma, Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir... K.Ataturk |
Rum, Ermeni gibi unsurlardan ayri ayri olusan bir takim ceteler, adi hirsizlikla, ara sira da oldurmelerle mesgul olmuslar, Rum ve Ermeni surgunu esnasinda bu unsurlardan ortaya cikan bazi ceteler ise siyasi bir huviyet kazanmistir. Ruslarin istilasi baslayinca, memleket icinde karisiklik meydana getirmek icin bunlar, Ruslar tarafindan da tesvik ve denizden de desteklenmislerdir. (22 Mayis 1919) K. ATATURK |
Turkler kendi gucleri ile adam olamaz. Ingilizler elimizden tutup bizi kurtaracak. Yazar Refi Cevat Ulunay -21.05.1919 |
Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir. Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir. Fakat bir hain, hain gibi gorunmez, kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder, butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur, ulusun ruhunu curutur Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir Bir katil daha az korkuludur. Marcus Tullius Cicero (M.O.106-M.O.43) |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder