22 Haziran 2014 Pazar

Prof.Dr. Tolga Yarman : ZURNANIN ZART DEDİĞİ NOKTADAYIZ, NE Kİ, TÜRKİYE SAHİPSİZ DEĞİLDİR!

AKILLI LAFLAR
EN BAŞ
İmansız ama AKILLI LAFLAR.
Aklınızı karıştıracak türden AYETLER.
Dengenizi bozacak türden HADISLER
Akla takla attıran NURLU LAFLAR
EN SON 

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Din gerçek sefaletin ifadesi, gerçek sefalete karşı protesto, ezilen yaratıkların iç geçirmesi, kalpsiz bir dünyanın duygusu, ruhsuz koşulların ruhu…
İnsanların afyonudur.
Karl Marx
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Din %99'u şekerli kurabiye ve %1'i öldürücü arsenik olan fare zehiri gibidir.
Din'in %99'u gerçekler ve iyi mesajlardır ama geriye kalan %1 sizi öldürebilir.
Anonim.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Cevapları diz çökerek, ve gözleri kapalı arayanlardan daha cahil ve işe yaramaz insanlar yoktur.
Din, sıradan insanlar tarafından doğru, zeki insanlar tarafından sahte, liderler tarafından kullanışlı kabul edilir.
Seneca
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Din,insanlığın asaletine edilmiş bir küfürdür.
O olsun ya da olmasın,hayatınızda iyi şeyler yapan iyi insanlar ve kötü şeyler yapan kötü insanlar her zaman olacak.
Ama iyi insanların kötü şeyler yapması için din gerekiyor....
STEVEN WEINBERG
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Evrenin sırlarının kabul edilebilir bir açıklamasının olmaması, bir tane uydurmamızı gerektirmez.
J.Benbasset
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Tanrı adına işlenen cinayetlerin sayısı, şeytan adına işlenenlerden çok fazladır.
Erica Jong
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Marx hatalıydı.
Din insanlığın afyonu değildir.
Afyon;uyuşturucu, hissizleştirici,sıkıcı şeyleri akla getiriyor.
Ama din,sıklıkla korkunun afrodizyağı,gaddarlığın anfetamini olmuştur.
En iyi olduğu durumda ruhları ayağa kaldırmış,çan kuleleri dikmiştir.
En kötü olduğu durumdaysa bütün uygarlıkları mezarlığa çevirmiştir.
PHILLIP ADAMS
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Dünyada iki çeşit insan var:
Aklı olan ve dini olmayanlar, dini olan ve aklı olmayanlar.
Abu'l-AlaAl-Ma'arri
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
İnsan en acımasız hayvandır.
Trajedilerde, boğa güreşlerinde ve haça germelerde şu güne kadar kendisini en iyi hisseden oydu ve kendisi için cehennemi icat ettiğinde, sıkı durun, bu aslında en iyi cennetiydi.
         . - o - .
İnsanı yaratmak mı Tanrının büyük hatası;
tanrıyı yaratmak mı insanın büyük hatası?
         . - o - .
Her dakika övülmek isteyen bir Tanrıya inanamam.
         . - o - .
Ruhunda sukunete kavuşmak ve mutlu olmak isteyen insanlar inanmalı ve iman etmelidirler.
Ama hakikatın peşindeki insanlar iç huzurundan feragat etmeli ve yaşamlarını bu sorgulamaya adamak;
kendisi ve hayatla yüzyüze gelmekten korkmamak zorundadır.
Friedrich Nietzs
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
İman dolu bir insan, basitçe net ve gerçekçi düşünme yeteneğine kaybetmiş (veya hiç sahip olmamış) kişidir.
Sadece aptal değildir;
aslında hastadır.
Daha da kötüsü tedavi edilemez
Henry Mencken
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bütün dinlerin virüslerin salgınına çok benzer bir akıl hastalığı olduğunu düşünüyorum.
Din mükemmel bir kültürel yapı.
Ama bu onu gerçek yapmıyor ve beni gerçek ilgilendiriyor.
Çiçek virüsü mükemmel bir virüs.
İşini çok güzel yapıyor.
Ama bu onun iyi olduğu, ve yok olmasını istemediğim anlamına gelmiyor
Richard Dawkins
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Din hiçbir işe yaramaz;
gece yarısı karanlık bir mahzende orada olmayan siyah kediyi aramaktır.
Robert Heinlein
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Din bir saçmalık.
Thomas Edison
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bilim adamlarının kesinliği yok ama delilleri var.
Yaratılışçıların delilleri yok ama kesinliği var.
Ashley Montagu
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Yaratılışçılar, bir teoriyi, bütün gece sarhoş olduktan sonra hayal ettiğin bir şeymiş zannediyorlar.
Isaac Asimov
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Mantığı, analitik felsefeyi, matematiği ve bilimi sizi yoldan çıkarmak için Şeytan icat etti.
Fazla rasyonel olmadan tövbe edin!
Tanrı dinozor fosillerini (ve evrim için var olan tüm genetik ve antropolojik delilleri) sizi kandırıp, onun var olmadığına inandırmak ve böylece sizi sonsuz cehennemle cezalandırmak için yarattı.
ÇOK GEÇ OLMADAN TÖVBE EDİN!
Akıllı bir kişi..
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Hayvanların dinin ve büyünün böyle absürd ve genellikle korkunç aptallıklarını yaptıklarını asla göremezsiniz.
Sadece insan böyle mantıksızca davranır.
Bu onun zeki, ama yeterince zeki olmaması yüzünden ödemesi gereken bedeldir.
Aldous Huxley
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Eğer Tanrı gerçekten yoksa, onu yaratmamız gerekir.
Sizi saçmalıklara inandırabilenler, size katliam yaptırabilirler.
Voltaire
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Eğer Tanrı gerçekten varsa, onu yok etmemiz gerekir.
Mikhail Bakhunin
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Din şu an kadınların ilerlemesi önündeki ilk engel.
Din insanları geriye götürüyor, bilime ve gelişmeye karşı çıkıyor.
Din insanları doğa üstü güçlerin korkusuyla yutuyor.
İnsanların mutluluğuna engel oluyor ve tercihlerini yaşamalarına asla izin vermiyor.
Teslime Nesrin
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Din ...
temel olarak korkuya dayanır … bilinmeye karşı duyulan korku, yenilgi korkusu, ölüm korkusu.
Korku her acımasızlığın anasıdır ve o yüzden acımasızlık ve dinin el ele gitmesine şaşılmamalı.
Benim din hakkındaki görüşüm Lucretius'la aynı.
Onu korkudan doğan bir hastalık ve insan ırkına büyük bir mutsuzluk kaynağı olarak görüyorum.
Bertrand Russell
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Din ve milliyetçilik, bunların yanında gelenekler ve ne kadar saçma olursa olsun herhangi bir inanç, sadece bireyi diğer insanlara bağlar ve bütün insanların en çok korktuğu şeyden kaçıştır:
yalnızlıktan.
Erich Fromm
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kuzey Afrika'daki zenci bir kadının resmiydi.
Korkunç bir kuraklık yaşıyorlardı.
Ve ölü bebeğini kucağında tutup olabilecek en üzgün ifadeyle gökyüzüne bakıyordu.
Resme baktım ve düşündüm:
"Bu kadının tek ihtiyacı olan şey yağmurken merhametli ya da sevgi dolu bir tanrıya inanabilmek mümkün mü?"
Charles Templeton
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

AYETLER
EN BAŞ
İmansız ama AKILLI LAFLAR.
Aklınızı karıştıracak türden AYETLER.
Dengenizi bozacak türden HADISLER
Akla takla attıran NURLU LAFLAR
EN SON 

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Allah; Âdem'i, Nûh'u, İbrahim Ailesi'ni, İmran Ailesi'ni seçerek âlemlere üstün kılmıştır.


AL-İ İMRAN SURESİ 33

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Zeyd o kadından ilişiğini kesince onu sana nikâhladık ki, Zaten Allah' ın emri yerine getirilmiştir.


Ahzâb 33/37

ZEYNEP Muhammedin'in öz halasının, güzelliği ile ünlü kızı ve 7.eşidir. 

Kölesi ve hukuken evlât edindiği  Zeyd'i, hala kızı  Zeynep ile evlendirdi.

Muhammed görüntüde böyle bir evlilik yaptırdı diye dedikoduların ardı arkası kesilmedi.

Azhab suresinde Muhammed  peygamber hanımları dedikodu yapmayın diye vahiy geldi dedi.

Muhammedin'in istemesiyle Zeyd, evliliği sona erdirdi.

Bir müddet sonra da Peygamber'e, Zeynep ile evlenmesi için vahiy yoluyla emir geldi.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bu evliliği ben istedim bu evlilik için Muhammed e kızmayın..yazmaktadır.


Ahzâb 38

ZEYNEP Muhammedin'in öz halasının, güzelliği ile ünlü kızı ve 7.eşidir. 

Kölesi ve hukuken evlât edindiği  Zeyd'i, hala kızı  Zeynep ile evlendirdi.

Muhammed görüntüde böyle bir evlilik yaptırdı diye dedikoduların ardı arkası kesilmedi.

Azhab suresinde Muhammed  peygamber hanımları dedikodu yapmayın diye vahiy geldi dedi.

Muhammedin'in istemesiyle Zeyd, evliliği sona erdirdi.

Bir müddet sonra da Peygamber'e, Zeynep ile evlenmesi için vahiy yoluyla emir geldi.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Onlarla savaşın ki Allah, sizin ellerinizle onların cezasını versin ve ...

Onları rezil ve rüsvan etsin, yardımıyla sizi onlara muzaffer kılsın.

Ve mümin bir kavmin yüreklerini ferahlandırsın.


TEVBE SURESİ 14.AYET.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı?


NEBE/6-7

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

O, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır.

O, geceyi gündüze bürüyor.

Şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için (Allah'ın varlığını gösteren) deliller vardır.


RA'D – 3

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağlar; yolunuzu bulmanız için de nehirler, yollar ve nice işaretler meydana getirdi. İnsanlar yıldızlarla da yollarını bulurlar.


NAHL15-16

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Onları sarsmasın diye yere de sabit dağlar yerleştirdik ve (varacakları yere) yol bulabilsinler diye ondan geçitler, yollar meydana getirdik.


ENBİYÂ – 31

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Yemin olsun, içinizden Cumartesi gününde azgınlık yapanları siz bilirsiniz.

Onlara şöyle dedik: "Aşağılık maymunlar oluverin. "


BAKARA SURESİ: 65

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Cinlerden, insanlardan ve kuşlardan orduları, Süleyman'ın huzurunda bir araya getirildi. Onlar, düzenli bir biçimde sevk ediliyorlardı.

Nihayet karınca vadisine geldikleri vakit bir karınca, "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler" dedi.

Süleyman, onun bu sözüne tebessüm ile gülerek dedi ki:

"Ey Rabbim!

Beni; bana ve ana babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!


NEML /17-19)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Süleyman'ın hizmetine de güçlü esen rüzgârı verdik.

Rüzgâr, onun emriyle içinde bereketler yarattığımız yere eser giderdi.

Biz, her şeyi hakkıyla bileniz.

Bir de şeytanlardan, Süleyman için dalgıçlık eden ve daha bundan başka işler yapanları da onun emrine verdik.

Hep onları zapteden bizdik.


ENBİYÂ /81- 82

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ya şu kişi gibisini görmedin mi?

Çatıları çökmüş, duvarları-damları yere inmiş bir kente uğramıştı da şöyle demişti:

"Allah şurayı ölümünden sonra nasıl hayata kavuşturacak?"

Bunun üzerine Allah, o kişiyi yüz yıllık bir süre için öldürmüş, sonra diriltmişti.

"Ne kadar bekledin?" demişti.

"Bir gün veya günün bir kısmı kadar bekledim." dedi.

"Hayır, dedi, aksine sen, yüz yıl kaldın.

Yiyeceğine, içeceğine bak!

Henüz bozulmamış.

Eşeğine bak!

Seni insanlara bir ibret yapalım diyedir bu.

Kemiklere bak, nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra et giydiriyoruz onlara.

" İş kendisi için açıklık kazanınca şöyle dedi o:

"Allah'ın her şeye kadir olduğunu biliyorum.


BAKARA SURESİ: 259

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

İnsan neyden yaratıldığına bir baksın.

Bel kemiği ile kaburgalar arasından gelip atılan bir sudan yaratıldı.

Şüphesiz (Allah), onu yeniden döndürmeye kudretlidir.


Tarık/ 5-8

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli dişili) iki eş yarattık.


Zariyat-49

Mı acaba diye sorun?

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Sizi bir tek nefisten yaratmış, sonra ondan eşini var etmiştir; sizin için hayvanlardan sekiz çift meydana getirmiştir. (…)


Zümer-6

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, güneşi, kara bir balçıkta batıyor buldu. (…)


Kehf-86

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

9. De ki:

"Siz gerçekten yeri iki günde yaratanı inkar edip duracak mısınız?

Birde O'na eşler mi koşuyorsunuz?

O, bütün alemlerin Rabbidir.

10. O, dört gün içinde, yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti.

11. Sonra göğe doğruldu da o bir duman iken ona ve yere:

"İkiniz de ister istemez gelin!" dedi.

İkisi de: "isteye isteye geldik." dediler.

12. Böylece onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu ve her gökte (bulunan meleklere) işlerine ait emrini vahyetti.

Dünya gökyüzünü kandillerle donattık ve koruduk, işte bu, hep o çok güçlü ve herşeyi bilenin takdiridir.


Füssilet suresinde

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık.

Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.


Mülk-5

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Görmedin mi ki, Allah bütün yerdekileri sizin hizmetinize sundu.

Ve emriyle denizde seyredip giden gemileri de.

Göğü de izni olmaksızın yere düşmekten o tutuyor.

Gerçekten Allah insanlara çok şefkatli, çok merhametlidir.


Hacc-65

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Rabbinizden olan mağfiret ve eni göklerle yer kadar olan cennete (kavuşmak için) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır.


Ali İmran-133

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

O'dur ki Güneş'i bir ışık yaptı.

Ay'ı da bir nûr kılıp, ona birtakım konaklar tayin etti ki yılların sayısını ve vakitlerin hesabını bilesiniz.


Yunus-5

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Şehirlerin anası (olan Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik.


ŞURA SURESİ-7 ayet

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bu (Kur'an), Ümmü'l-kura (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır.


EN'AM SURESİ-92 Ayet..

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Allah şunu misal getirdi:

Bir yanda hiçbir şeye gücü yetmeyen bir köle, diğer yanda tarafımızdan güzel bir rızık verdiğimiz, ondan gizli, açık olarak harcayan hür bir insan, bunlar hiç eşit olur mu?


NAHL suresi..75.ayet...

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

And olsun ki size hatırlatıcı bir kitap gönderdik.

Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız?


21- Enbiya Suresi 10

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

?Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terk ettiler.


(elde tuttukları halde terk etmek.)

Furkan 30:

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

"Sizden önce geçen İns-ü Cin topluluklarıyla birlikte ateşe girin," dedi.

Her ne zaman bir topluluk girdiyse bir öncekine lanet etti.

Hepsi oraya vardığında sonrakiler öncekiler için:

"Rabbimiz, bizi bunlar saptırdı.

Bunlara ateşten bir kat daha fazla azap ver," dediler.

"Hepsi için iki kat vardır. Ancak bilmezsiniz," dedi.


A'râf / 38

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Andolsun biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. öğüt alan yok mu?


54:17

Bu ayetin aynısı şu surelerde tekrar edilmektedir. 54:22, 54:32 ve 54:40.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır.

O`nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur.

En iyi işiten, en iyi bilendir O.


(Enam Suresi 114-115)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır.

Bu Kur`an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.


Yusuf Suresi 111

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

İşte bunlar, Allah`ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz.

Hal böyle iken Allah`tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar? !


Casiye Suresi 6

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

İşte onlardır Rablerinden bir kılavuzlanma üzere olanlar; işte onlardır gerçek kurtuluşu bulanlar.

İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak için hadis/laf eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir.

İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır.


Lokman Suresi 5- 6

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

HADISLER
EN BAŞ
İmansız ama AKILLI LAFLAR.
Aklınızı karıştıracak türden AYETLER.
Dengenizi bozacak türden HADISLER
Akla takla attıran NURLU LAFLAR
EN SON 

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Kadın sekiz sıfatlıdır:

1 Giyim kuşam hevesinden maymun.

2 Fakir düşmeye razı olmadığından köpek.

3 Kocasına ve diğer insanlara kibrinden yılan.

4 Gece gündüz koğuculuk yaptığından akrep.

5 Evden eşya sattığından fare.

6 Erkeklere hile kurduğundan tilki.

7 Kocasına itaat ettiğinden dolayı koyundur.

Kaynak : İmamı Gazali İhyayı Ulumuddin

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Namaz kılan bir adamın önünden eşek, kara köpek ve kadın geçerse namazı bozulur

Buhari 8/102; Hanbel 4/86)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmesini emreden ayet, Ayşe`nin döşeğinin altındaki sahifede yazılı bulunuyordu.

Peygamber ölünce Ayşe onun defin işlemleriyle meşgul iken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi o sahifeyi yedi ve böylece taşlama cezası Kuran`dan çıktı; ama hükmü devam ediyor.

İbni Mace 36/1944; Hanbel 3/61; 5/131, 132, 183; 6/269

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Keçinin yemesi sonucu Kuran`dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran`a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi.


Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bir grup maymun zina yapan bir maymunu yakalamış ve taşlama cezasını uyguluyorlardı.

Onları bu haklı işte desteklemek için ben de taş atarak yardım ettim.


Buhari 63/27

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Peygamber hiç bir vakit ayak üstünde işemedi.


Hanbel 4/196; 6/136, 192, 213).


Peygamberin ayak üstünde işediğini gördüm.


Buhari 4/60, 62; Hanbel 4/246; 5/382, 394

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine`ye gelerek müslüman oldular.

Medine`nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi.

Adamlar develeri dağıttılar va çobanı da öldürdüler.

Peygamber onları yakalattı.

Ellerini ve ayaklarını kesti.

Gözlerini oydu.

Çölde susuz ölüme terketti.

Biz onlara su vermek isteyince Peygamber bizi engelledi.


Buhari 56/152, Tıb 5/1; Hanbel 3/107, 163

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Musa ölüm meleğinden çok korkuyordu.

Bir gün ölüm meleği canını almaya gelince meleğin yüzüne tokat atıp bir gözünü çıkardı.


Allah`ın elçileri arasında ayırım yapmayınız.

Ben, Yunus peygamberden bile üstün değilim.


Buhari 65/4, 5; Hanbel 1/205, 242, 440; 2/405, 468).

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ben Adem oğullarının efendisiyim.


Hanbel 1/5; 5/540, 388

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Hesap günü tüm peygamberler korku içinde canlarının derdinde iken, sadece ben ümmetimi düşüneceğim.


Buhari 97/36

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Uğursuzluk üç şeydedir, at, ev ve kadın.


Buhari 76/53

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Peygamber, savaşta kadınların va çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi.


Buhari, Cihad/146; Ebu Davud 113

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Dünya balığın üzerindedir.

Balık başını sallayınca dünyada depremler olur.


İbni Kesir, 2/29; 50/1

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Liderler mutlaka Kureyş kabilesinden seçilmelidir.


Buhari 3/129, 183; 4/121; 86/31

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Tüm kara köpekleri öldürünüz.

Çünkü onlar şeytandır.


Hanbel 4/85; 5/54

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Karga fasıktır.


Buhari 59/16; Hanbel 2/52

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Allah zamandır.


Muvatta 56/3

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Allah, ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.


Buhari 97/24, 10/129 ve 68. surenin tefsiri- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Peygamber 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti.


Buhari

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar Zeynep`le yatardı.


Buhari, Hibe

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Peygamberin izniyle ihramdan çıkıp Mina`da bulunan kadınlarımıza yöneldik.

Zekerlerimizden meni damlıyordu .


Buhari, Hac/81; Müslim Hacc/141

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Peygamber öldüğünde, zırhı birkaç kilo arpa karşılığında bir Yahudi`nin yanında rehin duruyordu.

Buhari 34/14, 33, 88; Hanbel 1/300; 6/42, 160, 230

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Peygamber, Medine`de bir yahudi tarafından büyülendi.

Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı.


Buhari 59/11; 76/47; Hanbel 6/57; 4/367

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Sol elinizle yemeyiniz, içmeyiniz; çünkü şeytan sol eliyle yer içer.


Hanbel 2/8, 33

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer, peygamberden, halkın doğru yoldan sapmamaları için kendisine birşeyler söyleyip yazmasını istediğinde; Peygamber: `Allah`ın Kitabı bize yeter` dedi.


Buhari İtisam 26, İlim39, Cenaiz 32, Merza 17; Müslim Cenaiz 23, Vasaya 22)

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Kuran`dan başka hidayet kaynağı arayan sapıtmıştır.


Tirmizi 2906

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Allahü teâlâ, beni insanların en iyilerinden vücuda getirdi.


Tirmizi

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Her asırdaki insanların en iyilerinden dünyaya getirildim.


Buhari

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Şu üç sebepten dolayı Arabı sevin:

Ben Arabım. Kur'an Arapçadır ve Cennet ehlinin lisanı da Arapçadır.


Taberani, Hâkim, İbni Asakir, Abdürrazzak

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Arabı sevmek iman alameti, buğz ise münafıklık alametidir.


Hâkim, Beyheki, Dare Kutni

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bir başka rivayette şöyle denmiştir:

Erkek, kadınını yatağına çağırır, kadında gelmeye yanaşmaz, erkek öfkelenmiş olarak sabahlarsa, melekler sabaha kadar -bir rivayette yatağa gelinceye kadar- kadına lanet okurlar.


Buhari, Nikah 86, Bed'ü'l-Halk 6; Müslim, Nikah 120-122 1436, Ebu Davud, Nikah 41, 2141

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

Erkeğe, hanımını ne sebeple dövdüğü sorulmaz.


Ebu Dâvud, Nikâh 43, 2147

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Kadınlar, sadaka veriniz; bana cehennem halkı gösterildi; çoğu sizler idiniz.


Tecrid-i Sarih Tercemesi, el, sh.223-224

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

Şayet ben bir insanın başka bir insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim.


Tirmizi, Rada' 10, 1159

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Rivâyet olunduğuna göre, Sıddîka-i müşârün-ileyhâ bir kere ufak bir yastık, bir şilte almıştı. Üstünde hayvan resimleri vardı.

Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem bunu görünce kapının önünde tevakkuf buyurdu da içeri girmedi.

Âişe radiya`llahu anhâ bu sırada Resûlullah`ın yüzünde şiddet âsârı sezdim de:

- Yâ Resûla`llah! Allah`a ve Allah`ın Resûlüne tevbe ederim.

Fakat bilmem ki ne kusûr ettim, dedim.

Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem:

Şu yastığın burada işi nedir? buyurdu.

Ben:

- Yâ Resûla`llah! Kâh üzerine oturasın, kâh yaslanasın diye senin için iştirâ ettim, diye cevab verdim.

Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem:

- Bu sûretlerin sâhibleri kıyâmet gününde muhakkak azâb olunurlar.

Ve bu kimselere tahakküm ve ta`ciz yollu : tasvîr ettiğiniz bu hayvanları haydi diriltiniz bakalım? denilir, dedi.

Yine Resûlullah:

Şol bir ev ki, içinde sûretler vardır, artık o eve Melekler girmez, buyurdu.


Sahih Buhari 980

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

Şu resimleri yapanlar var ya,

-bir rivayette:

Şu resimlerin sahipleri var ya!

Kıyamet günü azab olunacaklar.

Onlara: Şu yaptıklarmızı diriltin denir.


Kütubu Sitte 2165

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav bir seferden dönmüştü.

O yokken ben, yüklüğün önüne, üzerinde resimler bulunan bir bez çekmiştim.

Resulullah perdeyi görünce, çekip attı, öfkeden yüzü de renklenmişti.

Ey Aişe! buyurdular, bil ki, Kıyamet günü insanların en çok azab görecek olanı Allah`ın yarattıklarını taklid edenlerdir.

Hz. Aişe rivayetine devamla dedi ki:

Biz o bezi kestik bir veya iki minder yaptık.


Kütubu Sitte 2166

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Anlattığına göre kendisine bir adam gelip:

Ben ressamım, şu resimleri yaptım.

Bana bu hususta fetva ver! dedi.

İbnu Abbas adama:

Bana yaklaş! emretti, adam yaklaşınca:

Bana daha da yaklaş! dedi.

Adam yaklaştı, İbnu Abbas elini başının üzerine koydu ve:

Ben Resulullah sav`ı dinledim.

Şöyle diyordu:

Bütün tasvirciler ateştedir.

Allah ressamın yaptığı her bir resim için bir nefis koyar ve bu ona cehennemde azab verir.

İbnu Abbas devamla adama dedi ki:

İlla da resim yapacaksan ağaç yap, canı olmayan şeyin resmini yap.


Kütubu Sitte 2167

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

Kim resim yaparsa, Allah onu Kıyamet günü, yaptığı resim sebebiyle, onlara ruh üfleyinceye kadar azab eder.

Hiçbir zaman da ruh üfleyici değildir.


Kütubu Sitte 2168

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

Melekler, içerisinde köpek ve timsaller bulunan eve girmezler.


Kütubu Sitte 2169

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

İçerisinde resim, cünüb ve köpek bulunan eve rahmet melekleri girmez.


Kütubu Sitte 2172

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

Kim tavla oyunu oynarsa elini domuz kanına bulamış gibi olur.


Kütubu Sitte 5337

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Anlattığına göre:

Mahallesinde oturan bir ailede tavla bulunduğu haberi kendisine ulaşır.

Bunun üzerine onlara:

Eğer tavlayı evinizden çıkarmazsanız ben sizi mahallemden çıkaracağım! diye haber gönderir. Böylece onların tavla bulundurmalarını hoş karşılamadığını ifade eder.


Kütubu Sitte 5338

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav`ın yanında bebeklerle oynardım.

Arkadaşlarım da oynamak için yanıma gelirlerdi.

Resulullah aleyhissalatu vesselam eve gelince, utanarak saklanırlardı.

Ama Aleyhissalatu vesselam onları tekrar bana gönderirdi.

Beraber oynamaya devam ederdik.


Kütubu Sitte 5339

Söyleyen Aişe'dir.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

Yılanların hepsini öldürün.

Kim yılanın intikam alacağından korkarsa, benden değildir.

Bir rivayette şöyle buyrulmuştur:

Gümüş çubuk gibi olan uzun yılan hariç, bütün yılanları öldürün.


Ebu Davud, Edeb 174, 5249, 5261 Nesai, Cihad 48, 6, 51

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

Kim keleri ilk darbede öldürürse ona yüz sevap yazılır.

İkinci vuruşta öldürürse daha az kazanır.

Üçüncü vuruşta ise bundan da az sevap kazanır.


Metin Müslim'den alınmadır.

Bazı Tirmizi tertibinde Sayd bölümünde 13. babta.

Müslim, Selam 147 2240

Ebu Davud, Edeb 175, 5263, 5264

Tirmizi, Ahkam 1, 1482

Burada "kele" denilen hayvan aslında kertenkeledir.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

Bir şeyde uğursuzluk olsaydı, bu atta, kadında, meskende olurdu.


Buhari, Cihad 47, Nikah 17; Müslim, Selam 119, 2226 Muvatta, İsti'zan 21

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim de Allah'ın Resulü bulunduğuma şehadet eden kimsenin kanı, üç hal dışında helal değildir:

Zina yapan dul.

Cana can kısas.

Dinden çıkıp cemaatten ayrılan.


Buhari, Diyat 6; Müslim, Kasame 25, 1676

Ebu Davud, Hudud 1, 4352

Tirmizi, Diyat 10, 1402

Nesai, Tahrim 5, 7, 90, 91

Kasame 5, 8, 13

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav kişinin ayakta giyinmesini yasakladı.


Bu hadisi Ebu Davud Hz. Cabir ra'den rivayet etti

Tirmizi, Libas 35, 1776, 1777

Ebu Davud, Libas 44, 4135

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

Dünyada ipeği, ahirette nasibi olmayanlar giyer.


Buhari, Libas, 25; Müslim, Libas 6, 2068

Nesai, Zinet 91,8, 201

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

Eti bıçakla kesmeyin.

Çünkü bu, yabancıların işidir.

Siz dişlerinizle kemirerek yiyin.

Çünkü bu, sıhhat ve afiyet için daha iyidir.


Ebu Davud, Et'ime 21, 3778

Rivayet eden: Aişe

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

Biriniz yemek yeyince, yalamadıkça veya yalatmadıkça elini mendile silmesin.


Buhari, Et'ime 52; Müslim, Eşribe 129, 2031

Ebu Davud, Et'ime 52, 3847

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

Sizden birinizin yemek kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın.

Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır.

O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur.


Ebu Davud, Et'ime 49, 3844

Buhari, Tıbb 58, Bed'ül-Halk 14; İbnu Mace, Tıb 31, 3504, 3505

Nesai, Fera' 117, 178

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bakıyorum da, senin Efendi Tanrın, yalnızca senin şeyinin keyfini hevanı yerine getirmek için koşuyor.


Buhari, 1721

Söyleyen Muhammed'in eşlerinden Aişe

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:

Çocukları diri olarak toprağa gömen de gömülen de ateştedir.


Ebu Davud, Sünnet, 18, 4717

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Yeryüzü balığın sırtındadır.

Cennete girecekler ilk olarak bu balığın ciğerinden yiyecektir."


Buhari 3/51

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Peygamber'e, Allah'ın yerleri ve göğü yaratmadan önce nerede olduğu soruldu.

Peygamber; "Bir bulut içerisinde idi; üstü hava, altı hava idi.' dedi."


Hanbel 4/11

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ölüm meleği Musa'ya gelerek:

'Rabbine icabet et' dedi.

Bunun üzerine Musa ölüm meleğinin gözüne tokat vurarak onu çıkarttı.

Melek hemen Allah'a dönerek 'Sen beni ölmek istemeyen bir kuluna göndermişsin, o benim gözümü çıkardı' dedi.


Müslim 10/176

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Eğer erkeğin tepesinden tırnağına kadar cerahat aksa, kadın da bunları ağzı ile temizlese, yine de erkeğin hakkını ödemiş olmaz.


İbn-i Hacer el Heytemi 2/121

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Kalbinde hardal tohumu kadar kibir bulunan cennete giremez.

Yine kalbinde hardal tohumu kadar iman olan da cehenneme giremez.


Buhari 81/51

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -


Resulullah (sav)'a bir hırsız getirilmişti.

"Öldürün onu!" diye emretti.

Kendisine:

"Ey Allah'ın Resulü, bu adam sadece çaldı" denildi.

Bunun üzerine "Öyleyse (elini) kesin!" dedi ve derhal eli kesildi.


Sonra aynı adam ikinci sefer getirildi.

Yine: "Öldürün onu!" diye emretti.

Kendisine:

"Ey Allah'ın Resulü, bu adam hırsızlık yaptı" dendi.

Bunun üzerine "Öyleyse kesin!" dedi ve derhal sol ayağı kesildi.


Sonra üçüncü sefer getirildi ve hırsızlık yaptığı söylendi.

Hz. Peygamber:

"Öldürün onu!" diye emretti.

Kendisine:

"Ey Allah'ın Resulü, bu adam hırsızlık yaptı" denildi.

Bunun üzerine: "Sol elini kesin!" diye emretti.


Sonra aynı adamı dördüncü kere getirdiler.

"Öldürün onu!" buyurdu.

Kendisine:

"Ey Allah'ın Resulü, bu adam hırsızlık yaptı" dediler.

Bunun üzerine "Sağ ayağını da kesin!" diye emir buyurdu.


Aynı adam beşinci sefer getiririldi. Hz. Peygamber (sav): "Öldürün onu" diye emretti.


Hz. Cabir (ra) der ki:

"Adamı götürüp öldürdük.

Sonra sürüyerek götürüp bir kuyuya attık.

Üzerini de taşla doldurduk."


Ebu Davud, Hudud 20, (4410); Nesai, Sarik 15, (890, 91)

Hadis No. 1603

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Tanım: Resulullah (sav)'a:

"Ey Allah'ın Resulü!

Biz senin için Buda'a kuyusundan su alıyoruz.

Halbuki onun içerisine (ölmüş) köpeklerin leşleri, kadınların hayız bezleri, insan pislikleri atılıyor, (ne yapalım, su almaya devam edelim mi?)" diye sordular.

Şu cevabı verdi:

"Su temizdir, onu hiçbir şey kirletmez."


Ebu Davud, Taharet 34, (66); Tirmizi, Taharet 49, (66); Nesai, Miyah 2, (1, 174)

Hadis No : 3482

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Tanım: Biz Resulullah (sav) ile birlikte gazveye çıkmıştık.

Beraberimizde kadın yoktu.

"Husyelerimizi aldırmayalım mı?" diye sorduk.

Bizi bundan yasakladı, sonra da muvakkat istifade hususunda bize ruhsat tanıdı.

Herhangi birimiz, bir elbise mukabilinde kadınla, bir müddet için nikah yapıyorduk."


Buhari, Tefsir, Maide 9, Nikah 6, 8; Müslim, Nikah 38, (1404)


Hadis No : 5631

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Tanım: Resulullah (sav) ve Hz. Ebu Bekr (ra) zamanında bir avuç hurma ve un mukabilinde birkaç gün boyu devam eden mut'a nikahı yapardık.

Bu hal, Hz. Ömer (ra)'in Amr İbnu Hureys hadisesi vesilesiyle mut'ayı yasaklamasına kadar devam etti.


Müslim, Nikah 16, (1405)

Hadis No : 5635

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Abdullah İbnu's-Sâib İbni Yezîd İbni's-Sâib babası tarîkiyle ceddi (Yezid İbnu's-Sâib) radyyallahu anh'tan anlatıyor:

"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Sizden kimse, ne şaka ne de ciddî olarak kardeşinin değneğini almasın.

Kim kardeşinin değneğini almışsa hemen ona geri versin."


Ebu Dâvud, Edeb 93, (5003); Tirmizî, Fiten 3, (2161).

Hadis No: 5363

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) " buyurdular ki:

"Sizden birinin içine onu bozacak irin dolması, şiir dolmasından hayırlıdır."


Ebû Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor:

Hadis No: 2305

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resûlullah , yürümekte iken karşısına şiir inşad eden bir şâir çıktı.

Efendimiz: "Şeytanı tutun" veya "Şeytanı yakalayın" diye emretti.


(Kütübüsitte, Şiir bölümü)

El-Hudri'den Müslim'in kaydettiği

Hadis No: 3506

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Kız bebeğin sidiğini temizlemek için birkaç kez su serpin; erkek bebeğin sidiğini temizlemek için çiteleyin.


Buhârî-Müslim-Muvatta-Ebû Dâvud-Tirmizî-Nesâî

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Câbir b. Abdullah (r.a.) 'den;

Resûlullah demiştir ki:

"- Biriniz bir kadına dünürlük yaptığı zaman kendisini o kadınla evlenmeye sevk eden organlara bakmaya imkân buluyorsa, bunu yapsın-"

(Câbir) dedi ki: "ben bir câriyeyle evlenmek istedim, bunun üzerine (onun haberi olmadan görebilmek için) onu gizli gizli gözetlemeye başladım.

Nihayet beni kendisiyle evlenmeye sevk eden (organlar) ını gördüm de onunla evlendim.


(Ebû Dâvud, K.en-Nikâh (12) , Bâb 17-18 C.8 S.148 Şamil Yayınları.)

Hadis No: 519

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur:

"Sizler horozun ötmesini işittiğiniz zaman Allah'ın fazlından isteyiniz. Çünkü o melek görmüştür.

Merkebin anırmasını işittiğinizde de şeytandan Allah'a sığınınız. Çünkü o şeytan görmüştür."


Ebu Hureyre'den (r.a.) bildirildiğine göre:

Hadis No: 4908

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur:

"İsrail oğullarından bir ümmet kaybolmuştur.

Ne yaptığı bilinmiyor.

Ben zannetmem ki o ümmet fareden başka bir şey olsun.

Görmez misiniz?

O, kendisi için deve sütü konulduğunda içmez de koyun sütü konulduğu zaman onu içer."


Ebu Hureyre'den (r.a.) bildirildiğine göre:

Sahih-i Müslim

Hadis No: 5315

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah (sav):

"Ben kıyametin kopacağı aynı saatte gönderildim.

Ancak, şunun şunu geçmesi gibi ben kıyamet saatini geçip biraz evvel geldim!" buyurdular ve orta parmağı ile şehadet parmağını gösterdiler.


Sahih-i Müslim

Hadis No: 5026

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bir adam Resulullaha:

"Kıyamet ne zaman kopacak?" diye sormuştu.

Aleyhissalatu vesselam bir müddet sükuttan sonra yanında duran Ezd-i Şenue kabilesine mensup bir çocuğa bakıp:

"Bu delikanlı pir-i fani olmadan önce kıyametiniz kopacaktır!" buyurdular.

Hz. Enes der ki: "Çocuk o gün benim akranım idi."


(Kütübü Sitte, Kıyamet bölümü)

Hadis No : 5030

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Tanım: İstanbul'un fethi kıyamet anında olacaktır.


(Kütübü Sitte, Kıyamet bölümü)

Hadis No : 5045

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Esmâ Bintu Ebi Bekr radıyallahu anhümâ anlatıyor:

"Bir kadın Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'a gelerek:

"(Ey Allah'ın Resülü!)

Birimizin çamaşırına hayız kanı bulaşınca ne yapmalıdır?" diye sordu.

Aleyhissalâtu vesselâm:

"Önce kazır, sonra parmak ucuyla bulaşan yeri yıkar, sonra da (kan görülmeyen yere) su çiler" buyurdu."


Buhari, Hayz 9, Vudü 63; Müslim, Tahâret 110, (291); Muvatta, Tahâret 103, (1, 60, 61); Ebu Dâvud, Tahâret 132, (360, 361, 362); Tirmizi, Tahâret 104, (138); Nesâi, Tahâret 185, (1, 155).

Hadis No: 3493

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

"Hz. Aişe radıyallahu anhâ'ya bir zât misafir oldu.

Adam sabahleyin, elbisesini yıkamaya başladı.

Hz. Aişe ona:

"Sana, (meni) bulaşan yeri (gördüysen) orasını yıkaman kâfi idi, göremediğin takdirde etrafını yıkardın.

Ben, Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın elbisesinden (meni bulaşığını) ovalamak suretiyle çıkardığımı biliyorum. O, (bir de yıkamaksızın) onun içinde namaz kılardı."

Bir diğer rivâyette şöyle gelmiştir:

"İyi biliyorum kurumuş meni bulaşığını Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın çamaşırından tırnağımla kazıyarak çıkarıyordum."


Müslim, Tahâret 105, 109, (288, 290).

Hadis No: 3490

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ümmü Seleme anlatıyor:

"Ben Resûlullah'ın yanında idim.

Yanımda Meymune bint Haris de vardı.

O esnada İbn Ümmü Mektum bize doğru geliyordu.

(Bu vaka tesettürle emredilmemizden sonra idi) ve yanımıza geldi. Resûlullah bize:

"Ona karşı örtünün." diye emretti.

Biz:

"Ey Allah'ın Resûlü!

O, âmâ ve bizi görmeyen, varlığımızı tanımayan bir kimse değil mi?" dedik.

Bunun üzerine Resûlullah:

"Siz de mi körlersiniz, siz onu görmüyor musunuz?" buyurdu.


Ebû Davud, Libas 37, 4112; Tirmizî, Edeb 29, 2779; Kütüb–i Sitte, 10. cilt, s.233

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Kim dünyanın yuvarlak olduğunu iddia ederse küfür ve delalete düşmüş olur.

Çünkü bu iddia hem Allah'ın, hem Kuran'ın, hem Peygamber'in reddidir.


Suudi Arabistan'ın baş müftülerinden olan bu şeyhin bilim karşısında düştüğü rezalete sebep olan fetvası şöyle:Tarih: 1975

Kaynak: "Dünya'nın Sakin Güneş'in Hareketli Olduğuna ve Gezegenlere Çıkmanın İmkansızlığına Dair Akli ve Hissi Deliller"

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

"Sicak siddetlendigi vakitte salât(-i Zuhru) (namaz kilmayi) serinlige birakiniz.

Zirâ sıcagın siddeti Cehennem'in kaynamasındandır. "

Nar(-i Cehennem) Rabbine (sikâyette bulundu, ve):

-'Yâ Rab, beni ben yiyorum. (izin ver)'- dedi.

Allâhu Teâlâ da iki def'a nefes almasina izin verdi.

Nefesin biri kisin, digeri yazin.

En çok ma'rûz oldugumuz sicak ile sizi en ziyâde üsüten zemherir (iste budur)


Buharî'nin Ebû Hüreyre'den rivâyeti için, Diyânet yayinlarindan bkz. Sahih-i Buharî Muhtasari … cilt 2, sh. 476 H. 321

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

NURLU LAFLAR
EN BAŞ
İmansız ama AKILLI LAFLAR.
Aklınızı karıştıracak türden AYETLER.
Dengenizi bozacak türden HADISLER
Akla takla attıran NURLU LAFLAR
EN SON 

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Sait Nursi'ye göre elektrik kontağı ve meteor :

Bunların hepsi Kur'anda vardır ve fizik kanunlarına göre açıklama yapmak Kur'anın kudretine, hikmetine aykırı düşmektedir


Sait Nursi, Ramazan Risalesi, s.1-15..

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Sait Nursi'ye göre her şey, her zerre Allah'a ibadet eder, mesela pusulanın Kabe'deki Hacer'i Esvet'i işaret ederek titremesi, namaz kılmasıdır.


Tiryak, s.116

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -


Prof.Dr. Tolga Yarman : ZURNANIN ZART DEDİĞİ NOKTADAYIZ, NE Kİ, TÜRKİYE SAHİPSİZ DEĞİLDİR!

18 Haziran 2014

Çatı Cumhurbaşkanı Adayı'nun belirlenmesine ilişkin tesbitlerimi ve kaygılarımı belirtmem (bedeli her ne olursa olsun, bu güne kadar olduğu gibi, bugün de, şerefle öderiz), temel bir soumluluktur.

o "Türkiye'de askerî vesayet bitti", diye zafer çığlıkları atanlar, kör gözlerini artık açıp, görmelidirler ki, Türkiye'de, bir tek vesayet vardır, o da Pentagon (ABD Genel Kurmayı) vesayetidir ve bu vesayet, el hak aralıksız, devam etmektedir.

o Bu satırların yazarı, Amerikan aleyhtarlığı hiç yapmamıştır.
Tersine, Batı'nın, başta da, ABD'nin en bıçkın ve en cennet bilim tornalarından çekilerek yetişmiştir; buralarda, hocalarından başlayarak, arkadaşlarına, giderek meslekdaşlarına ve öğrencilerine varıncaya değin, engin bir yelpazede, ebedî dostlukları vardır.
Bu ne kadar böyleyse, epeydir bölgede yuvalanmış ve şunca yıldır, şunca milyon insanın kanını içerek, yaşayagiden savaş makinasının parçası olmayı, Amerikalı Dostları'na da haykırdığı şekilde, dibine kadar reddetmektedir.
Büyük Atatürk'ün işaret ettiği gibi, savaş eğer savunma için değilse, cinayettir.
Bölgemizdeki savaş ise, kim ne derse desin, düpedüz petol savaşıdır.

o Ülkemizin, saymakla kolay bitmez sorunları vardır...
İşte, gelir dağılımındaki adaletsizlik sorunu, işsizlik sorunu, kürt sorunu, enerji sorunu...
Devam edeyim, yok İrak'In yalan dolanla işgaliydi, BOP'tu, açılımdı, saçılımdı, Yeni Osmanlıcılık'tı, Arap Baharı'ydı, yamacımızdaki Suriye yangınıydı, giderek, mezhep savaşı çıkartılmak istenmesiydi, hatta bunun maalesef, önemli ölçüde kotarılmış olmasıydı, derken, aklınıza artık, hangi temel sorun geliyorsa, bunların hepsinden daha önemli olanı, TEMSİLİYET BUNALIMIDIR.
Seçim sistemimiz katiyen adil değildir.
Üçte birlik oy oranları ile üçte ikilik parlamento çoğunlukları elde olunabilmektedir ve bunu adına kör kör parmağım gözüne, "halk iradesi" denebilmektedir.
İstanbul'dan, Ankara'dan başlayarak, hemen bütün kentlerimizde, yerel yönetim seçimlerinde, bu seçimler, "iki turlu" yapılmadığı için, tam bir kumar anlayışıyla, dörtte birlik, her hal-u karda yarının hayli altındaki oy oranlarıyla, belediye başkanları seçilebilmektedir...
Bu çerçevede, güya iktidara seçilmiş bir azınlık, konumunu kalıcılaştırabilmek üzere, karşısındaki en az, öteki bir yarıyı, "milli irade", yaygarası ardında, yok saymaya, giderek imha etmeye, girişmekten kaçınmamaktadır.
Genel seçimde yüzde on barajı bir faciadır.
Partilerin içlerinde demokrasinin "d" si yoktur.
Hasbel kader yonetime gelmiş olanlar, mevcut il ve ilçe yönetimlerini, bir çırpıda görevden almakta; buraları, atamalarla doldurmaktadırlar.
Atananlar, kendilerini, ilçelerden başlayarak yapılan kongrelerde, seçecek olanları döşemekte; döşenenler, kendilerini doşeyenleri, seçmekte...
Döşedikleri suretiyle, saygıdeğer istisnaları saymazsak, seçilenler, kendilerini atayanları, gidip büyük kongrelerde sözüm ona seçmekte ve deveran böyle sürüp gitmeltedir.
Böyle bir çerçevede, liderlerin, çoğunlukla, astığı astık, kestiği kestiktir..
Hani "meydanlardan seçilerek bir tek onlar gelmektedir", denilebilir.

o Bu ne kadar böyleyse de, lider sayısı, dördü beşi geçmeyince, bunların, ayrıca geniş örgüt yapılanmalarına oturuyor olmamaları sebebiyle, dış odaklara yular kaptrmaları çok olağan olup; o odaklar bu dört, bilemediniz beş özneyi, manipüle etmek suretiyle, ülkemiz gibi 80 milyonluk bir nüfusa merdiven dayamış bir ülkeyi, parmaklarında, fırıl fırıl oynatabilmektedirler.

o Bakarsınız, partilerin tabanlarında bıçkının bıçkını emektarlar dururken; parti liderleri, bunların tümünü es geçebilerek, partilerinin tabelalerının altından geçmemiş, hatta başka partilerin tabelalaları altında dolaşmış, söz konusu partilerde, demek ki, zinhar tabanı olmayan, nice eşhası, parti yönetimlerine, giderek, milletvekili kadrolarına dolduruverebilmektedirler.

o Geçende bir partinin en üst düzeyde bir yöneticisine sormaktan kendimi alamadım: Allaşkına, bu partiyi kim yönetiyor?, dedim.
"Lobiler, Hocam!", dedi, bütün samimiyetiyle, sağ olsun...
Lobiler demek, sonuçta "dış güçler", demektir.

o Ne oldu şimdi: Partilerimizin tabanları, has evlatları, fena halde ve sür git, aldatılmaktadırlar.

o "Demokrasi" naraları atanlar; aslında, şu hinin hini; partilerin tabanlarından başlayarak, toplumumuzu aldatma sözde özgürlüğünü; tam bir demokrasi katliyle, kurumsallaştırmaya yeltenenlerdir.

o Bunları, partilerin tabanlarıyla birlikte, hastalığı tabii, hisseden halkımız, boyunlarına dolanmış, dış odakların yularlarından çekip, içimizden kovmayı, inanıyorum, bilecektir.
Bilhassa, yakın tarihimiz; üstüne esaret gömleği geçirilmek istenen halkımızın, bunu nasıl yırttığının, destanlarıyla doludur.

o Bu çerçevede, Onlar'a buradan haykırıyorum: Canımıza yettiniz...
Alın tımarınızı, verin atımızı!..
Çekilin artık çakı gibi birikimlerin, yürekli yiğitlerin, ülkemizi ve bölgemizi, aydınlıklara taşıma yolunda, ayaklarına habire pranga olmaktan...

***

Uzatmadan, günümüze geliyorum.

o Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, yol boyu çok vebali vardır.
Paralel devletin de mimarı odur, Ergenekon'un Savcısı da...
Ordu'ya kumpas, 12 Eylül Anayasa Referandumu uzantısında, yargının, maatessüf istenildiği gibi, şekillendirilmesiyle başlamıştır.
O tarihte, Sandık'ta sağladığı başarı ne denli dikkate değerse de, sonuçta stratejik ketenpereye getirildiği gün gibi ortadadır.

o Tayyip Erdoğan, sonuçta, vebali ne kadar hacimli olursa olsun, her faninin haysiyetini ezdirmesinin bir sınırı olup, bir süredir, boyunduruktan kurtulma çırpınışları sergilemeye başlamıştır.
Bu olgu, kendisinden, sergileyegeldiği cürümlerin hesabının sorulmayacağı anlamına gelmez.

o Vakıa şu ki, Tayyip Erdoğan'ı; yok BOP Eşbaşkanı idi, yok Esat'ti, Esed oldu, Suriye'ye icbar edildi, yok, Kurecik Üssü idi, koca İran'ı açıktan tehdit etme noktasına sıkıştırıldı, ne oldu, yaptıklarıyla kaldı, ama yine de, yetmedi, ABD çoktan gözden çıkartmıştır.

o Tayyip Erdoğan, günahı boynuna, ama namusla konuşmak gerekir, sıradan bir lider hiç değildir, çok inançlıdır, çok dirençlidir.
Ve elhak, son yerel seçimin (20 Mart 2014), bir galibi, bir de mağlubu vardır.
Galip, tek başına, Tayyip Erdoğan'dır, mağlup ise (ülkemizde, yanına almayı başardığı, zaten yanında olagelmiş), muhalefet partilerimiz ve AKP gövdesinden kopan, esasen yanındaki Penisilvanya saçağı ile birlikte, koca ABD Yönetimi'dir.

o Yerel Seçim öncesi, Penisilvanya ve muhalefet partilerimizin koalisyon gerçeği, o kadar açıktır ki, Penisilvanya saçağına ait olduğu bilinen yayın organları, "zınk" diye bir "U Dönüşü" ile, daha önce, kanlı bıçaklı oldukları, söz konusu muhalefet partilerinin sözcülerini övgülerle birlikte, sayfalarına, ekranlarına, taşımaya, koyuluvermişlerdir.

o Tayyip Erdğan, bu süreçte; Devlet'in içinde, besbelli dış destekli olarak yuvalanmış, "delil imalat merkezlerinin", giderek ilgili emniyet unsurlarının, yargı unsurlarının, bilerek bilmeyerek dahil oldukları örgütlü cürmü; bütünüyle; "paralel devlet" söylemini icat ederek, muhalefetin kucağına bırakmayı başarmış; o muhalefete ise, dikkate getirdiğim, esasen, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin suç duyurusuyla, giderek işte, 18 Haziran 2014 tarihli, Anayasa Mahkemesi'nin Balyoz Davası ile ilgili olarak verdiği, şamar vari bozma kararıyla, sübut bulmuş olan, örgütlü cürmün, heyhat, "deterjanı" rolüne atlayıvermiştir.
İnanılr gibi değildir!..
Dış destekli, üstelik başta Silahlı Kuvvetlerimiz'e karşı, örgütlü cürüm işleyenler, şimdilik, muhalefetin şemsiyesi altında olarak, rahatça nefes alabilmektedirler.

o Cumhurbaşkanlığı Seçimi, bundan önce, yerel seçimlerde olduğu gibi, tek başına Tayyip Erdoğan ve çatı adayı çıkaran, ABD güdümlü, muhalefet arasında geçecektir.
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.

o Çatı Adayı çıkartan muhalefet partileri, bu çerçevede, tiyatrolarını dahi doğru düzgün oynayamamışlardır.
Çeşitli ziyaretleri "tam kaşelidir" ve koskoca ulusumuzu, maatessüf aldatmaya yöneliktir...

o Koskoca Cumhuriyet Türkiyesi'nin Partileri'nin, üst yönetimlerinin, az önce resmini çizdiğim demokrasi zaafiyetimizle, dış boyunduruk altında olması sonucu, okyanus aşırı rüzgârlarla önlerine gelen talimatı, maiyetteki, alelade, daire başkanlıkları imişlercesine, esas duruşta, uygulamaları, zurnanın zart dediği noktadır.

o Hepsinden çok içimi, şu kervanın başında, Mustafa Kemal Atatürk'ün ve O'nun omuzdaşlarının, bin bir çileyle kurdukları o dimdik, Cumhuriyet Halk Partisi'nin, bugünkü yönetiminin olması, acıtıyor.

o Lamı cimi yoktur, bu yönetim unsurları, başta (şahsına halisane bağladığımız umutları tutam tutam yele savuran) Sevgili Kemal Kılçdaroğlu olmak üzere, tarihe hesap vermekten kaçamayacaklardır.

o Ey CHP, Ey Sevgili örgüt: İşgal altındasın!
Bugünden tezi yok, olurdu olmazdı, toplanmalı, tartışmalı, toplayacağın kurultayda, şu sakil mazaraya, haddini bildirmelisin!.

o Çatı, cumhurbaşkanı adayı çok değerli insanımız: Dürüst, derin müktesabatı olan herkes gibi sen de elbette çok saygıdeğersin, Ancak, sen söz konusu partilerin adayı değilsin.
Buralarda yapılan sözde anketlerin hiç birinde adının tek bir harfi dahi telaffuz edilmedi.
Senin de içinde bulunacağın adaylar arasında, söz konusu tabanlarda bir anket yapılsa, buradan, hiç bir biçimde sen çıkamazsın.
Sen, lutfen kusura bakma, aklına gelmese de, gerçek şu ki, Tayyip Erdoğan'a karşı, bizlerin kucağına bırakılmak istenen adaysın.
Bugün sen ve Tayyip Erdoğan karşı karşıya kalsanız, Tayyip seni maydanlarda, arkanda hangi, hacimli müktesebat ve hangi güçlü medya unsurları olursa olsun, çıtır çıtır yer.
Ama asıl olacak olan, senin açından daha da kötüdür.
BDP+ HDP, "kapsayıcı" bir aday çıkartsa, ki olacak olan odur, ilk turda oylar yuvarlak, şöyle dağılır: Sen % 30'den az, BDP+HDP % 30'dan fazla, Tayyip Erdoğan % 40'dan az.
Bu durumda ikinci tura sen değil, BDP+HDP'nin adayı kalır ve Tayyip ABD'nin bugünkü Yönetimi'ni, bir defa daha yener"Helal olsun!" dedirtir, ayrıca, hemen herkese, Bu durmda, ikinci turda, muhakkak çıkar.

o Bir şey daha söyleyeyim, çatı, cumhurbaşkanı adayı çok değerli insanımız: Cumhuriyet'in inançla bir sorunu hiç olmamıştır.
Cumhuriyet'in sorunu, yobazlıkladır.
Yobazlık, malum, karşındakine, tartışmayı, sorgulamayı, men ederek, "dediğim dedik" dediğini, dayatma cürmünün adıdır.
Her mecrada yobaz olur...
En ummadık yerde, örneğin bilim dünyasında bile olur"Cumhuriyetçi geçinenler" arasında da olur...
O nedenle, "Cumhuriyet" derken, çarşaf yırtan, İmam Hatip Mezunları'na farklı ölçütler uygulayan, Kuran Kursları'na kan kusturan, "laikçi yobazlardan" bahsetmiyorum...
Cumhuriyet'in kuruluş yıllarından bahsediyorum...
O Cumhuriyet'in, inançla sorunu, o kadar yoktur ki, Diyanet İşleri Başkanlığı bir Cumhuriyet Kurumu'dur.
Yalnız hangi Diyanet: Aklı naklin önüne çeken, inancın, egemeni payandalamasına karşı duran, inancı bir defa, şekilden ibaret hiç saymayan, hakkaniyetsizliğe, adaletsizliğe başkaldırı vecibelerinden, ayırmayı inançsızlık addeden Diyanet...
O Cumuhuriyet'i bana iki cümlede tarif et, desen, "Yönetimde akıl, inançta akıl", derim.
Yönetimde akıl, "Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir!" düsturunda vücut bulur.
İnançta akıl ise, Diyanet'in, nakli, aklın önünde tutmasında, vücut bulur...
Bu çerçevede, laiklik (bunun hala daha Türkçeleştirilememiş olması, bir aydın ayıbı olarak), bir "inanç barışıdır".
Söze yakışan Türkçe karşılık ise, "inançta akliliktir".
Bizim laikliğimiz, besbelli, Batı Laikliği zaten değildir.
İmamlarımız, müezzinlerimiz, devletten maaş alırlar.
Ezanlarımız, çanların çalma özgürlüğü yanı sıra, dinimizin temelidir.
Şehitlik, bir devlet payesidir.
Şehidin ailesi devletten maaş alır.
Ve ne yazık ki, bu dediklerim, evet kabul ediyorum, başta bir aydın ayıbı olarak, yeterince çözümlenmez (analiz edilmez), konuşulmaz, telaffuz edilmez...
Kurumsal boyutta çalışılmak hiç istenmez...
Hatirlatmak isterim ki, bölgede, yıllardır dikkat çektiğim doğrultuda bir "mezhep savaşı" çıkarılmak istenmekedir ve bu amaç bugün itibariyle maatessüf, önemli ölçüde başarılmıştır...
Korkum, ne biliyor musun: Seni cumurbaşkanlığına getirmek isteyen, büyük strateglerler (yanılmayı çok isterim, ama işte), bu süreçte emelleri için, piyonlaştırmak isteyenlerdir!
Bu koşullarda görevi kabul edebilir misin?
Yönetimdeki aklımızı, işte yazının girişinde anlattım, çalan, temsiliyet bunalımının hat safhada olduğu; inançtaki aklımızı ise, nakle karşı yok etmek isteyen, inancımızı bu bağlamda özünden boşaltıp, salt egemene biat aracına ve ona her koşulda rızacılığa dönüştürmeye kurgulanmış, şu sürecin, önüne koşulmak ister misin?..
Düşün lütfen!..

o BDP+HDP Yönetimleri!
Üstünüze düşen sorumluluğu anlıyor musunuz!
Bugüne kadar, o oldu, bu oldu, Ankara'nın yıllar içinde az vebali olmadı, doğru, ancak sen de az yalpalamadın.
Unutma ki, emperyalizmin kucağında milli kurtuluş savaşı olmaz!..
Bu olguyu artık ve muhakkak idrak etmiş olmalısın!..

o Yeri gelmişken belirteyim: Büyük bir devletin dostu olmak demek, O'nun maşası olmak demek değildir.
Maiyet memuru olmaz, ancak ve elbette şahsiyetli ve güvenilir bir müttefik olabilirsiniz.
Ne maşa, ne de bölgedeki canavar savaş makinesinin parçası olur, ancak etrafınıza her daim, üstelik kişilikli ve gerçekçi tavsiyelerde bulunarak, vazgeçilmez bir dost kaslabilirsiniz.

o Tayyip Kardeşim: Bugüne kadar hiç karşılaşmamış olsak da, tarafıma duyduğun saygıyı, "selamından", biliyor olup, bana kulak vereceğine inanıyorum; bu çerçevede, sana bir hoca nasihati eyleyeceğim...
Biliyorum, durumun çok yönlü, çok kritik.
Aday olursan, evet seçilebilirsin.
Şu ki, seni en çok düşündüren, yukarıya gitsen mi, kendini daha çok düzlüğe taşıyabilirsin, Başbakan kalsan mı?
Aklından geçen şu olmalı: Yukarı gitsen, önümüzde ne olacağı pek belli değil, indirilip, evet, Yüce Divan'a sevkedilebilirsin.
Başkanlık Sistemi tesis olunmadı.
Her ne kadar yetkilerinle Hukumet'e, Başkan gibi davranmaya kalkışabilecek olsan da, Başbakan, biliyorsun, Basbakan'dır ve seni her an icradan uzak tutabilir.
Yukarıdan, yani, sonunda (keşke yanılsam), indirileceksindir.
Onun için, Başbakan kalıp, mücadelene devam etmen, hakkında, şimdilik en hayırlısı!..
Bu durumda, gel, düzgün, helal süt emmiş, her zerresine kadar bu toprakların çocuğu, aynı zamanda Dünya aydını, bir aday belirleminin öncülüğünü yap!
Çok var, öyle has insan, bu topraklarda...
O zaten ilk turda, "cup" diye Köşk'e çıkar...
Allah yardımcın olsun!..

o Ey, her partiden milletvekilleri, durumumuz budur.
Bu asil milletin, öyle ya da böyle, ama işte vekilleri olarak, şimdi ellerinizi vicdanlarınıza koyup, karşı karşıya olduğumuz muhasarayı kıracak, adımlar atma yükümlülüğündesiniz.
Yolunuz açık olsun!..
Yalnız unutmayın, sizinle ya da sizsiz, Türkiye sahipsiz hiç değildir!..

 


a45UyF587661-140622141932-01
^^^^^ - vvvvv

 

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
zaryop:jaro
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Hediye paketinde olmasa bile, hayat yine de bir hediyedir!

Ohio lu 90 yasindaki Regina Brett in kaleminden
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Haa bir de eklerde ilginç hadis ve ayetler var.           İmansız ama AKILLI LAFLAR
Ikra, Ikra, Ikra....
                                                  Aklınızı karıştıracak türden AYETLER
Bilginiz, görgünüz artsın. (O.P.)                               Dengenizi bozacak türden HADISLER   Akla takla attıran NURLU LAFLAR
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder