22 Kasım 2016 Salı

Bülent SERİM : Rektörlük atamalarındaki bu detayı kimse görmedi

Anayasa paspas olmuş durumda.
Bu gün bunun hesabını sormak imkanı yok.
Görüne bu.
Ancak, devran mutlaka döner.
Ve bunların hesabı sorulur.

Nasıl ki, anayasayı anayasayı tağyir tebdil ve ilga etmeye teşebbüs eden darbecilerden hesap soruluyor,
teşebbüs etmek ne demek, doğrudan anayasayı tağyir tebdil ve ilga eden sivillerden de hesap sorulacaktır elbette.

Unutmayın, yaşadığımız son darbe bir teşebbüstü.
Siyasi iktidarın yaptığı ise teşebbüs değildir, defakto diyorlar, fiili durum diyorlar.
Yani bunlar teşebbüs aşamasını çoktan geçtiler.
Herkes rejim bunalımının ne derece ciddi olduğunu umarım anlamıştır.

Teşebbüs edenlere yapılanların hiddet ve şiddetine bakarak, suçu doğrudan işleyenlere yapılacak olanların ne şiddette yaptırımla karşılaşacağını da siz hesaplayın.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA     


Bülent SERİM : Rektörlük atamalarındaki bu detayı kimse görmedi

Bugün yaşananları tersinden daha önce de görmüştük. 10. Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer'in yetkilerini kısmak için RTE iktidarı 2006 ve 2007 yıllarında iki yasa çıkardı.



Olağanüstü halin (OHAL) gerekli kıldığı konularla hiç ilgisi olmamasına karşın, 676 sayılı OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesi (KHK)'yle rektör seçimlerinde yöntem değiştirilmiş, üniversitelerin kendi rektör adaylarını belirleme yetkisi ellerinden alınmıştır.

İşin dikkat çekici yanı, 3 Ekim 2016 günü imzalanan KHK'nin, bir şeylerden öç alırcasına 29 Ekim 2016 günü, yani Cumhuriyet Bayramı kutlandığı gün yayımlanıp yürürlüğe konulmasıdır.

Değişiklikten önce üniversiteler 6 rektör adayı seçmekte idiler.

Bu adaylar Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından üçe düşürülmekte, Cumhurbaşkanı da bunlardan birini rektör olarak atamaktaydı.

Değişiklik ile devlet üniversitelerinin rektör adaylarını belirleme hak ve yetkisi kaldırılmıştır.

Artık 3 rektör adayını YÖK doğrudan belirleyecek, Cumhurbaşkanı da bunlardan birini rektör olarak atayacaktır.

Ancak, eğer Cumhurbaşkanı önerilen adayları beğenmezse ve YÖK de iki hafta içinde yeni adaylar göstermezse, Cumhurbaşkanınca doğrudan atama yapılacaktır.

OHAL ile hiç ilgisi olmayan böyle kalıcı bir konunun OHAL KHK'leri ile düzenlenebilmesine Anayasa Mahkemesi (AYM)'nin verdiği son karar neden olmuştur.

Bilindiği gibi AYM, açılan dava üzerine, geçmişteki içtihadına aykırı olarak ve haklı bir gerekçeye dayanmadan, "ben yaparım olur" mantığıyla OHAL KHK'lerini incelemeyi reddetmişti.

AYM'nin bu kararı Türkiye'de zaten var olan keyfi yönetimin sınırlarını daha da genişletmesine yol açmıştır.

Rektör seçme ve atama yönteminde yapılan değişiklikten sonra Boğaziçi Üniversitesi'ne, üniversite seçmeninden yüzde 86 oy alan eski rektörün değil, bir AKP milletvekilinin kardeşinin rektör olarak atanması keyfiliğin ulaştığı boyutu göstermesi yönünden çok önemlidir.

Oysa yargı erkinin asıl işlevi, devlet kudretini ele geçiren siyasal iktidarı denetleyip sınırlayarak, demokrasi ile temel hak ve özgürlüklere zarar vermesini önlemektir.

AYM'leri de bunun için kurulmuşlardır.

Anayasa'nın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

AYM ret kararını verirken "demokratik devlet" niteliğinin kendisine yüklediği görevin bilincinde olmamış ya da bu ilkeyi bilerek göz ardı etmiştir.

Peki, rektör seçimlerinde üniversiteleri devreden çıkarmak acaba Anayasa'ya uygun mudur?!

Hayır, değildir.

Bunu, on yıl önce verilen AYM kararlarıyla açıklamak en doğru yol olacaktır.

Bakınız biz, bugün yaşananları tersinden daha önce de görmüştük.

10. Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer'in yetkilerini kısmak için RTE iktidarı 2006 ve 2007 yıllarında iki yasa çıkardı.

Önce 2006 yılında çıkardığı 5467 sayılı yasayla; Milli Eğitim Bakanı üç aday belirlesin, Cumhurbaşkanı bunlardan birini rektör olarak atasın dendi.

Yani üniversiteler ve YÖK devreden çıkarılırken, Cumhurbaşkanı'nın yetkisi siyasal iktidarın bir bakanının, daha doğrusu RTE'nin iradesiyle sınırlandırılmak istendi.

10. Cumhurbaşkanımızın açtığı dava üzerine Anayasa Mahkemesi, özetle;

"Anayasa'nın 130. maddesine göre üniversiteler "bilimsel özerkliğe" sahip kamu tüzelkişileridir.

Bilimsel özerklik doğası gereği "yönetsel/idari özerkliği" de içerir ve her ikisi birbirini tamamlar.

Bu madde uyarınca rektör seçiminde üniversiteler devre dışı bırakılamaz.

Anayasa'nın 131. maddesinde YÖK'e verilen görev ve yetkiler, üniversiteleri yönetecek, eğitim ve öğretimi sürdürecek, bilimsel araştırmaları yönlendirecek yönetimin oluşturulmasını da kapsamaktadır.

Bu madde uyarınca, rektör seçiminde YÖK devre dışı bırakılamaz.

Bu nedenlerle, 5447 sayılı yasanın kurucu rektör seçimine ilişkin geçici 1. maddesi Anayasa'nın anılan maddeleriyle bağdaşmamaktadır" dedi ve Yasa'nın ilgili maddesini iptal etti.

(AYM'nin 04.05.2006 günlü, E.2006/51, K.2006/57 sayılı kararı)

AYM bu kararında ayrıca, "üniversitelerin her türlü dış etkilerden ve siyasal karışmalardan uzak tutulmaları gerektiğini; çünkü ancak bu sayede nesnel ve yansız olabileceklerini ve işlevlerini hukuksal güven ortamında sürdürebileceklerini" vurgulamaktan da geri durmadı.

Üniversiteleri ele geçirme amacında olan siyasal iktidarın vazgeçmeye niyeti yoktu.

Bu kez 2007 yılında 5573 sayılı yasayı çıkardı.

Yasada özetle;

"YÖK tarafından dörtte üç çoğunlukla, bir ay içinde 6 rektör adayı belirlenmesi,

Milli Eğitim Bakanı'nca 15 gün içinde, bu adaylar arasından seçilecek 3'ünün Cumhurbaşkanı'na sunulması,

Cumhurbaşkanı'nın da bu 3 aday arasından birini kurucu rektör olarak ataması,

Eğer YÖK bir ay içinde aday belirleme işlemini sonuçlandıramazsa, Milli Eğitim Bakanı'nın doğrudan 3 aday belirlemesi ve Cumhurbaşkanı'na sunması", öngörülüyordu.

Yani, bugünkü düzenlemeye çok benziyordu.

Yine 10. Cumhurbaşkanımızın açtığı dava sonunda AYM yukarıdaki gerekçelerle bu yasayı da iptal etti.

(AYM'nin 07.02. 2007 günlü, E. 2007/5, K.2007/18 sayılı kararı)

AYM'nin bu kararları, 676 sayılı OHAL KHK'nin yalnız OHAL dışında konuları düzenlediği için Anayasa'ya aykırı olmakla kalmayıp, rektör seçiminde üniversiteleri ve YÖK'ü devreden çıkaran içeriğiyle de Anayasa'ya aykırı olduğunu ortaya koymaktadır.

Peki, acaba, siyasal iktidarın rejimi değiştirmesinde yardımcı rol üstlenen, kendini Anayasa'nın 148. maddesine sıkıştırarak asli varlığını ve diğer ilke ve kuralları yok sayan bugünkü AYM, OHAL KHK'leri için esasa girse bile, Anayasa'ya bu kadar açık aykırılık içeren rektör seçimlerine ilişkin düzenlemeyi iptal edebilecek midir?!

Ne yazık ki Türkiye'nin, özellikle yargının içinde bulunduğu durum bize bu soruyu sordurmaktadır.

http://odatv.com/rektorluk-atamalarindaki-bu-detayi-kimse-gormedi-1611161200.html



 
a45UyF587661-161122220858 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2016/11/23  00:41 6  64  uyarlama@googlegroups.com


 

--

Yara izlerine uzulmeyiniz.
Yara izleri ben kurtuldum demektir.

Chris Cleave

Ingiltere ye direnip durmak gereksiz ve tehlikelidir.

Sadrazam Salih Pasa - 20.08.1921

SMS cilesi

24 Temmuz

Gecen sene bir basvuru icin belediyeye gitmistim. Orada bir form doldurup telefon numarami yazmami istemislerdi. O gunden sonra surekli SMS gelmeye basladi; Belediye Baskanimiz Feridun Duzagac cevrecilerle bulustu , Belediye Baskanimiz Feridun Duzagac yarin esnaf ziyaretinde bulunacak gibi... (Burada belediye baskaninin ismini vermek istemedigim icin Feridun Duzagac i ornek olarak verdim. Kendisinden ozur diliyorum ama bir isim sallamak zorundaydim.) Baskan esnaf ziyareti yapacaksa bundan bana ne diye dusundum. Esnaf miydim? Bu ziyarette bana dusen bir gorev mi vardi? Cevreci oldugum da soylenemezdi.

Sonunda dayanamayip belediyeyi aradim, Seffaf belediyecilik anlayisimiz geregi, beyefendi dedi. Bana beyefendi demesi cok hosuma gitmis, gururum oksanmisti. Ilk defa birisi bana boyle hitap ediyordu. Birader, mudur, haci, kardo, panpa gibi hitaplara aliskindim ama buna hazirlikli degildim. Bir an panikleyip telefonu kapattim.

ESNAF NE COK ZIYARET EDILIYOR

SMS ler gelmeye devam ediyordu. Bu kez belediyenin bagli oldugu partiyi aradim. Gorevli telefon numarami sordu. Numaram sudur dedim. Numarayi soylemeyecek misiniz? dedi. Soyledim. Sorunla ilgileneceklerini belirtti.

Aradan bir hafta gecti. Belediye SMS leri tum hiziyla gelmeye devam ediyordu. Feridun Duzagac kah kendinden gecmis bir halde esnaflari dolasiyor, kah odalar birligini kabul ediyor, kah bir hali saha acilisinda penalti kullaniyordu. Tek bir fark vardi; bu kez belediye SMS lerine partinin SMS leri de eklenmisti. X Parti Ilce Baskanimiz yarin esnaf ziyaretinde bulunacak seklinde mesajlar gelmeye basladi telefonuma. Esnaflarin ne cok ziyaret edildiklerini fark ettim. Gorunen o ki X parti sorunla gercekten ilgilenmisti ama en cok ilgilerini ceken benim cep numaram olmustu.

Iyiden iyiye uyuz olmustum. X parti ilce baskani sanki kiz arkadasimmis gibi devamli rapor veriyordu. Kimsesizler yurdu ziyaretindeyim, market acilisindayim, cevrecilerle pisti oynuyoruz, babana soyle ben onunla artik konusmuyorum gibi mesajlar geliyordu. O sonuncusu annemden gelmis aslinda, bizimkiler bosandiktan sonra fark ettim.

Bu is karakolda biter deyip polisi aradim. Telefonum bir belediye ve surekli bir yerlere ziyaretler duzenleyen bir parti tarafindan taciz ediliyor dedim. Numarami sordu. Bu kez tecrubeliydim, numarami bir kuruma daha kaptirmayacaktim. Yo dostum yo, bu tuzaga dusmem, numarami vermiyorum dedim. Telefon numaranizi bilmeden telefon numaraniza gelecek mesajlari nasil engelleyebiliriz ki? dedi. Bir sure dusundukten sonra Evet bu gercekten ciddi bir sorun dedim.

Uzun bir sessizlik oldu. Iki taraftan biri taviz vermeden bu is cozulmeyecekti. Telefon numaramin birinci ve altinci hanesini soyleyebilirim dedim. Bu hicbir sekilde isimize yaramaz diye cevap verdi. Ama boyle olmaz ki biraz da siz adim atin komserim dedim. Aslinda siradan bir memurdu ama komserim diyerek onu onore edersem isimi halleder diye dusunmustum. Maalesef tam tersine, polis memuru sinirlendi Kardesim oyalama bizi, soyleyeceksen soyle su numarayi dedi. O an gozumun onune polislere yeni dagitilan son model coplar geldi ve numarayi soyleyiverdim.

SEN DE MI TUGCE? SEN DE MI!

Takip eden haftada tahmin ettigim uzere emniyetten de SMS ler gelmeye basladi. Bulgar numaralarindan arayip sizinle evlenmek istedigini soyleyerek kontor isteyenlere itibar etmeyiniz gibi bir seyler yaziyordu birinde. Son derece otekilestirici, irkci bir soylemdi bu ama bosver dedim. Pesinden hemen her Allah in gunu Sunlara itibar etmeyiniz, bunlara itibar etmeyiniz, sunlar dolandirici, bunlar yankesici mesajlari gelmeye basladi. Bir sure sonra arayan kimseye guvenemez oldum. Anama babama itibarim kalmadi. Kontor isteyen yakin arkadasimi polise ihbar ettim. Ailesi Bulgar gocmeniydi. Zaten hicbir zaman tam anlamiyla guvenmemistim ona.

Artik sinirden aglayacak hale gelmistim. Mesaj kutum kurum SMS leriyle dolup tasiyordu. Sinirlerim bozulmustu ve yapacak hicbir seyim kalmamisti. Dayanamayip eski kiz arkadasim Tugce nin yanina gittim ve omzunda agladim. Tugce her zaman yanimda olacagini, butun bunlarin gececegini, sakin olmami soyleyerek beni teselli etti.

Ertesi gun cep telefonuma XYZ magazalarinda yuzde 50 lere varan indirim seni bekliyor! seklinde bir mesaj dustu.

Tugce XYZ de calisiyordu...

http://beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/










BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo LiteCoin URL:   LTtsCJ2mLUXLLs8v5US8w5zQeq66eakPtU

NameCoin URL       :  N7wbJyxqoueznDHu9tnu56y1V7B9P1Phs4
FeatherCoin URL     :  6rHGzeMefFvzqmBM5VNqmUziCxtga4wpDs
TerraCoin URL        :  1GQFs8GpaTXxoeTAsGmo56WNfYSZRy2mBD

PeerCoin URL         :  PMeBpz6X9RRLQxdFs5Jws5JwFec3Mzen8q6Twg





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder