Din iman kısır işler.
Biraz da derinliği olan konulardan bahsetmek istedim.
L2fSIJNoA0xfSNxA
Şiraz şarabının kökeni araştırma konusu oldu
04.02.2017 17:19.
İslam devriminden önce İran'ın yüzlerce yıllık şarap üretim geleneği bulunuyordu. Geleneğin merkezinde ise tarihi Şiraz kenti vardı. Peki bu kent ile dünyanın dört bir yanında içilen Şiraz şarabı arasında bir bağ var mı?
"Babamın üzüm getirip büyük bir kil fıçıya doldurduğunu hatırlıyorum" diyor Kaliforniya'da şarap üretimi yapan İran kökenli Darioush Khaledi, İslam devrimi öncesinde geçen çocukluğunu anlatırken.
"Fıçının tepesine çıkıp şarabı koklar ve tadını çıkarırdım".
Darioush'un ailesi, bir zamanlar şarap kültürü, bağcılık ve şiirle anılan İran'ın güneybatısındaki meşhur Şiraz kentindendi.
Ailesinin bir araya gelip toprak kaplardan şarap içerek 14. yüzyıl Fars şairi Hâfız-ı Şirâzî'den dizeler söylediğini hatırlıyor.
"Yapılan sadece şarap içmek değildi, bir sergüzeştti aynı zamanda".
Dairoush'un hatıralarında yaşayan bu dünya 1979'daki İslam devriminin ardından alkolün yasaklanmasıyla sonlandı.
Şaraphaneler kapatıldı, imalathaneler imha edildi ve binlerce yıllık geçmişi olan bir kültür yok edildi.
Şarap servisini yapan sâkîler saray ziyafetlerinin ritüellerinde önemli bir role sahipti.
Tarihin tortusu
ABD'nin Philadephia kentindeki Pennsylvania müzesinde tarihi bir kil kap sergileniyor.
Bu, Amerikalı arkeologların İran'ın kuzeyindeki Zagros Dağları'nda 1968'de keşfettiği 6 kaptan biri.
Neolitik döneme ait ve 7 bin yıldan daha eki olan kap, İran'daki şarap üretiminin antik tarihine uşık tutan ilk bilimsel kanıt olma özelliğini taşıyor.
Kaplardan birine yapılan kimyasal analizde kabın dibindeki lekenin şarap tortusu olduğu ortaya çıktı.
"Bu, dünyada kimyasal testlerle tespit edilmiş en eski şarap kabı" diyor Profesör Patrick McGovern.
Şiraz'da üzüm yetiştiriciliğine dair ilk kanıt milattan önce 2500 yılına ait. O tarihlerde şarap üreticiliğinin dağlardan, güney batı İran'ın ovalarına indiğini anlatıyor profesör.
Bu antik kap, Şiraz'ın kökenine ışık tutabilir mi?
14. yüzyıla gelindiğinde ise Şiraz şarabı, aynı kentte bulunan mezarı bugün hâlâ ziyaret edilen Hâfız-ı Şirâzî'nin şiirlerinde ölümsüzleşti.
"Döndür kadehi ey sâkî" diyordu bir şiirinde, "Sun bana ve meclistekilere".
1680'lerde Fransız elmas tüccarı Jean Chardin, Safevi İmparatorluğu'na giderek Şah Abbas'ın sarayına çıktı.
Saraydaki mükellef ziyafetlere katılan Chardin, Şiraz şarabının nasıl tattığını kayıtlara geçiren ilk Avrupalı oldu.
"Özgün bir kırmızı rengi vardı" diyor Fransız tarihçi ve Chardin uzmanı Francis Richards, "Kısa sürede sirkeye dönen diğer yerel şarapların aksine uzun süre saklanabilen bir şaraptı".
Peki bugün dünya çapında içilen Şiraz şarabıyla Hâfız-ı Şirâzî'nin bahsettiği "Misk gibi kokan koyu kırmızı şarabın" bir alakası var mı?
17. yüzyılda Şah Abbas'ın sarayında müzik, şiir ve şarap
İngilizce'de bu şarap türünü belirtirken Şiraz'ın yanı sıra Şirah (Syrah) ismi de kullanılıyor. Acaba Şirah, Şiraz'ın deforme olmuş hali olabilir mi?
Bunu araştırmak için ilk durağım Fransa'nın güneyindeki, ülkenin en ünlü bağlarından birinin bulunduğu ve Syrah şarabının üretildiği Rhone Vadisi oldu.
Yerel bir söylenceye göre Hermitage bağı 13. yüzyılda Gaspard de Sterimberg'in Haçlı Seferleri'nden dönüşte yanında bir Fars şarabı getirmesiyle başladı.
Şiraz ve Syrah üzümlerinin kökenine dair sonuca 1998'da yürütülen bir DNA testiyle varıldı.
"Bazıları Syrah şarabının Perslerden, bazıları da Sicilya'daki Siraküza kentinden geldiğini iddia ediyordu" diyor üzüm genetikçisi Jose Vauillamoz, "Ama bugün hiçbirinin doğru olmadığını biliyoruz".
"İki ayrı laboratuvarda yürütülen testler sonucunda Syrah'ın Rhone Vadisi'ndeki iki ayrı yerel üzümün melezleşmesiyle oluştuğu ortaya çıktı."
Yani adı nereden gelirse gelsin, bugün dünyada yaygın olarak satılan Syrah şarabının Şiraz kentiyle bir bağı bulunmuyor.
Ama izler burada bitmiyor.
Fransa dışında Syrah şarabının en büyük üreticisi Avustralya ve orada bu şarap türü her zaman Şiraz olarak adlandırılıyor.
Ülkedeki üretim 19. yüzyılda Hermitage bağından Avustralya'ya şarap ihraç eden James Busby adlı bir İskoç'a kadar geri götürülebiliyor.
Busby'nin irsaliye belgelerinde şarabın türü "scyras" olarak geçse de herkes bunun Syrah'ın yanlış yazılmış hâli olduğunu sanıyordu.
Fakat günlüklerini okuduğumda, Hermitage bağındaki söylenceyi onun da aynı şekilde aktardığını gördüm. "Bu bölgedeki söylenceye göre scyras bitkisi ilk olarak Perslerin Şiraz kentinden getirilmiş" diye yazmıştı günlüğüne.
O zamanlarda Avrupa'daki bazı şarap üreticileri günümüz İran'ının bulunduğu topraklardan getirdikleri Fars şaraplarını, tatlılık ve gövde eklemesi için kendi şaraplarına katıyorlardı.
Belki de Busby kadim Şiraz adının Yeni Dünya'daki şarap üretimi uğraşlarına Farsî bir gizem ve rahiya katmasını umuyordu.
Persepolis'in yankıları
ABD 1970'lerde ithal etmeye başladığı bu tür şaraplara her zaman Syrah diyordu - bir istisna hariç.
Bir Şirazlının oğlu olan Darioush Khaledi, Kaliforniya'nın Napa Vadisi'ndeki 50 hektarlık bağında ürettiği şarabın Şiraz olarak adlandırılması gerektiği konusunda ısrarcı:
"Fransız arkadaşlarım Şiraz/Syrah türü şarabın Rhone Vadisi'nden geldiğini ve 500 yıllık bir tarihi olduğunu söylüyorlar.
"Ama dünya atlasını açıp bakarsanız adı Şiraz olan tek bir yer görürsünüz ve orada 7 bin yıllık bir şarap geleneği var".
Bağda İran kökenini de öne çıkarıyor: Ana binaya giriş antik Persepolis kentindeki Fars stili sütunlarını andıran sütunlar arasından yapılıyor.
Napa Vadisi'ndeki şarap üreticisi Darioush Khaledi Şiraz'ın "Fars tarihini" vurguluyor.
Bağı ziyaret ettiğimiz gün pazarlama müdürü Dan de Polo, Çinli alıcılar için bir şarap tadımı düzenliyordu.
"Şiraz şarabının en güzel özelliği her zaman çok hisli bir şarap olması" diyor Çinlilere.
Hissiyat, ruh ve şiir - Şiraz şarabından bahsederken her zaman karşımıza çıkan kavramlar oluyor.
Ve Darioush için, ayrıca benim için de, en önemli şey bu.
Üzümlerin DNA'sı değil, Şiraz'ın bizi uzaklardaki evimizin ruhuna ve efsanevi şarabının romantizmine bağlaması.
Kaynak: BBC Türkçe
a45UyF587661-170204213444 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/02/04 22:25 2 65 alelma@yahoogroups.com
GECE..
Ah, sen ey, olum kadar sonsuz olan
Ve dar bir tabut gibi rahat uyku!
Islak geceyi ortun kalbim, uyu!
Artik uykuyla tek basina kalan
. . . . . .
Ruhum gemiler ugramaz bir liman
. . . . . .
Bir tanri gibi her tarafta korku;
Isliyor butun saatler kurmadan,
Disarda yagmur yagiyor durmadan,
Gormuyor pencereler sonsuzlugu.
. . . . . .
Beni dibine ceker misin kuyu!
. . . . . .
Bitti gucune guvendigim zaman,
Gokler yakin bir ayrilikla dolu;
Aynasinda yuzum dalgalanan su,
Nagmesine vurgun oldugum umman.
. . . . . .
Al beni ruzgar! Kul et beni volkan!
. . . . . .
Toprakta o bas dondurucu koku
Ve olum, gece ucundaki coban.
Gel yetis, ey pismanlik! Iste yaman
Bir gecedir, yaman bir gecedir bu.
. . . . . .
O derin gozlerin ne guzel, puhu!
Ahmet Muhip DRANAS
Cehennem yakiti
BAKARA 24.bunu yapamazsaniz -ki elbette yapamayacaksiniz- yakiti, insan ve tas olan cehennem atesinden sakinin.
Cunku o ates kafirler icin hazirlanmistir.
TEBBET 4.odun tasiyici olarak karisi da (atese girecek).
Muhammed in Hitap Ettigi Ayetler
Aslinda bu makaledeki esas konumuz yukarida ele alinandan cok daha dusundurucu: Muhammed in agzindan cikan ayetler!
11. Hud Suresi, 2. ayet:
Bu Kitap Allah tan baskasina ibadet etmemeniz icin indirildi. Kuskusuz, ben size O ndan gelen bir uyarici ve mujdeciyim.
Acik sekilde gorulmektedir ki bu ayette konusan Muhammeddir. Bir gaf yaparak ayeti kendi dilinden yazdirtmistir.
Bu gafi farkeden ama ortmeye calisan kimi mealciler (Kuran i Turkceye ceviren yazarlar), ayetin orijinalinde bulunmayan de ki sozcugunu meale parantez icinde koymaktadirlar:
(De ki: Bu Kitap) Allah tan baskasina ibadet etmemeniz icin (indirildi). Suphesiz ki ben, onun tarafindan size (gonderilmis) bir uyarici ve mujdeleyiciyim.
Kuran meali kitaplarinda parantez icinde yazilan kelimeler, Bu sozcukler Kuran in orijinalinde yok ama siz Kuran i daha iyi anlayasiniz diye bunu ekledik anlamina gelmektedir. Yukaridaki mealde de ayetteki carpiklik ortulmek istenerek orijinalde bulunmayan de ki sozcugu parantez icinde eklenmistir.
Toplam yedi ayetten ibaret olan Fatiha Suresi de ayni mahiyettedir:
1. Rahman ve rahim olan Allah in adiyla.
2. Hamd (ovme ve ovulme), alemlerin Rabbi Allah a mahsustur.
3. O, rahmandir ve rahimdir.
4. Ceza gununun malikidir.
5. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalniz senden medet umariz.
6. Bize dogru yolu goster.
7. Kendilerine lutuf ve ikramda bulundugun kimselerin yolunu; gazaba ugramislarin ve sapmislarin yolunu degil!
Gene pek acik gorulmektedir ki ayetler Allah in dilinden yazilmamistir. Allah, siz bana boyle dua edin de dememistir. Fatiha Suresi nde konusan kisi belli ki bir insandir. O halde hitapda gaf yapilarak acik verilmistir.
Benzeri durum Zariyat Suresi nin 50. ve 51. ayetlerinde de soz konusudur:
50- O halde hemen Allah a kacin; haberiniz olsun ki, ben size ondan gelen acik bir uyariciyim.
51-Allah la beraber baska bir tanri uydurmayin; haberiniz olsun ki ben size ondan gelen acik bir uyariciyim.
Pek aciktir ki bu Kuran ayetlerinde konusan Allah degil Muhammedin kendisidir.
Peki o donemlerde bunlari farkedenler yok muydu? Neden Muhammed e inandilar?
Birincisi o donemde okuma-yazma orani o kadar dusuktu ki bu ayetleri inceleyeyebilecek insan sayisi cok azdi.
Ikincisi, bu ve benzeri carpikliklari farkedip dile getirilenler kafirlikle, munafiklikla, zindiklikla suclanip asagilaniyordu. Hatta Muhammed i sadece elestirmekle kalan sair Ka b Bin Esref gibiler bile bunu canlari ile odemistir. Dolayisiyla gercegi soylemek cok tehlikeliydi.
Ucuncusu, toplumsal statusu iyi olan muhalifler kalpleri Islama isindirilmak adina rusvet verilerek susturuluyordu (bkz. Turan Dursun un Rusvetle Musluman Olanlar adli makalesi).
http://www.turandursun.com/bilgi-arsivi/biliyormuydunuz/668-muhammedin-hitap-ettigi-ayetler
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
-------------------------------------------------
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas! 15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder