Necmettin Erbakan'ın kızı da şeriat istiyordu.
Miras ortaya gelince,
şeriata göre yarım pay almak yerine,
medeni kanuna göre eşit pay almak için
kardeşini mahkemeye verdi.
Nisa suresi 11
"Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe iki kadın payı kadar (vermenizi) emreder."
Nisa suresi 176
"Eğer erkekli kadınlı daha fazla kardeş varsa, erkeğin hakkı iki kadın payı kadardır."
--
- - - - - - - - - - - - - - - -
Dünkü Acılar, Bugünkü Sevinçlerin Kaynağını Oluşturur.
~POLLOK~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ben sana bok demem, Boklar duyar ar eder.
Bir zerren dusse boka, Onu da mundar eder.
Tanri senin hamurunu Necasetle yogurmus,
Anan seni sicar iken Yanlislikla dogurmus.
~Neyzen Tevfik~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Alma mater
Sut annesi
~Latince Atasozleri~
- - - - - - - - - - - - - - - -
DİKKAT//kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php\?sure=16&ayet=66
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 209. - 389 ]
Hayyam, günahım var diye tasalanma,
Bunun için dertlere düşmek boşuna.
Günah olacak ki Tanrı bağışlasın:
Rahmet neye yarar günah olmayınca.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Cuma günleri bir şirkette hasta adam bulamazsınız.
MURPHY KANUNLARINDAN
Murphy kanunları ilk olarak 1949 yılında Captain Ed Murphy tarafından "Anything that can go wrong will go wrong" "yanlış gitme olasılığı bulunan bir şey, yanlış gider" olarak emrindeki proje yöneticisi George Nicholsun yarattığı bazı durum ve tersliklerden mülhem olarak vazedilmiştir.
Zaman içinde pek çok kişi benzer terslikleri Murphy kanunu adı altında listeye eklemiş, kurallar anonim bir hal almıştır.
1917 doğumlu Edward A.Murphy Jr.ABD Hava Kuvvetlerinde 1949da roketler üzerine deney yapan mühendislerden biriydi.
İnsan üzerine ivmelenmenin etkilerini inceliyordu (USAF proje MX981).
Deneylerden biri pilot üzerinde 16 değişik noktaya akselometre takılması gerekiyordu.
Sensör bir yapıştırıcı ile ancak iki türlü takılabiliyordu ve birisi 16 sensörün tamamını da yanlış takmayı becerdi.
Bunun üzerine Murphy, daha sonra kanun olarak nitelendirilecek ilk söylemlerini bir basın toplantısında açıkladı.
Bir kaç ay içinde "Murphynin Kanunları" mühendislik sahasında çalışanlar arasında yayıldı ve 1958de de nihayet Websterin sözlüğüne girdi.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Düne kadar Kuruyemiş ve Tombala
Yılbaşı gecelerinin vazgeçilmez ikilisiydi
Bayram sabahları el öperdik;
ya bir şeker olurdu armağanımız,
ya da bembeyaz bir mendil veya çorap içinde minicik harçlık,
Kuru incir içine ceviz koyar, küçük ellerimizle,
Yafa portakalları soyardık Yerli Malı Haftalarında.
Berberlerde "Akbaba" okunur, kayışlarda çelik usturalar bilenirdi.
"Arap Mabel" çiğner, topaç çevirir, misket oynardık, yukarı mahallede.
Mahalle mi kaldı \?
Basketbola başlamadan önce istop, dalya ve yakar topla oldu ilk tanışmamız.
Beton mantarlar yokken sokaklarda,
mahalle aralarında capon kalesi maç yapılırdı.
Koskoca " Balina" küçücük gömlek yakasına nasıl girerdi, anlayamazdık.
Çözemezdik sihrini, masmavi çivitin bembeyaz çamaşırları lekelemeden yıkamasını
Gramofonlardan sonra pikaplarda dinledik taş plakları,
Sonra da 45lilerde Barış Manço nun "Dağlar Dağlar" ını,
Cem Karaca nın "Hudey Hudey" ini,
Berkant ın "Samanyolu" nu,
Radyo dinlerdik : ufkumuz gelişirdi :
"Bak Bak" Yüksek Kaldırımdaydı , bilirdik.
Hayat Mecmuasında Hikmet Feridun Es ile dünyayı dolaşırdık, pasaportsuz, vizesiz
Türkiye de 67 il vardı düne kadar: Zonguldak ta noktayı koyardık.
İş Bankası kumbaraları ilk tasarruftu, ilk mülkiyet.
Konkensiz kadın günleri yaşanırdı: elişleri, dantelalar örülürken,
İnce belli bardaklarda çaylar içilir,
Sohbet önce yakın çevreden başlar,
sonra ülke sorunlarına geçilirdi
İsimlerden sonra gelen "Bey" ve " Hanım" takıları rahatsız etmezdi kulaklarımızı,
Yemek, beyaz örtülerin üzerinde, "Yıldız" porselen tabaklarda yenirdi
Komşu sadece dilde değil, yüreğin içinde de vardı.
Evin küçük kızı komşuya yollanır:
" Bir maniniz yoksa annemler bu akşam size gelecek" denirdi.
CINE 5 yoktu: Lacivert yaz akşamlarında, açık hava sinemalarında seyredilirdi filmler.
Ayçekirdeği alınır, minder kiralanırdı.
Beş dakika ara beklenirdi, " Frigo Buz" yemek için sabırsızlıkla.
Mobil telefonlar sadece James Bond filmlerinde vardı.
Jeton alıp, sıra beklerdik telefon etmek için.
İnsanlar daha mı az yorgundu ne \? Otobüslerde büyüklere ve hamilelere yer verilirdi o zamanlar....
Tekel Birası ve Bafra Maden delikanlılığa ilk merhaba idi.
Likör müydü ikram edilen, zarif kristal kadehlerde \?
Akide şekercimiz, macuncularımız, Hacı Bekir ve Mahdumları nerede şimdi \?
"Yenice" sigarasının ara kağıdına yapılırdı aylık bütçeler.
Kimliğini bir türlü çıkarmadığımız ve tabii bir türlü canlandırdığımız "YUKİ" ile şenlenirdi evler
Radyo Tiyatrosu, Onaltı Soru Bilgi Yarışması, Brezilya dizileri gibi vazgeçilmezdi herkes için
Kupon, sertifika tasası olmadan, yalnız okunmak için alınırdı gazeteler...
Kahve ise yüz gramla alınırdı, her dem taze...
Kuruş bir değerdi, Bir Lira vardı o zamanlar.....
Her kış öncesi reçeller yapılır, turşular basılırdı evlerde
Gillette Contour yoktu: JOB kullanırdı, NACET kullanmayanlarımız.
Siyah okul önlükleri, beyaz kolalı yakalar hep geceden ütülenirdi.
Sevdaları ilden ile , gönülden gönüle taşırdı, posta kartlarımız, mektuplarımız..
Sokak aralarında patates, soğan çığlıkları yerine yoğurtçu çıngırakları duyulurdu.
Ezanı hoparlörlerden dinlemez,
Dokuz kez düşünmeden söz söylemezdik.
Çocuklar oyun bile oynarlardı:
Toprağı saksıda değil, arsada bahçede tanırlardı...
Bir garip Orhan Veli ye bir garip tabelayı çok gördük: kaldırdık
İnanırdık, inanmıştık saf Anadolu çocuğu olarak...
Ne güzel yerdi Susurluk, yalnız ayranı meşhur olduğu zamanlarda,
Ne güzel komşumuzdun sen Fahriye Abla.
Geleceği, geçmişten kopmadan kuracağımızı sanırdık, düne kadar.
Yaşadığımız binlerce gerçek ve kurduğumuz binlerce düş vardı:
Savrulduk hepimiz bir yerlere, bağlarımız darmadağın,
Sadece elimizde bir avuç değerle...
~Can Yücel~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Her gayesiz hareket bir saskinliktir...
~Anonim Nasihat~
- - - - - - - - - - - - - - - -
AVUNAYIM
Seni sevmek yasakmı bana
Hasretim o tatlı bakışına
Gelmessen avunayım varlığın olmasada
O tatlı gözlerin gözümde
O tatlı sözlerin kulağımda çınlıyor
Bak kalbim yokluğunla ağlıyor
Bir mektup yaz hiç olmassa böyle olmuyor
Satırlarla avunayım sensizlik çıldırtıyor
Bir boşluk tayım hiçbir şey mutluluk vermiyor
Saylı günler geçer diyorlar;yalan geçmiyor
Satırlarla avunayım sensizlik çıldırtıyor
OrajKalip
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - -
Dünkü Acılar, Bugünkü Sevinçlerin Kaynağını Oluşturur.
~POLLOK~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ben sana bok demem, Boklar duyar ar eder.
Bir zerren dusse boka, Onu da mundar eder.
Tanri senin hamurunu Necasetle yogurmus,
Anan seni sicar iken Yanlislikla dogurmus.
~Neyzen Tevfik~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Alma mater
Sut annesi
~Latince Atasozleri~
- - - - - - - - - - - - - - - -
DİKKAT//kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php\?sure=16&ayet=66
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 209. - 389 ]
Hayyam, günahım var diye tasalanma,
Bunun için dertlere düşmek boşuna.
Günah olacak ki Tanrı bağışlasın:
Rahmet neye yarar günah olmayınca.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Cuma günleri bir şirkette hasta adam bulamazsınız.
MURPHY KANUNLARINDAN
Murphy kanunları ilk olarak 1949 yılında Captain Ed Murphy tarafından "Anything that can go wrong will go wrong" "yanlış gitme olasılığı bulunan bir şey, yanlış gider" olarak emrindeki proje yöneticisi George Nicholsun yarattığı bazı durum ve tersliklerden mülhem olarak vazedilmiştir.
Zaman içinde pek çok kişi benzer terslikleri Murphy kanunu adı altında listeye eklemiş, kurallar anonim bir hal almıştır.
1917 doğumlu Edward A.Murphy Jr.ABD Hava Kuvvetlerinde 1949da roketler üzerine deney yapan mühendislerden biriydi.
İnsan üzerine ivmelenmenin etkilerini inceliyordu (USAF proje MX981).
Deneylerden biri pilot üzerinde 16 değişik noktaya akselometre takılması gerekiyordu.
Sensör bir yapıştırıcı ile ancak iki türlü takılabiliyordu ve birisi 16 sensörün tamamını da yanlış takmayı becerdi.
Bunun üzerine Murphy, daha sonra kanun olarak nitelendirilecek ilk söylemlerini bir basın toplantısında açıkladı.
Bir kaç ay içinde "Murphynin Kanunları" mühendislik sahasında çalışanlar arasında yayıldı ve 1958de de nihayet Websterin sözlüğüne girdi.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Düne kadar Kuruyemiş ve Tombala
Yılbaşı gecelerinin vazgeçilmez ikilisiydi
Bayram sabahları el öperdik;
ya bir şeker olurdu armağanımız,
ya da bembeyaz bir mendil veya çorap içinde minicik harçlık,
Kuru incir içine ceviz koyar, küçük ellerimizle,
Yafa portakalları soyardık Yerli Malı Haftalarında.
Berberlerde "Akbaba" okunur, kayışlarda çelik usturalar bilenirdi.
"Arap Mabel" çiğner, topaç çevirir, misket oynardık, yukarı mahallede.
Mahalle mi kaldı \?
Basketbola başlamadan önce istop, dalya ve yakar topla oldu ilk tanışmamız.
Beton mantarlar yokken sokaklarda,
mahalle aralarında capon kalesi maç yapılırdı.
Koskoca " Balina" küçücük gömlek yakasına nasıl girerdi, anlayamazdık.
Çözemezdik sihrini, masmavi çivitin bembeyaz çamaşırları lekelemeden yıkamasını
Gramofonlardan sonra pikaplarda dinledik taş plakları,
Sonra da 45lilerde Barış Manço nun "Dağlar Dağlar" ını,
Cem Karaca nın "Hudey Hudey" ini,
Berkant ın "Samanyolu" nu,
Radyo dinlerdik : ufkumuz gelişirdi :
"Bak Bak" Yüksek Kaldırımdaydı , bilirdik.
Hayat Mecmuasında Hikmet Feridun Es ile dünyayı dolaşırdık, pasaportsuz, vizesiz
Türkiye de 67 il vardı düne kadar: Zonguldak ta noktayı koyardık.
İş Bankası kumbaraları ilk tasarruftu, ilk mülkiyet.
Konkensiz kadın günleri yaşanırdı: elişleri, dantelalar örülürken,
İnce belli bardaklarda çaylar içilir,
Sohbet önce yakın çevreden başlar,
sonra ülke sorunlarına geçilirdi
İsimlerden sonra gelen "Bey" ve " Hanım" takıları rahatsız etmezdi kulaklarımızı,
Yemek, beyaz örtülerin üzerinde, "Yıldız" porselen tabaklarda yenirdi
Komşu sadece dilde değil, yüreğin içinde de vardı.
Evin küçük kızı komşuya yollanır:
" Bir maniniz yoksa annemler bu akşam size gelecek" denirdi.
CINE 5 yoktu: Lacivert yaz akşamlarında, açık hava sinemalarında seyredilirdi filmler.
Ayçekirdeği alınır, minder kiralanırdı.
Beş dakika ara beklenirdi, " Frigo Buz" yemek için sabırsızlıkla.
Mobil telefonlar sadece James Bond filmlerinde vardı.
Jeton alıp, sıra beklerdik telefon etmek için.
İnsanlar daha mı az yorgundu ne \? Otobüslerde büyüklere ve hamilelere yer verilirdi o zamanlar....
Tekel Birası ve Bafra Maden delikanlılığa ilk merhaba idi.
Likör müydü ikram edilen, zarif kristal kadehlerde \?
Akide şekercimiz, macuncularımız, Hacı Bekir ve Mahdumları nerede şimdi \?
"Yenice" sigarasının ara kağıdına yapılırdı aylık bütçeler.
Kimliğini bir türlü çıkarmadığımız ve tabii bir türlü canlandırdığımız "YUKİ" ile şenlenirdi evler
Radyo Tiyatrosu, Onaltı Soru Bilgi Yarışması, Brezilya dizileri gibi vazgeçilmezdi herkes için
Kupon, sertifika tasası olmadan, yalnız okunmak için alınırdı gazeteler...
Kahve ise yüz gramla alınırdı, her dem taze...
Kuruş bir değerdi, Bir Lira vardı o zamanlar.....
Her kış öncesi reçeller yapılır, turşular basılırdı evlerde
Gillette Contour yoktu: JOB kullanırdı, NACET kullanmayanlarımız.
Siyah okul önlükleri, beyaz kolalı yakalar hep geceden ütülenirdi.
Sevdaları ilden ile , gönülden gönüle taşırdı, posta kartlarımız, mektuplarımız..
Sokak aralarında patates, soğan çığlıkları yerine yoğurtçu çıngırakları duyulurdu.
Ezanı hoparlörlerden dinlemez,
Dokuz kez düşünmeden söz söylemezdik.
Çocuklar oyun bile oynarlardı:
Toprağı saksıda değil, arsada bahçede tanırlardı...
Bir garip Orhan Veli ye bir garip tabelayı çok gördük: kaldırdık
İnanırdık, inanmıştık saf Anadolu çocuğu olarak...
Ne güzel yerdi Susurluk, yalnız ayranı meşhur olduğu zamanlarda,
Ne güzel komşumuzdun sen Fahriye Abla.
Geleceği, geçmişten kopmadan kuracağımızı sanırdık, düne kadar.
Yaşadığımız binlerce gerçek ve kurduğumuz binlerce düş vardı:
Savrulduk hepimiz bir yerlere, bağlarımız darmadağın,
Sadece elimizde bir avuç değerle...
~Can Yücel~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Her gayesiz hareket bir saskinliktir...
~Anonim Nasihat~
- - - - - - - - - - - - - - - -
AVUNAYIM
Seni sevmek yasakmı bana
Hasretim o tatlı bakışına
Gelmessen avunayım varlığın olmasada
O tatlı gözlerin gözümde
O tatlı sözlerin kulağımda çınlıyor
Bak kalbim yokluğunla ağlıyor
Bir mektup yaz hiç olmassa böyle olmuyor
Satırlarla avunayım sensizlik çıldırtıyor
Bir boşluk tayım hiçbir şey mutluluk vermiyor
Saylı günler geçer diyorlar;yalan geçmiyor
Satırlarla avunayım sensizlik çıldırtıyor
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder