2 Temmuz 2024 Salı

FEYZULLAH BUDAK: TÜRK ABC'Sİ



FEYZULLAH BUDAK: TÜRK ABC'Sİ

feyzullahbudak@hotmail.com

01 Temmuz 2024 - Pazartesi

Türkiye'de pek çok kişi Cumhuriyetin ilanından sonraki harf devrimi ile kabul edilen yeni alfabenin "Latin Alfabesi" olduğunu zannediyor ve bunu böyle ifade ediyor. Halbuki gerçek bundan çok farklıdır.

Cumhuriyetin ilanından sonra kabul edilen yeni alfabeye verilebilecek en doğru isim onun "Türk Alfabesi", hatta daha da doğru bir söyleyiş ile "Türk ABC'si" olduğudur. Nitekim Büyük önder Atatürk, bu konuda "Yeni Türk Harfleri" tabirini özellikle tercih ve ifade etmiştir. Çünkü bu alfabede kabul edilen işaretlerin (harflerin) Türkçedeki karşılığı olan sesler ile Latin Alfabesinde bu harflerin karşılığı olan sesler birbirinden tamamen farklıdır.

Ne demek istediğimizi örneklerle açıklayalım. Türkçede söylemek istediğiniz sesi, bu yeni alfabedeki tek bir harf ile yazarsınız ve her durumda, her kelimede o harften aynı sesi alırsınız. Sonuçta birkaç harften oluşan bir sözcük yazdığınız zaman her bir harfin verdiği sesi bir birine ekleyerek ortaya bir sözcük çıkarırsınız ve o kelimeye yazdığınız her harf seste karşılığını aynen bulur. Yani Türk Alfabesinde "A" harfi "A" sesini verir, "L" harfi de "L" sesini verir. Dolayısıyla "AL" yazdığınız zaman bunu "AL" diye okursunuz. Aynı şeklide "AT" yazınca da bunu "AT" diye okursunuz. Türkçedeki tüm kelimeler de böyledir.

Şimdi bakalım Latin harflerini kullanan batı dillerinde de durum böyle mi? Latin harflerini kullanan batı dillerinde birçok harf, o harfin bilinen ses karşılığını vermediği gibi, aynı harf farklı sözcükler içerisinde ve farklı yerlerde tamamen farklı seslerle okunur. Bazen de bizim çok kolay ve net şekilde bir tek harf ile ulaştığımız sese batı dillerinde birkaç harfi bir araya getirerek ulaşılır. Mesela Alman dilinde "güzel" sözcüğünü "şön" diye söylersiniz ama bunu yazarken "schön" şeklinde yazarsınız. Yani bu kelimede bir tek "ş" sesi için "sch" dan oluşan üçlü bir harf grubu yazarsınız.

Mesela; Fransız dilinde Paris'teki ünlü bulvara "Şanzelize" dersiniz ama bunu "Champs-Élysées" şeklinde yazarsınız. Burada hangi harflerin birleşiminden hangi seslerin elde edildiğini açıklamak için ise ayrı bir makale yazmak gerekir. Yani belki başlangıç olarak en baştaki "Ch" harflerinin birleşiminden "ş" sesinin çıktığını, sonra gelen "mps" harflerinin birleşiminden de "n" sesi çıktığını ifade edebilirsiniz ama bütün itibariyle bakıldığında yazılan kelimeyi oluşturan harfler ile bundan ortaya çıkan sesler arasında neredeyse hiçbir alaka kalmamaktadır.

Batı dillerinde bazen de bunun tam tersi olur ve mesela İngiliz dilinde "ben" demek için "AY" sesini çıkarmak gerekir ama bunu yazarken sadece "I" harfi ile yazarsınız. Yani "I" yazar ve bunu "AY diye okursunuz. Ya da bizim "jandarma" kelimesinin başında kendi sesi ile kullandığımız "j" harfi İngilizcede tek başına yazılınca "CEY" sesini verir. Yine bizim "Rize" veya "Rahat" kelimelerinin başında kendi sesiyle yazdığımız "R" harfi İngilizcede tek başına "AR" sesini verir ve dolayısıyla İngilizcede bir yerde "J" ve "R" harflerini bir arada, yani "JR" şeklinde görünce garip bir şekilde bunu meşhur Dallas dizisinin kötü adamı "CEYAR" şeklinde okursunuz.

Latin Alfabesi ile Türk ABC' si arasındaki en çarpıcı fark ise şudur; Türk ABC' sinde her zaman, her yerde aynı sesi veren bir tek harften elde edilen sese ulaşmak için Latin Alfabesinde çoğunlukla birkaç harfi bir arada yazmak mecburiyetinden başka ve bazen bundan da garip bir şekilde aynı harf başka kelimelerde başka seslerle okunur. Mesela İngilizcede "isim" kelimesini yazarken "name" yazarsınız ama bunu "neym" şeklinde okursunuz. Bu kelimenin sonundaki "me" yazılışının pek çok yerde "mi" şeklinde okunurken burada "ym" sesini vermesi örnek içerisinde örnektir ki onu geçelim. Ama bakınız "name" kelimesinin ikinci harfi olan "a" harfi burada "e" şeklinde okunuyor (neym), ama mesela "su" kelimesini İngilizcede "water" şeklinde yazarsınız ve bunu "Votır" şeklinde okursunuz. Yani "a" harfi "name" kelimesinin ikinci harfi iken "e" sesiyle okunur ama "water" kelimesinin ikinci harfi iken "o" sesiyle okunur.

Şimdi lütfen bu karmaşanın, batılı ülkelerin çocukları için ne büyük bir bela olduğunu yeniden düşünün ve Cumhuriyet'ten sonra Türkiye'de yapılan harf devriminin nasıl bir bilinçle yapıldığını anlayın. Batı dillerinde Latin Alfabesinin yukarıda anlattığım gibi kullanması onlar için inanılamaz ölçüde büyük bir handikaptır. Ben yıllarca İngiltere'de yaşadım ve tanık oldum. İnsanların yüz yüze konuşurken bile bazen bir tek kelimeyi karşısındakine doğru anlatabilmek için dakikalarda harfleri kodladığını gördüm. Hele telefonda konuşurken bu durum adeta içinden çıkılmaz bir hal alır. Lütfen Türkiye'de yanlış anlaşılmaya müsait bir kelimeyi telefonda karşınızdakine doğru anlatabilmek için şehirlerin baş harflerini kullanarak o kelimeyi kodlamak zorunda kaldığınız anları düşünün... Düşünün ve batılı ülke insanlarının neler çektiğini anlayın. Batıda telefon konuşmalarının neredeyse yarısını böylesi sahneler oluşturur.

İşte bunun için batılı ülkelerde çocuklara okumayı öğretirken öncelikle harfleri öğretmezler. Çünkü önce harfleri öğretmenin hiçbir pratik yararı yoktur. Çünkü batı dillerinde harfler kağıt üzerinde gördüğünüz sesleri vermezler. Bazen birkaçı bir araya gelerek basit bir tek ses verir, bazen de aynı harfler başka kelimeler içerisinde başka sesler verir. Bu durumda çocuklara harfleri öğretmenin ne yararı olabilir ki?

Batılı ülkeler işte bu problemi çözmek için ilkokullarda çocuklarına harfleri değil kelimenin tümünü bir kalıp olarak öğretiyor, daha doğrusu ezberletiyorlar. Çünkü çocuğun başka türlü öğrenme şansı yok!

Şimdi tüm bu bilgilerden sonra şu soruyu soruyor musunuz?

"Peki bu durumda biz niçin çocuklarımıza sadece harfleri öğreterek okumayı kavratma gibi yıllarca başarıyla uygulanmış sade bir yöntemi terk ettik de, hiç ihtiyaç yokken aynen batılı ülkeler gibi kelime bütünleri öğretme yoluna girdik?"

Evet, bu soru sorulmalıdır! Ben, düşüncelerini komplo teorileri üzerine inşa edenlerden değilim ama Türk toplumu batılı ülkeler gibi mecbur değilken ve hiç ihtiyaç yokken çocuklarını böylesine bir akılsız uygulamaya mahkum edenleri ve bunu sürdürenleri sorgulamalıdır!


--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dise dis savas akilli savasci icin son caredir.

~Sun Tzu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Yeni bir şeyler denemekten sakınacağınız kadar başarısızlıktan korkmayın. Hayatın en üzücü özeti üç tanımdan oluşur: yapabilirdim, yapsam iyi olurdu, yapmalıydım."

~Anonim~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Faber est suae quisque fortunae.
* * *
Her insan kendi kaderini kendi yazar.

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Şiire Tutunmak

Yok başka hiçbir umarın
En granit kayanın en ortasında
Balta girmemiş karanlıklarında kıpırtısız
Ya ölmektir kurtuluşun
Yada şiir tutunmak

O en gergin tele şöyle bir dokun
Son tınıyla tel kopsun
Ayak sesleri duyulsun ölümün
Her yanın her yönün çıkmaz
Nereye baksan yok
Hiç bile herşey sayılır o bulunduğun yerde
Kurtarırsa kurtarır ancak
Yine şiire tutunmak.

~Aziz Nesin~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Hakk in karsina cikardigi degisimlere direnmek yerine teslim ol.
Birak hayat sana ragmen degil, seninle beraber aksin.
Duzenim bozulur, hayatimin alti ustune gelir diye endise etme.
Nereden biliyorsun hayatin altinin ustunden daha iyi olmayacagini\?

~TEBRIZ' LI SEMS~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Küçük kurallara uyarsan, büyük kuralları çiğneyebilirdin.

~George Orwell-1984~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Benim hayalimdeki aşk, iki insanın birbirini sahiplenme duygusundan çok daha öte bir şey.

~Friedrich Wilhelm Nietzsche
(d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900)
Ahlâk ve değerler sisteminin kuruluşuna yönelik bir temel çerçevesinde
çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist Alman düşünür, filolog~


- - - - - - - - - - - - - - - -

Eger biri sana cevap vermek istemedigin bir soru sorarsa gulumse ve neden bilmek istiyorsun\? de.

~Anonim Nasihat~

- - - - - - - - - - - - - - - -

BU ELLER MIYDI\?
. . . . . .
Bu eller miydi masallar arasindan
Ruyalara uzattigim bu eller miydi.
Arzu dolu, yasamak dolu,
Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan.
Bilyalarin aydinlik dunyaciklari
Bu eller miydi hayati o dunyalarin.
Altin bir oyun gibi eserdi
Altin tuylerinden mevsimin ruzgari.
Topraktan evler yapan bu eller miydi
Ki simdi degmekte toprak olan evlere.
El isi vazifelerin onunde
Tirnaklarini yiyerek dusunmek ne iyiydi.
Kaybolmus o cizgilerden
Falcinin saadet dedikleri.
O koylu cakisinin kestigi yer
Sogut dallarindan duduk yaparken...
Bu eller miydi kesen mavi serceyi
Birkac damla kan ki zafer ve kahramanlik.
Yorganin altina saklanarak
Bu eller miydi sevmeyen geceyi.
Ayrilmis sevgili oyuncaklardan
Kirmis kucucuk siselerini.
Ve her seyden ve her seyden sonra
Bu eller miydi Allaha acilan

~Fazil Husnu DAGLARCA~
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder