13 Aralık 2012 Perşembe

11 Onun adı değil ama, yüzü kırmızı olmalıydı.

İşte böyle geçim dünyası bu dünya.

Para kazanmak için ya emeğini, ya aklını ya da şerefini satacaksın.


Aslında para kazanma hırsı fahişelik gibi bir şey.

Şimdiye kadar bu kadar yeter, artık durma zamanıdır diyen görmedim.
Hep daha fazla, biraz daha fazla.
Sonunda bir de basıyorsunuz, bir ömür tüketilmiş, hem de tamamı fahişelikle.
Vallahi ben burdan Orhan Pamuğa baktığımda aynen bunları görüyorum.
Bir ömür tüketilmiş, para kazanmak için, hem de tamamı şerefini satarak.
Yazık, hem de çok yazık.


Öte yandan resmin üstünden bir kez daha geçeyim.
Bir ülke, bütün sınırlarından kuşatılmış, üstüne çullanılmış, ticareti, siyaseti herşeyi abluka altına alınmış.
Tıpkı bizim Çanakkale Savaşında yaşadığımız gibi, düvel-i muazzama üstüne çullanmış.


Neymiş, diktatörlük varmış.

Nerede yok ki?
Peki ya Suudi Arabistan, Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri, Fas, Tunus, Cezayir ve daha yüzlerce ülkede ne var?
Hepsi de insan haklarına dayalı, demokratik, cumhuriyetler mi?
Bir sürü mutlaki ya da meşruti monarşi ne olacak?
Misal bana göre de İngiliz hanedanı, Belçika, Hollanda krallıkları meşru değil.

Ne yapacağız şimdi?

21 Yüzyılda monarşi çağdaş ve demokratik olacak öyle mi?


Meşruiyeti nasıl belirliyeceğiz?
Halkın tevecühü mü önemli olan?

O zaman Suriye halkının kalkışma yaptığına bakarak belirleyeceğiz meşruiyeti öyle mi?

Peki ya ben İngiltere denilen Birleşik Krallığın bütün siyasi ayırımlarını pandiklersem ne olacak?
Misal İrlandaya, İskoçya'ya dünyanın bütün teröristlerini, silahlarını, patlayıcılarını soksak nasıl olur?

İskoçlar, İrlandalılar, ve daha bir sürü sömürge demokratik tercihleri nedeniyle mi bir arada?

Ben söyleyeyim, on yıllardır İngiliz ordusundan dayak yiye yiye yıldılar da ondan.
Bırakın palavaryı Allah aşkına.


Haa, bu arada düşününce fena fikir olarak gelmedi.
Bence kendine medeni denilen dünyaya yapılması gereken tam da bu.
Fransa, İngiltere, Almanya, ABD anakarasında her türlü terör, dini, etnik ayrılıkçılık, adi suç desteklenmeli.
Bakalım o zaman, kendi içlerinde huzursuz olunca dışarıyla ilgilenebilecekler mi?
Onlar da terörize olsun, yorulsunlar, yıpransınlar, hırpalansınlar.
Değil mi ki, dünyayı bir mikser gibi karıştıra karıştıra köpürtüyorlar.
O halde müstahaklar, hatta bir tür zorunluluk bu.




Demek ki, hak hukuk değil, çağdaş normlar da değil, güç hukuku yeni dünyanın sistemi.
Ve bu düzende düzenin yanında düzülenin de karşısında olmak karlı.


Aydın olmanın ilk şartı namuslu olmaktır.
Bu durumda Orhan Pamuk tasnif dışı oluyor.

Saygılar.
Oraj POYRAZ



Fransiz Liberation Gazetesi, tepki ceken "Esad'a istifa" mektubuyla ilgili aciklama yapti.

 

AHMET MERIC SENYUZ- Fransiz Liberation Gazetesi, tepki ceken "Esad'a istifa" mektubuyla ilgili aciklama yapti. Gazete, Suriye Devlet Baskani Bessar Esad'i istifaya cagiran mektubun yayimlanmasi talebinin aydinlardan geldigini acikladi. Suriye Devlet Baskani Besar Esad'a "Istifa etmezsen sonun Kaddafi gibi olur" diyen tehdit mektubunda Orhan Pamuk'un yani sira Israilli yazar David Grossman, Italyan yazar Claudio Magris, Cezayirli yazar Bualem Sansal, Alman yazar Martin Walser ve Fransiz siyaset ve toplum bilimcisi Alfred Grosser'in imzalari bulunuyordu. AA'nin haberine gore bu mektup Liberation gazetesinde bir ilan olarak yayimlanmis ve mektup girisimi de Pamuk ve kafadari liberal yazarlardan gelmis.

 

 

NOBEL YOLUNDA POLITIK PR

Nobel almadan once, Bati basinina "Turkler 1 milyon Ermeni'yi, 30 bin Kurdu" oldurdu gibi aciklamalar yaparak gundeme gelen, uluslararasi camiada kendisini edebiyatcidan cok, insan haklari savunucusu muhalif bir entelektuel olarak sunarak romanlarinin halkla iliskiler calismasini yuruten Orhan Pamuk, Nobel'in ardindan siyasetten uzak bir goruntu vermeye dikkat ediyordu. Zaten politik bir kisiligi bulunmayan, Turkiye'de genclerin sokaklarda tarih yazdigi 1970'li yillari Nisantasi'nda bir apartman dairesinde disari bile cikmadan geciren Pamuk'un bu tavri "Nobel'i aldi insan haklarini unuttu" diye yorumlanmisti.

 

SIVAS 93 POLITIK YANLIS

Hatta Pamuk, 'Sessiz Ev' romaninin Ingilizceye cevrilmesi vesilesiyle duzenlenen imza toreninde, "Ulkenizde suren aclik grevleri hakkinda neden sessiz kaliyorsunuz"  gibi sorulara muhatap olmus ve bu sorulari gecistirmeye gayret etmisti. Oysa ayni Pamuk, Nobel icin PR yaptigi zamanlarda aclik grevleri sureclerinde one cikmaya gayret ediyor, arabuluculuk gibi gorevler ustleniyordu. Orhan Pamuk, usta tiyatrocu Genco Erkal'in Sivas katliamini konu edinen Sivas 93 adli oyununun galasina cagrildiginda ise "Politik olarak orada olmam dogru olmaz" yanitini vermisti.

 

CIHATCILARA DESTEK POLITIK DOGRU

Sivas katliami hakkindaki bir oyunun galasinda yer almayi dogru bulmayan Pamuk, "Alevilere olum" sloganlari atan, Suriye'deki Ermenilere, gayri Muslimlere kan kusturan, Esad yanlilarinin kafasini kesen hatta bununla da kalmayip cocuklara kafa kestiren cihatcilarin yaninda olmayi ise 'politik olarak dogru' buluyor. Zira Pamuk, kendi gibi liberal olan kafadas yazarlarla bir araya gelip Esad'a hitaben "sonun Kaddafi gibi olur" diye mektup yazabiliyor. Kaddafi'nin bir insanlik sucu islenerek vahsice linc edilmesine alkis tutup, emperyalistler patronlari adina  senin de boyle sonun boyle olur diye Suriye'nin mesru devlet baskani Besar Esad'a tehdit savuran Benim Adim Kirmizi'nin yazari Orhan Pamuk'a, senin adin degil ama yuzun kirmizi demek gerekiyor.

 


yurtgazetesi
--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bana bir harf ogretenin kolesi olurum.

Hz.ali (r.a.)
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Dogu vilayetleri halkinin, Ermeni cetelerinin acimasizligina ve taarruzlarina hedef olmus, en buyuk felaketi gormus bir unsur olmak sifatiyla, birlik ve fedakarlik luzumunu en once takdir ettikleri iftiharla gorulmektedir.

(16 Haziran 1919)
K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Tek carenin galiplerle uyusmak ve anlasmak olacagi bu kafasizlarca ne zaman anlasilacak?-

Yazar Refi Cevat Ulunay - 23.03.1920
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmusoldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ben,ManeviMiras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder