26 Şubat 2014 Çarşamba

Re: DURUM

Evet, bu çok önemli.
Ülkenin başında bir sürü gaile var.
  • RTE ve AKP bunlardan sadece birisi.
  • Daha Fitnebaz Cemaat(The Sinister Fraternity) var.
  • Daha bölücü kalkışma var.
  • Ve hepsiyle bağlantılı olan oligarşik vesayet sistemi var.

Vesayet sistemi derken askeri vesayet falan değil.
Keşke vesayet askeri olsa.
Hiç değilse yerlidir, ulusalcı, milliyetçi bir öğretisi vardır.
Küresel oligarsinin vesayetidir.
Bu bütün sıkıntıların anası, herşeyin başıdır.

Benim ümitsizliğe kapıldım nokta burası.
Içten, dıştan kuşatılmış, aklı ve vicdanı bulanmış, kimlik bunalımında, kafası karışık bir halk nasıl bir feraset gösterecek ve bütün bu sıkıntılardan kurtulacak.

Doğrusu benim kafamdaki öncelik sırası şöyle.
İti ite boğdurma mantığıyla RTE-AKP partiye The Cemaat boğdurulur, hiç değilse ağır bir darbe vurması sağlanır.
Sonra siyaseten, RTE-AKP iktidardan uzaklaştırılır.
Bu arada Amerika ve batı içine kapanır, bu fırsat verir.
İktidara ne CHP, ne MHP, ne de New York ve/veya Pensilvanya icazetli bir oluşum getirilmez..
Onun yerine, iktidara milli, yerli, ulusalcı bir oluşum ya da koalisyon getirilir.
Ve bir hesaplaşma başlar.
Geriye dönük hesap sorma.
Bölücü kalkışmanın bastırılması.

İşte buna benzer bir senaryoyu arzuluyorum.
Bu hem bir temenni, hem de bir tahminimdir.
Hem kansızdır, hem sancısızdır.
Ancak, zordur, sıkıntılıdır.

İşler aksi giderse, senaryo daha kanlı, daha sıkıntılı noktalara doğru gider.
En kötü durum senaryoları Ukrayna, daha kötüsü Suriye senaryolarıdır.
Bunları elbette kimse istemez, istememelidir.
Ancak, ülkemizde kan dökmeye hevesli kesimlerin olduğunu da unutmamak gerekir.
En başta bölücü Kürtler ve politik İslamcı Şeritaçılar kan dökmeye oldukça heveslidir.
Hatta şeriatçıların ılımlıları dahi kan dökerek rejim değiştirme arzularını pek çok kez ifade etmiştir.
Kanlı mı, kansız mı olacak lafı yasal politik zeminde olduğu düşünülen bir ölmüş lidere, Erbakan'a aittir.

Oraj POYRAZ

On 25.02.2014 11:31, Cuneyt Sasmaz wrote:
Türkiye'de RTE'nin tiranizm'inden şikayet edenler, Erdoğan'dan şikayet etmeye devam etsinler ama şu basit ayrıntıyı da gözardı etmesinler: Erdoğan'ı Saddamlaştıranlar isteseler düşürürlerdi, düşürmediklerine göre Neo Sevr ve/veya Büyük Barzan Procesi devam ediyor demektir. 

Erdoğan düşse de BOP'tayız, kalsa da! 

Asıl mesele nasıl bir ortak akıl üretmeliyiz ki, Kayserili iş'i olmasın! 
Yani, Sarıgül'ü boyayıp Erdoğan'ın yerine oyun'a sokmasınlar! 

Sarıgül'ün üslubu da Erdoğan'dan geri kalır değil! 
Bağırıyor, fırçalıyor ve asla dinlemeyi sevmiyor! 

Deneme yanılma metodu en pahalı metod! 

AKP diye bir şey yok! 
AKP çatı parti. 
Altında SP, MHP, BBP, merkez ANAP & DYP, Barzani'nin vekilleri, Gülen, DSP, CHP var! 

İki seçmen'den biri AKP'li ise sorun ülke meselesi haline dönüşmüş demektir. 

Bu arada Hazine tam takır, yenecek ne kaldı, semerini kemir vaziyetleri. 

Kılıçdaroğlu parti içinden hem laik'liği hem de Baykal'ın temsil ettiği özde laik tabanı tasfiye ediyor! 
DSP üzerinden ulusalcı oyları kırıyorlar! 
1994 İstanbul yerel seçimlerini hatırla! 
CHP zayıf olduğu yerlerde değil, güçlü olduğu yerlerde kendi kendine operasyon yaptı! 

Yolsuzluk ortak ise her ikisi de büyük kürt devletinden yana taraf ise Atatürk'ü ağzına Erdoğan alıyor ise Kılıçdaroğlu neyi temsil ediyor?! 

Sarıgül kimlerin sözcüsü?! 
Belediye başkanından başbakan çıkartma dönemi bitti. 
Gökçek'in hali ortada! 

Sandıktan yine bunca yıpranmasına rağmen AKP çıkar! 
Ki Erdoğan tam olarak Saddan olsun ve son çare olarak Saddam gibi devrilebilsin! 

Yani?! 

Atatürk'ü ağzına alan var mı?! 

Atatürk Türkiyesi'ne kumpas kuranlar F'ticaniler, Narko PKK, Barzan AKP vs. 

Ulusalcıların, Barzanistlerle, Gülen familya ile ne işi olabilir! 
Velev ki, oldu, nasıl hesap soracaklar?! 

Erdoğan'ın elinde de onlarla ilgili "günce" var, kime ne zaman ne vermiş! 
Ülke soyulmuş ise Erdoğan'ı yıkacağını iddia eden kadro ile birlikte soyulmuş! 

Süreç'in adı acem barzan destabilizasyon! 
Osmanlı'nın parçalanma, çöküş süreç'i gibi! 
Makamlar dolu ama içleri boş! 

Ülke göz göre göre iç savaş'a sürükleniyor, meydanlarda yapılan kayıkçı kavgası ortada. 

Çankaya ise ahengi sağlamaktan çok uzak! 

Anayasa Mahkemesi Başkanı ise yargıç darbesi'nden sabıkalı! 
Gül'ün görev süresini uzatıp ülkeyi daha da içinden çıkılmaz hale getirirken, başta Gülen olmak üzere kimlerle ortak hareket ettiği de ortada! 
Ülke güvenliğini tehlikeye atmak suç, ölmezse kesin içeri girecek! 
Birçok konuşma kaydı var, savunmasını yaparken derdi neymiş anlarız. 

Ne olacak peki?! 

Türkiye yönetilemez halde! 
Her yerden konuşma kayıtları çıkıyor! 
Kaydeden malum adres! 

İstihbari darbe! 

Yeni MİT Yasası üzerinden, Gülen Sarıgül familya önceki istihbari darbe'nin izlerini silip RTE'nin üzerine yıkmak istiyorlar. 

2007'de yapılan uyarı ortada: Çankaya seçimleri önemlidir, özde laik 1 numara dedik! 

Gülen Camia çok tehlikeli örgütlendi, ulusal güvenlik'i tehdit ediyor, mücadele şart dedik! 

Neo irtica tanımı kapsamında, çok yazdık söyledik, görmediniz mi?! 

Süreç askeri darbe'ye gidiyor ise ne olacak?! 

İstihbari darbe, sivil dikta derken ne olmasını bekliyorsun! 

AKP & Gülen'in birlikteliği Avrupa'nın güvenlik'ini tehdit etmeye başlayınca,17 Aralık süreç'i geldi. 
Yani Avrupa rahatsız! 
Bölgede İran rahatsız! 
ABD rahatsız! 
Biz uzun zamandır rahatsızız ama rahatsız şartlarda yaşamaya alışık olduğumuz için "rahatsız rahat'ız"! 

AKP, AB eksen'ini kaydırdığı için Neo 27 Mayıs kalkışması Taksim üzerinden yaşandı. 

17 Aralık'ta başlayan süreç, katlanarak devam eder. 

Önden, AKP ile kazan & kazan oynayanları sahaya sürdüler, arkadan ulusal güvenlik bazlı süreç kalmayan güvenlik ortamı üzerinden gelir. 

Sarıgül, Erdoğan'ın tamlayıcısı, gazlayıcısı! 

Zayıf noktamız: Türkler, ince siyasete, sabırlı işlere, uzun süreçlere gelemez! 
Avrupa tekniğinde top çevirmeyi yeni öğreniyoruz! 

İstihbari operasyonlar, verilmesi öngörülen tepkiler üzerinden yapılır! 

Türkler genelde kolay gaza gelip, zamansız kelle alıp bedavaya işgördükleri için Hazine'nin hali ortada. 

Şimdi daha yeni kabul edilmeye başlandı, Erdoğan gitse de bundan sonrası zor olacak diyorlar. 

Bazıları zannediyordu ki, Erdoğan gidecek, yerine onlar gelecek ve o takım yemeye başlayacak! 

Kürede ekonominin durumu ortada, devletler batık, nakit değerli, Neo II. Dünya Savaşı şartları! 

Cari açığı çevirmek için doğru matematiği üretmek elzem! 
Yeni dönem çok kazanma dönemi değil, kazandığının güvenliğini sağlama dönemi! 
Nüans önemli. 

Neden AB?! 

(Eski Roma) AB bir proce! 
Vitrin! 
İşin cilalı insan zekası ile alay eden yönü. 
Avrupa içindeki devletler birbirleri ile akraba, komşu! 
Kültür olarak da birbirlerine yakınlar din olarak da! 
Gümrükler kaldırılmasa da ortak vize var. 
İşin özü de enerji, kömür çelik birlikteliği! 

AB'ye üyelik diye bir şey yok! 
AB demokrasisi diye bir şey yok! 

Almanlar gelsin bizim yaşadığımız coğrafyada yaşasınlar da, biz de onların yaşadıkları coğrafya üzerinden hem ahkam keselim hem de ortalığı karıştırıp AB demokrasisi diyelim. 

Terör de neticede derin Avrupa'nın üretimi! 
Türkiye'deki AB karşıtlığını yine AB finanse ediyor! 
SSCB'den kopan parçaları şimdi Ruslar'a iade etmek ya da taşıtmak için su'yu bulandırıyor! 

Almanlar'ın temel özelliği taşıtmak üzerinedir, taşımazlar. 

Türkiye AB'ye üye olsa tahterevalli'nin hangi ucu havada kalır! 
Ağır basarız. 
Avrupa ile oynuyorsan, önce oyunun kurallarını öğren, ondan sonra ona uygun hamleler yap. 
Acele giden ecele gider sözü bu toprakların ürünü! 

AB'nin ürettiği hukuk, demokrasi evrensel! 
Bunlar için AB demek de doğru değil! 
"Medeni dünyada genel kabul görmüş" muhasebe kuralları gibi kurallar manzumesi diyelim. 

Çoklu satranç tahtası'nda art arda senkron hamleler yapıyoruz! 
Birileri hep at gözlüğü ile deniz seviyesinden baktığı için ancak burnunun ucunu görebiliyor. 

Yarın, şartlar gereği bu ülkede "İhtilal" olur ise somut evrensel done'ler hazır! 
AB o zaman Türkiye'ye demokrasi dersi vermeye kalkışır ise verilecek sesli, görüntülü doneler de hazır! 
Taksim'den başlar, Kandil'den, Pensilvanya'dan, Yeni Mahalle'den çıkarız. 

Atatürk'ü Türkiye'de gençlere hep eksik anlattılar! 
Gazi'nin o zor şartlarda, basınç altında buz gibi akılla sorun çözme tekniği var! 
Hiçbiri de hayalci değil! 
Napolyon gibi maceraperest de değil! 
Gerekmedikçe savaşmıyor, savaşı son çare olarak görüyor! 

Hülasa azizim Avrupa Türkiye ile çok oynadı, biraz da Avrupa ile biz oynayalım! 
Bakalım teknik ne kadar sağlam. 
Köşeye sıkışan süreç patlar! 
Bum! 
İstiklal Marşı korkma diye başlıyor. 

Yani?! 

Ezcümle, gereği düşünüldü; hazırlık yaptın mı tüm boyutları düşünüp dört dörtlük yapacaksın! 

Allah nasip kısmet ederse Türk'lerin çağ'ı başlıyor. 
Avrupa başta olmak üzere, her yerde varız. 
Ölmeye de dünya'nın aradığı sulh'ü üretmeye de hazırız. 
Savaş ise savaş, barış ise barış! 

Peki ya PKK?!
PKK ile uzun süre mücadele edenlerde zeka körelmesi başlıyor! 
Bir süre sonra PKK'nın IQ'su kadar akılla konuşmaya, çözüm üretmeye kalkışıyor. 

İnsanlar da, devletler de korktuklarına saygı duyar, yaptırım yok ise evde karın, çocuğun vb işte ise çalışanın dahi sallamaz! 
"Yalova Kaymakamı" bu toprakların üretimi bir deyim. 

PKK dediğin bildiğin aklı olmayan taşeron bir terör yapı! 
İhale usulü iş'görür! 
Öcalan örgütün başı! 

Gerçek Apo MİT'in içinde! 
Mahir Kaynak gibi bir adam! 
İmralı'daki Apo onun yansıması! 
Ayna'dan ayna'ya yansımalar oyunu! 

MİT'in içindeki Apo'ya küresel bakışı verense Bavyera! 
Karayılan da aynı! 

Gerçek Karayılan MİT'in içinde! 
MİT'in içindeki Karayılan'a küresel bakışı veren Londra, MI6! 

Derin Avrupa'nın derdini anlamadan PKK sorunu çözülmez! 
Sorunu doğru teşhis etmiş isen PKK hızla minimalize olur, tükenir gider. 

Terörle Mücadele örgüt, eylem, şekil, biçim üzerinden bakar, işi budur! 

Ladin için de aynı şey geçerli! 
Herhangi bir El Kaide militanına git ve de ki, "Siz ABD'nin terör örgütüymüşsünüz" bak bakalım oracıkta seni katlediyorlar mı katletmiyorlar mı?! 
Kelleni keserken internete veriyorlar mı vermiyorlar mı?! 

El Kaide dediğin, Vatikan'sal Batı'ya radikal İslam boyutundan karşı olan müslümanların oluşturduğu bir yapı! 
Öfkeleri sebepsiz değil! 
Avrupalılar'ın onların coğrafyasında ne yaptığı ortada! 

İsrail'e dokunmuyorlar, El Kaide'ye büyük resim'de açı veren adres, ağırlığı İsrail üzerinden taşıtıyor demektir. 
Büyük satranç tahtası'nın şakül'ü kayar ise muhakkak İsrail'e bakış da kayar! 
Cellad'ın İsrail'in ensesinde beklettiği "kılıç" diyelim. 

11 Eylül, Avrupa içinde yaşanan güç savaşının yansıması bir terör saldırısıdır! 
Ladin, Bavyera, Doğu Alman İstihbaratı, Teşkilat-ı Mahsusa içinden gelmedir. 
İngiliz Avrupası'nı hedef alır! 

Ladin'in medyatik bir operasyonla tasfiye edilmesi, derin Avrupa içinde sorun'un çözüldüğü, geriye sadece final süreçi üzerinden Türkiye ayağının kaldığı anlamına gelir. 

Osmanlı çökerken, Türk'ün ak'lını İttihat Terakki ya da TM üzerinden Alman'a devretmenin bedelini bu ülke insanı çok ağır ödedi. 

O yüzden hayatta delege edilmeyecek iş'ler vardır diyoruz, fizyolojik ihtiyaçlar gibi, düşünmek gibi, güvenlik sağlama gibi, kendi eş'inle yatmak gibi... 

"Onlar ne kadar içimize girdi iseler bizler de o kadar onların içine girdik", diye boşuna söylemedik! 

El'deki kılıç'ı bırakmadan final süreç'indeyiz! 
İnsanoğlu nefis'lidir, neme lazım satar matar, kafaya "balyoz"u indirmek icap edebilir.  

Post modern savaş'ta devletler, daha ucuz maliyetli olduğu için terör örgütleri üzerinden savaşıyor'lar. 

Misal, bana da terörist diyorlar! 
Hiç para almadan vatan için mücadele etmeye devam ediyoruz! 
Nasılsa Türkler parasız da yaşabiliyor! 
Şaka mı dediniz! 
Hikaye ortada! 

İş başlıyor ise çözüm kapı'sı da aralanmış demektir. 
Temiz enformasyon! 
Acısız çözüm yok. 

PKK, El Kaide, DHKP-C eylem yapacak diyorlar! 
Tablo onu gösteriyor! 
Suriye üzerinden büyük stres birikti, çakan şimşeklerden fırtınanın şiddeti hakkında fikir sahibi olmak mümkün! 

İran şia nüfuz alanını genişletme kararı alırken, Sadr silahı bırakıp siyasete çekildi. 

Kaldı ki, DHKP-C, Brüksel üzerinden oyunda! 

Batan Yunanistan üzerinden Türkiye'ye operasyon gelecek! 
Sinyaller o yönde! 

DHKP-C'nin hem NATO ayağı var hem de AB! 
PKK hem Londra hem de Bavyera! 
El Kaide ise Doğu Roma üzerinden oyun'da! 

Sistem'e her parası olanı sokar isen Ladin de ABD finansal sistemi içinde satın alma yaparak ilerler! 

Neticede ABD kabuk devlet ve siyaset orada, Türkiye'de olduğundan da, daha aşağılık ve çukur seviyede yapılıyor! 

Putin perde önünde sert, ABD sistemi perde arkasında demir perde ülkelerinden de serttir, zalimdir, cana kıyıdır, ulusal güvenlik için hukuk üstü adam harcar, gerekirse Başkan'ı da harcar! 
İngilizler de öyle. 
İsrail de öyle. 

Türkiye'de de AKP iktidarında ulusal güvenliği zora sokan özelleştirmeler yapıldı, yansımalarını hep birlikte Telekom üzerinden yapılmış izinsiz dinleme kayıtları olarak görüyoruz! 

Limanlar'ın hepsi yol geçen hanı, içinden neler geçmiyor ki. 

Mehmet Eymür, biz de ülke dışına silah kaçırdık derken merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler misali, Çiller'i işaret ediyor! 
Aynı zamanda, kaynayan Suriye kazan'ının altına birkaç parça daha odun atıyor. 
İşini yapıyor! 

Bu arada istihbaratçının emeklisi olmaz! 
Mahir Kaynak, 24 saat çalışıyor! 

Eskiden genelkurmay'ın ışıkları açık mı diye bakarlardı, darbe var mı yok mu'yu anlamak için şimdi istihbari darbe ortamında MİT'in ışıklarına bakıyorlar, şinanay'lar hep açık!:)) 

30 Mart sonrası için büyük resim ortada! 
Acem mecburiyetler, çürüyen sistem, lüküs hayat vs! 
Konuşarak anlaşılacağı bir iddia! 
Onun için duvara vurmak esas! 
Bırakınız yaksınlar, bırakınız yıksınlar! 

Küresel tefeciler ile AKP arasındaki alacak verecek meselesine dahil olunmaz! 
Bizim iş'imiz ulusal güvenlik! 
Onun için beyni uyuşturulmuş, delirten su içirilip haz'sal hülyalara dalmış vatandaş nasılsa ayıkır! 

Bir deprem, terör, suikast, dövizdeki gıpraşma, uyanmak istemeyeni de haz uykusundan dipçik gibi ayağa kaldırır. 

"Yandım anam" nedir bilir misiniz?! 

Zayiatsız savaş olmaz! 
Hz Muhammed de zayiat vermiştir, Mustafa Kemal de! 

Ağırdan almıyorum. 
Gazeteciyim. 
Daha ne yapmamı bekliyorsunuz! 
Fenerbahçe bayrağı alıp sallamamı mı?! 
Türk Bayrağı neyinize yetmiyor?! 

Göze batan bir yapım olsa da, hayatım boyunca önemli, ünlü, cesur, en önde vb bir'i olmadım. 
Öyle bir iddiam da yok! 
Bilakis, bu iddiası olanlara hep görevlerini hatırlattım ama o zamanlar tık yok'tu, şimdi tıngır mıngır. 
İnandığım yol'da inatçıyımdır ama kişisel konularda değil! 
Şartlar öne çıkmamı zorlamış ise iş'te ya da ülkem adına, HİÇ'lik mesabesinden öne çıkmışımdır. 
Önde olmak gibi bir iddiam hiç olmadı! 
Süreç öne çıkardı, o farklı! 
Nüans önemli. 
Görevim, misyonum bir gazeteci olarak BOP kapsamında uyandırmaktı! 
Mayınlı araziye ya da ülkem adına kurulan tuzaklara dikkat çekmekti. 
Ezbere dayalı slogansal çözümler yerine farklı bakış açıları üzerinden çözüm'e dikkat çekmekti. 

Hülasa; milyon'da bir'im, milyonlar arasına kaynaşmış adı sanı önemli olmayan milyon'lardan bir'isiyim dedim hep. 
HİÇ'lik mesabesinden yazıyorum. 
Abartmamak lazım. 

Uzun yol'dan geliyorum, birileri final süreç'inde kumpas'ı itiraf etti diye gidip boynuna mı sarılmalıyım! 

Suçunu itiraf etmek, Ağır Ceza'da hafifletici sebep olabilir ama ceza'yı ve/veya suç'u ortadan kaldırmaz! 

Yumurta kapı'ya gelmeden de kimse kumpas'ı itiraf'a yanaşmadı! 
Misal, Başbuğ gibi koskoca Genelkurmay Başkanı'nı içeri alıyorsun, Cumhurbaşkanı sormuyor "ne sebeple" diye! 

PKK'ya, Fidan'a gösterilen özen TSK için olmadı, neden?! 

Kaldı ki, Atatürk Türkiyesi yağmalanırken yağmalamaya ortak olanlara teşekkür mü etmeliyim, final süreç'i bu! 

BOP kapsamında dama The Eşek'i kimler çıkarttı ise onlara indirtme operasyonu yapıyorlar! 
Bu süreç'te Eşek ölebilir, Eşek'i indirmeye çalışanların üstüne Eşek düşebilir. 
Hayat bu! 

Bir zamanlar sizinkiler "seni kimse okumuyor, kendini ne zannediyorsun" diyorlardı, şimdi "kahin'sin, seni herkes okuyor" vb diyorlar, ne yapayım, mutlu mu olmalıyım! 

Bu iltifatlara kulak kabartamayacak kadar zorlu uzun yol'dan geliyorum. 
Her şeyin hayırlısı, ne yaşandı ise bu ülkenin rejim'i, bölünmez bütünlüğü için yaşandı. 
Kıç'ını kafa niyetine kullanan fanilerin olduğu bir ülkede her şey mümkün! 
Kime ne laf anlatıyorsun! 
Dünya ne derdinde, bunlar neyin peşinde!? 
Bir de sormuyorlar mı, ne olacak diye!? 
Vs. 

Hepsi ve daha ötesi budur. 
 tarafından yayınlandı



-- 
"Şerefle bitirilmesi gereken en ağır görev 'HAYAT'tır." 
Nusret DEMİRAL 
-- 
"Atatürk gibi dehalar ancak görünüşte ölürler. 
Öyle insanlar bir nesil için doğmadıkları gibi muayyen bir devir için de doğmazlar." 
Türk Gençliği 
-- 
"Muhterem Milletim'e şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başına taç ettiği adamların kanındaki ve vicdanındaki cevheri asliyi çok iyi tahlil etmek dikkatinden, bir an tevakki etmesinler..." 
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
-- 
"Bizler; 
Gözünde Vatanını, 
Gönlünde ATATÜRK ilke ve İnkılaplarını tutabilen, 
Vicdanında dinini saklayabilen, 
Milliyetçilik ve laiklik düşüncesi içinde görev yapanlardanız." 
Nusret DEMİRAL 
-- 
Cesuryorum; Atatürk'e, Türk Toplumu'na, Türk Devleti'ne zarar verenlerin, hakaret edenlerin, Türkiye'nin kaynaklarını sömürenlerin, Atatürk'ün kurduğu çağdaş, laik, demokratik ve tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak isteyenlerin açıkça ifşa edildiği ve gerçek yüzlerinin gösterilmek istendiği bir sayfadır!

--
zaryop:jaro
Yeniliklere acik ol, ama ille de degismeye calisma.

Anonim Nasihat
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder