20 Şubat 2014 Perşembe

Saygı Öztürk : Askerler, 'hesap günü'ne hazırlanıyor

Bakar mısınız şu başlığa!...
Ben demiştim.
Asker tedirgin, kendini güvenceye alıyor.
Kime karşı?
Sivil hükümete ve onun görevlendirdiği siviller karşı.

Bu ülkede artık herşey olur, hiçbir şey olmaz.
Gerçekten çivisi çıkmış.
Bence bu gün sağ çıktığınıza dua edin, yarın garanti değil.
Bir Irak, Suriye, Libya çok uzakta değil.
Onları televizyonda izlemiştik.
Bizi de çekirdek çitlerken izleyecekler.

Sonra bu işler başınıza gelince ovunup dövünmeyin.
Kendiniz ettiniz, kendiniz buldunuz.

Oraj POYRAZ


Saygı Öztürk : Askerler, 'hesap günü'ne hazırlanıyor

Mart ayında, terör örgütü mensupları Irak'ın kuzeyinden Türkiye'ye giriş yapar.
Sınır bölgelerinde güvenlik önlemleri artırılır.
Bolu Dağ ve Komando Tugayı, Kayseri Komando Tugayı, Güneydoğu'ya gönderilir.
Bütün alan, komandolar tarafından sarılır ve terör örgütü militanlarının rahatça dolaşmaları da mümkün olmazdı.

Güneydoğu'da her şey değişti.
Terör örgütü militanlarının önemli bir bölümü, bu kışı sınır ötesinde değil, Türkiye topraklarında geçirdiler.
Sakın dağlarda, mağaralarda olduğunu da sanmayın.
Köylerde, ilçe ve şehirlerdeydiler.
Yöre insanından "
Terörist eskiden dağlarda olurdu, şimdi şehirlerde.
Kimin dağdan indiğini de herkes biliyor"
sözlerini sıkça duyarsınız.

Asker kışlasından çıkmıyor.
Gözlerinin önünden silahlı terörist geçse bile, ateş etmediği sürece karşılık verilmiyor.
Çünkü kendilerine böyle emir verilmiş.
Buna harfiyen uyulması isteniyor.

Vali-asker birbirini oyalıyor

Peki bunlar suç değil mi?
Bir gün bunların hesabı birilerinden sorulmaz mı?
O yüzden askerler kendilerini sağlama almaya başlamışlar.
Örneğin "
Falanca yerde kalabalık bir terörist grup var" duyumu alsalar bile bunu önce ilin valisine bildiriyorlar.
Vali, hemen değil birkaç gün sonra ancak askeri makamlara "
Hele bir daha araştırın, bakalım yerlerinde mi?" diye soruyor.
Yeniden araştırma yapılıyor.
Ancak aradan günler geçtiği için teröristler yer değiştirmiş oluyor.
Onlara yerlerini değiştirmeleri için el altından haber gönderildiği de yoğun iddialar arasındadır.

Bazen teröristlerin hiç yer değiştirmedikleri de oluyor.
Bu durumda vali ne yapsın?
O da işin kolayını bulmuş, "
Hele ben bir İçişleri Bakanlığı'na sorayım" diyor.
Bakanlık yetkililerine bazen yazılı, bazen sözlü olarak durumu bildiriyorlar.
Bu kez bakanlıktan,
"Hele iyice araştırın" deniliyor.
Yine aradan günler geçiyor.

İçişleri Bakanlığı yetkilileri çoğu kez olayı duymazdan geliyor.
Yani, gelen yazılara cevap verme gereği bile duymuyor.
Böylece herkes topu birbirinin üzerine atıyor.
Daha doğrusu terörle mücadele adına hiçbir şey yapılmıyor.
Yapmak isteyenlere ise asla izin verilmiyor.
Zaten valinin onayı olmadan operasyon da yapılamıyor.

Güneydoğu'da görevli bir komutan, "Biz daha önce validen yeteri kadar operasyon izni için imza alır, operasyon yapacağımız zaman imzalı olan bu formları doldururduk.
Şimdi, böyle bir durum da söz konusu değil"
diyor.
Ona da, "
Peki ne yapıyorsunuz?" diye sorduğumda "Bize verilen talimat şu: Yiyin, için yatın" diyor.

Asker, yeni form geliştirdi

Askerler, yaşananlardan büyük ders çıkarmış.
Görevlerini yapmadıkları için bir gün kendilerinden hesap sorulacağını biliyorlar.
Geçmişteki bazı olaylar nedeniyle yüzlerce askerin yargılandığı, cezaevinde olduğu gerçeği göz ardı edilmiyor.
Peki asker ne yapıyor, bulunan yeni yöntem ne?
Şimdi onları açıklayalım:

Genelkurmay Başkanlığı'nın talimatıyla "Bilgilendirme Formu" oluşturuldu.
Nasıl taşıt formu varsa, valileri teröristlerin faaliyetleri konusunda bilgilendirmek için de böyle bir form icat edildi.
Askerler sorumluluk alanlarında meydana gelen gelişmeleri bu forma yazıyor, bağlı bulunulan valiliğe gönderiyor.
Alınan istihbari bilgiler de görüntüleriyle birlikte ekleniyor.
Böylece, dönem değişir, bugünlerin hesabı sorulursa, "
Biz görevimizi yaptık.
Ancak, valilikler operasyon için izin vermedi.
İşte bu konuda doldurduğumuz formlar ve bunun sonuçları"
denilecek.

Valiler, bilgilendirme formunda yer alanları okuyor ama "gereğini yapın" demediği için bu formlar da arşive kaldırılıyor.
Hatta komutanların önemli bir bölümü "Bunun davası başlarsa bulamayız" düşüncesiyle o formlardan birer örneğini de kendilerine alıyorlar.

Güneydoğu'da alan hakimiyeti yeniden terör örgütünde…
Artık ikmallerini daha kolay yapıyorlar.
Geçmişte boşaltılan bazı köylere, terör örgütünün devreye girmesiyle köylülerin bazıları döndü.
Bu da teröristlerin özellikle ihtiyaçlarının karşılanması açısından hayati önem taşıyor.

MGK'da da konuşuluyor

İl valilerinden birisi çıkıp da askere, "Şu bölgede teröristlerin olduğunu herkes biliyor, siz niçin operasyon yapmak için başvurmuyorsunuz" demiyor.
Anlaşıldı ki en iyi korunma şekli taarruz değil, savunmaymış.
İşte o yüzden asker sadece savunmada.
Kendilerine ateş edilmesi halinde karşılık vermenin adı da "
nefsi müdafaa" oldu.

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarında, askerler Güneydoğu ile ilgili sunum yaparken operasyon yapılması için kaç kez istekte bulunduklarını illere göre aylık olarak belirtiyor, operasyon taleplerinin hiçbirisi için izin verilmediğini de belirtiyorlar.
Siviller daha çok, "
Fena mı Güneydoğu'dan şehit haberleri gelmiyor.
Halk bu durumdan memnun"
diyor.

Seçimlerden sonra "özerklik inşa edilmesi" için yeni adımlar atılacakmış.
AKP kurmayları yarın buna da "
Ne âlâ ne âlâ, bakın sayemizde özerklik inşa edilecek.
Bizim kıymetimizi bilin"
derlerse de şaşırmayalım…

SÖZCÜ


a45UyF587661-201307301451-{{SN}}

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Akil susu DIL, dil susu SOZdur.
Insanin susu YUZ, yuzun susu GOZdur...

Anonim
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder