25 Nisan 2016 Pazartesi

In Teknik Analiz We Trust

 


In Teknik Analiz We Trust

Ekonomi yorumculuğunun en çok tartışılan konusu teknik analiz. Savunucuları teknik analizin en önemli öngörü yöntemi olduğunu söyleyip tüm kararlarını bu tekniğe dayandırmakta ısrarlılar. Karşıt görüşte olanlar ise teknik analizin gerçeği tam olarak yansıtmadığı ve yüzeysel davrandığını öne sürüyorlar. Tartışma bitecek gibi görünmüyor. Her iki tarafın da kendine göre doğru argümanları olduğu açık. Savaşı durdurmak gerçekten çok zor. Ne dersiniz, sizce kim haklı?

Bir analiz yöntemi olarak teknik analizin kişilik özelliklerini tanımlayarak kimin haklı olduğunu anlamaya çalışalım öyleyse. Teknik analizin 5 önemli kişilik özelliği ve bu özelliklere getirilen ana eleştirileri yeniden yorumlayarak kararımızı verelim.

1- Bardağı taşıran son damlayı araştırır!

Teknik analiz olaylar arası benzerliklere değil, farklılıklara bakar. Değerlendirme şekli her olayı istisna olarak kabul etmesidir. Ana kural, istisnanın istisnasıdır.

Teknik analiz, daima bardağı taşıran son damlayı hesaplamaya çalışır. O nedenledir ki, geçmiş grafiklere bakılarak bir sonraki adımın ne olacağını düşünür. Olayların normalliği ya da anormalliğine bakılmaz. Piyasalarda olan öngörülebilir ya da öngörülememiş olaylar değerlendirmede aynı öneme sahiptir. Çünkü geçmişin tamamı istisnadır ve ulaşılmaya çalışılan şey istisnanın istisnası olan bugündür.

Bu kişilik özelliğine karşı en önemli eleştiri teori ile pratik arasındaki bağlantı eksikliğidir. Yani piyasalarda yaşanan olayların teknik analiz tarafından dikkate alınmadığı söylenir. Peki, her gün onlarca Merkez Bankası Başkanının açıklama yaptığı, binlerce göstergenin değiştiği, on binlerce yeni verinin hesaplandığı, "Herif" gibi milyonlarca gizli müşterinin piyasayı yönlendirmeye çalıştığı bir ortamda teori ile pratik arasındaki bağlantıyı açıklayacak bir teori olabilir mi sizce?

2- Düşünsel çözümler sunar!

Teknik analiz gerçekliğin içine gizlenmiş olanakları ortaya çıkarmaya çalışır. Grafikler, tarihi veriler ve gelişmiş teknikler kullanılarak hazır ifadeler yerine geçmişteki gerçeğin içinden yeni bir sonuç ortaya çıkarır.

Teknik analizin bu özelliğini eleştirenler, "geçmiş geleceği belirlemez" türünden eleştiriler yöneltirler. Aslında teknik analizin yapmaya çalıştığı şey geçmişi kullanarak geleceği öngörmek değildir. Önden bakıldığında yuvarlak olan saate, yandan bakarak dikdörtgen demektir. Ya da iki kere iki dört eder diyene rüzgarın hızını da hesapladın diye sormaktır. Yani sadece bilimsel değil bilimsel olmayan yöntemlere de kucak açar.

3- Paralel finans dünyası yaratır!

Birçokları sadece piyasada olanların gerçek olduğunu düşünür. Onlara göre tek gerçek piyasadır. Teknik analiz ise fantastik bir yol önerir. Adeta paralel bir finans dünyası yaratır. Malkoçoğlu filmindeki dövüşerek kulenin duvarlarına tırmanma benzeri bir mizansendir bu; yerçekiminin pek önemli sayılmadığı.

Piyasaların tek gerçek olduğu önermesi bir gerçek değil sadece yanılsamadır. Katrilyonlarca dolarlık türev ürünler piyasasının nasıl bir gerçeklik yarattığını gösteren bir teoriye hala sahip değiliz. Ya da yıllarca finansal sistemin yerçekimi kabul edilen faizin bir anda negatife dönmesini açıklayacak yeni bir teoriye. O nedenle teknik analize bu yönde getirilen "fantazi ne zamandan beri gerçek oldu" şeklindeki eleştiriler haklı görünmemektedir. Çünkü teknik analiz kendi gerçekliği ile paralel bir finans dünyası yaratır.

4- Fark etmezlik ilkesini kullanır!

Teknik analiz fark etmezlik ilkesi denilebilecek bir ilkeyi açığa çıkarır. Her sonuç aynı derece önemli ya da önemsizdir. Mesela temel analiz hizmet endeksleri, kapasite kullanımı, ülkedeki mevcut faiz oranları, döviz kurunun seviyesi gibi önemli verileri değerlendirmelerinde dikkate alırken teknik analiz bunlara farklı bir önem atfetmez. Her şey aynı derecede önemli ya da önemsizdir. Teknik analiz taraf tutmaz. Temel analiz gibi dünyaya yukarıdan bakar bir halde değildir. Daha çok dünyayı gezen ve yoluna çıkan şeylerle ilgilenir bir yapıdadır.

Fark etmezlik ilkesine getirilen en önemli eleştiri analizin göreceliğidir. Herkesin farklı sonuca ulaştığı bir yöntem ne kadar bilimsel olabilir?.. Teknik analiz sonuca oybirliği ile ulaşmaz. Tek kişilik bir bilim anlayışını savunur. Her analizci kendi bilimini yaratır. Analiz sonuçlarının gerçekliğini ölçecek tarafsız bir açının olmadığını söyleyenler yöntemin doğasını tam olarak anlamamışlardır demektir.

5- Öğrenmemeyi öğretir!

Hangi analiz yöntemi kullanılırsa kullanılsın gerçekleşecek olayların öngörülmesi kolay değildir. Çünkü tüm finansal olaylar rastlantısallık içerir. Rastlantısallığı etkilemek mümkün değildir.

Bu ilkeye getirilen eleştiri, teknik analizin bilginin diğer formlarını (haber, ekonomik yapı, dinamikler vs.) kullanmaya gerek duymayıp sadece geçmiş dataları kullanmayı tercih etmesidir. Rastlantısallık hiçbir bilgiyle etkilenmeyeceğine göre bu eleştiri haklı durmamaktadır. Yani aslında teknik analiz bize öğrenmemeyi öğretir.

İşte, teknik analiz bu beş dinamik ile hareket eden bir kişiliğe sahiptir ve kendisine yöneltilen eleştiriler kendi doğası içinde değerlendirildiğinde kolayca yanıtlanabilir. Her türlü düzen bir rastlantı sonucu gerçekleşiyorsa teknik analizin yaklaşımı da kendi doğası içinde gerçek kabul edilebilir. Öyleyse bu gerçekliği nasıl tanımlayacağız?

Teknik analiz, son tahlilde, Fransız sembolist Alfred Jarry'nin Patafizik dediği şeyden farklı bir şey değildir. Retorikli açıklamalar, yeni analiz araçları ve teknolojik ilerlemelerle beslenen bir analiz yöntemidir.

Özetle söylemek gerekirse, giderek daha anlaşılmaz hale gelen bu finans dünyasında bir analiz yöntemi aranıyorsa, bu teknik analizden başkası olamaz gibi görünüyor. Yani kısaca In Teknik Analiz We Trust.



 
a45UyF587661-160425101231 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/04/24  21:00 1  39  1923atamizindeyiz@googlegroups.com


 



--

M.L.S. ICIN
. . . . . .
Varligini sabah diye selamliyanlardan-
Yoklugunu gece sayanlardan-
Yuksek goklerde kutsal atesi golgeleyen-
Aglayarak umit icin her saat seni kutsayanlardan-
Yasam icin-ah. Hepsinin ustunde,
Derinlere gomulu inancin Gerceklik
Erdem ve Insanlikta canlanmasi icin-
Umitsizligin menfur yataginda olmeye yatanlardan,
Birden yukselir, senin mirildandigin sozler uzre,
I$ik olsun
Mirildandigin sozlerin, gozlerinin-
Seraphlara ozgu bakisiyla gerceklesen-
Sana en cok borclu olanlardan-sukrani
Tapinmaya benzeyen-ah, animsa
En dogrusunu-adanmis olani en cok tutkuyla,
Ve dusun ki bu gucsuz dizeleri o yazdi-
O yazdi, yazarken urperip dusunerek
Bir oldugunu ruhunun bir meleginkiyle.

Edgar Allan Poe

ISLAM TURK DIN I DEGILDIR.KURAN DA ISLAM MEKKELI ARAPLAR ICINDIR YAZIYOR.

Islam in sarti Uc tur. Musluman olabilmek icin asagidaki uc sartin bir arada gerceklesmesi zorunluluktur. Cunku kuran ve Islam bu kosullari tasiyanlara gonderildigini yazmaktadir.

1-Arap irkindan olmak

2-Mekke ili sinirlari icinde ikamet etmek(Kureys kabilesinden olmak)

3-Kurani dusunebilecek kadar iyi Arapca ile okuyarak anlayabilmek

A-Her Millete kendi Dilinde kitap ve Milletinden peygamber zorunlulugu vardir.

Kuran da acikca her Millete sadece kendi dilini konusan kendi milletinden olan bir peygamber atarim yazar. Bir baska seklide, hic bir Millete o kavmin kendi dilinde olmayan bir Kitap ve Peygamber gondermem der. Bu durumda Kurana gore; Turklere, Turkce bir kitap ve Turkce konusan Turk bir peygamber atanmasi zorunludur.

IBRAHIM-4.Her Millete sadece o milletin kendi diliyle seslenir. O kavimden olan birini peygamber yollariz

YUNUS-47 Her ummetin bir Peygamberi vardir. Peygamberleri kendilerine gelince, adaletle hukmedilir,

NAHL-36.Yemin ederim ki: biz her Millete Allah a kulluk edin diyen peygamber gondermisizdir.

NAHL: 63 - Allah a yemin olsun ki, biz senden once bir cok milletlere peygamberler gonderdik

SEBE-44.Onlara okuyup inceleyecekleri kitaplar vermedik. senden once hicbir peygamber de gondermedik.

FATIR-24 kafirler uyaran bir elci olarak gonderdik. Zaten uyaran bir peygamber olmayan hicbir millet yoktur

FURKAN-51. Sayet dileseydik, elbet her kabileye bir peygamber gonderirdik.

Ibrahim 4 ayetini aciklarsak: Turklere sadece Turkce seslenir. Sadece Turklerden bir peygamber yollariz

Anlaminin oldugu gorulur. Turklere Arap peygamber atanamayacagi gibi Turklerin Kutsal kitabinin Arapca olamayacagi cok acik olarak gorulebilmektedir. Turklere Arap kavminin diliyle inen kitap olan Kuran ve Kendi milletinden olmayan bir peygamber olan Muhammed gecerli degildir.

Yukaridaki Ayetler Kurandan olmasina ragmen, Kuranda bunlarin karsiligi olarak Turklere bir peygamber gelmis oldugu ve isminin ne oldugu yazmaz. Bu durum sadece Turkler e ozgu de degildir. Arap ve Israil oglu disinda bir peygamber yoktur. Cinlilere, inkalara, Wikinglere, Mayalara, Pigmelere ve aborjinlere de peygamber oldugu ne gorulmus nede duyulmus bir seydir.

FUSILET-3.Bir Millet icin indirdigimiz Ayetleri detaylica aciklanmis Arapca bir Kurandir.

Fusilet 3 ayetinde bir Millet icin oldugu aciktir ve bunlar Turkler degildir. Kuranin bakis acisina gore olmasi gereken budur. Arapca bir kuran ve Arap peygamber Turkler icin uygun degildir. Turklere Turkce kitap ve Turk peygamber olmasi gerekir. Mealciler veya Kurani cevirenler Fussilet-3 Ayetinde oldugu gibi, bir kavim icin yazmak yerine bilen bir toplum icin yazilarak anlam saklama sahtekarligi yaparlar. Mealciler baska kelimeyi degil de BIR KAVIM ICIN kelimelerini atlama geregi duymuslarsa onlarinda Kuranin tek kavme ozel olusunu bildikleri kavradiklarini gosterir. Saklamalari ise Turkleri enayi yerine koyduklarinin kanitidir. Yoksa anlamini saklama ve atlama geregi duymazlardi.

NAHL-103.Andolsun ki biz onlarin, Kur an i ona bir insan ogretiyor dediklerini biliyoruz. Ima ettikleri kimsenin dili yabancidir. Bu Kur an ise gayet acik bir Arapca dir.

Nahl-103 ayeti Arapcadan baska bir dile tahammul olmadigi gostermek acisindan onemlidir. Muhammed e Arapca disinda bir Dilin yabanci olmasi normaldir. Ancak Kuranin Allahtan gelme oldugunu iddia eden Islamcilar, Arapca disindaki diller neden Allah icin yabanci dil olmaktadir aciklamak zorundadirlar. Allaha gore Arapca disinda diller yabanci ise, Tevrat ve incil nasil Allahin kitabi olabilir?

Mekke de cok bilgili iki Hristiyan kole vardi. Bunlar aslen Irakli idiler. Adlari Yesar ile Hayr idi. Bunlarin bircok kitaplari vardi. Firsat buldukca bu kitaplari okurlardi. Muhammed de cogu kez onlara ugrar, kendilerini dinlerdi. Gunun birinde, peygamberlik iddiasi ile ortaya cikinca, muhalif olanlar, Hayir, Muhammed bu bilgileri Allah tan degil de adi gecen kolelerden almistir. Allah i ise isini saglama almak icin kullaniyor demeye basladilar. Bu yuzden, nahl Suresi nin 103.ayeti cevap olarak indi. (Muslum)

Mekke de Tevrat ve Incil i cok iyi bilen Cebr-i Rumi veya Ais ya da Yais adinda bir demirci vardi. Kimileri de adi Yesar-i Rumi idi diyorlar. Ayrica onun yaninda bir kardesi de vardi, Muhammed $ik $ik bunlara gidip kendilerinden bilgi alirdi. Muhammed, peygamberlikle gorevlendirilince, ona muhalif olanlar, Muhammed bu bilgileri Allah tan degil de, adi gecen demirci koleden almis demeye basladilar. Bunun uzerine Nahl Suresi nin 103.ayeti indi.(Taberi)

Kuranda bildirilenlerin baska dilde bildirilmesinin mumkun olmadigi soylenerek sadece arapca bilen Araplarin anlayabilecegini anlatan bir ayettir. Bu durumda Araplardan baska milletlere de geldi diyerek yalan soylemenin ne anlami vardir. Bile bile bir Turkun bunu yapmasi Turk milletine ihanetten baska bir sey degildir.

B-Kurani anlayarak bilerek okumak ve ogrenmek zorunlulugu vardir.

Bir insandan Okudugunda anlayamadigi yabanci dilde bir kitabi okumasini istemek anlamsizdir. O nedenle herkes kendi dilinde olan okudugunda anlayacagi kitabi okumalidir. Yuz Yillarca biz Turkleri salak yerine koymuslar ve okudugumuzda hic anlamadigimiz kitabi bulbul gibi ezberletip okutmuslar. Ne soyledigimizi bile bilmedigimiz dualar ettirmisler. Islam in biz Turklere gelmedigini bile bile yukumlu olmadigimiz seylerle oyalayarak bizi ahmak yerine koymuslar.

Araplarin Allahtan geldigini iddia ettikleri Kuran in, kendi dillerinde olmasi ile anlayarak okumalari normaldir. Bir Turkun anlamadan Arapca okumasi neden dini bir zorunluluk olsun? Eger anlayarak okuma mecburiyeti mantikliysa, Ben bir Turk olarak neden binlerce yildir atalarimdan yadigar olan Anadilim Turkceyi degistirerek Dilimi Arapca yapmak zorunda olayim? Neden bir Turk olarak ben Araplasmak zorunda kalayim? Kuranda herkese kendi dilinde olan onun anlayacagi kitabi gonderirim diye Araplara soylemis. Oyleyse nerede benim Turkce kitabim? Kurani anlayarak okuyan Turk Islamcilar. Islam in Turkler icin olmadigini bildikleri halde, Arap emperyalizminin usakligini yaparlar. Iste kurandan Enam98 i Arapca anlayan toplum Turkler olabilir mi?

ENAM-98.O, sizi bir tek candan yaratandir. Sizin bir karar kilma yeriniz, bir de emanet birakilma yeriniz var. Biz anlayan bir toplum icin ayetleri ayri ayri aciklamisizdir.

YUSUF-2.Kuran i anlamaniz icin Arapca indirdik

Zuhruf, 3:Biz, ANLAYIP DUSUNMENIZ ICIN onu Arapca bir Kur an kildik.

Bu ayeti Turklere uygularsak, Ey Turkler Kurani anlayabilmeniz ve dusunebilmeniz icin Arapca indirdik anlami cikar. Turkce konusan biz Turklere anlayabilmemiz icin Arapca bir Kuran verilmesi normal olabilir mi? Bir Dilde dusunebilmek ancak ana dil olursa mumkundur. Yabanci dili anlayabilmek le yabanci dilde dusunebilmek cok farkli seylerdir.

Kuranin tek kavme ozel olusunu bir kenara birakalim. Tum Dunyaya oldugunu kabul edelim. Boyle bir durumda, Allah in Kuranin Arap olmayanlar icin dil sorunu yaratacagini hesaba katmadigi sonucu ortaya cikar. Yani karma$ik Arapca bir kitabi butun insanlara yollama acemiligi yapmis sa, Kendinden beklenen Tanrisalligi gosterememistir. Arapca konusmayanlar icin dil sorunu dogacagini tahmin edememis demektir.

Butun dillere cevrilemeyen, hatta Arap olmayanlarin dogru sekilde okumasi imkansiz olan bir kitabi butun insanlara yollamis olabilir mi? Kuran bunumu iddia ediyor? Hayir,Kuran tam tersini soyluyor. Kuran sadece Arapca konusan Arap kavmi icin geldigini soyler. Butun kavimlere ve butun dillere geldim demez. Kuran her kavme sadece o kavmin kendi dilinde inen mesajla seslenmek gerektigini dusunuyor. Yabanci bir peygamberle ve yabanci dilde inen kitapla degil. Yabanci Dil de mesaj olmamalidir. Kuran yabanci Dil de inen kitaba itiraz etmeyi mesru goruyor

FUSSILET-44.Eger biz onu yabanci dilden bir Kur an yapsaydik onlar mutlaka: derlerdi. Sen de ki: Iman etmeyenlerin kulaklarinda ise bir agirlik vardir. Kur an onlara gore bir korluktur. Sanki onlar uzak bir yerden cagriliyorlar.

Araplar hesap sorar diye korkan bir Allah oldugu ayetten anlasiliyor. Arap sorabiliyor ise, biz Turkler Turklere hic Arapca bir Kuran gonderilir mi diye neden sormuyoruz? Biz salakmiyiz? Yoksa Turklerin kayda degecek bir Millet olmadigini mi kabul edecegiz?

Simdi bu ayete gore biz Turklerin;Turk olana yabanci dilde inen kitap olur mu? Dilimizde inmeliydi deme hakkimiz neden olamiyor? Bu asagidaki ayet nedeniyle olabilir mi? Kuran sana ve kavmine geldi dedigi icin?

NAHL-64. Kendi aralarinda ihtilafa dusmus olan bir kavmi,icine dustukleri bu ihtilaflardan kurtarman icin Kurani indirdik. Baska hic bir sebeple indirmedik.

ZUHRUF-44.Dogrusu Kur an, sana ve kavmine bir oguttur. Ileride ondan sorumlu tutulacaksiniz.

Bu ayette butun kavimler ondan sorumludur unutulmustur. Turkler Gordugunuz gibi sorumlu degil!

Kuranin olma nedeninin tek kavmin sorunlarini cozmekten ibaret oldugu ayette acikca soylemistir.

Tek kavme oldugu ne kadar da acik, Cunku Kendi aralarindaki anlasmazliklar icin yaziyor.

C-Islam ve kuran sadece Mekke ve cevre ilcelerini uyarmak icindir.

Kuran in Mekkeli Araplar disindaki insanlarla alakasi yoktur. Mekke ve cevresine hitap ediyor. Bu ayetteki Ummu l-kura , Mekke nin diger adidir. Kurani bilen ve anlayarak okuyan bir cok Turk bunu mutlaka gormustur. Islam in Turklerle alakasinin olmadigi konusunda Insanlari neden uyarmamistir? Sizi su anda ben uyariyorum, ne yapmayi dusundunuz? Uyarmaya calisanlarlardan Turan Dursun u duydunuz mu? Bazi insanlar Osmanli padisahlarinin Islami cikarlari icin kullandiklari devrinde bunu soyleselerdi ne olur du? Dusunelim.

SURA-7.Sehirlerin anasi (Mekke de) ve onun cevresinde bulunanlari uyarman ve asla suphe olmayan toplanma gunuyle onlari korkutman icin, sana boyle Arapca bir Kur an vahyettik.

ENAM-92.Iste bu da, bereket kaynagi, kendinden oncekileri tasdik eden ve sehirler anasini (Mekke yi) ve butun cevresini uyarasin diye indirdigimiz bir kitaptir.

Kuranin Mekke deki Arap Kureys kabilesine hitap ettigi ayetlerde acik olarak gorulmektedir.

Zuhruf, 44:Dogrusu Kur an, sana ve KAVMINE bir oguttur. Ileride ondan sorumlu tutulacaksiniz.

Burada sana dedigi Muhammed oldugu soylendigine gore: Muhammedin kavminin Turkler olmadigi acikca bilinmektedir.

Kuranda gercekte olmayan bir cok fayali ve iyi seyi var diyen Islamcilar bu ayetleri gormemis olabilir mi? Amaclarinin ne oldugunu anlamaniz ve islamin ne oldugunu gozlerinizle gormeniz acisindan cok onemlidir.

Islamin sartlari denilerek konulmus her sey Islam sadece Mekke ve cevresi icindir denilen kurandaki ayetleri destekler niteliktedir. Islamin Dunya icin olmadiginin sadece Mekke ve cevresinde olan Arap milleti icin oldugunun tum kanitlari Islam ve Kurandadir. Ancak Tum Dunyadan harac alincaya kadar savasmak da!

Islamcilar Islam in Dunyanin Din i oldugunu soylerler. Kurana gore sadece Mekke ve cevresinin dini oldugu ortadadir. Islam in sartiyla ilgili duzenlemeler de bu dusuncenin kanitlarini daha da saglamlastirirlar. Yasin-40 da Kuranda gece gunduz birbirine esittir yazmaktadir. Oysa sadece Mekke civarinda gece gunduz uzunlugu birbirine yakindir. Islamin tum ibadet ve kurallari gece gunduzun esit zannedilmesine gore duzenlenmistir.

Bunlar daAy takvimine gore belirlenmistir. Islam dunyasinin sembolu Ay dir. Tum Dunyaya hitap edecek olsa, Ay takvimi yerine tum Dunyanin kullandigi Gunes takvimini kullanmasi gerekmez mi? Islamin Dunyaya degil, sadece Kuresys kabilesine hitab ettiginin kanitlarindan biri de Ay takvimidir.Mekke de gece gunduz farki az oldugundan Namaz vakitleri Mekke cevresinde olusur.Fakat Kutuplarda namaz yapilamaz. Sabah namazini yerine getirdiginizi dusunsek bile, aksam namazini alti ay sonra yerine getirebilirsiniz. Mekke disinda kible ararsaniz yuzunuzu Dunyanin yuvarlak olmasi nedeniyle Kabe yerine uzaya donmus olursunuz.

Oruc kutuplarda tutulamaz bakara suresinde orucun nasil tutulacagi bellidir. Mekke ve cevresinde oruc $ikilmadan zorlanmadan tutulabilir. Kutuplarda aksam alti ay sonradir. Baslayan oruc bitirilemez.

Islam in sadece Mekkede yasayan Araplar icin gecerli oldugunun en buyuk kanitlarinin biri de Hac emridir.

Hac, 27:Insanlar arasinda hacci ilan et ki, gerek YAYA OLARAK, gerekse nice uzak yoldan gelen argin DEVELER UZERINDE sana gelsinler.

Islam ve Kuranin yalnizca Mekke cevresinde yasayan kureys kabilesine hitap ettigi bu kadar acik ortadadir. Buna ragmen bir itiraziniz varsa, Hac,27 Ayetinin bir Brezilyali Musluman a farz oldugunu gozunuzde bir canlandirin lutfen. Atlas okyanusunu yuzerek gecen bir Deve bulmasinin imkansiz oldugunu anlayabilmenizi bekliyorum. Yuruyerek okyanusu gecmekten hic soz etmiyorum. Yukaridaki ayete daha dikkatli bakarsak, Islamin kapsama alaninin yaya ve Deve ile gelinebilecek uzakliklar oldugu rahatlikla anlasilabilecektir. Kurana gore islamin gecerlilik alani en fazla deve ile yolculuk mesafesidir. Hatta daha mantikli gercekci bir yaklasimla At ile seyahat eden Milletler icin islam gecerli degildir gorusunu savunabilirim.

Daha akilli bir insan ise, Kuran Allahtan gelen bir kitap olsaydi Hac.27 ayeti Cesitli ulasim araclariyla gelsinler seklinde olurdu. Kurani olusturan insanlar biraz dikkatli olabilselerdi, kuranda ruzgarla giden gemilerden sozedildigine gore, en azindan gemilerle gelin diye yazmasi gerekirdi.

Hac ibadetine gitmenin Kuran da yuruyerek veya deveyle yapilmasi soylenir. Bir Rus yada Viking deve bulup hacca gidemez. Burada deve olmayan yerlere hitap edilmedigi ortadadir. Basi bozuklugun haydutlugun kol gezdigi eski donemlerde seyahat guvenligi yoktur. Ispanyadan Kabe ye Gidecek insanlar o devirde yaya yada deveyle gidebilir miydi? Gidebilse geri donebilir miydi?

Islam tum Dunyaya gelmis olsa Amerika ve Asya kitalarinin varliginin kuranda belirtilmesi ve Muhammedin bu kitalari kesfetmesi beklenirdi. Cunku oradaki insanlara anlatilma gorevi vardi. Kuranda Cografi olarak meyve ve yiyeceklerin Mekke ve cevresinden ornek verildigi gorulur. Portakal ve mandalinadan soz edilmez. Kabak, Domates, patates, Fasulye, Misir, Aycicegi Amerika nin kesfinden sonra Asya kitasina gelmistir. Kuranda bu sebzelerden sozedildigini goremezsiniz.

Bu mealci ve Kuran bilenler Allahtan korkmuyor mu? Korkmuyorlar cunku kendilerinin Islam konusunda sorumlu olmadigini en iyi onlar biliyorlar. Islam cilar, Kuran in bir Kavim e degil butun kavimlere gonderildigini anlatmak icin bir ayet getirirler.

ENBIYA-107.biz seni ancak alemlere rahmet olarak gonderdik.

Yukarda saydigimiz o kadar ayet ve delil karsisinda, bir tek bu ayete sarilarak her seyi kurtarma cabasina girerler. Bu ayetteki Alem Arapca dir. Ayeti gordugunuz gibi ayetin her yeri cevrilirken, sadece Alem kelimesi Arapca olarak birakilmistir. Alem kelimesi Kuranda bir cok yerde bilenkisi anlaminda cevrilirken burada oylece birakilir. Diyelim ki, Dogru ve bir sekilde Alem lafi herkes anlamindadir. Bu kurtarmaya yeterli olmuyor. Dil ve anlatimlarda ancak Dunya alem kelimesi herkesi ifade eder. Alem olarak Mekke alemini kastetmeniz de mumkundur. Kuranin geldi dendigi donemde Araplar icin Alem Mekke ve Medine dir. Muhammed soyle bir emir gonder se, cumle alem gelin diye, en fazla Mekke nin hepsi gelir. Yada kime soylediyse soyledigi kisinin ailecek hepsinin gelmesini istemistir. Buradan tum Dunya anlami cikmaz.

Kurani anlayarak okumak ve dusunebilmek zorunlulugu vardir. Kurani okuyan Turk, Iranli, Afganli Musluman olamaz. Bu Milletler kendilerine ait olmayan bir dinle kandirilmislardir.

Islam Din i Emperyalist bir ozellik tasidigi icin islami kabul eden topluluklarin kulturlerini yok eder.Turkler acisindan bakildiginda islam Turk geleneklerine goreneklerine uygun olmayan bir dindir. Bu nedenle Islam Turklerin uzerinde basari saglayamamistir.

Islamda kadin erkek bir arada bulunmasi gunah olsada, Turklere Haremlik selamlik uygulatilamamistir.

Islamda kadinin sokaga cikmasi yasak olsada, Turklerde Kadin erkek halk oyununu engelleyememistir. Islamda muzik yasak ve gunah olsada, Turkler icin halk Turkuleri ve ozanlar vazgecilmez olmustur.

Islamda Yonetici halife yada dini lider kurali olsada, Turkler asirlar boyu Meclis kurultaylar yaparlar.

Islamda kadinlarin ev yonetme hakki olamazken, Turklerde asirlar boyu kadinlar meclislerde yar alirlar.

Turklere uygun olmayan Islam dini, Turkluge ihanet edenler tarafindan geleneklerimize uydurulmaya calisilmistir. Turklerin Araplara efendim demesini saglayabilmek icin islam dini Turklere gore yorumlanmaya baslanmistir.Bu yeni Din in islam la hicbir ilgisi yoktur.Adi Islam olarak soylenen bambaska bir dindir. Islamin kurallarinin Uygulandigi Kuran gecersizlestirilmistir. Turklerde is oyle bir dereceye gelmis ki, Siz Muslumanligi bilmiyorsunuz kurana uymuyorsunuz diyen yobazlar dogru soyledigi halde, Yobazlarin Musluman olmadigini dusunen bir Turk halki olusturulmustur. Mezhepler, tarikatlar ve cemaatlerle asil Muslumanin ne oldugu anlasilmaz hale gelmistir. Yonetme gucunu elinde tutan kesim halki koyun gibi yonetebilmek icin Turk e gore bir Muslumanlik uydurmustur. Ancak okudugunuz gibi Islamin Turklerle hicbir ilgisi yoktur.

http://www.turkish-media.com/forum/topic/304098-islam-arap-dinidirturk-milletinin-degil/

Ben anlamiyorum! Ya sen?

Cehennemliklerin sucu seks ve icki idi.
Cennetliklerin mukafati da seks ve icki...
Gelecektekiler bizim safligimiza guluyorlar.
Sen anliyor musun?
Ben anlamiyorum!
Huri ve fahisenin farki nedir?
Biri Allahin calisani, digeri kulunun...
Inananlarina rusvet olarak huri veren Allah ve genelev olan cennet!
Hangisi gunahsiz?
Caresizlikten karnini boyle doyuran fahise mi?
Yoksa vucudunun hazzi, kullarin iyi islerinin mukafati olan huri mi?
Sen biliyor musun?
Ben bilmiyorum!

Sadik Hidayet
17 Subat 1903 te Tahran da dogdu,
9 Nisan 1951 de Paris te 48
yasinda canina kiyip bu dunyadan goctu...


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder