RIFAT SERDAROĞLU: AKLIN ALAMAYACAĞI İŞLER
Öyle günlerden geçiyor öyle ilginç olaylarla karşılaşıyoruz ki yaşadıklarımızı akılla izanla bağdaştırmak olası değil. Birkaç örnek verelim.
ABD Başkanı T. C Cumhurbaşkanının şahsında Türk Devletine ve Türk Milletine kavgada bile söylenmeyecek bir üslupla hakaret ediyor.
Erdoğan'dan yanıt olarak "Biz ABD'ye gideceğiz yanımızda da o mektubu götüreceğiz" diye suya sabuna dokunmayan bir yanıt!
ABD karşısındaki durumumuz aynen şu şekildedir;
Projektörle veya oto farlarıyla "Tavşan Avı" yasaktır. Bu şekilde yapılan av av değil cinayettir. Projektörün ışığını zavallı tavşana tuttuğunuzda tavşan yerinden kıpırdayamaz. Artık onu vurmak çocuk oyuncağıdır.
Bizim ABD karşısındaki durumumuz aynen böyledir!
Trump "Açıklarım ha! Mal varlığınıza el koyarım ha! Bakanlarınızı tutuklarım ha! Papaz olayında yaptığım gibi ekonominizi batırırım ha" dedi mi bizimkiler hemen teslim bayrağını çekiyor.
Garipliğe bakın;
Irak Türkiye'nin güneydoğusunda değil mi? Orada Barzani'nin Başkanlığında kurulan "Kürt Devleti" değil mi? Kürt Devleti Irak'ta Barzani tarafından kurulursa tehlike yok Suriye'nin doğusunda PKK/YPG/PYD tarafından kurulursa bekaa sorunu ha?
Türk Devleti için ikisi de aynı ölçüde tehlikeli değil mi?
Şimdi Suriye sınırının 30 km ötesine gitmesini istediğimiz teröristleri sınırımızdan tam da 29 Ekim günü törenle PKK paçavralarıyla AKP Hükümeti geçirmedi mi?
Bu nasıl çelişkili-onursuz bir dış politikadır? Aklınız alıyor mu?
PKK'lılar Suriye'de 30 km ileri gitseler terör eylemlerini bırakacaklar mı?
Madem güvenli bölge diyorsunuz Süleyman Şah Türbesi sınırdan 28 km ilerde orayı neden koruyamıyoruz?
TOBB Başkanı açıklamayaptı;
"Barış Pınarı Harekatı başlamasından sonra neredeyse uluslararası camiada bir tane destekçi bulamadık. Odalar Birliği olarak 190 ülkedeki muhatap ve meslektaşlarıma özellikle bu harekatın niye yapıldığına dair mektup gönderdik desteklerini istedik!"
Bu ifadenin arkasından beklenen "şu kadar ülkenin odalar birliği başkanlığından destek mesajı geldi" olmalı değil mi? Var mı bir tane destekleyen?
Sen mektupçu başı mısın yoksa TOBB Başkanı mı?
Mektupçu Başı devam ediyor;
"Bu arada özellikle iç piyasaya hizmet veren sektörlerimizde sıkıntılar yaşandı. Tüketim düştü işler azaldı nakit akışı yavaşladı ödemeler aksadı. Buna rağmen %1 büyüme bekleniyor. Önümüzdeki sene %5 büyüme bekliyoruz.
Bu yaşadıklarımızın geçmişte kalması demek oluyor. Bu sene %1 büyümek müthiş bir performans haberiniz olsun!"
Bu beyanatı vermeden önce ne içti isen bize de söyler misin?
Hem tüketim düşecek işler durma noktasına gelecek nakit yokluğundan insanlar ödemelerini yapamayacak ve biz büyüyeceğiz ha!
Bak kara kaşlım kömür karası saçlım;
Yılbaşı'nda 2019 bütçesi 80 6 Milyar TL açık verecek dendi.
9 ayın sonunda açık 85 8 Milyar TL oldu. Hem de Merkez Bankasının temettü ve yedek akçesinden aktarılan 78 1 Milyar TL'ye rağmen!
Damadın yeni paketine göre 2019 bütçe açığı 125 Milyar TL olarak revize edildi!
Yıl sonu bütçe açığı tahmininde %50 (Yüzde elli) yanılan bir ekonomi yönetimini her yerde kapının önüne koyarlar. Sen ise AKP Ekonomik kadrosunu "Muhteşem bir performans" olarak gösteriyorsun?
Dostuna arkadaşına sırtını yasladığı iktidarına doğruları söylemek yerine yalakalığı seçenlerden kaçabildiğiniz kadar uzağa kaçın.
Çünkü bunların yapacağı işler akıl ermez…
- - - - - - - - - - - - - a45UyF587661 - - - - - - - - - - - - - Muspet bilimlerin temellerine dayanan guzel sanatlari seven fikir terbiyesinde oldugu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmis ve yukselmis olan erdemli kudretli bir nesil yetistirmek ana siyasetimizin acik dilegidir.
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - - JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
45. ALLAH'IN LUTFU DENILEN SEY BOS BIR KELIMEDEN IBARETTIR
Zayif yaratiklarin ihtiyaclarini saglayarak, tanrisallik gosterisiyle comertlik etmeye, ozen gostermeye Allah'in lutfu denir. Ancak insan gozunu acar acmaz Allah'in kimseyle ilgilenmedigini gorur. Allah'in lutfu ve iyiligi, bu dunyada oturanlarin buyuk cogunlugu icin tumuyle uykudadir, insanlarin "mutlu" diye adlandirdigi cok kucuk bir miktarina karsilik, cok buyuk bir mutsuzlar kafilesi baski altinda inlemekte ve yoksulluk icinde sararip solmaktadir. Ezmekte olduklari esirlerden daha mutlu olmayan birkac karanlik zorbanin savurganliklarina lokma olsun diye agizlarindan lokmalari cekilip alinan milletler yok mudur?
Tumturakli sozler ve ovunmeyle, hocalar, Allah'in iyiliklerini, comertliklerini aciklarken ve Allah'in iyiligine guvenmemizi isterken, ani felaketlerin huzurunda, bu ayni hocalarin, "Allah'in lutfu insanlarin beyhude projeleriyle egleniyor, isteklerini alt ust ediyor, insanlarin cok calismasina guluyor, insanlarin olgun zihinlerini celmekten zevk aliyor" diye bayagi bir sekilde sizlandiklari gorulmuyor mu? Peki, insan turuyle alay eden, insan turuyle eglenen bir Allah'in lutfuna nasil guvenilir? Hareket tarzini aciklayamadigim bir hafiyenin bilinmeyen edali yuruyusunu hayranlikla gormem benden nasil istenebilir?
"Hakkinda eserleriyle karar veriniz" diyeceksiniz; esasen ben de eserleriyle karar veriyorum ve buluyorum ki, bu eserler benim icin bazen yararli, bazen zararlidir. "Bu dunyada insan turunun her bireyi icin kotuluklerden cok iyilik vardir" diyerek, iyiliklerin Allah'i hakli cikardigi, akladigi zehabina kapiliyorlar. Varsayalim ki, bu Allah lutfunun bize verdigi iyilik yuzdur ve kotulukler ondur; herhalde bu kiyas ve kabulden, yuz derece iyilige karsi, Allah'in lutfunun on derece kotuluge bulasmis varligini, varsayilan "mukemmellik"le birlestirmek nasil mumkundur?
Butun kitaplar, Allah'in lutfunu ve ozenini ozellikle yuceltmeye yonelik ve en dalkavukca ovgulerle doludur. Bunlar okunurken sanilir ki, insanin bu dunyada mutlu yasamasi icin hicbir caba gostermesine gerek yoktur. Oysa, insan calismazsa bir gunden fazla zor yasar. Goruyorum ki, insan yasamak icin kan, ter dokmek, cift surmek, avlamak, balik tutmak, kesintisiz calismak zorundadir. Bu ikinci etkenler, yani insan caba ve calismasi olmaksizin, baslangic etkeni (herhalde ulkelerin cogunda) insanin muhtac oldugu seylerden hicbirini elde etmiyor. Her ne zaman bu yeryuzunun neresinde goz gezdirecek olsam vahsi ve uygar insani, "Lutfu rabbani" ile surekli bir mucadele icinde gorurum. Tanrisal lutfun kasirgalarla, firtinalarla, donlarla, dolularla, su baskinlariyla, kurakliklarla, insanin calismasini cogu kez yararsiz kilan ve emeklerini berhava eden afetlerle yonelttigi darbelere karsi, insan, savunma durumu almak zorundadir. Sozun kisasi, insan turunun mutluluk nedenini hazirlamakla mesgul oldugu iddia edilen bu tanrisal lutfun kotuluk dolaplarindan korunmak icin insanogullarinin durmadan mesgul bulundugunu goruyorum.
Insanlarin buyuk sehirler kurduklari her yerden irmaklar gecirmis oldugundan dolayi, bir sofu tanrisal lutfu son derece hayranlikla, saygiyla yuceltiyordu. Esyanin olusunda Allah'in velinimete yarasan amacini acikca gorduklerini one suren "bilgin"lerin muhakeme tarzi ne kadar dogruysa, bu adamin muhakeme tarzi da ancak o kadar dogru degil midir? - - - - - - - - - - - - - Bilincleninceye dek baskaldiramayacaklar, baskaldirmazlarsa da hicbir zaman bilinclenemeyecekler.
( Bu kisim kitapta Proleterler icin soylenmistir.)
George Orwell1984
- - - - - - - - - - - - - Insanlar, inaniyor olduklarina kendilerini inandirirlar.
MONTAIGNE,MICHEL EYQUEM DE (1533-1592) Fransiz yazar.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
-------------------------------------------------
This free account was provided by VFEmail.net - report spam to abuse@vfemail.net
ONLY AT VFEmail! - Use our
Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas! 15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!