Avrupa'da günden güne artan resesyon yani durgunluğun işsizlik, fakirlik ve refah azalmasının işareti.
Evet bir küresel kriz başladı.
Kriz temelde 1900'lerin başlarına kadar uzanan temellere sahip.
Ve krizin en temel noktasında para yatıyor.
- Paranın FED başta olmak üzere bütün merkez bankaları tarafından nasıl üretildiği önemli.
Ve üretilen paranın orantısal kredi sistemi ile kendine dayalı olarak 8-10 kez borca dönüşmesi de önemli.
Paranın karşılığı yok, ve sınırsız emisyona sahip.
Paranın tarihi eski.
Uzun uzun bunu anlatmayacağım.
Ancak, bilmek gerek başta altına dayalı olara emisyona sürülen dolar uzun zamandır sınırsız şekilde basılıyor.
Daha elim ve vahim olmak üzere peş peşe gelişen yakın zamanlarda yaşanmış krizlerde krizlerden çıkış amacı ile para basma işlemi yoğun şekilde hız kazanmıştır.
Evet elimizde kocaman bir dolar balonu var.
Dolar balonu ne demek?
İkinc olarak bankacılık sisteminin elde olan mevduatın belirli bir miktarını munzam karşılık olarak ayırdıktan sonra defalarca aynı paradan kredi yaratması demek.
Bu durumda küresel ekonominin nakit para ihtiyacı doymuyor.
Çünkü yeniden basılan her dolar, kendisine karşılık 8-10 misli borç yaratıyor.
Yaratılan yeni krediler ise normalde yaşaması imkansız olan batak şirketlere aktarılıyor.
Bu işin ilk sonucu batılı ekonomilerde aslında verimsiz, ayakta duramayacak durumda olan şirketler, holdingler yakın dönemde tabiri caizse helikopterle Wallsteet'e boca edilen dolarlar ile yaşam şansı buldular.
Hatta yaşamakla kalmadılar, büyüdüler.
Ve bu şirketler aslında ZOMBİDİR.
Batının sınırsız para basma ve bu paraya karşılık 8-10 misli kredi yaratma sistemi batıda ZOMBİ şirketler yaratmıştır.
ZOMBİ ŞİRKET nedir?
Borçlarının faizini dahi ödemek için yeniden kredi bulmak ihtiyacı olan şirket demektir.
Bu şirketlerin varlıklarına kıyasla borçları çok fazladır, o kadar fazladır ki, aslında borçlarının faizlerini dahi ödemekte zorlanırlar.
Ve sürekli olarak borçlarını yapılandırarak varlıklarını sürdürürler.
Aslına bakarsanız AKP iktidarları döneminde dünyada yaşanan bu küresel dolar bolluğu bizde de hovardaca harcandı.
Şimdi ülkemizde de çok fazla ZOMBİ şirket var.
Yani ülkemizde olan hikaye de farklı değil.
Ve şimdi batı bir açmaz içinde.
Yeni para basarsa, sistem sürdürülemez bir şekilde yaşayacak.
Sorunlar daha da büyüyecek.
İşler daha çok içinden çıkılmaz hale gelecek.
Uzun zaman eksi ya da sıfır faiz uygulaması yaptılar.
Ancak, görüldü ki, merkez bankası sıkı para politikası uygulamasına başladığı anda pek çok şirket ve bunların borsa değerleri sıkıntıya girdi.
Ve hemen bu yol terk edildi, ve şimdi yeniden parasal genişleme dönemi devam ediyor.
Ve her şirket yıkılırken, tedarikçi ve iş ortağı başka şirketleri beraberinde sürükleyecek.
Diğer şirketlerin mali yapısı sağlam olabilir, ama bunun bir önemi yok.
En önemli alıcısı ya da satıcısı batmış olan bu şirketlerin yaşayacakları mali şoku atlatmaları çok zor olacak.
Pek çok banka kredi verdikleri şirket ve holdinglerin aslında defter ve piyasa değerlerinin çok üzerinde riskler aldıklarını kredi dönüşleri yavaşlamaya ve durmaya başladığında fark edecek.
Öyle ki, bazı devasa şirketlerin iflası aynı zamanda bazı bankaların da batması ile eş değer olacak.
Peki ya devletler bu manzara karşısında ne yapacaklar?
Başta devlet eliyle şirket kurtarmaya çabalayacaklar.
Ancak, batakların miktarı arttıkça bu durum kamu maliyesini de zora sokacağından, bir süre sonra ya bu şirket ya da bankaları batmaya terk edecekler.
Özellikle bankalar söz konusu olunca devletlerin bu bankaları kurtarmak için halkın canını çok ama çok yakacak bir yöntemleri var.
Bankaları mudilerin parasını kullanarak kurtarmak zorunda kalacaklar.
Bunun için büyük mudilere iflas şantajı yaparak yalnızca ana parasının %60-70'ine fit olmaları sağlanacak.
Küçük mudiler için ise durum daha vahim.
Onlara 36 - 60 ay vade içerisinde ana paralarının ödenmesi dayatılacak.
Ve bankacılık sistemindeki batak para sorunu bir süre için böyle ötelenecek.
Buraya kadar anlattıklarım küresel ekonomiye aitti.
Ve bu kriz henüz kendini tam olarak ortaya koymadı.
Bu nedenle ülkemizde olup bitenleri küresel resesyon/durgunlukla açıklamak partizan bir saptırma olur.
Küresel durgunluk 2020 başlangıcından itibaren bütün dünyada giderek artan şiddetle hissedilecek.
Biz ihracat yapmakta zorlanacağız, ve cari açığımızı ihracat artışı yoluyla telafi etmekte zorlanacağız.
Ve bizim yerel krizimizin hikayesi ise tamamıyla farklı.
Bizde ilk olarak cari açık sorunu var.
Verimsiz yatırımlar, yandaş şirketlere verilen ölü krediler, satınalma garantili ve pahallıya mal olmuş yatırımlar falan.
AKP döneminde yaşanmış yağma sisteminin ürettiği ZOMBİ şirketler var.
Hatta inanılmaz ama gerçek, bazı büyük kamu şirketleri bile içeriden kaynak transferi yapılmasa batacak hale gelmiştir.
Dövizin gerçekte olması gereken yeri hesaplayan yerli ve bıyıklı yabancılar sürekli olarak döviz almakta ve bunu döviz mevduat hesaplarında tutmaktadır.
Bu kafileden yatırımcıların paralarını güncel döviz değerlerinde bozdurmayacakları kesindir.
Ve bu yatırımcılar kesinlikle bankalarda tuttukları döviz mevduat hesaplarının güvencesini sorgulamakta ve endişe etmektedir.
Çokça dedikodusı yapılan bir felaket senaryosunda bu hesapların daha düşük bir kurdan TL mevduat hesabına dönüştürüleceği söylenmektedir.
Ülkenin kontrollü şekilde 80 öncesi dönemde olduğu gibi bir KAMBİYO KONTROL REJİMİNE sürüklendiği dedikoduları yapılmaktadır.
Ve bu mudilerin midesini bulandıracak en küçük olay, dedikodu bir anda bu mevduatların çözülmesine ve yastık altına(kasaya) konmasına sebep olabilir.
Ve dünya alem biliyor ki, ülkemizde bankalarda bulunan 192 milyon doların üzerindeki bu döviz mevduat hesaplarını karşılayacak dolar MB'da yoktur.
İşte bu durum herkesin altına ettiği bir felaket senaryosudur.
Ve emin olun, bu tahminlerimin küresel durgunlukla alakası yoktur.
Küresel durgunluk geldiğinde biz işte bu halde olacağız.
Ve her şey daha da ağır, daha da kanlı, daha da sancılı olacak.
Ben doğrusu ülkemiz açısında önümüzde duran YEREL CARİ AÇIK KRİZİ ve KÜRESEL DURGUNLUK (DOLAR BALONU) KRİZLERİNİN politik anlamda hem dünyayı, hem de Türkiye'yi yeniden biçimlendirmesini bekliyorum.
Ülkemizde ise öngörüm halkın daha çağdaş, daha akılcı bir yola girmesini değil, tam tersine 630 yılı Mekke şartları ile Cilalı Taş dönemindeki arkaik Türk devlet ve halklarının şartlarına savrulmasını daha olası görüyorum.
Ülkemizin yaşayacağı sıkıntıları daha da olgunlaşarak, gelişerek atlatması eşyanın tabiatına aykırıdır.
Travmalar yeni gelişmelere değil, ilkelleşmeye, regresyona, içe kapanmaya, geriye dönüşe, gerçeklerden kopuşlara sebep olmaktadır.
Hiçbir travma ne devletleri, ne milletleri, ne de kişileri daha iyi, daha üstün etmez.
En iyi tarımsal ürünler en iyi topraklarda, en iyi şartlarda olabilir.
Türk halkının bu nedenle önümüzdeki dönemde yaşayacağı ağır ekonomik travmaların çok olumsuz etkilerinin olması kaçınılmazdır.
İNGİLTERE'DE 'EVSİZ' ÖLÜMLERİ EN YÜKSEK SEVİYEYE ULAŞTI
27.10.2019 - 19:37
İngiltere ve Galler'de sokakta yaşamını yitiren "evsiz" sayısının son 7 yılın en yüksek seviyesine ulaştığı bildirildi.
İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) İngiltere ve Galler'de sokakta ölen evsizlerin sayısına ilişkin bir rapor yayımladı.
Raporda sokakta ölen evsizlerin yaşı cinsiyeti ve ölümlerin en çok gerçekleştiği şehirlere ilişkin bilgiler de yer aldı.
Rapora göre 2013-2019 yıllarında ülkede toplam 3 bin 353 evsiz hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden evsizlerin sayısı 2013'te 482 iken bu sayı 2018'de 726'ya yükseldi.
Sokakta ölen evsizlerin yüzde 88'ini erkekler oluşturdu ölümlerin en çok yaşandığı kent de Londra oldu.
Erkeklerin ortalama ömrünün 76 kadınların 81 olduğu ülkede evsiz erkeklerin ortalama ömrü 45 evsiz kadınların ise 43 olarak belirlendi.
Ulusal İstatistik Ofisi Sağlık ve Yaşam Analizi Bölümü Başkanı Ben Humberstone rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede raporla İngiltere ve Galler'de ulusal sorun haline dönüşmüş evsizler konusunda çalışma yapacaklara yardımcı olmak istediklerini kaydetti.
İngiltere ve Galler'de sokakta ölen evsiz sayısının 2013'ten bu yana en yüksek seviyeye ulaştığına dikkat çeken Humberstone ölümlerin çoğunun artan uyuşturucu kullanımına bağlı olduğunu belirtti.
İNGİLTERE'DE "EVSİZLER"
İngiliz Parlamentosu Kamu Hesapları Komitesinin 2017'de yayımladığı rapora göre İngiltere'de yaklaşık 10 bin kişi sokakta 120 bin çocuk ise geçici barınaklarda yaşıyor.
Ülkede yaklaşık 90 bin aile ise belediyelerin sağladığı geçici barınaklarda hayatını sürdürüyor. Tek gecelik yurtlar hostel'lar kadın sığınma evleri veya sosyal konutlar "geçici barınak" kabul ediliyor.
Ülkede bir arkadaşının ya da akrabasının yanına sığınarak yaşayan "gizli evsizlerin" sayısının da 3 milyondan fazla olduğu tahmin ediliyor.
https://www.haberturk.com/ingiltere-de-evsiz-olumleri-en-yuksek-seviyeye-ulasti-2534928
- - - - - - - - - - - - -a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Istiklal istikbal hurriyet hersey adaletle kaimdir!
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
141. RUHBAN HEYETININ USTUN IHTIRASLARI VE CINAYETLERI
Ruhban heyeti, sozde Allahlarinin ve dinin yardimiyladir ki, ihtiraslarini tatmin etmisler ve cinayetlerini islemislerdir. Din imamlari, Allah'larindan, korkunc, kararsiz, degisken bir zorba yapmaya buyuk bir ozen gostermislerdir. Bu sekilde, degisebilecek cikarlarina Allah'in uygun olmasi, kendi cikarlari gibi, Allah'in da gerekli zaman ve duruma gore "degisken" olmasi gerekiyordu.
Hoppaliktan ve arabozuculuktan arinmis, adil ve iyi bir Allah, hep temiz bir adamin, ya da ilgisiz bir hukumdarin niteligine sahip olan bir Allah, din adamlarinin isine hic yaramazdi. Allah'larinin karsisinda herkesin titremesi, rahipler icin, hocalar icin, hahamlar icin yararlidir. Allah, korkunc olmalidir, ta ki, korkularindan kurtulmak ve rahatlamak icin, halk, kendilerinin araciliklarina, sefaatlerine basvursun. Eger Allah'a, kahhar (yok edici), sedidulikap (azap ve eziyet verici) sifatlari verilmemis olsaydi, kimse hocalardan dua istemezdi, kimse "Sefaat ya Resulallah!" diye bar bar bagirmazdi. Kimse dunyanin her yerinden "Kudusu Serif"e, "Mekkei Mukerreme"ye, "Medinei Munevvere"ye ve Papa'nin pabucunu opmek icin "Roma"ya gitmezdi.
Papazlar, hocalar, hahamlar, halkin sirtindan gecinerek semizlenmezdi. Kimse kendi "vale do sambr"inin gozunde bir kahraman degildir.
Rahipleri tarafindan, baskalarini fazlasiyla korkutacak bicimde giydirilen bir Allah'in, rahiplere ender olarak korku vermesine ya da bunlarin yaratilislari, hatta hareketleri uzerinde ancak cok az etkide bulunmasina sasilmaz. Dolayisiyla butun ulkelerde bunlarin cok duzenli olarak hareket ettiklerini goruruz. Allah'larinin san ve serefi bahanesiyle, her yerde milletlerinin kanlarini emerler, ruhlarini asagilarlar, sanayi ve ticareti gevseklige ugratirlar, nifak sacarlar. Acgozluluk ve cekememezlik, hep, ruhban heyetinin ustun ihtiraslari olmustur. Her yerde, rahipler, hukumdarlarin ve yasalarin ustune cikar. Her yerde, gururunu, acgozlulugunu, guc ve kudretini zorbaca ve oc alircasina kullanirlar. Cikarlarindan baska bir seyle ilgilenmedikleri gorulur. Her yerde, kefaretleri, kurbanlari, esrarengiz ibadet yerlerini ve hareketleri, sozun kisasi, kendisi icin kazancli olan uydurma ve yakistirma seyleri, yararli ve toplumsal erdemlerin yerine ikame ederler.
Ruhlari tasfiye etmek ve Allah'i milletlere uydurmak icin, her ulkede tanrilarin gostericilerinin icat ettigi gulunc ibadet yerleri ve "merhamet dagitan" araclari karsisinda zihin karisikliga ugramistir, dusunce yasaklanmistir.
Burada Allah'in iyiligini kazanmak icin, bir cocugun sunnet derisinin bir kismi kesilir. Orada, henuz yapmadigi gunahlardan temizlenmesi icin, cocugun basina su dokulur. Baska bir yerde, cocuga, sulari butun pislikleri yok etme kudretine sahip bir irmaga dalmasi soylenir. Baska bir yerde, kullanilmasi semavi gazabi kiskirtacak olan bazi besinler yasaklanir. Baska ulkelerde, gunah isleyen insana, kendisinden daha gunahkar olan bir rahibe zaman zaman gidip itirafta bulunmasi emredilir, vb. vb. vb.
- - - - - - - - - - - - -
Artik saf ask ya da tutku soz konusu degildi.
Hicbir duygu saf olamiyordu, cunku her seye korku ve nefret sinmisti.
Kucaklasmalari bir savas, orgazmlariysa bir zafer olmustu.
Bu, partiye indirilmis bir darbeydi.
Sevismek siyasal bir eylemdi.
George Orwell
- - - - - - - - - - - - -
Bir insanin kendisinin yapabilecegi seyleri tanrilardan istemesi anlamsizdir.
EPIKUROS (MO 341-270) Yunan filozof.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
-------------------------------------------------
This free account was provided by VFEmail.net - report spam to abuse@vfemail.net
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas! 15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder