EMEKLİ AMİRALLER AYM'YE BİREYSEL BAŞVURUDA BULUNDU
Ağustos 2 2021
Montrö bildirisine imza atan 5 emekli amiral Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulundu. AYM'ye sunulan dilekçede amirallerin 'ifade özgürlüğü lekelenmeme hakkı seyahat özgürlüğü ve özgürlük hakkının' ihlal edildiği kaydedildi.
Montrö bildirisini imzaladıktan sonra haklarında soruşturma açılan ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan 103 amiralden 5'i Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.
"HAKLARIMIZ İHLAL EDİLDİ"
Dilekçede amirallerin ifade özgürlüğü kapsamında kalan açıklama nedeniyle soruşturmaya tabi tutuldukları ve polis nezaretinde ifadeye gittikleri belirtilerek haklarında yurt dışı çıkış yasağı uygulandığı anlatıldı.
Sözcü'nün haberine göre dilekçede amirallerin 'ifade özgürlüğü lekelenmeme hakkı seyahat özgürlüğü ve özgürlük hakkının' ihlal edildiği kaydedildi.
"YARGITAY DA HEDEF ALDI"
Emekli askerlerin avukatı Hüseyin Ersöz tarafından AYM'ye sunulan dilekçede amirallerin Montrö ve 'sarıklı amiral' açıklamasının bazı kurum ve kişiler tarafından muhtıra benzeri bir girişim olarak yansıtılmaya çalışıldığı karalama kampanyası başladığı vurgulandı.
Dilekçede dava açılması durumunda temyiz incelemesine bakacak olan Yargıtay da dahil pek çok kurum tarafından yapılan açıklamalarla amirallerin hedef alındığı belirtildi.
https://www.politikyol.com/emekli-amiraller-aymye-bireysel-basvuruda-bulundu/
- - - - - - - - - - - - - - - -
Alis grave nil
Hicbir sey kanatlari olandan daha hafif degildir.
(Pontifical Katolik Universitesi dovizi)
Latince Atasozleri
- - - - - - - - - - - - - - - -
Belki Yine Gelirim
(Cemile Çakır hocaya)
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
yırtılan ve parçalanan birşeyler olmalı mutlaka
hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler
Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent
ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü
Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
tükürsek cinayet sayılıyor artık
ama nerde kaldılar, özledim gülüşlerini onların
Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
tek yaprak bile kımıldamıyor nedense
ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük
Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
okuduğum bütün kitaplar paramparça
çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
sırnaşık aydınlar, arabesk hüzünler
bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma
Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri
ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu
ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük
İçimde zaptedilmez bir kırma isteği
dizginlerini koparan bir at sanki bu
soluksoluğa kalıyorum her sonbahar
ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
bütün gençliğim böylece geçip gitti işte
ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim
Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa
birgün gelirsek hangi kent güzelleşmez
şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı
geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye
Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür
sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak
ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü
ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün
Ahmet Telli
- - - - - - - - - - - - - - - -
Yukseklere varmak istediginizde kendi bacaklarinizi kullaniniz.. fakat sen ata mi bindin, hedefine mi gidiyorsun doludizgin topal bacaginla? hedefine varip attan indiginde o zaman sendeleyeceksin.. iste sen...
. . . . . .
Su hayat oyununda duses atmadim desem yalan... ama her attigimda da mutlaka bir pulum ...kirikti...
. . . . . .
Ben kimseye yuk olmayi sevmem di en meshur sozu.. ama omru boyunca omuzlarda tasinmak icin neler yapmamisti ki... nasip son gununeymis...
. . . . . .
Idealist olduklarini soyleyenlerin hemen ardindan da imkansizliktan sikayet etmesini aklim
almiyor... icinde bulunulan sartlar -yani imkanlar- degil midir zaten insanlari ideallere kanalize
eden? hem bir sey daha soyleyeyim mi, o sikayet edenlerin eline imkan gecince de idealleri
kalmiyor..
Friedrich Nietzsche
- - - - - - - - - - - - - - - -
Yeryuzunde gunes isigina layik olmayan nice insan var.
Ama gunes her gun dogar.
Seneca
- - - - - - - - - - - - - - - -
"Toplum, üyelerinin yararı için mevcuttur;
toplumun üyeleri toplumun yararı için mevcut değildir."
Herbert Spencer
- - - - - - - - - - - - - - - -
Doğrular ve yanlışlar yoktur, sadece yorumlar vardır.
Friedrich Wilhelm Nietzsche
(d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900)
Ahlâk ve değerler sisteminin kuruluşuna yönelik bir temel çerçevesinde
çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist Alman düşünür, filolog.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 19. - 389 ]
İnsan bastığı toprağı hor görmemeli:
Kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili.
Duvara koyduğun kerpiç yok mu, kerpiç?
Ya bir Şah kafasıdır, ya bir vezir eli Arapça, içecek şey, anlamında bir kelime. Aşk ve mahabbet anlamına kullanılır. Coşkun aşk halleri ki, bu durumdaki kişi aşkta sadakat imtihanından geçer. Kemale erenlerin hali budur. Bu kelimeyle ilgili bazı deyimler şunlardır:
Şaraphane : Melekût âlemi, kâmil arifin iç dünyası.
Şarab-ı Puhte: Yıllanmış, kıvamını bulmuş şarap. Her türlü kayıttan, sınırlamadan kurtulmuş saf ve mücerred zevk.
Şarab-ı ham : Çiğ şarap. Dünyevî zevk ile karışık hayat.
Şarap-ı Tevhîd : Allahın zâtında mahvolup, her türlü maddî bağdan kurtulma.
İki türlü şarap vardır: Biri maddî, dünyevi, alkol ihtiva eden içilmesi haram olan içki, ki bu insanı içince sarhoş eder. Diğer şarap ise, aşk şarabıdır. Allahı sevmekten kaynaklanan zevkin sonucu olarak ortaya çıkan bir tür mestlik, melankoli hâli. Sûfîler bu bakımdan, içmeden sarhoş olanlardır, diye tanımlanır. Marifet, içmeden, manâ sarhoşu olmaktadır. Her iki sarhoşta ortak bazı özellikler vardır. Bunlardan biri, her ikisi için dış âlemin bir anlamı yoktur; sarhoşluk, her iki grubu dış dünya ile alakalı bir takım ilgilerden kesmiştir, ikisi arasındaki pek çok farktan bir diğeri de, şudur: : Mânâ sarhoşunda, karaciğerden kaynaklandığı söylenen bir tür iç hararet, maddî şarab içende bulunmaz.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Bazı insanlar vardır, eğer bir şeyi zaten bilmiyorlarsa, onlara anlatamazsınız.
Louis Armstrong
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ruhun ilaci kitaptir.
Japon Atasozu
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder