4 Eylül 2021 Cumartesi

YELİZ KORAY : YİNE DÖKTÜRMÜŞ.

Geçtiğimiz hafta "Yerim destanınızı" başlıklı yazısıyla Türkiye genelinde büyük bir ses getiren Gazeteci Yeliz Koray Ankara'da gözaltına alınmıştı.

Bu da YELİZ KORAY'ın Aslanlar gibi verdiği ifade.

Lutfen okuyunuz...


Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  



YELİZ KORAY : YİNE DÖKTÜRMÜŞ.

Milli manevi ve dini değerlerimize hakaret etmedim.

"Atatürk manevi kızıyla ilişki yaşadı" demedim mesela…

"Annesi Zübeyde Hanım genelevde çalışıyordu" da demedim.

Sadece bu değil. .

Nefret ettiğim bir insan bile olsa 'ölü'ye her zaman saygı duydum.

Annesini millete yuhalatmadım!

Benimle aynı fikirde değil diye sandıkta 'evet' diyenlere "terörist-şerefsiz" demedim.

A partisini B partisini destekliyor diye hiçbir sanatçıyı "sanatçı bozuntusu" diye aşağılamadım.

Eşini dostunu madende kaybeden acılı insanların isyanını tekmelemedim.

Kimseye mezhebini sormadım. "Ölmüş mü?Zaten Aleviydi" demedim.

Stres altındayken ve hatta sabrım sınanırken bile kimseye "gavat" demedim.

O ya da bu nedenle "anam ağladı" diye şikayet eden birine "ananı da al git" demedim.

Bana göre doğru olmayan şeyleri 'doğru' diye yazdığı için hiçbir gazeteciye "Sizi tasmalarınızdan kurtardım nankörler" demedim.

Bir ağaç için canını siper eden gençlere "Çapulcular-Vandallar" demedim.

Bu ülke için ölen her bir asker polis ve korucu için derinden üzüldüm ağladım.

"Yan gelip yatma yeri değil" de demedim

"Birkaç Mehmetçik için meclis açılmaz" da demedim.

Kaç kişi olduğu mühim değildi hiçbir can için 'kelle' hesabı yapmadım.

Dinimle alay etmedim. "Her Cuma bir dua sallıyorum" demedim.

"Bakara makara" diye dalga geçmedim.

"Namaz kılmayan hayvandır" da demedim.

Kadınları bekaretine göre ayırıp "Kız mıdır kadın mıdır?" da demedim.

Türbanına göre ayırıp "Türbansız kadın perdesiz eve benzer" de demedim.

Bitmedi…

"Çocuğu olmayan kadın yarım kadındır" da demedim…

"Kadın makyaj yapıyorsa kaportası bozuktur" da demedim

"Beni desteklemezseniz başınıza şu gelir bu gelir" diye kimseyi tehdit etmedim.

Beni gördüğüne sevinen birine "Bi taklaat bakayım ne kadar sevindin?" diye aşağılamadım.

Engelli gence "Görmeyen gözünle sana işvermişiz daha ne istiyorsun?" demedim.

"Senin çocuğun da işsiz kalsın kişisel sorunlarını bana anlatma" demedim.

Tecavüze uğrayan çocukları savunmak yerine "Bi kereden bir şey olmaz" demedim.

Atanamayan bir öğretmene "Oy vermezsen verme" demedim.

İlaçlarını alamayan kanser hastası birine "Al şu parayı git" diye dilenci muamelesi yapmadım.

Gülüyor sakız çiğniyor düğünlerde oynuyor ya da karnı burnunda dışarı çıkıyor diye hiçbir kadına 'iffetsiz' demedim.

"İffetli olsun da kürtaj yaptırmasın" da demedim.

Yalnızca kendi edebime baktım kimseye "edepsiz" demedim!

Hiçbir cemaate tarikata üye olmadım onlardan övgüyle bahsetmedim.

"Hocam gel artık" diye ağlamadım.

"Ne istedin de vermedik" demedim.

MHP'ye "En iyi yaptığı şey kışkırtmaktır"

ülkücülere de "Kafatasçı vampirler ırkçılar" demedim.

PKK ile masaya oturmadım

"oturdun" diyenlere "İspat etmezsen şerefsizsin" demedim.

İspatı gelince de kimseyi 'vatan haini' ilan etmedim.

Peki ben ne dedim; 15 Temmuz'dan bir gün sonra 'Filler Tepişti' başlıklı köşe yazımda;

"Komutanın emriyle ağaca bile selam vermek zorunda olan gencecik askerler öldüresiye dövüldü. Tüm dünya askerlerimizin soyulduğunu tokatlandığını gördü" dedim.

"Kurunun yanında yaş da yandı" demek isteyerek gariban Mehmetçiklere üzüntümü dile getirdim.

Sırf bu yüzden Atatürk'e hakaret eden bir pislikte aynı maddeden yani;

"Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama" dan yargılanacaksam söyleyecek pek bir şey yok.

En büyük mahkeme vicdanımdır. Oradan beraat ettim.

Şimdi yüce adaletimize sığınıyorum

Yeliz Koray

https://www.facebook.com/yelizkorayy/posts/138665516721687

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Allah şunu misal getirdi:
Bir yanda hiçbir şeye gücü yetmeyen bir köle, diğer yanda tarafımızdan güzel bir rızık verdiğimiz, ondan gizli, açık olarak harcayan hür bir insan, bunlar hiç eşit olur mu?

NAHL suresi..75.ayet...

- - - - - - - - - - - - - - - -

MADENCİNİN VASİYETİ

"Helâl lokma Neydi şehadet? Cephelerde ölmek mi?
Helâl lokma ararken can vermeyi bilmek mi?

Tek düşüncem horantam helâl yesin aşını
Akran içinde yavrum dimdik tutsun başını.

Evdeşim baş eğmesin, ar etmesin hâlinden
Nîmet verene şükrü düşürmesin dilinden.

Bir dehlizde can vermek madencinin kaderi.
Makamdaki vicdanın acep nedir ederi?

Yedi kat yer altında rızkımı aradım ben
Canımı verir iken kimlere yaradım ben?

Şayet varsa bir ihmal mutlak bulsun devletim
Hakkımı helâl etmem unutursa milletim

(muhacir bozkurt)
Mustafa KÜTÜKCÜ
14.05.2014 – DENİZLİ.

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bilim adamlarının kesinliği yok ama delilleri var.
Yaratılışçıların delilleri yok ama kesinliği var.

Ashley Montagu

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dum spiro,spero
Nefes aldigim surece umut ediyorum.

Latin Atasozu

- - - - - - - - - - - - - - - -

Sonuclari degil, baslangiclari degistirmek gerekir.

ALAIN

- - - - - - - - - - - - - - - -

İmkansız Dostluk

Değil kardeşim, dal yeşil değil,gök mavi değil,
Bilsen
Aklından geçer mi dersin aklımdan geçen şeyler?
Sanmam

Cahit Sıtkı Tarancı

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 54. - 389 ]

Cennette huriler varmış, kara gözlü;
İçkinin de ordaymış en güzeli.
Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz:
Bak, bir yanda şarap, bir yanda sevgili.

ŞARAB: Arapça, içecek şey, anlamında bir kelime. Aşk ve mahabbet anlamına kullanılır. Coşkun aşk halleri ki, bu durumdaki kişi aşkta sadakat imtihanından geçer. Kemale erenlerin hali budur. Bu kelimeyle ilgili bazı deyimler şunlardır:
Şaraphane : Melekût âlemi, kâmil arifin iç dünyası.
Şarab-ı Puhte: Yıllanmış, kıvamını bulmuş şarap. Her türlü kayıttan, sınırlamadan kurtulmuş saf ve mücerred zevk.
Şarab-ı ham : Çiğ şarap. Dünyevî zevk ile karışık hayat.
Şarap-ı Tevhîd : Allahın zâtında mahvolup, her türlü maddî bağdan kurtulma.
İki türlü şarap vardır: Biri maddî, dünyevi, alkol ihtiva eden içilmesi haram olan içki, ki bu insanı içince sarhoş eder. Diğer şarap ise, aşk şarabıdır. Allahı sevmekten kaynaklanan zevkin sonucu olarak ortaya çıkan bir tür mestlik, melankoli hâli. Sûfîler bu bakımdan, içmeden sarhoş olanlardır, diye tanımlanır. Marifet, içmeden, manâ sarhoşu olmaktadır. Her iki sarhoşta ortak bazı özellikler vardır. Bunlardan biri, her ikisi için dış âlemin bir anlamı yoktur; sarhoşluk, her iki grubu dış dünya ile alakalı bir takım ilgilerden kesmiştir, ikisi arasındaki pek çok farktan bir diğeri de, şudur: : Mânâ sarhoşunda, karaciğerden kaynaklandığı söylenen bir tür iç hararet, maddî şarab içende bulunmaz.

- - - - - - - - - - - - - - - -

Din, sıradan insanları sessiz tutmak için mükemmel bir alet.

Napolyon ( Beğendiğim sözlerden birisi )
OrajKalip


- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder