Amaç, çeşitli konularda halkımızın nabzını tutmak ve yazılarımızı bir masa başı çalışması, sanal ürün olmaktan çıkarıp, gerçeklere dayandırmak, halkımızla bütünleşmektir…
Son yıllarda bu amaçla birçok köyü ziyaret ettik. Sorunlarını dinledik. Karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk.
Bir köye iki kez yolumuzun düştüğü de oldu.
İlk gidişimizde izlenimlerimiz şunlardı:
Genellikle köylüler durumlarından şikâyetçiydi. Mazot, gübre, tarım girdilerinin pahalı olduğundan, hükümetin çiftçileri desteklemediğinden yakınıyorlardı. Ürünlerinin para etmediğini, ekmek parası bulamaz duruma geldiklerini söylüyorlardı. Bu şikâyetler karşısında biz de onlara "demokratik direnişlere katılmalarını, haklarını aramalarını," öneriyorduk. Şöyle yanıtlar geliyordu:
"Siz ne "hak"kından söz ediyorsunuz? Demokratik direnişi kim yapacak? Koca koca paşaları sorgusuz sualsiz hapsediyorlar. Bizim hacmimiz ne cirmimiz ne? Ateş olsak düştüğümüz yeri yakarız… Bu yoklukta bir de dört duvar arasına atarlarsa bizi, çoluğumuz çocuğumuz hepten aç kalır…" Aradan uzunca bir süre geçtikten sonra kendileri bizi davet ettiler. İkinci gidişimizde yine aynı şikâyetleri sıraladılar ama bu kez görüşleri ve tavırları değişmişti. "Bıçağın kemiğe dayandığını, bu iktidardan kurtulmak gerektiğini" söylüyorlardı, sonra da ekliyorlardı: "Recep Tayyip APO ile görüşme yapıyormuş, TC'leri de kaldırıyorlarmış, Türk bayrağı taşıyanlara biber gazı, tazyikli su sıkıyorlarmış, bu iktidara karşı ucunda ölüm de olsa mücadele edeceğiz…"
Korku duvarı aşılmaya başlanmıştı.
Korku duvarı esnaf arasında da aşılmaya başlandı.
Düziçi'nde köftecilik yapan bir esnaf, Köfteci Osman Usta, TC düşmanlığını protesto etmek için dükkânının camına, "TÜRKİYE CUMHURİYETİ KÖFTECİSİ" yazmış…
Kimseden korkusu yok artık.
Ellerine bayrakları alıp "akil"leri protesto etmek için yollara düşen, toplantı salonlarının kapısına dayanan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da kimseden korkmuyor.
Üstelik bu direnişlere katılanlar sadece TGB'li gençler de değil. Aralarında bakkal Hüseyin, balıkçı Temel, kasap Hasan da var…
İktidarın ve BDP'lilerin telaşı, korkusu işte bu yüzden.
Adamlar bir anda CHP, MHP koruyucusu, hamisi kesildiler.
Çağrı üzerine çağrı yapıyorlar. "Gelin Açılım sürecine katılın, yoksa eriyeceksiniz…"
Bebek katili APO da aynı yönde bir demeç vermişti: "CHP, sürece destek vermezse biter…"
Aslında CHP de MHP de erise, bitse, zil takıp oynarlar ama birden bire bölücüler, yeni mandacılar, Amerikanofiller CHP – MHP dostu oldular.
Bu arada tehditlerden, şantajlardan da geri durmuyorlar.
Başbakan MHP'nin iktidar olduğu dönemi inceleteceğini, yolsuzlukları ortaya dökeceğini söylerken, Mehmet Ali Şahin de "Akil insanlardan birinin başına bir hal gelirse, sorumlusunun Devlet Bahçeli olacağı"tehdidini savurarak, milliyetçilerin yürüyüşüne engel olmaya çalışmaktadır.
Yüz binlerce insanın ay yıldızlı bayraklarla İzmir Meydanını gelincik tarlasına çevirmesi hem AKP'lilerin, hem PKK'lıların yüreğine korku salmıştır.
Telaşları bundandır.
Ama korkunun ecele faydası yoktur. 10 binler 100 binlere, 100 binler milyonlara dönüşüp, yeni saltanat, hilafet, sultanlık dönemine son verecek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Osmanlının küllerinden yarattığı Türkiye Cumhuriyetini yeniden kuracaktır.
Bu devrim yürüyüşünde CHP, içindeki PKK yanlısı, Fethullah Gülen hayranı milletvekillerini temizlemeli; bölünmeye, şeriata, hukuksuzluğa karşı çıkmalı, İkinci Kurtuluş Savaşında yerini almalıdır.
Dev uyanmaya başlamıştır. Nazım'ın deyişi ile "Nasırlı ellerini toprağa koymuş, dizlerinin üstünde doğrulmak üzeredir…"
Birlik, bütünlük toplantıları yapılmaktadır. AKP'li yurtseverler de gidişattan rahatsızdır. AKP'den kopmalar, ayrılmalar artmaya başlamıştır.
Yakında vatanseverler tüm yurdu miting alanına dönüştürüp, ellerindeki ay yıldızlı bayraklarla gelincik tarlasına çevirecektir.
Halk"korku duvarı"nı aşmaya başlamıştır ey AKP. Duyduğun sesler üç beş çapulcunun değil, yurtseverlerin ayak sesidir.
Kapınıza doğru yaklaşmaktadır.
Bu vatandan bir tek çakıl taşının bile koparılamayacağını hem siz hem terör örgütü PKK, hem de yandaşınız, ortağınız, korumanız ABD yakında anlayacaktır…
Sonunuz Vahdettin'lerin, Damat Ferit'lerin sonu gibi olacaktır…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder