Melih Aşık: PKK'nin 3 aşaması!
- Birinci aşama PKK'nin geri çekilmesi… İkinci aşamada yasal reformlar ve anayasal değişiklikler yapılacak. PKK'nın çekilmesi nasıl olacak… Başbakan'ın dediği gibi olamayacağını Demirtaş izah ediyor: "Şu anda devlet PKK'lilerin nerede olduğunu ve geçiş yollarını bilmiyor. Buraya kadar doğru… Ama devamı nasıl olacak… Kandil zamanı gelince açıklama yapacakmış: "Çekilme tamamlanmıştır, ikinci aşama başlayabilir…" Peki bu açıklamanın doğruluğunu Türkiye nasıl bilecek? Militanlar gerçekten dışarı çıktı mı, yoksa bir kısmı yurt içinde kaldı mı, nereden bileceğiz? Kandil ne derse mecburen inanacağız! Bu arada… Eğer ikinci aşamada istedikleri yasal ve anayasal değişiklikler yapılmazsa PKK'nin geri döneceğini Demirtaş açıkça söylüyor. TBMM'de anayasal değişiklikler "PKK her an dönüp gelebilir" tehdidi altında yapılacak… Bunu içine sindirebilen bir Meclis, halkı temsil ediyor olabilir mi? Akagün'ün suçları… CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'na "CIA Ajanı" dediği için disipline sevk edilen Uşak Milletvekili Dilek A. "Gölge CIA olarak adlandırılan Stratfor'a ilişkin belgelerde Tr 705 koduyla 'PKK ateşkesleri hakkında bilgi veren ana Kürt kaynağı' olarak nitelendirilen, Amerikan Konsolosluğu tarafından 'Uzun zamandır konsolosluk irtibatı' olarak bilgi aktardığı belirtilen, ABD'ye gittiğini ve ABD nin Kürt sorununun çözümlenmesi için hazırladığı A, B, C, D planlarını bildiğini açıkça ifade eden Sezgin Tanrıkulu, CHP ilkelerine aykırı davranan bir kişi değil midir? Sezgin Tanrıkulu ile Stratfor'un bağlantısını kuran Emre Doğru TÜSİAD'ı zan altında bırakmamak için temsilcilikten istifa ederken, Sezgin Tanrıkulu'nun CHP'de görevini devam ettirmesi doğru mudur? CHP ilkelerini, değerlerini savunmak, bu değerlere aykırı davranan kişileri sorgulamak suç ise ben bu suçu işlemeye devam edeceğim." Yönetmen Fatih Akın, "Halkımız demokrasi konusunda biraz tembel" demiş. Doğrudur: Fahrettin Fidan Ürün Ankara'da bir televizyon kanalındaki reklâmın etkisinde kalarak satın aldığı "bitkisel damar açıcı ürün"ün, Dönüş Akçalı adlı yurttaşın ölümüne yol açtığı gazetelerde yazıldı. - Otopsi yapılmasına rağmen sonuç neden hâlâ açıklanmadı. - Ürüne ruhsatın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nca verildiği doğru mudur? - Ürünün adı açıklanarak yurttaşlarımız neden hâlâ uyarılmamaktadır? Gıda Bakanlığı neden susuyor? Erdoğan ve Gül Anıtkabir'deki 23 Nisan törenine katılmadı. Anıtkabir'e gitmeye yerinenler nedense Atatürk'ün koltuğuna oturmak için birbirini yiyor… *** İstanbul Taksim'de yapılan 23 Nisan töreni 2 dakika 24 saniye sürdü. İnsaf yahu! Akif Kökçe *- Üvercinka Cemal Süreya'nın "Üvercinka" şiiri, test kitabında sansürlendi. "Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor Bütün kara parçalarında… Afrika dahil" Kitaptaki "sevişmek" sözü "sevmek" diye değiştirilmiş. Talat Turhan'ın son kitabı "Derin Devletin Peşinde" de bir fıkra gözümüze çarpıyor. Döner kebapla dönekler arasındaki fark nedir? ^^^^^ - vvvvv Cevap: Hasan Pulur: Münafıklara aldırmamak Muhtemel bir sorunu kazasız belasız atlatmışsak Allah'a şükredip, "Allah bizi korudu" demez miyiz? Bugün de biz o haldeyiz. Ya "münafıkların" laflarına kansaydık. Birkaç kere tekrarladık, bizi "Akil adamlar"a karşı hep "yazsana yazsana!" Sanki ne yazacağımızı bilirlermiş gibi… *** Biz her kışkırtmaya direndik, memleketin "akil adamları"na karşı mı çıkacaktık? Evet, içlerinde tanıdıklarımız vardı, bazılarının "cemaziyel-evvel"ini az çok bilsek dahi. Adamlar barış diye yollara düşmüşler. Neyin barışı, daha doğrusu bedeli ne? Bu sorulacak laf mı? Ne demişler? "Lafa bak. Laf mı?"diye. "Söyleyene bak adam mı?"diye. Onun için münafıklara kanıp, "akil adamlar"ı hedef almadık, seyrettik. İyi ki seyretmişiz. ^^^^^ - vvvvv *** Yoksa Meclis'teki eski başkanımız, sabık bakanlardan Mehmet Ali Şahin'in gazabına uğrayacakmışız. Sayın Şahin, bakın nasıl kükremiş? "Buradan ilan ediyorum. Buyurun bakalım, buradan yakın! *** Diyeceksiniz "Sana ne, Sayın Bakan, Devlet Bahçeli'ye haddini bildirmiş, sana ne oluyor?" Siz öyle sanın bu münafıkların ne mal olduklarını bilmez miyiz? Yazıyı kapıp Sayın Şahin'e koşarlar: "Bakın bakın ne yazıyor? Sayın Bakan'ın da işi gücü yok. *** Ah o münafıklar yüzünden biz neler çektik, çekiyoruz… Şimdi yeni bir münafıklığın peşindeler… ABD Dışişleri Bakanı açık seçik söylüyor: "Gazze ziyaretiyle ilgili olarak da biz Başbakan Erdoğan'a, bunun ertelenmesinin daha iyi olacağını ve bazı nedenlerle bu ziyaretin şu anda gerçekleşmemesi gerektiğini düşündüğümüzü ifade ettik. Başbakan'ın tabii ki ne yapacağına veya yapmayacağına karar verme hakkı var ama bizim düşüncemiz şu ki bu ziyaretin zamanlaması, yoluna sokmaya çalıştığımız barış süreci için kritik." ^^^^^ - vvvvv ABD Dışişleri Bakanı Kerry böyle diyor. Ya bizim "güvenilir yandaş kaynaklar" ne diyor: "Erdoğan'ın programında bir değişiklik yok. Öyle diyorlar, böyle yazmalıymışız. Yazmayıp da ne halt edeceğiz? Münafıklara karşı çıkacak değiliz ya! Mustafa Mutlu: Anıtkabir'de "dikilmediler'! Dün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'ydı; İlk tören Anıtkabir'deydi. Bu törene: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül… Başbakan Recep Tayyip Erdoğan… Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Ali Babacan… Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu… Maliye Bakanı Mehmet Şimşek… Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik… Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker… Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik… ^^^^^ - vvvvv Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz… Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan… Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım… Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar… Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu… Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu… Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün… Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış… İçişleri Bakanı Muammer Güler katılmadı! Ata'ya saygıda yoklar! Bu isimlerin bazıları muhalefetteyken, bayramlarda ve Atatürk'ün ölüm yıldönümlerinde Anıtkabir'deki törenlere katılanlarla dalga geçiyor ve "Gidip sap gibi ayakta dikiliyorlar" diyorlardı. Anıtkabir'e gitmedikleri için, "sap" gibi de dikilmediler. Yıllardır koltuklarını işgal ettikleri Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ve Cumhuriyet'i kuran Mustafa Kemal Atatürk'ün kabrine gitmemek için birer mazeret uydurdular. İş "piyes" faslına gelince kameraların karşısına geçmek için fırsatı kaçırmadılar. Koltuklarını "numaracıktan" çocuklara devredip, yanlarında poz verdiler. Şirin görünmeye çalıştılar. Sonra da Meclis Başkanı'nın verdiği resepsiyona katılarak limonatalarını ya da şerbetlerini yudumladılar; Madem katılmayanları yazdık, katılanların haklarını da yemeyelim; Başbakan Yardımcıları Beşir Atalay ve Bekir Bozdağ… Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz… ^^^^^ - vvvvv Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı… Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız… Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin… Adalet Bakanı Sadullah Ergin… Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı… Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç… Oysa… (Huzur içinde uyusun) 26 Aralık 2012′de toprağa verilen Kürt asıllı siyasetçi Diyarbakır Milletvekili Şerafettin Elçi için Meclis'te düzenlenen törene Bakanlar Kurulu tam kadro katılmıştı! Ben bu tabloya yorum yapar mıyım? Hayır! Çünkü her şey o kadar açık ki; İki dakika! İktidarın yönetmelik değişiklikleriyle cumhuriyet tarihinin en coşkusuz, katılımsız ve heyecansız bayramını kutladık! Örneğin İstanbul'da Taksim Anıtı'nda düzenlenen tören tam bir fiyaskoydu! Birilerinin amacı belli: Milyon defa "yazıklar" olsun! GÜNÜN SORUSU BDP Milletvekili Altan Tan, "Ben şeriatçıyım. Bir şeriatçıyla aynı çatı altında olmak için, beyninizin mi kalbinizin mi "sol tarafını" aldırdınız? Uyan Türkiye… (45) Eski rektör ve Ergenekon tutuklusu Fatih Hilmioğlu kanser. Yine Ergenekon tutuklusu olan ve ölümcül uyku apnesi hastalığına yakalanan Emekli Üsteğmen, Avukat Serdar Öztürk de Fatih Hilmioğlu salıverilene kadar tedaviyi kabul etmiyor! Devleti yönetenlere her gün mektup gönderiyoruz ve bu büyük insanlık dramına dikkatlerini çekmeye çalışıyoruz. Eğer siz de tutuklulara yaşatılan sağlık işkencesine tepki duyuyorsanız, duygularınızı kaleme alın ve Kılıçdaroğlu'na gönderin: Adres: Tel.(0312) 420 52 73 – 420 52 74 E-posta:kemal.kilicdaroglu@tbmm.gov.tr ========================================== Ruhat Mengi -Küçük Nermin hasta olmasa bari! 23 Nisan Salı günü yazamadım, tatil günümdü, buna rağmen zaman bulsam yine de yazmak istiyordum ama olmadı maalesef.. Hâlâ takdir edemeyenler Sonra "onların 'en ileri medeniyet'i ülkeye kazandırmak üzere kurduğu" bu Cumhuriyet'in ne sıkıntılarla karşılaştığını, hala badirelerden kurtulamadığını ve büyük kesimlerin "dünyada mezhep kavgalarına düşmemiş, bölünme tehlikeleri yaşamamış" tek Müslüman çoğunluklu ülke olmamızı onların kurduğu "laik-demokratik rejime" borçlu olduğumuzu hala takdir edemediklerini düşündüm. ^^^^^ - vvvvv Kurdukları TBMM'nin devamlı kavga halinde olduğunu, hiçbir ülke sorununu birlikte halledemediklerini, "milli irade"nin o TBMM'deki bütün partiler demek olduğunun hala anlaşılmadığını görselerdi kim bilir ne hissederlerdi diye düşündüm.. Ağlayan Başbakan.. Son haberlere baktım; Her 23 Nisan'da olduğu gibi "Başbakan koltuğu"na oturan küçük öğrenci Nermin ağlayınca ona sarılarak teselli etmiş Erdoğan.. Okula gidemeyen özgür Başbakan Erdoğan geçici Başbakan Nermin'e "Dünyada öyle çocuklar var ki sizin imkanlarınıza sahip değiller. Ekonomi'de iyi durumda olduğumuz hep tekrarlanıyor ama "yoksulluğu bitirmiş" bir ülke olmadığımız, milyonlarca işsiz- parasız insanımızın olduğu, çöpten kağıt- pazar yerlerinden artık yiyecek toplayarak yaşayan ailelerin, kıyafeti ve ayakkabısı olmayan öğrencilerin olduğu da yadsınamaz, unutulamaz. Gerçekleri halktan saklamadan.. Dedesi ve ninesiyle "4 yıldır onların yaptığı naylon branda barakada yaşayan" Özgür ve kim bilir daha onun gibi kaç çocuk, kaç yaşlı vatandaşımız aç ve açıkta.. Eğer gerçekleri saklayarak ve çözüm aranmadan yürümeye devam edilecekse vay hallerine o yoksulların! Hükümetler diğer partilerle kavga yerine elbirliğiyle bu ülkenin çocuğunu-yaşlısını- gencini korumak, her tür çözümü üretmek zorundadır. "Koltuğa geçtin, şimdi astığın astık, kestiğin kestik" anlamını değil! ***** Gencebay'ın şarkısı! Orhan Gencebay'ı Pazartesi akşamı Siyaset Meydanı'nda zevkle izledim.. "Milletin iradesi Parlamento'dadır, terör sorununu çözecek olan Meclis'tir. 'Gelin birlik olalım' Keşke terör sorununun çözümü onun iyi niyetle söyledikleri kadar kolay olsaydı.. Hükümet'ten beklenen "somut adımlar" nedir, bunların PKK'ya açıklanması ama halkın bilmemesi normal midir örneğin? Orhan Gencebay'ın yıllar önce yazdığı "Gelin Birlik Olalım" o kadar güzel bir şarkı ki, keşke bu güzel ülkeyi terörle, kavgayla, hayatları karartmadan o şarkıyı herkes örnek alabilseydi. "Mehmetçik değil miydi Lazı, Çerkezi, Kürdü.."diyen.. "Gelin birlik olalım yarın çok geç olmadan.. Keşke bu kadar yalın ve sade olsaydı sorun.. ========================================== Mehmet Ali Güller: ABD'den Esad'la Uzlaşma Sinyali İstanbul'da yapılan Suriye muhalefetinin dostları toplantısına dair haberin başlığını, Hürriyet de pek çok gazete gibi "Suriyeli dostlara destek çıktı" diye atmış.(hürriyet.com.tr, 21 Nisan 2013) Ancak haber, hangi editoryal işlemden geçerse geçsin, içerdiği kaçınılmaz gerçekler nedeniyle dikişleri patlatarak başlığı yalanlıyor. TOPLANTIDAN DESTEK ÇIKMADI Hürriyet haberin girişinde toplantı sonrası yayımlanan 15 maddelik sonuç bildirisini özetlemiş: Sonuç bildirisinde "yeterli destek yok" saptaması olan bir toplantı için "destek çıktı" başlığı atabilmek, kuşkusuz bir gazetecilik marifeti değildir! Ancak haberdeki gerçek ile editörün kafasında rüya mizaha yol açarcasına çelişmeye devam ediyor. Yani Kerry toplantıda bir destek açıklamıyor, bir destekleri olursa önümüzdeki günlerde bunu bilahare açıklayabileceklerini söylüyor ama Hürriyet yine de ısrarlı: Suriyeli teröristlere kuşkusuz bir destek verilmiş. ABD: YARIN BARIŞ OLABİLİR Bu toplantının Suriyeli teröristler için gerçekte tek bir hedefi vardı: Ancak toplantıdan bu konuda bir destek çıkmadı, zaten çıkamazdı! Gerçi bu hedef de geçmişteki "dışarıdan müdahale, uçuşa yasak bölge, tampon bölge" gibi hedefler düşünüldüğünde, oldukça geri bir hedefti. Nitekim toplantının can alıcı saptamalarından birini ABD Dışişleri Bakanı John Kerry şu sözlerle yapıyordu: CENEVRE MUTABAKATINA DÖNÜŞ Bu durum toplantının sonuç bildirisine de yansıyordu. Yani Washington, Suriye'de kalın bir duvara dönüşen Moskova-Pekin hattını geçemeyeceğini artık kabul ediyordu! Bu arada önemle dikkatinize sunalım: Kerry'nin İstanbul'daki "Esad'lı çözüm" işareti veren açıklamaları, bu bilgiyi doğrular gibi… ^^^^^ - vvvvv SURİYELİ TERÖRİSTLER GÜÇ KAYBEDİYOR Bitirirken bir noktaya daha dikkat çekelim: Dikkat ettiniz mi? Her ne kadar Haber Türk gibi televizyonlar "Suriye'nin dostları olan ülkelerden en etkili 11'inin dışişleri başkanı bir araya geldi" diyerek kurnazlığa yönelse de, gerçek artık ortadadır: AKP hükümetinin Suriye politikası ise ülkemizi adım adım dünyada yalnız kalmaya götürüyor! Cüneyt Arcayürek: Egemenlik Kimde? 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın ertesi günlerdeyiz. Eğri oturup doğru konuşmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Şapkayı önümüze koyup özeleştiri yapalım. Dinci, hilafete ve Osmanlı'ya hasret bugünkü gerici iktidar ve başındaki RTE; Laikliğe karşı dinci nesiller yetiştirmek için ulusal eğitimi… Dini siyasetin emrine alan davranışlarına karşı çıkanları, Daha pek çok çağdaş ilkeyi… …aşama aşama uyguladığı programla tarihten, ulusal bellekten siliyor. *** Bu konulardaki yorumlardan yoksun haberler bir gün görünüyor, sonra kayboluyor. Bu yüzyılda sosyal, siyasal, ekonomik her sorunun çaresinin Kuran'da yazılı olduğuna inanan ve millete inandırmaya çalışan RTE: Ulusal kahraman, çağdaş Cumhuriyetin kurucusu Atatürk'e, eserlerine ve Cumhuriyetin temellerine her gün yeni bir saldırı uyguluyor. *** Bu tablo karşısında şu sorular giderek güncelleşiyor: Cumhuriyetin temellerine saldırılar karşısında; Atatürk Cumhuriyetinin hemen her gün bir parçasını koparan RTE'ye ve iktidarına karşı kurucusu olduğu parti, günübirlik üç beş satırlık demeçlerin dışında etkileyici toplumsal eylemlere neden yönelmiyor? ^^^^^ - vvvvv *** İktidar partisinin sözcüsü, utanmadan sıkılmadan kendilerinin örneğin CHP gibi gardırop Atatürkçüsü olmadıklarını, üstelik onun gösterdiği hedefleri gerçekleştirmeye çalıştıklarını ekranlarda söylüyor. Atatürk'e, yarattığı Cumhuriyete kalben ve fikren bağlı olduğunu söyleyen halk; "Bana dokunmayan yılan varsın yaşasın" kafasındaki insanların çoğunlukta olduğu kentler ve şu ya da bu nedenle korkuyu bahane ederek pısmış insanlar var oldukça… İlçelerde, kasabalarda ucuz tarifeden bir parça kömür, bir iki kilo yiyecekle insanların vicdanlarını satın alan bu iktidara karşı muhalefet partileri, halkı AKP'ye ve bu gidişata karşı uyandıracak toplumsal eylemlere yönelmedikçe… …RTE, laik Cumhuriyete ve Atatürk'e, ilkelerine, devrimlere karşı uyguladığı programa karşı çıkılamadığını, bunların savunulamadığını gördükçe… …uyguladığı çağdaş Cumhuriyeti silme programını daha da pervasızca genişletiyor. Kaba cesareti halktaki suskunluktan kaynaklanıyor. *** "Kim kurtaracak milletin bahtı kara maderini?" *** RTE'yi şımartan toplumdaki suskunluk. TC yerine Türkiye "İslam" Cumhuriyeti yazıncaya ya da laik Atatürk Cumhuriyetini tamamen sildiğine inanıncaya kadar… Ve de elbette toplumsal dinamikler harekete geçmeyip meydanları doldurmadıkça baş imam RTE; Halktan aykırı yaptırımlarına tepki göremedikçe, partisel muhalefet, Cumhuriyetin temel ilkelerini savunan bir avuç yazar ne umurunda! *** Bugünkü duruma, koşulların sergilediği gidişata bakarak: Meclis'teki "Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir" yerine konulacak levha; "Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Recep Tayyip'indir" olmalı. *** İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi'nce yapılan araştırma; ^^^^^ - vvvvv 23 Nisan gözbebeğimiz, geleceğimizin güvencesi çocukların bayramı, öyle mi? Peki ama bu araştırma neyin nesi? Mümtaz Soysal: Küçük Politika HERKES bilir ve söyler: Demokrasilerde politika, özellikle de ulusal boyutta, belli bir süreç sonucunda iktidar sahibi olmanın yollarından biridir. Ne var ki, böyle anlı şanlı hedeflere yönelik olmadığı zamanlarda da küçüklüklerine rastlanır politikanın, hem de ulusal ölçekte. Politikanın birazcık daha yüksek türü, bir koalisyon, bir cephe ya da birliktelik içinde bulunan partilerde zaman zaman ortaya çıkar. Tutumları, genellikle ev hanımlarının mutfaklarında sık kullanılan deyimleri akla getirir: Rıza Zelyut - Anıtkabir boykotu Dün 23 Nisan'dı… ^^^^^ - vvvvv Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı tarih… Batılı sömürgecilerin işgal ettiği yurdumuzu kurtaracak yiğit Meclis'in açıldığı tarih. Ve, tarihimizde bizi cumhuriyet denilen demokrasiye geçirecek adımın atıldığı tarih… Aç açık, hastalıklarla boğuşan, savaşlarda kırılan, sürgünlerle katledilen perişan milleti ayağa kaldıran tarih… Ama böyle bir günde bu devletin başbakanı Sayın Tayyip Erdoğan bulunması gereken yerde yoktu. *** Her 23 Nisan'da olduğu gibi siyasi parti temsilcileri Anıtkabir'e gittiler. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, MHP Lideri Bahçeli oradaydılar. Ama AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan yoktu… Ve yine BDP eşbaşkanlarından birisi de yoktu… CHP ve MHP var… AKP ve BDP yok… ACABA? Anıtkabir boykotunun sebebi nedir? Orası bir puthane gibi mi görülmektedir? Oraya gidenler puta mı tapmaktadırlar? Yoksa bu TBMM'yi kuran kişi orada yattığı için mi sevimsizdir? Acaba; Bu Meclis, şeriat sistemini yıkıp yerine çağdaş hukuka dayanan modern bir toplum yarattığı için mi? Kadın-erkek ayrımına son verdiği için mi? Medreseler kapatılıp yerine akılcı eğitim veren çağdaş okullar kurulduğu için mi? Milletimizi asalak gibi sömüren hoca, seyyit, molla, şeyh takımının rütbeleri sökülüp onlar sıradanlaştırıldığı için mi? Yoksa Türk milletinin yeniden doğuş günü 23 Nisan; Devletin sembolü olan Anıtkabir'e gitmeyeceksin… 23 Nisan'ı heyecansız bir konuşma ile geçireceksin… Sonra biz yazınca kötü adam olacağız? KÖLE ÇOCUKLAR Atatürk'ün büyüklüğüne bakın ki; Sadece, "5 çocuk yapın!" Geldiğimiz noktada; Bu olumsuzluğu, bu hükümet; Hangi Meclis ileride? 2013 Meclis'i mi 1920 Meclis'i mi? AFERİN BAKIRKÖY Bu olumsuz gelişmelere karşın; Bakırköy'den öğrenci Ayşegül T., Atatürk'e yazdığı mektupta diyor ki: Bakırköylü öğrenciler; Ne güzel mektuplar yazmışlar. Bu işe öncülük eden Bakırköy Belediyesi'ni kutluyorum. 23 Nisan 1920 ruhu işte budur… Çağdaş Türkiye'ye bu ruh sahip çıkacaktır. Can Ataklı: Amerika AKP'ye yüzde 70'e çıkma şansı yarattı 23 Nisan 2013 ABD Dışişleri Bakanı Kerry'nin üst üste üçüncü kez geldiği Türkiye'de yaptığı "Erdoğan'ın şu anda Gazze'ye gitmesini istemiyoruz" açıklaması çok önemlidir. "Danışıklı dövüş" demiyorum ama Kerry'nin sözleri Başbakan Erdoğan'a müthiş bir fırsat kapısı açmıştır, üstelik sonuna kadar. Çünkü bu açıkça bir ülkenin siyasetine doğrudan müdahaledir ve muhatap ülkenin gururunu zedeler. Başbakan Erdoğan da gereğini mutlaka yapacaktır. Başbakan'ın ABD'ye rağmen Gazze'ye gidişi, Türkiye'de "büyük bir zafer" olarak algılanacağı gibi dünyadaki yankılanması da büyük olacaktır. "Gazze fatihi" Erdoğan'ı ondan sonra kimsenin tutması mümkün değildir. Bunun da ötesinde, ABD'ye kafa tutmuş, Gazze'ye gitmiş ve büyük zafer kazanmış bir Erdoğan'ın, başta PKK, Suriye, Irak, İran ve Kıbrıs konularında tavizler vermesinin ülke içinde hiçbir yankısı olmayacaktır. Böyle bir durumda AKP'nin oylarının bırakın yüzde 60'ı bulması yüzde 70'leri zorlaması bile kimseyi şaşırtmamalıdır. 'Başlarına bir şey gelirse' demek 'başlarına bir şey gelsin' demektir Medyada pek fazla yer almıyor ama akil denilen insanlar gittikleri pek çok yerde protestolarla da karşılaşıyorlar. Örneğin Mehmet Ali Şahin, çok "şahin" bir konuşma yaptı hafta sonunda. Kör gibi sadece bunları izleyenler elbette yine bir şey sormazlar ama Şahin'in sözleri çok vahimdir. Akil insanların kılına neden zarar gelsin ki? Mehmet Ali Şahin "Olay çıkarsa" diyerek sanki "olay çıksın" der gibi konuşuyor. Şimdi de "Müslüman Kürt halkının sorunları" Terör örgütü ile pazarlık masasına oturmak, sürekli barıştan kardeşlikten söz etmek kulaklara hoş geliyor gerçi de, Kürt hareketi içindeki ayrım da giderek su yüzüne çıkmaya başladı. Hüda Par (Allah'ın partisi) adıyla örgütlenen dinci bir grup pazar günü Diyarbakır'da PKK'nın Nevruz'da yaptığı gösteriden daha büyük bir gösteri düzenledi. Terör örgütü şimdilik bu kesimi elindeki silahın korkutmasıyla "geri planda" bırakıyor. Akil denilenler nedense bu konuya hiç parmak basmıyor. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hepimize kutlu olsun. Filiz Cemsu - Hacı Vat… Hacı Vat Ampul kaç vat? Vışşş... Huzuru bulan panpişler Umreye gideceğini ilan eden şöhretli panpişlerden Hilal Cebeci de Twitter'da cikliyivermiş: Maneviyata yönelenler Maneviyata yönelen sörfçü Bora Kozanoğlu da umrecilerden. |
^^^^^ - vvvvv
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Cesaret, tehlike aninda akil ve zekanin kullanilmasidir.
Eflatun (Plato)
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de: Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder