8 Şubat 2014 Cumartesi

9-Rıfat Serdaroğlu - GÖREVDE MİSİNİZ?


Rıfat Serdaroğlu - GÖREVDE MİSİNİZ?

Gazeteci soruyor; "Sayın Cumhurbaşkanı, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı sizi göreve davet etti, ne diyorsunuz?"

Cumhurbaşkanı gülerek; "Görevde değil miyim?
Görevdeyim ben, değil mi?"

Anayasa madde 104 Birinci Paragraf:

Cumhurbaşkanı Devletin Başıdır.
Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder.
Anayasa'nın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.

Cumhurbaşkanı Gül'ün görevde olup olmadığını beraberce irdeleyelim:

*TC Başbakanı, "Devletin içine sızmış bir virüs var.
Bu paralel devlettir.
Kabul edilemez"
diyor.

Siz hangi devletin başısınız?
TC Devletinin mi, Başbakan'ın paralel devletinin mi?

Siz görevde olsanız ve işinizi gereği gibi yapsanız, paralel devlet olabilir miydi?

Siz gerçekten görevde misiniz?

-Devlet organları arasında düzen ve uyum var mı, siz bunu sağladınız mı?

Başbakan MİT' in içinde, Yargı içinde, Polis içinde, paralel devletin olduğunu ve her kurumun bir imamı olduğunu defalarca söyledi.
Sizce, Savcının Savcıyı takip ettiği, polisin Yargı emirlerini tanımadığı, Yürütme organının Yargıya köküne kadar müdahale ettiği, insanların suçsuz-günahsız yere düzmece delillerle zindanlarda çürütüldüğü bir yönetim, düzenli ve uyumlu bir yönetim midir?

Siz gerçekten görevde misiniz?

*Güneydoğu bölgemizde, PKK kendi mahkemelerini oluşturdu, davalara bakıp karar veriyor.
Temyiz makamı Kandil'de.
PKK vergi topluyor.
Kendi asayiş güçlerini kurmuş kendince güvenliği saplıyor.
Her tarafta PKK bayrakları asılı.
Dükkânına-evine Türk Bayrağı asmak mümkün değil.
Sizin gözbebeğiniz MİT Müsteşarı, Suriye'de kimin kimi öldürdüğü, kimin kimin kafasını kestiği raporunu verirken, bunları size anlatmıyor mu?

Türkiye'yi böleceğini açıkça haykıran bir parti, Diyarbakır'da tabela asabiliyor, ama senin Valin "Ne Mutlu Türküm Diyene" yazısını senin emrinle kaldırıp, atabiliyor…

Siz gerçekten görevde misiniz?

Anayasa madde 104 b bölümü:

"Cumhurbaşkanı, TBMM adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil eder"

*Atama kararnamesinde imzanızın bulunduğu, iki sene birlikte görev yaptığınız, Milli Güvenlik Kurulunda Türk Devletinin en gizli sırlarını paylaştığınız Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, "Terör Örgütü kurmak ve yönetmek" suçlamasıyla zindana atıldı.

Hem de Başbakan Erdoğan'ın ancak şimdi söylediği gibi, sahte, düzmece delillerle ve suçsuz olarak.

Hukuk Devletine inanan, makamını hak eden bir Cumhurbaşkanı görevde olsaydı, bu hukuk rezaleti olabilir miydi?

Siz gerçekten görevde misiniz?

Sesimi duyan var mı?
Orada kimse var mı?

Şehr-i Emin / Haram Havuzu

Eskiden Belediye Başkanlarına, o şehrin en emin, en güvenilir kişisi anlamına gelen Şehr-i Emin derlerdi.
Belediye Başkanı olacak kişinin, namusundan-dürüstlüğünden- haram yemediğinden "nokta" kadar şüphe edilmemesi gerekirdi.

Binali Yıldırım, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olacak biri midir?

Kızlı-Erkekli eğitimin kendi namusunu bozacağını söyleyen biri, İzmir gibi bir Avrupalı Kentin Şehr-i Emin'i olacak yapıda mıdır?

Kendisinin ve çocuklarının hakkında, mide bulandıracak kadar ciddi iddialar bulunan biri, İzmir Şehr-i Emin'i olabilir mi?

Mr.By Binali, görüntü ve seslerle desteklenen bu iddialar hakkında niçin susmaktadır?

Binali Yıldırım eğer İzmir Şehr-i Emin'i olmak istiyorsa konuşmalıdır.

-Kendi Bakanlığında, uyanık Bacanağı hangi cüretle ihale bağlayıp, deste-deste paraları çantaya doldurmaktadır?

-Ömür boyu maaşlı memur olan Binali Yıldırım'ın çocukları nasıl oluyor da, kısa zamanda gemi filosu sahibi olmayı becerebilmişlerdir?
Tüm Denizcilik sektörü kriz içinde kıvranır, asırlık firmalar batarken, niçin herkes Binali'nin çocuklarının gemilerine yük taşıtmak için çırpınmaktadır?

-Başbakan'ın emriyle 630 Milyon Dolarlık bir "Haram Havuzu" oluşturan Binali, bu konuda niçin konuşmamaktadır.
Parayı alan Başbakan'ın Damadı ve Ahmet Çalık, niçin "Biz bu parayı almadık" diyememektedirler.
Parayı Başbakan Erdoğan'ın zoruyla veren bu "AKP Müteahhitleri" niçin susmaktadırlar.

İhale karşılığı haraç vermeyen biri, bu kadar ağır ithamlar karşısında suskun kalabilir mi?
Söylenenler iftira ise, namuslu adam isyan etmez mi, yalan bunlar deyip, Yargı'ya başvurmaz mı?

Bak Binali, bunları açık-net olarak anlatıp bizleri ikna etmezsen, resmi propaganda başladığı zaman, her sokakta, her meydanda, her toplantıda sana bu sorular sorulacak.

Bakan olmadığınız halde size yasadışı olarak verilen koruma polisleri de, hemşerin Savcı ve Hukuk düşmanı Vali de seni kurtaramayacaktır.
İzmirlinin nefesi her dakika senin ensende olacaktır.
Bundan böyle sana rahat yok Binali.

Yeter artık Binali, in artık in, İnali…


a45UyF587661-201307301451-9

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Insanlar cok degisti; dikkat etmek lazim. Biriyle el sikistiktan sonra, beside yerinde mi diye parmaklarini saymak zorundasin.

Tolstoy
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder