28 Ağustos 2014 Perşembe

Ödemeler servisine kabile şefi aranıyor!

Yazar 2014 yılında hala daha işlerin ilkel kabilelerde yürüdüğü şekilde yürümesini hicvetmiş.
Kibar davranmış, işi ödemeler servisine yönetici seçme boyutunda bırakmış.
Aslında bütün bakanları, başbakanı, müsteşarları, Merkez Bankası, ekonomiden sorumlu olanları, cemaat imamlarını, sivil toplum liderlerini ve hepsini kastetmiş.
Arif olan anlasın deyip lafı orada bırakmış.

Ben ise böyle başa böyle tarak diyorum.
Zihni 630 yılına takılıp kalmış, gönlü 2016'ya bakan bir halk daha iyisini bulamazdı.
İmanla, imamı, bilgiyle, bilgine tercih eden bir halk...

Ben yazarın eleştirdiği şekilde devam edeyim ve bir vecizle lafı bağlayayım.
Klavuzu karga olanın, burnu b_kdan kurtulmazmış.


Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA


Ödemeler servisine kabile şefi aranıyor!

Ödemeler servisine kabile şefi aranıyor!

Ekonomi kanallarının son derece teknik dilinden bunalıp ekonomiyi yönetenlerin ne dediğine baktığınızda büyük bir zıtlıkla karşılaşıyorsunuz.
Mesela "Davul ile tokmak ayrı kişide olmaz" diyenlere rastlıyorsunuz.
"Tarihin en büyük krizini hamdolsun hiç sarsılmadan atlattık"
diyen politikacılar peşisıra geliyor.
"Dut ağacından oklava, darı unundan baklava olmaz" şeklinde metodik çalışma reçetesi gösterenler, "Hamdolsun IMF'ye dik durduk" diye öğünenler, "Rating şirketini kaale almıyoruz" diyenler.
Haberleri takip edenler bu tür sözlere aşinadırlar mutlaka.
İlk duyduğumuzda ekonomi gibi karmaşık ve önemli bir mesleği yerine getiren kişilerin evrensel entellektüelliklerini yerel bilgiye dönüştürme yeteneklerine hayran kalırız ve anlatılmak istenen konuyu "şıp" diye anlarız.
Demek ki neymiş, merkez bankasını başkanı yönetince olmuyormuş, IMF'ye "posta koymasaydık" faizi düşüremezmişiz ya da rating şirketini ciddiye alırsak ekonomimizi bozguna uğratırmış...
Şimdi biraz düşünelim.
Sizce ekonomi-politiklerin kullandığı bu dilde bir tuhaflık yok mu?

Ekonominin dili giderek daha sayısal ve karmaşık hale gelirken yöneticilerin dilinin şiirler, atasözleri, deyişler, meseller ya da sözlü bilgeliğin diğer ifade biçimleriyle doluyor olması düşündürücüdür.
Kanadalı eleştirmen Northrop Frye'ın "rezonans" dediği durumdur aslında yapılan.
Tıpkı Hamlet'in kararsızlığı ya da Sezar'ın ihanete uğramışlığı sonsuz bir değişmezlikmiş gibi, ekonomi dünyası da semantik saçmalıklarla dolu bir yer haline gelmiştir.
Böylece mesaj kafamızda sabitlenmeye çalışılır.
Peki ama neden?
Hakikatin kendisi yerine neden amaçlı metaforik anlamı sunulur bize?

Sorunun yanıtı eski Afrika kabilelerinde saklıdır.
Filozof Walter Ong şu hikayeyi anlatır:
Yazının olmadığı zamanlarda bir Afrika kabilesinde kişiler arasında anlaşmazlık çıktığında, sorunu olanlar kabile şefinin huzuruna gelip dertlerini anlatırlar.
Kabile şefi, ortada yazılı kurallar olmadığı için, belleğindeki çok geniş atasözleri ve deyişler repertuvarından duruma en uygun olanını bulur ve söyler.
Böylece taraflar adaletin yerine geldiğine inanıp giderler.
Yani hakikat kabile şefinin ezberindeki deyişlerden birinde saklıdır.

Sözle kültürün yerini yazıya bırakması ve teknik bilginin artması nedeniyle bugün artık atasözleri ve deyişler önemini yitirmiştir.
Genellikle çocuklarla ilgili sorunların çözümünde kullanılan kaynaklar haline gelmişlerdir.
Tasarruf yapmayan çocuğa "Ak akçe karagün içindir" ya da sabırsız davranana "Acele işe şeytan karışır" denmesi gibi.
Anlaşılacağı üzere bu tür yaklaşımların ciddi konuları karara bağlamada gülünç kalacağı bir çağda yaşıyoruz.

Düşünsenize, iki numara büyük aldığınız ayakkabıyı değiştirmeye gittiğinizde satıcının sizi "Hata yapmak insana, bağışlamak tanrıya özgüdür" diyerek geri çevirdiğini.
Mevduat hesabınıza düşük faiz veren bankanın "Az veren candan, çok veren maldan" dediğini.
Kredi almaya gittiğinizde "Arpacıya borç eden, ahırını tez satar" denilip kredi almaktan vazgeçirildiğinizi.
Yeni araba almaya gittiğinizde "Eskisi olmayanın yenisi olmaz" denilip ikinci el araç satıldığını.
Komik olur değil mi; öyleyse davul-tokmak ilişkisi vurgulanınca komik olmuyor mu?

Neden hayıflanıyoruz ki o zaman; yaşam standartlarımızı şiirlerle, borçlarımızı mesellerle, ay sonunu zor getirişimizi atasözleriyle anlatıp duralım.
Hatta ekonomistler de öyle yapsın.
Rakamlarla, verilerle, ratinglerle, oranlarla uğraşmayı bırakıp ilkel zamanların kabile şefleri gibi atasözü ezberlemeye başlasınlar.
Üç bin atasözü biliyor diye Solomon'u kral yapan ilkel halklardan ne farkımız var ki?

Sözel kültürün geçerli olduğu ilkel zamanlarda, veciz bulmadaki yaratıcılığı ile kabileleri yönetenlerin ruhlarının yeniden dirildiği bir çağda yaşıyoruz artık.
Etkili bir deyiş bulduğunuz sürece sizden daha büyüğü yok.
Bir iki özgün vecizle, tumturaklı sözle ya da kahraman meselleriyle tırmanamayacağınız kariyer basamağı kalmaz.
Ama bir gerçek var ki, bugünkü dünyada bu tür açıklamalar işlevsel bakımdan hiçbir işe yaramadığı gibi, yerel entellektüellikle de hiç ilgisi yoktur.

Neden bu dilin kullanımının bu kadar arttığını merak ediyorsan, yanıt açık değil mi?
Sen kişi olarak gerçek bilgiyi ya da hakikati öğrenmek için çaba sarfetmezsen, başında yönetici değil kabile şefi bulursun da ondan.

İleride iş ilanları arasında şu şekilde ilan görürsen, ne iş yapacak diye de apışıp kalma: "Ödemeler servisine kabile şefi aranıyor!"


a45UyF587661-140828102347-03
^^^^^ - vvvvv


 
--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Bilgisizlik kolay ve rahat elde edildigi icin cogunluk bilgisizdir.

La bruyere
- - - - - - - - - - - - -
Onlarla savasin ki Allah, sizin ellerinizle onlarin cezasini versin ve ...
Onlari rezil ve rusvan etsin, yardimiyla sizi onlara muzaffer kilsin.
Ve mumin bir kavmin yureklerini ferahlandirsin.

TEVBE SURESI 14.AYET.
- - - - - - - - - - - - -
Resulullah sav kisinin ayakta giyinmesini yasakladi.

Bu hadisi Ebu Davud Hz. Cabir ra den rivayet etti
Tirmizi, Libas 35, 1776, 1777
Ebu Davud, Libas 44, 4135
- - - - - - - - - - - - -
Çocuklarını küfür mekteplerinde okutanlar onlara büyük kötülük etmektedir.

Mehmet Şevket Eygi
Mürtecilerin çok sevdiği ve önemsediği fikir adamı.
- - - - - - - - - - - - -
Yunanla carpismaktan vazgeciniz.
Zira bu tesebbusunuz beyhudedir.

Jandarma Genel Komutani Kemal Pasa - 3.08.1919
- - - - - - - - - - - - -
Rum, Ermeni gibi unsurlardan ayri ayri olusan bir takim ceteler, adi hirsizlikla, ara sira da oldurmelerle mesgul olmuslar, Rum ve Ermeni surgunu esnasinda bu unsurlardan ortaya cikan bazi ceteler ise siyasi bir huviyet kazanmistir. Ruslarin istilasi baslayinca, memleket icinde karisiklik meydana getirmek icin bunlar, Ruslar tarafindan da tesvik ve denizden de desteklenmislerdir.

(22 Mayis 1919)
K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
Eger Tanri gercekten varsa, onu yok etmemiz gerekir.

Mikhail Bakhunin
- - - - - - - - - - - - -
Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)
- - - - - - - - - - - - -
Siyonizm, bir tur irkcilik ve irkci ayrimciliktir.
Dunya barisina tehdit olusturan Siyonizm i siddetle kiniyor ve tum ulkeleri bu irkci ve emperyalist ideolojiye karsi cikmaya cagiriyoruz

Birlesmis Milletler Genel Kurul Karari No: 3379, 10 Kasim 1975
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
- - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder