Hükumet milli          olmayınca çok kolay oluyor Türkleri harcamak.
          Onlar için ümmet önemli.
          Şiiler, Aleviler, Caferiler falan.
          Bunlar zaten Müslüman değil.
          Hatta bazı mürteciler bunları Hristiyanlardan da beter sayıyor.
          Kimler önemli, sadece ve sadece sünni olanlar.
          Millet önemli değil.
          Ölenler, mağdur olanlar, katledilenler bunlardansa çok önemli.
          Diğerlerinin tohumuna para mı verdik.
          Türk mürk, hikaye.
Bakış tam olarak budur.
                  
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Ankara, Türkmenleri İran'a itiyor
                Ankara, Kuzey            Irak'ta IŞİD teröründen kaçarak Türkiye sınırına dayanan            Türkmenleri ülkeye            almayarak bölgedeki Osmanlı mirası Bektaşileri, Şebekleri ve            Kakaileri de İran'ın            kucağına itti.
7 Ağustos gecesi            Habur Sınır Kapısı'na dayanan binlerce Türkmen'den biriydi            Kasım Kara.
            İki eşi ve dokuz çocuğuyla hayli riskli, tehlikeli bir            yolculuğun ardından            ulaşmıştı Türkiye sınırına.
            Ağustos başında tarihî Türkmen şehri Telafer'i ele geçiren            Irak-Şam İslam            Devleti (IŞİD) peşlerindeydi.
            Türkiye sınırına ulaştığında 'kurtulduklarını'            düşündü.
            Aç susuz olmalarına rağmen ailesi de sevinçliydi.
            Ancak sevinçleri kursaklarında kaldı!
            Çünkü sınırdan geçişlerine izin verilmedi.
            Yıllardır iletişim hâlinde olduğu, birlikte çalıştığı Ankara,            dar gününde            yüzüstü bırakmıştı onu.
            Âdeta ölüme terk etmişti.
            Hem de gülünç bir gerekçeyle: 'Ailenizin                pasaportu yok, onlar Türkiye'ye                giremez!'
Kasım Bey ile            bir eşi Türk pasaportu sahibiydi.
            Ancak ikinci eşi ile çocuklarının pasaportları yoktu.
            Ankara'yı aradı, yardım istedi.
            Sonuç değişmedi.
            Kapılar kapalıydı!
            Acı içinde bir çocuklarına baktı bir de sınır kapısında            dalgalanan Türk            bayrağına.
            İçecek su dahi bulunmayan sıfır noktasında daha fazla            kalamadı.
            Geldiği yoldan geri döndü, görece daha güvenli Duhok'a            yöneldi.
            Duhok yolunda sadece IŞİD'i değil, ABD bombardımanını da            ensesinde hissetti.
            Hiçbir tehdit umurunda değildi artık!
            İkinci evi gördüğü Türkiye'nin tavrı canını almıştı zira…
Telaferli Kasım            Kara, Ankara'nın tanımadığı bir isim de değil!
            Irak Türkmen Cephesi Telafer İkinci Başkanı.
            Telaferli Şii Türkmenlerin lideri.
            Uzun yıllar Ankara ile birlikte çalışmış, Türkiye'nin menfaati            için sahada            kelle koltukta koşturan Türkmen Şiilerden.
            Buna rağmen Türkiye sınırında, hem de ölüm kalım ortamında            yalnız bırakıldı.
            Sadece o da değil, binlercesi geri döndü kapıdan.
            Hâliyle Irak Türkmenlerindeki hava, sokaktaki Ankara algısı            hızla tersine            döndü.
            Türkmenleri IŞİD terörü karşısında koruyamayan, dile getirdiği            acil gıda-su            yardımını bile Kürtler üzerinden, yetersiz bir şekilde yerine            getiren Ankara'ya            dair sıcak duruş erozyona uğramış.
            Sokaktaki Türkmenlerin nazarında Türkmenleri 'es geçip' 'Kürtlerle iş tutan',            'IŞİD'e                göz yuman'            bir Ankara var artık.
            Aksiyon'a konuşan yerel kaynaklar güven bunalımının had            safhaya ulaştığını            kaydediyor.
Kuzey Irak'ta            Erbil gibi Kürt bölgesine doğru ilerleyişi ABD            bombardımanlarıyla kesilen IŞİD            için Sincar, Telafer, Musul'da yaşayan Türkmenler kolay hedef            oldu.
            IŞİD önce Musul Türkmenlerini (haziranda), ardından da Telafer            ve Sincar'da            yaşayanları (temmuz-ağustosta) doğrudan hedef aldı.
            Yüz binlercesi, kafa kesen, kadın-kızlara tecavüz eden IŞİD            eylemcilerine            yakalanmamak için evlerini terk etti, Sincar dağlarına, Kürt            bölgesine sığındı.
            Yüzlerce çocuk açlıktan-susuzluktan hayatını kaybetti.
            Hâlâ yüzlerce aile Sincar Dağların'da Ankara'nın kendilerini            kurtarmasını            bekliyor.
            2011'den bu yana yaklaşık 1,5 milyon Suriyeliye 'pasaportsuz'            kucak açan, Gazze'deki            yaralı Filistinlileri özel uçaklarla Türkiye'ye getiren            Ankara'nın yaklaşık 1            milyon Türkmen soydaşını Irak kırsalında kaderine terk            etmesini akıl-idrak            almıyor!
Bir kısmı            kaçamadı Selefîlerden.
            Sadece 1-6 Ağustos arasında yüzlerce Türkmen hunharca            katledildi.
            Ankara yine ses vermedi.
            7 Ağustos'ta NTV'ye konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet            Davutoğlu'nun, 'IŞİD'in bir tepki                olarak doğduğunu, içinde Türkmenlerin de olduğunu'            vurgulaması            şaşkınlıkla karşılandı.
            Ankara'nın bu 'anlaşılmaz'            tavrı yeni değil.
            IŞİD'in 11 Haziran'da Musul Başkonsolosluğu'nu basıp 49            diplomatik personelimizi            esir alması üzerine de aynı suskunluk yaşanmıştı.
            CHP, IŞİD ile ilgili çelişkili açıklamalar yapan Dışişleri            Bakanı Ahmet            Davutoğlu hakkında gensoru önergesi verdi.
            Davutoğlu ise hükümetin dış politikada yaptığı yanlışları            tartışmaya girmeden 'IŞİD'e yardım                ettiklerine' dair iddiaları dile getirenleri 'hainlikle'            suçladı.
            Gazze'yi yakından takip edip uluslararası platformlara            taşırken, Türkmenler ile            ilgili sorulardan, krizi küresel platforma taşıma girişiminden            uzak kalıyoruz.
Ankara            Türkmenlerden neden pasaport istendiğine de açıklık getirmedi.
            Sınıra dayanan yaklaşık 500 Türkmen ailenin 'Erbil Konsolosluğu'na                yönlendirilmesi'            bu insanları çatışmanın ortasına göndermekle eş değer.
            Musul Başkonsolosluğu işgal altında olduğu için bölgede            Ankara'nın çalışan tek            temsilciliği Erbil'de bulunuyor.
            Anacak Habur-Telefar-Musul üçgenine sıkışan Türkmenlerin Erbil            Konsolosluğu'na            ulaşması için IŞİD kontrolündeki bölgeden geçmesi gerekiyor.
            Çember altındaki Erbil Konsolosluğu'nun da pasaport başvurusu            yapan Türkmenlere            cevap vermediği iddia ediliyor.
Ankara            Politikalar Merkezi (APM) Başkanı Hasan Kanbolat, Ankara'nın            Şii Türkmenlere            karşı ayrımcı davrandığını söylüyor.
            Hükümetteki bu ayrıştırıcı tavrın yeni olmadığını anlatıyor.
            Bölgede kendisine mücavir bir zemin oluşturan bu insanları            yanına çekemediği            gibi ittiğini beliriyor.
            Bizzat yaşadığı bir vakayı şöyle naklediyor: "2010                yılında ağustos                ayının ikinci haftası bozuk Türkçesiyle tanımadığım biri                aradı.
                Alevi-Bektaşi kökenli Türkmen olduğunu, Telafer'den bir                otobüs kişi                geldiklerini, Ankara otobüs terminalinde olduklarını,                Nevşehir'deki Hacı                Bektaşi Veli'yi anma şenliklerine                gidebilmek için benden yardım istediklerini                söyledi.
                Telefondaki zat Irak Alevi-Bektaşi Derneği Başkanı Abbas                Muhsin Ali'ydi.
                O gün Ali Bey ile Telafer Kızıldeli Sultan Tekkesi Şeyhi                rahmetli Süleyman                İbrahim Yunus'u kendim ağırladım.
                Alevi-Bektaşi Federasyonu'ndan emekli bir öğretmenle                şenliklere gönderdim.
                Bir yıl sonra Türkmenlerin yanında Alevi-Bektaşi kökenli                Şebekler, Kakailer de                geldi Hacı Bektaş'a.
                Ancak Ankara geçmişte Türkiye'nin doğal parçası olan Irak                Alevi-Bektaşilerini                kucaklamaya yanaşmadı!"
"Ankara'nın                Alevi-Bektaşi Türkmenlerini itmesinin, iki taraf arasında                bağlantı                kurulmamasının üç temel sebebi var.
                Birincisi, Ankara'nın siyasi ve bürokrasi dünyası                Irak'taki Şiilikten                Alevi-Bektaşiliğe yeniden dönüş sürecini anlayamadı,                okuyamadı.
                İkincisi, Türkiye'deki Alevi örgütlenmelerinin Alevi                kimliğinden uzak                olmalarıydı.
                Yani iç siyasete gömülmeleri.
                Üçüncüsü de, Türkiye'deki Irak Türkmenleri örgütlerinin                Sünni-Kerkük ağırlıklı                olması, devlet dışında karar alma mekanizmalarının                bulunmaması.
                Sonuçta Ankara'nın bölgede sahip çıkmadığı bu gruplara                İran gibi bölgenin diğer                güçleri el uzatmış durumda!"
Çanakkale'de destek vermişlerdi
        
Irak'ta            bugünlerde Alevilik-Bektaşilik gölgede kalmış, Sünnilik-Şiilik            ön plana çıkmış            olsa da Irak Bektaşilerinin temelleri 700 yıl öncesine kadar            uzanıyor.
            Osmanlı'nın yıkılışıyla Anadolu ile bağları kopan Irak-İran            Bektaşiliği            körelir.
            Baskıcı Irak-İran rejimleri bu            insanları Şii olmaya zorlar.
            1940'lardan sonra önemli Bektaşi nüfusun yaşadığı Türkmen            şehri Telafer'de Şii            camileri açılır.
            Ancak 2003'te ABD'nin Saddam rejimini devirmesiyle yeniden            kimliklerine            sarılırlar.
            2010'da Telafer'de Alevi-Bektaşi Federasyonu kurulur.
            Osmanlı döneminde olduğu gibi yüzlerini yeniden Türkiye'ye            dönerler.
            Ancak Ankara'dan bekledikleri ilgiyi göremeyince tekrar            sessizliğe bürünürler.
Bugün Telafer            başta olmak üzere Musul'a bağlı Şirinhan, Karakoyun, Sellamiye            ve Kubba köylerinde,            Kerkük'e bağlı Tavuk ilçesi ve Tazehurmatu nahiyesinde,            Selahattin'e bağlı            Tuzhurmatu ilçesinde hatırı sayılır oranda Irak Bektaşi'si            yaşıyor.
            Ayrıca Erbil, Süleymaniye ve Diyala'da da az sayıda            Alevi-Bektaşi Türkmen'i            bulunuyor.
            IŞİD, Kuzey Irak'ın hâkim olduğu bölgelerinde Osmanlı            eserlerini (cami, türbe,            tekke) yerle bir ediyor.
            Şii Türkmenlerin yanı sıra Alevi-Bektaşi Türkmenleri,            Şebekleri ve Kakaileri de            katlediyor.
            Mecburi göçe itiyor.
            Ankara buna kayıtsız kalıyor.
            Hâlbuki Türkmenler 1923'e kadar bizim insanımızdı.
            Irak'tan kalkıp Çanakkale'ye savaşmaya gelmişlerdi.
            Ankara'nın Iraklı Türkmenlere,            Şebeklere ve Kakailere kapılarını açması onu            zorda bırakmaz, aksine 'zor günlerin devleti' olarak            büyütür.
Bir saha            uzmanı, Türk Dışişleri'nin hayata geçirdiği yanlış            politikalarla Kuzey Irak ve            Kuzey Suriye'deki Şii Türkmenleri İran'ın kucağına ittiğine            işaret ediyor: 
                "2007                öncesi Irak-Suriye Türkmenleri ile TSK ilgilenirdi.
                2007 sonrası konuyu Dışişleri-MİT devraldı.
                Ancak Türk askerinin kurduğu hassas dengeyi kısa zamanda                bozdular.
                Askerler bu kadar büyük hata yapmamışlardı!
                İşin kötü tarafı Ankara'nın ittiği Türkmenlere İran kucak                açıyor.
                Onları itinayla Şiileştiriyor!"
        

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Alimle gezen aziz, cahille gezen zelil olur.
Ehl-i hikmet
- - - - - - - - - - - - -
O, yeri yayip doseyen, orada daglar, nehirler meydana getiren, orada her turlu meyveden (erkekli-disili) iki es yaratandir.
O, geceyi gunduze buruyor.
Suphesiz bunlarda, dusunen bir kavim icin (Allah in varligini gosteren) deliller vardir.
RA D - - - - - - - - - - - - -
Yeryuzu baligin sirtindadir.
Cennete girecekler ilk olarak bu baligin cigerinden yiyecektir.
Buhari 3/51
- - - - - - - - - - - - -
Oğlunu ve kızını dindar yetiştirmeyen ebeveyn, onların mânevî katili olur.
Mehmet Şevket Eygi
Mürtecilerin çok sevdiği ve önemsediği fikir adamı.
- - - - - - - - - - - - -
Bu ulkedeki yabanci askerler, Teskilat-i Milliye'den bin kere daha iyidir.
Yazar ve Nazir Ali Kemal - 23.04.1920
- - - - - - - - - - - - -
Bir Ingiliz subayi Igdir'dan Bayezit'e gelerek, Mutassarif'a: Ingiltere himayesinde tesekkul eden Ermenistan'a Bayezit havalisinin de birakildigini bir aya kadar on bes bin Ermeni muhacirinin Ermeni duzenli birlikleri himayesiyle eski yurtlari olan Bayezit sancagina sevk edilecegini bildirmistir.
Dogu vilayetlerinden bir karis topragin bile Ermenistan'a birakilmasinin mumkun olmayacagi, bir tek Ermeni askerinin sinirimizin bu tarafina gecmesinin atesle karsilik gorecegi
(12 Haziran 1919)
K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
Din %99 u sekerli kurabiye ve %1 i oldurucu arsenik olan fare zehiri gibidir.
Din in %99 u gercekler ve iyi mesajlardir ama geriye kalan %1 sizi oldurebilir.
Anonim.
- - - - - - - - - - - - -
Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.
Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)
- - - - - - - - - - - - -
Yahudi dininin temel ilkesi, Hasmadat Goyim yani Yahudi olmayanlarin imhasidir
Haham Rav Leor
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
- - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
| Kurmus                  oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com  |               Ayrilmak                  isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com  |               Grup                  Sayfamız                  : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/  |               Arzu                  ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/  |             

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder