19 Ağustos 2014 Salı

Yılmaz Özdil'den sonra bademcik ameliyatı sırası kimde?


Yılmaz Özdil'den sonra bademcik ameliyatı sırası kimde?

Görevlerine son verilen gazetecilere Yılmaz Özdil de eklendi.
Birçokları muhtemelen şaşırmamış ve üzülmüştür.
Çoksesliliğin giderek kakafoni sayıldığı bir toplumda elbette ki çatlak sesler düzeltilir şeklinde öngörü zor olmasa gerek.
Fazla önemsemeyenler de vardır muhtemelen.
Yüksek bir koşullu çıkarsama düzeyi, sokak ağzından yontulmuş abartılı retorik ve yoğun ironiyle sunulan politik hicivlerin eleştirel bir değer taşımadığını söyleyeceklerdir onlar da.
Fakat ne olursa olsun, bir gazetecinin işini yapmaya çalıştığı için işinden olması pek kabul edilebilir bir şey değildir.
Herkes şu soruyu kendine sorabilir:
Acaba işimi yapıyorum diye işime son verilirse ne düşünürüm?
Şüphesiz bir fail ve mağdur ararım.
Mağduru bulmam zor değil elbette; ne de olsa işini kaybeden benim.
Peki öyleyse fail kim?

İlk bakışta Yılmaz Özdil'in eleştirel yazısının kararda etkili olduğu söylenebilir.
Muhtemelen farklı açıklamalar da sunanlar olacaktır.
Biz bu soruya uzun, karmaşık, politik, toplumsal ya da komplo teorileri ile dolu bir cevap verecek değiliz elbette.
Bazen düşüncenin ultraviyolesi de yeterli olabilir.
Nasıl mı?

Bir çocuk doktoru olan Harry Bakwin 1945 yılında bir makale yayınlar.
Tıp dünyasını bir anda şaşkına çeviren "Pseudodoxia Pediatrica" adlı makale bilinen tüm gerçeklere karşı çıkmaktadır.
Konu çocukların bademcik ameliyatıdır.
Araştırılan ise çocuklardan %kaçı bademcik ameliyatı oluyor sorusudur?

İşte bu sorunun yanıtını bulmak için okullardan seçilen 11 yaşındaki 1.000 çocuk bir hekim grubuna gönderilir ve kaç çocuğun bademcik ameliyatı olması gerektiği sorulur.
Elde edilen yanıt %61'dir.
Yani çocukları 611'i ameliyat olacak, kalan 389'unun ameliyat olmasına gerek bulunmamaktadır.
Sonuçlar araştırma grubunun önceden tahmin ettiği gibidir.
%60'lık seviye gerçek durumu yansıtmaktadır.
Fakat bu noktada Harry Bakwin'in aklına şeytanca bir fikir gelir.
Bademcik ameliyatı olmasına gerek görülmeyen 389 çocuğu başka bir uzman grubuna götürür.
Çocukların bademcikleri incelenir ve karar gelir: 174 tanesi yani %45'i ameliyat olmalıdır.
Araştırma grubunun kafası karışmaya başlamıştır, çünkü sonuçları bilimsellikle izah etmek güçleşmektedir.
Ama Harry Bakwin durmaz.
Bu gruptan ameliyat edilmesine gerek görülmeyen 215 çocuğu başka bir uzman grubuna yönlendirir.
%45'inin ameliyat olması gerektiğine karar verilir.
Bakwin, ameliyat olmasına gerek görülmeyenleri başka bir uzmana yönlendirir.
Gelen sonuçlar şimdi şaşırılacak seviyededir.
Üç muayene sonunda çocukların %94'ünün bademcik ameliyatı geçirmesine karar verilmiştir.

Aslında deneyden çıkan sonuç oldukça basittir: Doktorlar nasıl bir çocuk grubu görürse görsünler yaklaşık yarısının bademciklerinin alınmasına karar vermektedirler.
Ne bilim, ne de başka bir şey.
Hepsi sadece bu: Taraflı algı!

Yılmaz Özdil meselesine gelirsek.
Aslında sorun herkesin düşündüğü gibi "Dulcinea"sı adına yel değirmenlerine saldıran bir "şövalye"nin sonunda kaybedeceği meselesi değildir.
Ya da gazetenin içsel yörüngesi veya politik pratikler sorunu da değildir.
Sorun ilgili yayın grubunun son on yılda 24 gazetecinin işine son vermesinden de rahatlıkla anlaşılacaktır.
Amaç eleştirel bakış açısını yok etmek olduğu sürece daima bir sonraki kurban bulunacaktır.
Çünkü sorun eleştirel yazıları yazanların "hasta" olması sorunu değil, doktorun önündeki gruba göre hareket ettiği gerçeğidir.
Maalesef bu gerçek hayatımıza girmiştir ve var olduğu sürece de bademcik ameliyatı yapılacak birileri mutlaka çıkacaktır.

Kısaca özetlemek gerekirse, eğer bir gruba bademcik ameliyatı yapılacaklar ve yapılmayacaklar diye "ikiye ayıran" bir düşünce şekliyle yaklaşırsanız, bilimsel bakış açısı yok olur ve taraflı algı başlar.
Tıpkı Yılmaz Özdil meselesinde çok seslilik, hümanizm ve bağımsız gazetecilik gibi değerlerin yok olarak taraflı algıya dönüşmesi gibi.

Öyleyse sorulması gereken soru şu: Yılmaz Özdil'den sonra bademcik ameliyatı sırası kimde?


a45UyF587661-140819103340-03
^^^^^ - vvvvv


 
--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Dunyada oturarak basariya ulasan tek canli tavuktur.
- - - - - - - - - - - - -
Zeyd o kadindan ilisigini kesince onu sana nikahladik ki, Zaten Allah in emri yerine getirilmistir.

Ahzab 33/37
ZEYNEP Muhammedin in oz halasinin, guzelligi ile unlu kizi ve 7.esidir.
Kolesi ve hukuken evlat edindigi Zeyd i, hala kizi Zeynep ile evlendirdi.
Muhammed goruntude boyle bir evlilik yaptirdi diye dedikodularin ardi arkasi kesilmedi.
Azhab suresinde Muhammed peygamber hanimlari dedikodu yapmayin diye vahiy geldi dedi.
Muhammedin in istemesiyle Zeyd, evliligi sona erdirdi.
Bir muddet sonra da Peygamber e, Zeynep ile evlenmesi icin vahiy yoluyla emir geldi.
- - - - - - - - - - - - -
Resulullah sav buyurdular ki:
Melekler, icerisinde kopek ve timsaller bulunan eve girmezler.

Kutubu Sitte 2169
- - - - - - - - - - - - -
Kur'an bir bütündür.
Kur'anın bir kısım hükümlerini kabul edip, bir kısım hükümlerini red, inkâr ve tekzib eden kimse, dıştan Müslüman görünse bile Müslüman değildir.

Mehmet Şevket Eygi
Mürtecilerin çok sevdiği ve önemsediği fikir adamı.
- - - - - - - - - - - - -
Kemal elebasiligindaki Milliyetcileri ezmek icin Ingiliz hukumetinin bize yardim elini uzatmasini talep ediyoruz.

Konya'nin 27 koyunun esrafinin Ingiliz temsilcisine basvurusu - 10.1920
- - - - - - - - - - - - -
Bir Ingiliz subayi Igdir'dan Bayezit'e gelerek, Mutassarif'a: Ingiltere himayesinde tesekkul eden Ermenistan'a Bayezit havalisinin de birakildigini bir aya kadar on bes bin Ermeni muhacirinin Ermeni duzenli birlikleri himayesiyle eski yurtlari olan Bayezit sancagina sevk edilecegini bildirmistir.

Dogu vilayetlerinden bir karis topragin bile Ermenistan'a birakilmasinin mumkun olmayacagi, bir tek Ermeni askerinin sinirimizin bu tarafina gecmesinin atesle karsilik gorecegi

(12 Haziran 1919)
K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
Eger Tanri gercekten yoksa, onu yaratmamiz gerekir.
Sizi sacmaliklara inandirabilenler, size katliam yaptirabilirler.

Voltaire
- - - - - - - - - - - - -
Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)
- - - - - - - - - - - - -
Siyonist teroristler, Filistinli Musluman cocuklari, kafalarina sopalarla vura vura oldurduler

Prof.Dr.Walid Khalidi, Yazar
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
- - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder