Sayın kendinden üçüncü şahıs olarak bahseden kişi, Zeki Kentel.
Biz sizi yazdıklarınızdan biliyoruz.
Kahramanlık, başarı menkıbeler anlatmanıza hiç gerek yok.
Kendinizden üçüncü şahıs olarak bahsetmeniz ciddi bir megalomani işareti bunu bilin.
Peki biz sizi nasıl biliyoruz.
Ordu ve subay düşmanısınız.
Bunca zamandır guruplara ilettiğiniz bütün yazıların ortak ana fikri budur.
Ciddi şekilde mikromanik sahipsiniz.
Aslında kendinizden üçüncü şahıs olarak bahsetmeniz de buna bir işaret.
Subayları kendinize ciddi şekilde problem yapmışsınız.
Belli ki, darbeyi buradan yemişsiniz.
Bu güne kadar, ordudan yana orduyu eleştirirmiş gibi yapan yüzlerce yazı ilettiniz.
Sizin anlatımınıza göre neredeyse bütün subaylar beceriksiz, yeteneksiz, korkak.
Subayların büyük bölümü dinsiz, imansız, ahlaksız, sapkın.
Aralarında çok fazla miktarda Sabetaycı, kripto var.
Bu subayların yönettiği orduların savaş kazanması imkansız.
Size göre subayların hemen hepsi de astsubay düşmanı.
Astsubayları ezmekten, onurunu incitmekten sonsuz zevk alıyorlar.
Siz ise doğal olarak bu zalim, gadar, sapkın subayların peşindesiniz.
Onları buluyor ve teşhir ediyorsunuz.
Sizin belki de en göze çarpan yanınız bu.
Subaylara karşı, astsubayların yanında.
Adeta Tarkan gibisiniz, ezilenlerin dostu, zalimlerin düşmanı.
Bir siz zeki, akıllı, becerikli, vatansever, başarılısınız.
Sizin başarılarınızı dünya alem biliyor ve takdir ediyor.
Zaten siz olmasanız, Türk orduları ayakta duramazdı.
Aktif olduğunuz yıllarda bütün teknik işleri siz hallettiniz.
Kimseler elektronik bir şeyleri çalıştırmayı beceremiyordu.
Siz olmasanız ülkeye yeni gelmiş hiçbir araç çalışmayacaktı.
Siz olmasanız kimseler kullanım klavuzlarını okuyamayacak, öğrenemeyecek, öğretemeyecekti.
Elektronik ne varsa siz okudunuz, anladınız, anlattınız, öğrettiniz.
Boğazdaki Jüpiter füzelerini siz kurdunuz.
Onları siz faal olarak tuttunuz.
Ve zaten siz emekli olduktan ya da edildikten sonra her şey bozuldu.
İşte bu yüzden İstanbul'un hava sahası artık savunmasız.
Kendi hikayenizi kendiniz anlattınız.
Ordunun ekmeğini yemişsiniz.
Hem de en kolay şekilde, en güzelinden.
Meslek hayatınız hep kolay ve konforlu olmuş.
Hikayenin geneli ise meşakkatsiz.
Belli ki, kayrılmışsınız.
Ve yine belli ki, bir süre sonra durumunuz dikkat çekmiş.
Sizi rahatsız etmişler.
Sahraya hiç çıkmamışsınız, saha deneyiminiz olmamış.
Sizin menkıbe ettiniz birkaç aylık tecrübe de sizi perişan etmeye yetmiş.
Ömrünüz boyunca belki de birkaç yüz mermi yakmışsınız.
Ömrünüz boyunca hiçbir şekilde bir askeri birim komuta etmemişsiniz.
Hiçbir zaman başka insanların sorumluluklarını üzerinize almamışsınız.
Etrafınızdaki tostçu, çaycı askerlerden başka asker de görmemişsiniz.
Çatışmaya girmemişsiniz, araziye çıkmamışsınız.
Arama tarama yapmamış, pusu kurmamışsınız.
Paraşütle atlamamış, karda araziye çıkmamış, denizden sahile çıkmamışsınız.
Çadırda kalmamış, kampet üzerinde gecelememiş, konserve yememişsiniz.
Hayatı idame yapmamışsınız.
Tatbikata, atışa gitmemiş, bunlar için yapılan hazırlıkları görmemişsiniz.
Ve şimdi bize askerlik yaşamında gördüğünüz engin tecrübeleri anlatıyorsunuz.
Subayların ne kadar ahlaksız, beceriksiz, korkak, hain olduğunu anlatıyorsunuz.
Güney Doğu sorununu anlatıyorsunuz.
Dış politika anlatıyorsunuz.
Strateji bilmeyen bizlere öğretiyorsunuz.
Aşağılamak demişsiniz.
Aslında aşağılamak kastım olmamıştı.
Her iki Zeki beye birden seslenmiştim.
Ama bakın diğer Zeki bey yazdıklarımdan hiç gocunmamış.
Kendini aşağılanmış gibi hissetmemiş.
Ama siz aşağılandığınıza inanmışsınız.
Size saygı duymuyorum, bu çok açık.
Sizi sevmiyorum, bu da çok açık.
Buna ihtiyaç var mı?
Yok elbette.
Ama sizin için görüşlerim budur maalesef.
Şunu da belirteyim, ben fikir ayrılıklarına alışkın bir insanım.
İnsanların dağınık kalmasında bir mahsur görmem.
Basitçe iyi niyetli, samimi her sözü dinlerim.
Fakat sizi asla iyi niyetli ve samimi bulmuyorum.
Siz inatçı ve ısrarlı bir bozguncu, utanmaz bir işbirlikçi, profesyonel bir hainsiniz.
Aynı zamanda ciddi şekilde ordu ve subay düşmanısınız.
Devlete ve orduya karşı en ufak bir vefa hissiniz yok.
ÇOK İYİ YAPTIĞINIZ BİR ŞEY VAR.
SİZ HER ZAMAN SURET-İ HAKTAN YANA GÖZÜKMEYİ ÇOK İYİ BECERİYORSUNUZ.
Aslında askerlik yapanlar bilirler.
Adam askerde kantincilik, çaycılık, postalık yapar.
Ama bakarsınız en büyük kahramanlık menkıbeleri bunlardan çıkar.
Anlattıklarına bakarsanız neredeyse bütün çatışmalara girmiş.
İşte sizinki de öyle.
Özellikle benzetmek gibi olsun isterim.
Askerliğinizi karargahta çaycı olarak yapmışsınız.
Bize masal anlatıyorsunuz.
Bilmeniz gerek, bizler yeni yetme delikanlılar değiliz.
Hepimizin belirli bir hayat tecrübesi var.
Bizler insanları konuşmalarından, hareketlerinden, yazdıklarından tanıyacak yaştayız.
Lütfen bizlerin sahip olduğu zekayla alay etmeyin.
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Biz sizi yazdıklarınızdan biliyoruz.
Kahramanlık, başarı menkıbeler anlatmanıza hiç gerek yok.
Kendinizden üçüncü şahıs olarak bahsetmeniz ciddi bir megalomani işareti bunu bilin.
Peki biz sizi nasıl biliyoruz.
Ordu ve subay düşmanısınız.
Bunca zamandır guruplara ilettiğiniz bütün yazıların ortak ana fikri budur.
Ciddi şekilde mikromanik sahipsiniz.
Aslında kendinizden üçüncü şahıs olarak bahsetmeniz de buna bir işaret.
Subayları kendinize ciddi şekilde problem yapmışsınız.
Belli ki, darbeyi buradan yemişsiniz.
Bu güne kadar, ordudan yana orduyu eleştirirmiş gibi yapan yüzlerce yazı ilettiniz.
Sizin anlatımınıza göre neredeyse bütün subaylar beceriksiz, yeteneksiz, korkak.
Subayların büyük bölümü dinsiz, imansız, ahlaksız, sapkın.
Aralarında çok fazla miktarda Sabetaycı, kripto var.
Bu subayların yönettiği orduların savaş kazanması imkansız.
Size göre subayların hemen hepsi de astsubay düşmanı.
Astsubayları ezmekten, onurunu incitmekten sonsuz zevk alıyorlar.
Siz ise doğal olarak bu zalim, gadar, sapkın subayların peşindesiniz.
Onları buluyor ve teşhir ediyorsunuz.
Sizin belki de en göze çarpan yanınız bu.
Subaylara karşı, astsubayların yanında.
Adeta Tarkan gibisiniz, ezilenlerin dostu, zalimlerin düşmanı.
Bir siz zeki, akıllı, becerikli, vatansever, başarılısınız.
Sizin başarılarınızı dünya alem biliyor ve takdir ediyor.
Zaten siz olmasanız, Türk orduları ayakta duramazdı.
Aktif olduğunuz yıllarda bütün teknik işleri siz hallettiniz.
Kimseler elektronik bir şeyleri çalıştırmayı beceremiyordu.
Siz olmasanız ülkeye yeni gelmiş hiçbir araç çalışmayacaktı.
Siz olmasanız kimseler kullanım klavuzlarını okuyamayacak, öğrenemeyecek, öğretemeyecekti.
Elektronik ne varsa siz okudunuz, anladınız, anlattınız, öğrettiniz.
Boğazdaki Jüpiter füzelerini siz kurdunuz.
Onları siz faal olarak tuttunuz.
Ve zaten siz emekli olduktan ya da edildikten sonra her şey bozuldu.
İşte bu yüzden İstanbul'un hava sahası artık savunmasız.
Kendi hikayenizi kendiniz anlattınız.
Ordunun ekmeğini yemişsiniz.
Hem de en kolay şekilde, en güzelinden.
Meslek hayatınız hep kolay ve konforlu olmuş.
Hikayenin geneli ise meşakkatsiz.
Belli ki, kayrılmışsınız.
Ve yine belli ki, bir süre sonra durumunuz dikkat çekmiş.
Sizi rahatsız etmişler.
Sahraya hiç çıkmamışsınız, saha deneyiminiz olmamış.
Sizin menkıbe ettiniz birkaç aylık tecrübe de sizi perişan etmeye yetmiş.
Ömrünüz boyunca belki de birkaç yüz mermi yakmışsınız.
Ömrünüz boyunca hiçbir şekilde bir askeri birim komuta etmemişsiniz.
Hiçbir zaman başka insanların sorumluluklarını üzerinize almamışsınız.
Etrafınızdaki tostçu, çaycı askerlerden başka asker de görmemişsiniz.
Çatışmaya girmemişsiniz, araziye çıkmamışsınız.
Arama tarama yapmamış, pusu kurmamışsınız.
Paraşütle atlamamış, karda araziye çıkmamış, denizden sahile çıkmamışsınız.
Çadırda kalmamış, kampet üzerinde gecelememiş, konserve yememişsiniz.
Hayatı idame yapmamışsınız.
Tatbikata, atışa gitmemiş, bunlar için yapılan hazırlıkları görmemişsiniz.
Ve şimdi bize askerlik yaşamında gördüğünüz engin tecrübeleri anlatıyorsunuz.
Subayların ne kadar ahlaksız, beceriksiz, korkak, hain olduğunu anlatıyorsunuz.
Güney Doğu sorununu anlatıyorsunuz.
Dış politika anlatıyorsunuz.
Strateji bilmeyen bizlere öğretiyorsunuz.
Aşağılamak demişsiniz.
Aslında aşağılamak kastım olmamıştı.
Her iki Zeki beye birden seslenmiştim.
Ama bakın diğer Zeki bey yazdıklarımdan hiç gocunmamış.
Kendini aşağılanmış gibi hissetmemiş.
Ama siz aşağılandığınıza inanmışsınız.
Size saygı duymuyorum, bu çok açık.
Sizi sevmiyorum, bu da çok açık.
Buna ihtiyaç var mı?
Yok elbette.
Ama sizin için görüşlerim budur maalesef.
Şunu da belirteyim, ben fikir ayrılıklarına alışkın bir insanım.
İnsanların dağınık kalmasında bir mahsur görmem.
Basitçe iyi niyetli, samimi her sözü dinlerim.
Fakat sizi asla iyi niyetli ve samimi bulmuyorum.
Siz inatçı ve ısrarlı bir bozguncu, utanmaz bir işbirlikçi, profesyonel bir hainsiniz.
Aynı zamanda ciddi şekilde ordu ve subay düşmanısınız.
Devlete ve orduya karşı en ufak bir vefa hissiniz yok.
ÇOK İYİ YAPTIĞINIZ BİR ŞEY VAR.
SİZ HER ZAMAN SURET-İ HAKTAN YANA GÖZÜKMEYİ ÇOK İYİ BECERİYORSUNUZ.
Aslında askerlik yapanlar bilirler.
Adam askerde kantincilik, çaycılık, postalık yapar.
Ama bakarsınız en büyük kahramanlık menkıbeleri bunlardan çıkar.
Anlattıklarına bakarsanız neredeyse bütün çatışmalara girmiş.
İşte sizinki de öyle.
Özellikle benzetmek gibi olsun isterim.
Askerliğinizi karargahta çaycı olarak yapmışsınız.
Bize masal anlatıyorsunuz.
Bilmeniz gerek, bizler yeni yetme delikanlılar değiliz.
Hepimizin belirli bir hayat tecrübesi var.
Bizler insanları konuşmalarından, hareketlerinden, yazdıklarından tanıyacak yaştayız.
Lütfen bizlerin sahip olduğu zekayla alay etmeyin.
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
On 08.08.2014 00:09, zeki kentel zkentel2001@yahoo.com [Ozgur_Gundem] wrote:
DEGERLI DOSTLAR
SAYIN ORAJ POYRAZ"IN ZEKI KENTEL HAKKINDA YAZDIGI BIRAZ ASAGILAYICI SATIRLARINA ACIKLAMA YAPMAK ZORUNDA KALDIGIM ICIN OZUR DILIYORUM
ZEKI KENTEL SANAT OKULU MEZUNU OLDUGU ICIN ASKERE "MI" KULLANMASINI OGRENMEDEN UST CAVUS OLARAK AYLIGA BAGLANMISTIR. EGER BU ORDUNUN ICINDE GOREV VE ASKERLIK BAKIMINDAN SANSLI (NE DEMEKSE) 5 ASSUBAY VARSA BIRISI ZEKI KENTEL"DIR.
"MI" KULLANMASINI OGRENMEDEN ABD ARMY ELEKTRONIK-TELSIZ KURSUNA KATILMISTIR. KURS BITIMINDE KITA GOREVINE CIKMADAN ALMANYA"DA ABD ARMY MUHABERE IKMAL KURSUNA (UC AY) KATILMISTIR.
ZEKI KENTEL ABD YARDIM MUHABERE CIHAZLARINI SANDIKTAN ILK CIKARAN VE BU CIHAZLARI KIMSEDEN YARDIM ALMADAN ILK CALISTIRAN VE BU CIHAZLARIN KULLANIMINI GENELKURMAY MUHABERE DAIRE BASKANLIGINA ILK CALISTIRILMALARINI BRIFING VEREN USTCAVUSTUR
ZEKI KENTEL ON SENE ANKARA"DA GOREV YAPTIKTAN SONRA GUDUMLU MERMI (FUZE) KURSU ICIN BIR SENE ABD"DE NASA"NIN (ALABAMA - HUNTSVILLE) BITISIGINDE KURSA KATILMISTIR.. BU SURE ICINDE MARYLAND"TA ORDONAT OKULUNDA IKMAL KURSU ICIN BULUNAN 5 ASSUBAYA UC AY TERCUMAN-HOCALIK YAPMISTIR.
ZEKI KENTEL BU CALISMALARINDA ALLIED LIASION OFISINCE ORNEK OVGU ALMISTIR
1958 YILINDA SURIYE"YE VURMAK UZERE SINIRA YAPILAN YIGILMAYA DESTEK ICIN CIKAN TAYIN ILE KISA BIR SURE ARAZI GOREVINDE YUKSEK KOMUTA HEYETININ BECERIKSIZLIGINE SAHIT OLMUSTUR... OYLE KI ANKARA"DAN HUDUDA GONDERILEN 5. ZIRHLI TUGAY ISLAHIYE"DE ARKASI DAG ONU SURIYE OVALARINA ACIK TANKI - CEMSELERI BIR BATAKLIGIN ICINDE EN ZOR GUNLERINI GORMUSTUR. BURADA NOBET TUTAN TUM RUTBELI PERSONELIN HANGI TEHLIKELERIN KORKUSU ICINDE GECE UYUMADIKLARINI COK YAKINDAN SAHIDI OLMUSTUR. COK DEGEL ACIK OVADAN 30 - 40 AZ TECHIZATLI CAPULCU GELSE KOCA TUGAYIN PERISAN EDILEBILECEGININ COK HIKAYELERINI DINLEMISTIR
ZEKI KENTEL ANKARA"DAN SONRA 10 SENEDE ISTANBUL"DA BOGAZ"DA ASKERLIK YAPARAK YD. TKS. ASTGM"LIGE NASBEDILEREK FERIT MELEN- SADI IRMAK- CEVDET SUNAY IMZALI KARARNAME ILE EMEKLI OLMUSTUR....
ORDUNUN BANA BAHSETTIGI BU SANSLI GOREV ICINDE EVDEN COCUKLARIMDAN BIR GUN BILE AYRI KALMADIM, HIC EV TASINMA SORUNUM OLMADI UC OGLUMU DA LISANLI (GALATASARAY- ISTANBUL ERKEK)...BOGAZICI - ODTU GIBI OKULLARDA OKUTMA OLANAGIM OLDU... ONLAR OKUDU BEN DE DENIZ GEZMIS DONEMINDE ONLARDAN GERI KALMAMAK ICIN BEN DE UNIVERSITE DIPLOMASI ALDIM
SEVGILI ORAJ POYRAZ KARA KUVVETLERI - GENELKURMAY MUHABERE DAIRLERINDEN, HAVA KUVVETLERI FUZE ILE ILGILI BIRIMDEN ZEKI KENTEL 1949 - 43 HAKKINDA SANIRIM BILGILER BULUNABILIR... ZEKI KENTEL BENDEN DAHA AYRINTILI OLARAK TANIMA OLANAGINIZ OLABILIR
ZEKI KENTEL ORAJ - POYRAZ - AYISIGI - BALYOZ - ELDIVEN GIBI ISIMLERIN ARKASINA SAKLANACAK BIR CURMU VE SAKINACAGI BULUNMAMAKTADIR SELAM VE SAYGILARIMLAOn Thursday, August 7, 2014 9:53 PM, ZEKI SAHIN <zekisahin@yahoo.com> wrote:
Sayın Oraj Poyraz Bey,
Sizin yorumlarınızı zevkle ve ibretle okuyorum. Sizinle tartışmak ise bir imtiyaz.Sataşmalarınıza da kırılıp gücenmiyorum. Tam tersine, nasıl anlaşıldığım konusunda bana bir gösterge oluyor.
Sayın Zeki Kentel Bey'i samimi bir yazısından ötürü takdir ettim ve saygı duydum. Yaşı ve başı gereği, hoşumuza gitse de gitmese de kendi penceresinden gördüğü doğruları ve yanlışları bizimle paylaşıyor. Sağ olsun ve var olsun.
Elbette ben TSK düşmanı bir tavır içinde olamam. Geçmişim ve geleceğim buna izin vermez. Tam tersine, TSK benim "ordum" olduğu için onu "tertemiz ve pir-i pak" görmek için, gördüğüm her zaafını ve hatasını başına - acımadan - kakarım. "Kızını dövmeyen dizini döver." misali.
"Anlaşılan siz de çok yaralısınız, sayın Zeki Şahin.
Anlaşılan sizin hayran olduğunuz kızlardan size pas vermediği halde subaylara verenler olmuş."demişsiniz.Subayı tercih ettikleri için değil, ABD'li eri ve çavuşu tercih ettiklerine kızgınım. Ben zaten o tiplere yönümü dönüp bakmış değilim. Pis sigara ve alkol kokuları zaten midemi kaldırırdı.Benim kınadığım bana pas vermemeleri değil, elin itine köpeğine, maskara olmaları. İçlerinde neler vardı neler. Yazmaya elim varmıyor.Askeriyede de, başka yerlerde de, başıma bir hal gelmedi. Merak etmeyin. Beni bilen iyi bilir.Derdimiz ayırımcılığa ve kayırımcılığa karşı olmak. Adalet ve eşitlik.Yani derdimiz TSK ile değil Sayın Oraj Bey dostum... Derdimiz başka...
Selam ve saygılar.
On Thursday, August 7, 2014 5:24 PM, "Oraj POYRAZ oraj.poyraz@openmail.cc [Ozgur_Gundem]" <Ozgur_Gundem@yahoogroups.com> wrote:
Sayın Kentel ve Sayın Şahin,
Iletilen hikayeden bir ibret almışsınız, anlaşıldı.
O hikayeden belki de on farklı ibret almak mümkünken siz bunlardan en aykırısını, en olmayacak olanı ibret seçmişsiniz.
Belki de konuyu sizin için biraz daha açmak gerekecek.
Öncelikle hikayenin ana fikrinin ne olmadığını belirtelim.
Hikaye TSK'nın genç subay ve astsubaylarının, ya da adaylarının,
delişmenlik yapmasına,
Ali kıran baş kesen olmasına,
bar, pavyon basmasına,
kaba güçle nam salmasına,
aklından çok pazusuyla iş gören kişiler olmasına, aslında kendi babası,
kardeşi, abisi, amcası olan insanları küçük görmesine,
kısacası halkı hakir görüp hırpalamasına,
yazılmış bir methiye değildir.
Doğrusu bunca zaman içinde tanıdığım subaylar ve astsubaylarda böylesi bir eğilim de hiç görmedim.
Yine tanıdığım subay ve astsubaylar içinde aileden çok zengin, varlıklı ailelerin çocuğu olan, ağzında gümüş kaşıkla büyümüş, asaletini anlatan tek kişi bile yoktu.
Subay ve astsubayların hemen hepside bakkalın, manavın, kunduracının, köylünün, işçinin, asgari ücretlinin, varoşlarda yaşayanın, gecekonduda oturanların çocuklarıydı.
Konunu ilettiği asıl mesaj ise şuydu:
Sivil ya da asker gençlerin hataları olmuştur.
Gençlerin hatalarıyla karşılaşan idarecilerin, komutanların, bürokratların ise bazıları ahlak ve feraset sahibi çıkmıştır,
bazıları ise dötünün korkusundan başka bir halt bilmeyen, kendini kurtarmaktan başka bir fikri olmayan, acımasız, akılsız çıkmıştır.
Konu sadece askerlerle ilgili değildir.
Üniversitelerde, liselerde hemen gençlerin olduğu her yerde yaşanmıştır bunlar.
İnsanların hayatını mahvetmek çok kolaydır.
Kurtarmak ise her zaman zordur.
Başkaları için sıkıntıya katlanmak, riske girmek, fedakarlık göstermek ise bir fazilettir.
Bunca yıllık ömrümde yaralı parmağa işemeyen çok idareci gördüm.
Fakat, fazilet sahibi olanları o kadar çok görmedim.
Konu budur, başka bir şey değil.
Zeki Kentel'in TSK'ya girişini, çıkışını, yaşadıklarını az çok biliyoruz.
Kuyruk acısı var.
Her defasında geçmişinden gurur duyarmış gibi, ama şiddetle iğrenerek anlatır.
TSK bünyesinde yabancılık çekmiş, dışlanmış, ötekileştirilmiş.
Başına bir şeyler gelmiş.
Tahmin ettiğimiz ya da bildiğimiz sebepleri var elbette.
Bunlar ayrı konular.
Anlaşılan siz de çok yaralısınız, sayın Zeki Şahin.
Anlaşılan sizin hayran olduğunuz kızlardan size pas vermediği halde subaylara verenler olmuş.
Belki de, benzeri bir tecrübe sizin de başınızdan geçti.
Husumetinize bakarsak öyle gibi gözüküyor.
Ben her ikinize de seslenmek istiyorum.
Gençliğinizde ne olmuşsa olmuş.
Bırakın bunları geçmişte kalsın.
Nefretinizi, kininizi yüreğinize gömün.
Sivil olsun, asker olsun genç gençtir.
Sivil gençleri de korumak, kurtarmak, yol göstermek gerekir.
Genç askerleri ise korur, kurtarır, iyi bakarsanız geleceğin iyi komutanları olurlar.
Size de, millete de, vatana da büyük yararları dokunur.
Başka TSK yok.
Bırakın şu ülke Amerikan askerine muhtaç olmasın.
Bırakın şu halk işgal, müdahale onursuzlukları yaşamasın.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
//////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////
On 05.08.2014 23:02, zkentel2001@yahoo.com [Ozgur_Gundem] wrote:
SEVGILI ORAJ POYRAZ
BENIM DE AYTEKIN ERTUGRUL BEY'IN HIKAYESINE BENZER BIR HIKAYEM VAR.... 1930"LARDA KONYA'DA SOKAKLARDA 3-4 ASKERI LISE OGRENCISI ILE 3-4 SIVIL SANAT OKULU OGRENCISI DALASIYOR VE ASKERI LISE BIRAZ HIRPALIYORLAR............
OLAYIN ERTESI GUNU ASKERI LISEDENGUCLU BIR GRUP SANAT OKULU BASIYOR. GIRDIKLERI SINFLARDA PALASKALARIYLA YUMRUKLA OGRENCILERIN KAFALARINI GOZLERINI YARMAYA BASLIYORLAR.
ATELYELERDEKI COCUKLARA OKULUN BASILDIGI HABERI GIDIYOR. ATELYELERDEKI COCUKLAR TEZGAHLARININ UZERINDE TAKIM TAKLAVAT, TORNAVIDA, DEMIR, TAHTA CUBUKLAR, VB. ILE ASKERI LISE OGRENCILERINI KISTIRIYORLAR.....
BUTUN PALASKALARI TOPLAYARAK OKUL AVLUSUNA YIGIYOR VE ASKER OGRENCILERI DE YIGININ KARSISINA DIZIYORLAR...........PALASKALARI GOZLERININ ONUNDE YAKACAKLAR
FAKAT OKUL MUDURU LISE KOMUTANINI DURUMDAN HABERDAR EDEREK OKULA CAGIRIYOR VE OKULLARINA GIDIYORLAR
BU OLAYIN GORGU TANIKLARI EN AZ 90 - 95 YASINDA OLABILIR-----------------------------------------------------SEVGILI AYTEKIN"IN ANLATTIGI OLAYDA PAVYON SAHIBI IKI-UC BASKINCIYI KURSUNLASA VEYA BICAKLASA IDI
YINE BOYLE GURURLA ANLATABILECEK MIYDI ACABA?
VEYA YASIYOR OLABILECEK MIYDI?
BU GURURLANACAK ANLATILACAK BIR HIKAYE DEGELDIR
BU OLAYDAN SONRA DA O PAVYONLARA ASKERLER BIRAZ ZOR GITMISLERDIR HER HALDE-----------------------------------------------------YIL 1945 ANKARA 19 MAYIS STADINDA HARBIYE-BESIKTAS MACI VAR...........TRIBUNDE BASBAKAN SARACOGLU........MACI BESIKTAS 5 - 1 KAZANDI........SEYIRCIDEN BESIKTAS"A ALKIS VAR........HARBIYE TRUBUNU BESIKTAS"I ALKISLAYAN TRIBUNLERE BIR DALDI...MILLET NEYE UGRADIGINI SASIRDI. HER TARAF BOSALDI FAKAT SARACOGLU SEREF LOCASINDAN HARBIYENIN MEYDAN SAVASINI SONUNA KADAR SEYRETTI...FAKATGEREGINI YAPTIRDIGINI SANIYORUM..............SELAM
__._,_.___
Reply via web post • Reply to sender • Reply to group • Start a New Topic • Messages in this topic (6) Guruptan ayrilmak icin, icin asagidaki adrese bos bir eposta gonderin:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
.
__,_._,___
--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Her insanin gorevini yapmasi insanlari mukemmele ulastirir.
Bhagavad-Gita
- - - - - - - - - - - - -
Onlarla savasin ki Allah, sizin ellerinizle onlarin cezasini versin ve ...
Onlari rezil ve rusvan etsin, yardimiyla sizi onlara muzaffer kilsin.
Ve mumin bir kavmin yureklerini ferahlandirsin.
TEVBE SURESI 14.AYET.
- - - - - - - - - - - - -
Musa olum meleginden cok korkuyordu.
Bir gun olum melegi canini almaya gelince melegin yuzune tokat atip bir gozunu cikardi.
Allah'in elcileri arasinda ayirim yapmayiniz.
Ben, Yunus peygamberden bile ustun degilim.
Buhari 65/4, 5; Hanbel 1/205, 242, 440; 2/405, 468).
- - - - - - - - - - - - -
Mehdi'nin ayak seslerini duyuyorum'
Direnmenin faidesi yok.
Mehdi gelecek, Şeriat gelecek, adalet gelecek.
Osmanlı Hilafet-i İslamiyesinin yıkılmasından sonra Müslümanlık âleminde Kezzabiyyun, Deccaliyyun, Süfyaniyyun devirleri başlamıştır.
Büyük tahribat olmuş, kütleler halinde irtidat görülmüştür.
Uzun süren küfür ve dalalet gecesinden sonra nihayet ufukta Mehdiyyet fecr-i sadıkının nurları görülmeye başlanmıştır.
Mehdi'nin kuracağı Kur'an, Sünnet ve Şeriat düzeni öyle kolay kolay, tereyağından kıl çekercesine zahmetsiz olmayacaktır.
Yakın gelecek, en doğrusunu Allah bilir, büyük savaşlara, iğtişaşa, melhamelere, kıyımlara, sıkıntılara gebedir.
Zahirde Müslüman görünen birileri, dünya hırslarıyla Fırat'ın altındaki hazinelere saldırmışlar ve büyük kara ve necis servetlere sahip olmuşlardı, onlar helak olacaktır.
İslam dinini, dünyevî ve uhrevî ahkam tasnifine tâbi tutan ve Şeriatın dünya ile ilgili hükümlerini göz ardı eden dünyevî=seküler sözde Müslümanlar feci şekilde aldandıklarını anlayacaktır.
Irak'ta, Suriye'de, Filistin'de büyük kanlı savaşlar cereyan edecektir.
Deccallar ve Süfyanlar tepetaklak olacaktır.
Bâtıl gümbür gümbür yıkılacaktır.
Musibetler toptan gelecek, kötülerin yanında iyiler de zarar görecektir.
Susuzluk, ekmeksizlik…
Evsizlik, barınaksızlık…
Ateş ateş ateş…
Zelzele-i Kübra…
Bana dokunmayan yılan bir yaşasın diyenleri büyük yılanlar sokup ağulayacaktır.
Kezzablar, Deccallar, Süfyanlar sonuna kadar direnecek ve çok acılar çekilecektir.
Haramla yapılmış yüksek binalar çökecektir.
Elektrikler kesilecek, bütün şeytanî cihazlar çalışmayacaktır.
43'cü kattaki kâşanesinden cihanı nemrudâne seyr eden gafil mağrurlar yüksek merdivenleri çıkamayacaktır.
Kaddafilerin aklı olsa, kanlı iktidarlarından feragat edip bir kûşe-i inzivaya çekilirler ama onlarda o akıl nerede…
Zalimlerin en akıllısı Zeynel olmuş, çekip gitmişti.
Mübarek diretmişti ama diretmesi onu iktidarda tutmaya yetmemişti.
Saddam keşke iktidardan vaz geçmiş ve sürgünü tercih etmiş olsaydı.
Âhir zaman fitneleri başlamıştır…
Deccallık, Kezzablık, Süfyanîlik devirleri bitiyor.
Mehdinin ayak seslerini duyar gibiyim.
Kulağınızı yere koyun ve dinleyin…
Kur'an, Sünnet, Şeriat, adalet, güvenlik diye atıyor zeminin kalbi.
Direnmenin faidesi yok.
Mehdi gelecek, Şeriat gelecek, adalet gelecek…
Tufandan sonra sükunet hükümran olacak.
Ölenler ölecek, kalanlar kalacak.
İman ile ölenler bahtiyar olacak; şirk, küfür, dalalet yolunda ölenlerin zararı büyük olacak.
Bundan sonra Deccalperestlerin, Kezzabların, Süfyanîlerin işi bitiktir.
Ben hem Müslümanım, hem de Deccalîyim diyenler büyük kayıptadır.
Rahmana iman ve itaat edeceksin, Tağuta cephe alacaksın.
Ey Dresden (13-14 şubat 1945 gecesi) ahalisi, ey modern Pompeililer, Sodom ve Gomore halkı, Bizans ve Roma…
Uyanın bu gaflet uykusundan…
Sezar mabetlerinin hepsi yıkılacak.
Deccallık ve Süfyanilik devri sonuna geldi…
Mehdi zuhur, İsa aleyhisselam nüzul edecek.
Kimseyi altınları gümüşleri, dolarları euroları, Altın Buzağı şirketi hisse senetleri kurtaramaz.
Sahih bir iman, ihlaslı ibadet, kalb-i selim gerek kurtulmak için.
Sende bunlar var mı?
Keşti-i Nuh hangi sahilde, biliyor musun?
Tufan yaklaşıyor, koş gemiye gir, yoksa boğulur helak olursun…
Mehmet Şevket Eygi
Mürtecilerin çok sevdiği ve önemsediği fikir adamı.
- - - - - - - - - - - - -
Padisahin izni olmadan, yabanci askerlere karsi duranlari, asker ve para toplayanlari tek tek veya topluca oldurmek islamin geregi ve gorevidir.
Milliyetcileri oldurenler gazi sayilir, bu yolda olenler sehit.
Seyhulislam Durrizade Abdullah'in Fetvasi - 1920
Seyhulislamin verdigi fetvalar Ingiliz ve Yunan ucaklariyla tum Anadolu'da atildi ve isbirlikci yandas gazetelerde yayinlandi
- - - - - - - - - - - - -
Ermenilerin siyasi emellerini fiilen elde etmek ve asayisi bozuk gostermek maksadiyla Dogu vilayetleri icine ceteler gecireceklerini pek muhtemel goruyorum.
(24 Mayis 1919)
K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
Din su an kadinlarin ilerlemesi onundeki ilk engel.
Din insanlari geriye goturuyor, bilime ve gelismeye karsi cikiyor.
Din insanlari doga ustu guclerin korkusuyla yutuyor.
Insanlarin mutluluguna engel oluyor ve tercihlerini yasamalarina asla izin vermiyor.
Teslime Nesrin
- - - - - - - - - - - - -
"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu?
Fakat bunu yapmaya gucu mu yok?
Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir.
Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi?
Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir.
O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu?
O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur.
O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu?
O zaman kotuluk nereden geliyor?"
(Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.)
EPICURE
- - - - - - - - - - - - -
Eger ben siradan bir Israil vatandasi olsaydim ve bir Filistinliyle karsilassaydim, yemin ederek soyluyorum ki, ben o Filistinliyi yakarak oldurur ve oldurmeden once ona eziyet ederdim
Ariel Saron, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
- - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Her insanin gorevini yapmasi insanlari mukemmele ulastirir.
Bhagavad-Gita
- - - - - - - - - - - - -
Onlarla savasin ki Allah, sizin ellerinizle onlarin cezasini versin ve ...
Onlari rezil ve rusvan etsin, yardimiyla sizi onlara muzaffer kilsin.
Ve mumin bir kavmin yureklerini ferahlandirsin.
TEVBE SURESI 14.AYET.
- - - - - - - - - - - - -
Musa olum meleginden cok korkuyordu.
Bir gun olum melegi canini almaya gelince melegin yuzune tokat atip bir gozunu cikardi.
Allah'in elcileri arasinda ayirim yapmayiniz.
Ben, Yunus peygamberden bile ustun degilim.
Buhari 65/4, 5; Hanbel 1/205, 242, 440; 2/405, 468).
- - - - - - - - - - - - -
Mehdi'nin ayak seslerini duyuyorum'
Direnmenin faidesi yok.
Mehdi gelecek, Şeriat gelecek, adalet gelecek.
Osmanlı Hilafet-i İslamiyesinin yıkılmasından sonra Müslümanlık âleminde Kezzabiyyun, Deccaliyyun, Süfyaniyyun devirleri başlamıştır.
Büyük tahribat olmuş, kütleler halinde irtidat görülmüştür.
Uzun süren küfür ve dalalet gecesinden sonra nihayet ufukta Mehdiyyet fecr-i sadıkının nurları görülmeye başlanmıştır.
Mehdi'nin kuracağı Kur'an, Sünnet ve Şeriat düzeni öyle kolay kolay, tereyağından kıl çekercesine zahmetsiz olmayacaktır.
Yakın gelecek, en doğrusunu Allah bilir, büyük savaşlara, iğtişaşa, melhamelere, kıyımlara, sıkıntılara gebedir.
Zahirde Müslüman görünen birileri, dünya hırslarıyla Fırat'ın altındaki hazinelere saldırmışlar ve büyük kara ve necis servetlere sahip olmuşlardı, onlar helak olacaktır.
İslam dinini, dünyevî ve uhrevî ahkam tasnifine tâbi tutan ve Şeriatın dünya ile ilgili hükümlerini göz ardı eden dünyevî=seküler sözde Müslümanlar feci şekilde aldandıklarını anlayacaktır.
Irak'ta, Suriye'de, Filistin'de büyük kanlı savaşlar cereyan edecektir.
Deccallar ve Süfyanlar tepetaklak olacaktır.
Bâtıl gümbür gümbür yıkılacaktır.
Musibetler toptan gelecek, kötülerin yanında iyiler de zarar görecektir.
Susuzluk, ekmeksizlik…
Evsizlik, barınaksızlık…
Ateş ateş ateş…
Zelzele-i Kübra…
Bana dokunmayan yılan bir yaşasın diyenleri büyük yılanlar sokup ağulayacaktır.
Kezzablar, Deccallar, Süfyanlar sonuna kadar direnecek ve çok acılar çekilecektir.
Haramla yapılmış yüksek binalar çökecektir.
Elektrikler kesilecek, bütün şeytanî cihazlar çalışmayacaktır.
43'cü kattaki kâşanesinden cihanı nemrudâne seyr eden gafil mağrurlar yüksek merdivenleri çıkamayacaktır.
Kaddafilerin aklı olsa, kanlı iktidarlarından feragat edip bir kûşe-i inzivaya çekilirler ama onlarda o akıl nerede…
Zalimlerin en akıllısı Zeynel olmuş, çekip gitmişti.
Mübarek diretmişti ama diretmesi onu iktidarda tutmaya yetmemişti.
Saddam keşke iktidardan vaz geçmiş ve sürgünü tercih etmiş olsaydı.
Âhir zaman fitneleri başlamıştır…
Deccallık, Kezzablık, Süfyanîlik devirleri bitiyor.
Mehdinin ayak seslerini duyar gibiyim.
Kulağınızı yere koyun ve dinleyin…
Kur'an, Sünnet, Şeriat, adalet, güvenlik diye atıyor zeminin kalbi.
Direnmenin faidesi yok.
Mehdi gelecek, Şeriat gelecek, adalet gelecek…
Tufandan sonra sükunet hükümran olacak.
Ölenler ölecek, kalanlar kalacak.
İman ile ölenler bahtiyar olacak; şirk, küfür, dalalet yolunda ölenlerin zararı büyük olacak.
Bundan sonra Deccalperestlerin, Kezzabların, Süfyanîlerin işi bitiktir.
Ben hem Müslümanım, hem de Deccalîyim diyenler büyük kayıptadır.
Rahmana iman ve itaat edeceksin, Tağuta cephe alacaksın.
Ey Dresden (13-14 şubat 1945 gecesi) ahalisi, ey modern Pompeililer, Sodom ve Gomore halkı, Bizans ve Roma…
Uyanın bu gaflet uykusundan…
Sezar mabetlerinin hepsi yıkılacak.
Deccallık ve Süfyanilik devri sonuna geldi…
Mehdi zuhur, İsa aleyhisselam nüzul edecek.
Kimseyi altınları gümüşleri, dolarları euroları, Altın Buzağı şirketi hisse senetleri kurtaramaz.
Sahih bir iman, ihlaslı ibadet, kalb-i selim gerek kurtulmak için.
Sende bunlar var mı?
Keşti-i Nuh hangi sahilde, biliyor musun?
Tufan yaklaşıyor, koş gemiye gir, yoksa boğulur helak olursun…
Mehmet Şevket Eygi
Mürtecilerin çok sevdiği ve önemsediği fikir adamı.
- - - - - - - - - - - - -
Padisahin izni olmadan, yabanci askerlere karsi duranlari, asker ve para toplayanlari tek tek veya topluca oldurmek islamin geregi ve gorevidir.
Milliyetcileri oldurenler gazi sayilir, bu yolda olenler sehit.
Seyhulislam Durrizade Abdullah'in Fetvasi - 1920
Seyhulislamin verdigi fetvalar Ingiliz ve Yunan ucaklariyla tum Anadolu'da atildi ve isbirlikci yandas gazetelerde yayinlandi
- - - - - - - - - - - - -
Ermenilerin siyasi emellerini fiilen elde etmek ve asayisi bozuk gostermek maksadiyla Dogu vilayetleri icine ceteler gecireceklerini pek muhtemel goruyorum.
(24 Mayis 1919)
K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
Din su an kadinlarin ilerlemesi onundeki ilk engel.
Din insanlari geriye goturuyor, bilime ve gelismeye karsi cikiyor.
Din insanlari doga ustu guclerin korkusuyla yutuyor.
Insanlarin mutluluguna engel oluyor ve tercihlerini yasamalarina asla izin vermiyor.
Teslime Nesrin
- - - - - - - - - - - - -
"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu?
Fakat bunu yapmaya gucu mu yok?
Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir.
Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi?
Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir.
O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu?
O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur.
O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu?
O zaman kotuluk nereden geliyor?"
(Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.)
EPICURE
- - - - - - - - - - - - -
Eger ben siradan bir Israil vatandasi olsaydim ve bir Filistinliyle karsilassaydim, yemin ederek soyluyorum ki, ben o Filistinliyi yakarak oldurur ve oldurmeden once ona eziyet ederdim
Ariel Saron, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
- - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder