4 Nisan 2015 Cumartesi

Balyoz, Ergenekon ve Casusluk gibi davaların arkasında gerçekte ABD’nin karanlık yüzü vardı. (Türker Ertürk)

Balyoz, Ergenekon ve Casusluk gibi davaların arkasında gerçekte ABD'nin karanlık yüzü vardı. (Türker Ertürk)

Evet, aynen öyledir. Ve Amerika hala daha Fitnebaz Cemaat(The Sinister Fraternity)in arkasındadır. Hala daha TSK'ya yönelik operasyon sürmektedir. Bir ulusalcılar tarafından, bir de cemaat bağlantılıları tırpanlayarak ordu içi boş bir kabuğa indirgenmiştir.

Alman orduları Polonyayı işgal ettiğinde ilk olarak ele geçirdikleri Polonyalı subayları katletmiştir.

Sovyetlerin katlettiği Polonyalı subayların toplu mezarı ise on yıl kadar önce Katyn ormanında bulunmuştu.

Komünist sistem tarafından Azerbaycan, Bosna-Hersek, Kosova, Arnavutluk'da Slav kökenli ya da bağlantılı olmayanlara geleneksel ordu ve subaylık imkanlarını esirgemiştir. Bu nedenle Sovyet sistemi dağıldığında bütün bu ülkelerde halk yetişmiş subayı, ağır silahları olan geleneksel orduların olanların insafına kalmıştır. Aradan geçen onlarca yıla rağmen, bu halkların bütün gayretlerine rağmen ve bizim de bütün desteğimize rağmen hala daha bu ülkelerde sıfırdan teşkil edilmiş orduların etkinliği şüphelidir.

Osmanlı Balkan Savaşı öncesinde politik sebeplerle ardışık operasyonlar sonucunda subay mevcudunun yarıdan fazlasını emekliye sevk etmişti. Bu durum takip eden dönemde yaşanmış bir sürü savaşta sonuca tesir etmiştir. Yarbayların tümen komuta etmesinin sebepleri vardır. Albayların orduları komuta etmesi boşuna değildir.

Subay çok kıymetlidir. Olmadığında çok aciz kalırsınız.

Paranın kudretiyle gemiler, silahlar, tanklar, uçaklar alabilirsiniz. Resmi geçitlerde görkemli askeri törenler sizi etkilemesin.

Esas olan dağlarda, bitin, pirenin, soğuğun, sıcağın, açlığın, yokluğun, tozun içinde ter atanlardır.

Subayda devlete, millete inanç çok önemlidir.
Askerlik parayla halledilebilecek bir şey değildir.
Balyoz, Ergenekon ve bunun gibi operasyonlar sadece gidenleri mağdur etmemiştir.
Aynı zamanda kalanların da inancı sarsılmıştır.
TSK saflarında yaşanmakta olan inanç bunalımı daha onlarca yıl sürecektir.
Devletin ve milletin kaderine ilişkin dehşetengiz gelişmeler kapımıza dayanmıştır.
Devlet ve millet ordularına, subaylarına gerçekten ihtiyaç duyduğunda farkı fark edeceksiniz.
Otuz yıl sonra bu günleri, yaşananları konuşacak, gelişen büyük olaylarda subayların tepkisizliklerini, etkisizliklerini konuşacaksınız.

Adam sendecilik, al paranı salla başını mentalitesi, sana mı kalmış, sana ne düşüncesi bitirir.
Devlet sahip çıkılması gereken bir değerdir.
Devlete, millete, vatan sadakat parayla ölçülebilecek bir kaynak değildir.
İnanç bozulduğunda bunun bedelini kan ve gözyaşıyla ödersiniz.
Osmanlı çok ağır bedel ödedi.
Türkiye ödemesin.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc)            L2fSIJNoA0xfSNxA    
.


Türker Ertürk: EVET, AMA YETMEZ!

Geçtiğimiz salı Anayasa Mahkemesi'nin "hak ihlali"kararının ardından yeniden görülen Balyoz davası karara bağlandı. İstanbul Anadolu Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 5'inci duruşmasında yargılanan 236 kişinin beratına karar verildi.

Öncelikle beraat edenlere, ailelerine, yakınlarına, sevenlerine ve bu işin başından beri farkındalığı olanlara ve sahip çıkanlara geçmiş olsun diliyoruz. Geciken adaletin en büyük adaletsizlik olduğu bilinciyle bu karara buruk olarak seviniyoruz, evet ama yetmez diyoruz.Çekilen bu acıların, kaybedilen yılların, yitirilen mesleklerin ve yok olan yaşamların hesabını kim verecek?

Yetmez diyoruz çünkü esas kumpas bu yurtseverler üzerinden ülkemize ve geleceğimize karşı kurulmuştur. Gerçek mağdur Türkiye Cumhuriyeti'dir. Ama ne yazık ki, bu mağduriyetin bugün durumsal farkındalığı olan güçlü sahip çıkanı yok.Bu kumpas çözülmeden ve bu kumpasın savcısından hakimine, polisinden askerine ve medya mensubundan siyasetçisine kadar sorumluları yargılanmadan ve hesap vermeden bu defter kapanmaz ve kapanmamalı!

Hizaya gelindi

Balyoz davasının ilk başladığı günden beri bu davayı izleyen, yazan, yorumlayan ve konferanslarında anlatan birisiydik. Davanın devam ettiği o günlerde silah arkadaşlarımız olan sanıkların ailelerinin "Bu duruşmada beraat veya tutuksuz yargılama çıkar mı? Ne diyorsun?" sorularına hep aynı şeyi söyledik; "Hukuken verilebilecek mücadele yok, mücadeleyi siyasi alana kaydırmak lazım, lehte sunduğunuz delillerin santim önemi yok, bu dava ve mahkeme operasyoneldir"

Balyoz, Ergenekon ve Casusluk gibi davaların arkasında gerçekte ABD'nin karanlık yüzü vardı. Çünkü ABD'nin Türkiye'ye biçtiği elbiseyi ülkemiz giymek istemiyordu. En kuvvetli direnç askerden geliyordu. Amerikalıların deyimiyle; "generaller hizadan çıkmıştı." Askerlerin hizaya getirilmelerine, derdest edilmelerine, hadlerinin bildirilmesine ve artık ülke siyaseti üzerindeki etkinliklerinin bitirilmesine ihtiyaç vardı. Düğmeye basıldı ve operasyonlar yapıldı. Bakın bugün asker hizaya şimdilik geldiyse, Amerika'ya gidilip selam çakıldıysa ve madalya taktırıldıysa bunu operasyonlara borçluyuz.

Bugün bölünmenin ve iç savaşın eşiğine gelmişsek, terör örgütü PKK ile pazarlık masasına oturmuşsak, adım adım rejim değişikliği rotasında seyrediyorsak, kırmızıçizgilerimizi yok sayarak komşularımızın merkezi hükümetlerine düşmanlık yapıyorsak bunları da hukuki operasyonlara borçluyuz. Bu operasyonlar Erdoğan liderliğindeki AKP'nin önünü açmak için yapıldı.

Eşik geçildi

Balyoz, Ergenekon ve Casusluk gibi davalar Türkiye Cumhuriyeti'ne ve onun anayasal koruyucusu Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı yapılan dört dörtlük darbenin hukuki enstrümanlarıydı. Darbe ile hukuk içinde kalarak mücadele edemezsiniz. Hukuk size karşı yapılan saldırının enstrümanı ise yapmanız gereken onu yok saymaktır. En başından itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesiyle bunu yok sayacaktı ve evlatlarını teslim etmeyecekti. Bunu yapmadı ve yapamadı. Ve emperyalizme karşı bu savaşı kaybettiler. Şimdi bu savaşı kaybeden komutanların bazıları etrafta utanmadan konuşuyorlar. Diğer yapılması gereken ise yargılama yapan mahkemeyi tanımamak ve savunma yapmamaktı!

O gün yazdıklarımıza ve söylediklerimize internet aracılığı ile bugün de ulaşabilmek ve kontrol edebilmek mümkün. O gün "Balyoz'dan tutuklananlar ne zaman çıkar?" sorusuna "Karşı darbe sürecinde geriye dönülemez eşik geçildiğinde, serbest bırakırlar, beraat ettirirler hatta tazminat bile öderler" demişiz. Çünkü suçsuz insanları uzun süre içeride tutmanın ağırlığını hiçbir yönetim kaldıramaz. Zaten esas hedef bu insanlar değildi. Bunların üstünden ülkemizdi!

Şimdi hiçbir şey olmamış gibi ABD ile ilişkilere devam eder ve sorgulamazsan, bölgede kendi çıkarına olmayan işlerde hala taşeronluk yaparsan size her şey müstahaktır.

 



a45UyF587661-150404122129 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2015/04/04  23:01 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 

BEN BIR YILDIZIM
. . . . . .
Ben bir yildizim yildizlar ortasinda,
Saga bakarim, sola bakarim, eyvah,
Yapayalnizim yildizlar ortasinda.
Bir bitmez duzelikte aksamla sabah.
. . . . . .
Alabildigine bana vermisler, ?al! ?
Dayanilmaz bosluguyla bu evreni
?Bu gercek, bunu al! Bu dus, bunu da al! ?
Ne ki varsa, bana yazilmis nedeni.
. . . . . .
Mutluyum, bu guzel, bu tek yildizlikta;
Milyonlarca sunu, adak sana, tanrim!
Ama kalbim catlayacak yalnizlikta,
Hic olmazsa bir ayna ver bana, tanrim!

Ahmet Muhip DRANAS

Bir grup maymun zina yapan bir maymunu yakalamis ve taslama cezasini uyguluyorlardi.
Onlari bu hakli iste desteklemek icin ben de tas atarak yardim ettim.

Buhari 63/27

Koklesen Yanilmalar

Bir kisinin yanilmasi butun halkin yanilmasina yol acar, butun halkin yanilmasi da sonradan teklerin yanilmasina. Boylece yanlislik elden ele gelistikce gelisir, bicimden bicime girer; o kadar ki isin en uzagindaki tanik, en yakinindakinden daha cok seyler bilir; olayi son ogrenen ilk ogrenenden daha inancli olur. Bunda da sasilacak bir sey yok; cunku insan bir seye inandi mi ona baskasini da inandirmayi bir borc sayar, kolay inandirmak icin de anlattigina diledigi gibi ceki duzen vermekten, bir seyler katmaktan cekinmez: Karsisindakinin karsi koyma gucunu kirmak, onun kafasinin alabilecegini sandigi gibi konusmak ister.

Michel de Montaigne : Denemeler


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder