22 Mayıs 2015 Cuma

Gelir uçurumunda rekor büyüme

Kendim ettim, kendim buldum dünyasıdır bu.
Türk ya da artık adına ne demek gerek bilmiyorum, Anadolu halkları, Küçük Asya insan kalabalığı bunu tercih etmiştir.

Bu insan kalabalığının önüne bir sürü kez seçim sandığı konmuştur.
Kimsenin bahanesi yoktur.
Kandırıldım, bilmiyordum demek şansı yoktur.

Kandırıldıysan akıllı olsaydın, kandırılmasaydın derler adama.
Biliyordum deme şansı hiç yok.
Çünkü bir sürü aklı evvel insan söyledi.
Ve bunlar doğruları söyledikleri için dokuz köyden kovuldular.
Bilmemek mümkün değil, bu bir bahane değil.

Artık özeleştiri yapmak gerek.
Tercihlerin bedelini ödemek ve hiç değilse bundan sonra akılcı tercihler yapmak gerek.
Önümüzde bir kez daha seçim sandığı var.
Bakalım bu sefer Türk halkının o meşhur sağduyusu nasıl bir tablo üretecek.

Bir de şu inat için oy kullanma mevzuu var.
Denilene göre Türk halkı aykırı duran aydınlara inat oy kullanıyormuş.
Bu doğruysa, o zaman ovunmanın, dövünmenin hiç yeri yok.

Hep beraber bir ziyafet sofrasında yiyip içiyoruz.
Hesabı kim ödeyecek, nasıl ödeyecek, bizim payımıza ne düşecek?
Bunları düşünmeden, aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyoruz.
Vakit ilerliyor, hesap ödeme zamanı yaklaşıyor.
Bizi o sofraya getirenler bir bahaneyle bir bir sıvışıyor.
Sofradan herkes kalkıp bir kenara savuştuğunda, elbette geride birileri kalacak.
En saf, en salak, en avanak olan kimse o.
İşte benim endişem bu.
Halk, kalabalıklar, adına ne demek lazım gelir bilemediğim bir insan yığını.
Garson hesap pusulasını masaya bıraktığında karşısında bulacakları bunlardır.
Sanki bir Şener Şen filmi izler gibiyiz.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc)            L2fSIJNoA0xfSNxA    

Gelir uçurumunda rekor büyüme

OECD'nin üye ülkelerde gelir dağılımındaki eşitsizlik ve yoksulluğu mercek altına alan raporu Türkiye açısından olumsuz bir tablo çiziyor. Gelir eşitsizliğinde Türkiye ilk sıralarda yer alıyor.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) üye ülkelerdeki gelir dağılımı ve yoksulluğa dair yaptığı araştırma çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.

OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, OECD ülkelerinde eşitsizliğin verilerin toplanmaya başlamasından sonraki en yüksek seviyeye ulaştığına dikkat çekerek, hükümetlere 'gelir dağılımındaki eşitsizliği giderecek önlemler almamaları durumunda uzun vadeli ekonomik büyümeyi tehlikeye atacakları' uyarısında bulundu.

Cinsiyet eşitsizliği uyarısı

OECD, gelir uçurumunu kapatmak ve ekonomik büyümeyi artırmak için üye ülkelerin hükümetlerine, istihdamda cinsiyet eşitliğini teşvik etmeleri, 'iyi' işlere erişimi artırmaları, eğitime daha fazla yatırım yapmaları tavsiyesinde bulundu.

Raporda ayrıca gelir dağıtımında vergiler ve transferlerin etkili bir yol olduğuna dikkat çekildi ve zengin bireyler ile çok uluslu şirketlerin vergi yükündeki paylarını üstlenmelerini sağlayacak politikalara ihtiyaç olduğu belirtildi.

Türkiye ilk dörtte

OECD'den raporla ilgili yapılan açıklamada Şili, Meksika, Türkiye, ABD ve İsrail, gelir dağılımındaki eşitsizliğin en yüksek olduğu ülkeler olarak sıralandı. Araştırmaya göre eşitsizliğin en az olduğu ülkeler ise Danimarka, Slovenya, Slovakya ve Norveç.

Türkiye gelir eşitsizliğinde Meksika ve Şili'nin ardından üçüncü sırada geliyor. Üstteki ve alttaki yüzde 10'luk dilimler arasındaki uçurumda ise Meksika, Şili ve ABD'nin ardından dördüncü sırada. OECD'nin yoksulluğu yaşlara göre sınıflandırdığı grafiklere göre, Türkiye çocuk yoksulluğunda dünya birincisi konumunda. 0-17 yaş grubunda yüzde 28.4'lük kesimin yoksul olduğu belirtiliyor. Bu oran 18-25 yaş grubunda 16.2, 26-65 yaş grubunuda 14.4 ve 65 yaş üstü grupta 18.4 olarak kaydediliyor.

Araştırmaya göre Türkiye'de en zengin yüzde 10'luk kesim, en fakir yüzde 10'luk kesimden 15.2 kat daha fazla kazanıyor. Türkiye ile ilgili olarak en son 2011 yılı verilerinin baz alındığı belirtiliyor.

© Deutsche Welle Türkçe

DW,BK/GA


a45UyF587661-150522132925 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2015/05/22  20:10 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 

Sozun en guzeli, dinleyenin de yararlandigi sozdur. Aristoteles

Anadolu da bir patirti, bir gurultu, kongreler, beyannameler falan, sanki bir sey yapabilecekler.
Blof yapmanin sirasi mi?
Hangi teskilatin, hangi kuvvetin var?
Bu ne hayal.
Kuzum Mustafa, sen delimisin?

Yazar Refi Cevat Ulunay - 1919

Ve gerek Rus gerek Garb istatistikleri bu hususta kanit olarak yeterlidir.
Birkac asirdan beri Sark Vilayetlerimizin hicbir kisminda hicbir vakit bir Ermeni cogunlugu olmamistir.
Ve Carlik idaresi veya Garb emperyalistleri tarafindan tesvik edilen Turk ve Ermeni halklarinin girismis olduklari kanli mucadeleler bir tarafa oldugu kadar, oteki tarafa da can kaybina malolmustur.
1917 de Ruslarin cekilmesinden sonra Ermeni cetelerinin Sark vilayetlerimizi ne halde biraktiklari bunun kafi derecede bir ispatidir.

Ermenistan i Mezopotamya da yerlesmis Ingilizlere yaklastiracak surette uzatmak, Moskova ve Ankara hukumetlerine pek cok nahos surprizler yaratmak demek olur.

(27 Aralik 1920)
K.ATATURK


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder