30 Mayıs 2015 Cumartesi

Emin Çölaşan: Vatana ihanet işte budur

Emin Çölaşan: Vatana ihanet işte budur

Sevgili okuyucularım, gazeteci arkadaşımız Can Dündar çok iyi bir habercilik yaptı ve Adana'daki esrarengiz MİT TIR'larının olayını bir hamlede çözdü.

Anımsayın, MİT tarafından yüklenen ve Suriye'ye gitmekte olan TIR'lar 19 Ocak 2014 günü Adana'da savcıların emriyle jandarma tarafından durdurulmuş ve hükümetin devreye girmesiyle yarım kalan bir arama yapılmıştı.

Dönemin hükümeti büyük panik yaşadı, olayda yer alan savcılara, komutanlara ve polislere işten el çektirdi.

Bazıları gözaltına alınıp tutuklandı, bazıları meslekten ihraç edildi ama olay kapanmadı.

Hükümet sürekli olarak inkar ediyordu:

"TIR'ların içinde Türkmenlere gönderilen ilaç ve gıda paketleri vardı. Aksini iddia eden haindir, teröristtir, cemaatçidir!.."

Oysa o çelik kasaların içinde bir orduya yetecek miktarda cephane ve bombalar vardı.

Durum anlaşılmasın diye bazılarının üzerlerine ilaç kutuları konulmuştu.

Suriye'deki Esad rejimini devirmek üzere Türkiye tarafından silah ve cephane gönderilmediği yalanı dün böylece ortaya çıkmış oldu.

* * *

O gün resmi kayıtlara geçen, sonrasında inkar edilen ve dün belgelenen cephanelerin dökümü şöyle:

1.000 havan mermisi, 1.000 top mermisi, 50.000 makineli tüfek mermisi ve 30.000 ağır makineli tüfek mermisi.

Hükümet bunları herhalde Suriyeli çocuklara hediyelik eşya olarak göndermiyordu!

Bu mermileri Müslümanlar Müslümanlara karşı kullanacak ve yine Müslüman kanı akıtılacaktı…

Amaç Esad'ı devirmekti!

İşin ilginç bir boyutu daha var:

O TIR'lar, gelen bir ihbar üzerine durdurulmuştu.

Allah bilir daha önce Suriye sınırından içeriye neler sokulmuştu.

* * *

O zaman inkar edilen bu olay hükümette büyük panik yaratmıştı. O kadar ki, MİTMüsteşarı Hakan Fidan seçim yaklaştığında görevinden istifa edip AKP'den milletvekilliği başvurusunda bulundu. Başının derde gireceğini anlamıştı. Milletvekili olup dokunulmazlık kazanmak istiyordu.

Sonra Tayyip kendisine "Sen yerinde kal" deyince istifasını geri almak zorunda kaldı.

Sonrasında acele çıkarılan bir yasa ile MİT mensuplarına dokunulmazlık getirildi…

İşin örtbas edildiği, unutturulduğu zannediliyordu ama dün patlayan görüntülü haber ortalığı allak bullak etmeye yetti.

Çok da iyi oldu. Bunun bir gün olması gerekiyordu.

* * *

Peki ama MİT o mermileri kime, kimlere gönderiyordu. İki olasılık var:

İlki, Esad'a karşı vuruşmakta olan ve adına Özgür Suriye Ordusu denilen, maaşları Katar ve Suudi Arabistan tarafından ödenen profesyonel teröristler güruhuna…

İkincisi, yine Esad rejimine karşı savaşan dünyaya gelmiş geçmiş en kanlı İslamcı terör örgütü olan kafa kesici IŞİD'e.

Adana'daki TIR'larda yakalanan kaçak ve insanlık dışı cephane ile hiç kuşkunuz olmasın, daha binlerce günahsız Müslüman öldürülecekti.

Öteki alemde vebali günahı, her gün Allah'tan söz eden, ellerinde Kuran'la sahne alıp miting meydanlarında ve camilerde bile propaganda yapmaktan sıkılmayan AKP hükümetine aittir.

Ama bu işin bir de bu dünya boyutu var.

Bakarsınız bu olay için günün birinde uluslararası mahkemeler kurulur ve dönemin hükümetinin sorumluları orada şakır şakır yargılanır.

Yani bu işin siyasi, yasal ve uluslararası diplomatik sonuçları, o dönemin sorumsuz sorumluları için çok ağır olabilir ve olması da gerekir.

Türkiye'de ise bu yapılanan vatana ihanet olup olmadığı tartışmaya açılır.

Esad'ı devirmek için bu maceralara girmeye, daha fazla Müslüman kanı akıtmaya değer miydi?

Türkiye Cumhuriyeti'ne yakıştı mı?..

Ve Kırşehir'de neler oluyor?

Sevgili okuyucularım, Türkiye dün bu haberle çalkalanırken, gündeme yeni bir bomba daha düştü.

Konu yine Esad'ı devirmek!

Şu olaya bakınız:

ABD Ordusu Esad'ı devirmek için Kırşehir'de Suriyeli muhalifleri eğitmeye başladı. Üç yılda 15 bin muhalif eğitilecek, bunlara silah ve cephane verilecek ve hepsi Suriye'ye gönderilecek.

Bu amaçla Türk Hükümeti ile ABD arasında geçtiğimiz şubat ayında Eğit-Donat anlaşması yapılmıştı.

Kırşehir'deki Rambo okulu birkaç gün önce açıldı ve eğitim vermeye başladı.

Bu amaçla 200'e yakın ABD'li seçmece uzman asker ülkemize geldi.

İlk aşamada 400 terörist eğitilecek, eğitimi bitenler Türk Ordusu tarafından Suriye'ye geçirilecek.

Eğitim çalışmalarına Türk Özel Kuvvetleri de katılacak.

Eğitim yöntemleri arasında yakın plan şehir savaşları, pusu kurma, bombalama, son model ağır silahların kullanımı, suikast düzenleme gibi faaliyetler de olacak.

Şu sayılanlar bile insanı ürpertmeye yetiyor.

* * *

Peki bu eğitim nerede ve kimler tarafından verilecek?

Kırşehir'de bizim ordumuza ait olan askeri tesislerde…

Ve ABD uzmanlarıyla birlikte Türk subayları tarafından!

Bunları yazarken bile inanmıyorum, inanmak istemiyorum…

Çünkü Cumhuriyet tarihimizde böyle bir kepazelik şimdiye kadar hiç olmadı. Bilen varsa ne zaman olduğunu anlatmakla yükümlüdür.

Bize karşı düşmanlık sergilemeyen, saldırıda bulunmayan, terör ihraç etmeyen bir ülkenin rejimini devirmeye kalkışmak da uluslararası bir suçtur…

* * *

Kırşehir'deki bizim askeri birliğimiz… Kışlalarımız, binalarımız, eğitim alanlarımız, silahlarımız, ABD'nin emrine verilen askerlerimiz ve eğitilen yabancı uyruklu terörist güruhu…

Türk Silahlı Kuvvetleri bu oyuna nasıl gelmiş, nasıl alet edilmiş?

Genelkurmay'ın başındaki Necdet Bey acep ne diyor?

Bu iş karşılığında ABD'den para mı aldık, ne yaptık?

Ya da Esad'ı devirmek uğruna sömürge mi olduk?

Peki Tayyip ne diyor?

İnanın ki bu yazımı yazarken zorlandım, sıkıldım ve terledim.

İnsanlığımdan utandım.




a45UyF587661-150530111532 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2015/05/30  17:56 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 
--

Fiat justitia, ne pereat mundus
* * *
Dunyanin yikilmamasi icin birak adalet yerini bulsun.

Latin Atasozu

Semuretu bnu Cundeb ( Radiyallahu Anh ) soyle dedi :Nebi ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) :
Onlardan kimi vardir ki , ates onu iki topuguna kadar yakalar. Kimi vardir ki , onu dizlerine kadar yakalar. Kimi vardir ki , ates onu beline kadar yakalar. Kimi de vardir ki , ates onu boynuna kadar yakalayip yakar buyurdu.

( Muslim )
Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.

Varolma nedenleri bize gore bir Tanri tarafindan, aslinda sadece insanin zaafinin bir yansimasindan baska bir sey olmayan bir Tanri tarafindan belirlenmis olan, bu yaratilmis seyleri odullendiren ve cezalandiran bir Tanri tasavvur edemiyorum.
I cannot imagine a God who rewards and punishes the objects of his creation, whose purposes are modeled after our own a God, in short, who is but a reflection of human frailty.
Neither can I believe that the individual survives the death of his body, although feeble souls harbor such thoughts through fear or ridiculous egotisms

Albert Einstein, quoted in The New York Times obituary, April 19, 1955; from George Seldes, ed., The Great Thoughts, New York: Ballantine Books, 1996, p.134.)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder