29 Mayıs 2015 Cuma

Bekir Coşkun: Kontrolsüz güç…

Bekir Coşkun: Kontrolsüz güç…

Hani iniş aşağı durmanız gerektiğini düşünürsünüz ama duramazsınız… Ayaklarınız, kollarınız havada daireler çizer…

İçinizden "Durmam lazım, niye duramıyorum?" dersiniz…

Kafa ayaklara "dur" emri verir ya, ayaklar dursa da kafa gittiği için, altı boş kalan kafadan anında ayaklara "koş" emri gelir…

Durayım derken daha da hızlanırsınız…

Sonunda son çare, orta bölgeyi devreye sokup kıç üstü oturur insan…

Bu "Kontrolsüz güç" dediğimiz şeydir…

Bu seçim olmaktan çıktı…

Bir yanda sesini seçmenlerine duyurmak isteyen siyasi partiler…

Öte yanda her türlü hukuksuzluğu, kuralsızlığı, kini, nefreti ile meydanlara düşmüş…

Parlamenter rejimi yıkmak isteyen, kontrolsüz güç…

Arkasında:

Vali, kaymakam, savcı, yargıç, belediye başkanı, trafik, polis, zabıta, okullar, milli eğitim, yurtlar, tapu müdürü …

YSK, AYM, TSK, DDK, MGK, YÖK, DİB, TMSF, TÜİK, THY, TRT, RTÜK, HSYK, AA, TCDD, THM, TCK, YSE, DSİ, ASKİ, İSKİ, DMO, DPT, DİE, PTT, EGO, TFF, TZDK…

Ambar memuru, depo amiri, itfaiye, park ve bahçeler, temizlik işleri, tedarik müdürü…

İnsanları sadece Cumhurbaşkanı'nın olduğu tarafa götüren:

Metro, otobüs, tren, gemi, Marmaray, ambulans, çöp kamyonu, kepçe, vinç…

Muhalefet partileri hangi meydana yönelseler bu orada…

Yetişiyor çünkü…

İstanbul'un fethini bile bir gün geciktirdi…

Sırf Adana'da 29 Mayıs'ta meydanı vermemek, İstanbul'da da 30 Mayıs'ta meydanı kimseye bırakmamak için…

Kendi başbakanı Davutoğlu bir beyin oğlu dahi kurtulamıyor elinden…

Nerede kürsüye çıksa, bu peşinde…

Yargı emrinde…

Yargı görevini yapmak isteyen iki hakim şu anda hapiste, ibret-i alem olsun diye…

Tabii ki Yüksek Seçim Kurulu o ne derse yapıyor…

Bu bir seçim değil…

Rezalet…

Esir alınmış devlet, teslim olmuş hukuk ve duramayan bir hırs ve nefret…

Kontrolsüz güç bu…

*

Dokuz gün sonra belki oturur…




a45UyF587661-150529103206 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2015/05/29  12:02 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 

YALNIZCA
. . . . . .
Cicegim, bu yasamak degil
Tek tek
Ne geceler bir seye benzer, ne yollar boyle
Tek tek
Kuzular meler mi issizliklarda
Kus ucar mi
Kavaklar sallanir mi hic
Tek tek
Iste goruyorsun dogar yavasca
Buyur
Cogalir yildizlar
Tek tek
Iste goruyorsun kiyilarda
Baslar maviden
Kaplar mor dalgalar denizleri
Tek tek
Cicegim, olmaz ki daglar dag
Sular su
Olumler olum karanliklarda
Tek tek

Fazil Husnu DAGLARCA

Halifenin muttefiki olan Ingilizler Pinarbasi na dogru geliyorlar.
Onlarla birlik olup Kuva-i Milliyecileri yenecegiz.

Delibas Mehmet -1920
Ingiliz Karadeniz Ordu Komutani General Milne nin Londra ya Ingiliz Genelkurmayi na yazdigi rapor dan

Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Adam Karalama Safsatasi (Argument Against the Man) :
Bir kisinin onerileri yerine, onerinin reddedilmesini saglamak icin, kisiye sovgu mahiyetinde yapilan saldiri.
Ornek 1:
Tanrinin olmadigini mi tartisiyorsun?
Sen bir delisin.
Ornek 2:
Baris: Hukumetin enflasyonu dusurmede basarili oldugunu dusunuyorum.
Taner: Ne o, hukumetten kemik mi bekliyorsun?
Ornek 3:
Senin mudur hakkinda soylediklerini duydum.
Nankor adam, sen mudurun o kadar ekmegini yedin!
Guncel Ornek 1:
Koksal Toptan, Mehmet Niyazoglu ndan 10 milyar dolari alirken bu paranin kaynaginin ne oldugunu hic merak etmez mi?
Bu paranin vergisi odenerek kazanilmis bir gelir olup olmadigini hic aklina getirmez mi?
Etmez.
Ve getirmez...
Cunku hortlak...
Hortlaklar hortlarlar...
Asla merak etmezler..
10 milyari ceplerine koyarlar.
(Necati Dogru, 15.8.2000, Sabah)
Yazar, Koksal Toptan a, Mehmet Niyazoglu dan aldigi paranin kaynagini merak etmeden kullanmasi iddiasini hakaretle percinlemeye calisiyor..
Guncel Ornek 2:
Mrs.Merwe o gun Genel Kurul salonuna Nazli ablasinin kolunda, refakatte giriyor.
O ablasi ki, gecmis yasamini herkes cok iyi biliyor.
Yalisinda duzenlenen partiler, verilen ickili davetler, sarap ve rakinin su gibi aktigi gorkemli sofralar, sauna partileri..
Ve kocasini mektupla Demirel e $ikáyet etmekten utanmamis, en sonunda kapagi Fazilet Partisi ne atip milletvekili olmayi basarmis bir vatandasimiz!
(Emin Colasan, 30.8.2000, Hurriyet)
Yazar, Fazilet Partisi milletvekili olan Nazli Ilicak in gecmisiyle, su anda bu partide olmasini bagdastiramiyor.
Bunun gerekcelerini de muhatabini asagilayarak anlatiyor.
Guncel Ornek 3:
Biz;yerine gore efendi de oluruz, nazik de!..
Hak edene kabalik yapmaktan da cekinmeyiz.
Ama; Luup-men lerin cirit attigi, gariban halkin kanini emdigi, iliklerini somurdugu ve yetim hakki yiyip domuzlar gibi semirdigi bir ulkede, gerekirse kabadayi da oluruz!
Soyguncu larin, vurguncu larin, dinsiz ve donsuz larin, lezbiyen ve homo larin egemen olmaya calistigi ve de kendilerinden olmayan lari ayak takimi gibi goren asagilik soysuz larin borusunun ottugu bir ulkede, gerekirse ayak takimi olur, bozariz hepsinin fiyaka larini!
Uymayiz onlarin toplu seks partilerine!..
Bu yuzden uyumsuz gorunmekten de asla rahatsizlik duymayiz!
(Hasan Karakaya, 2.9.2000, Akit)
Yazar, adaletsizligin olmadigi yerde kibarligin geregi yoktur cikarimini guclendirmek amaciyla, adaletsizlik yaptigini dusundugu kisilere hakaret ediyor...
Guncel Ornek 4:
Fakat anlama ozurlu bir ogretmen, adi hic onemli degil, kendisinin ne kadar fasist ve merhametten uzak bir zihniyete sahip oldugunun farkinda bile olmadan, savundugum teze degil de sahsima yuklenen bir e-mail gondermis.
(Ilker Sarier, 20.9.2000, Sabah)
Yazar, kendisini elestiren kisinin fikrine degil, kendisine saldirdigini soyledigi sahsin fikirlerine degil kendisine saldirarak ayni safsataya dusuyor...
Guncel Ornek 5:
Evet!
Limited akillarinca pek ince hesaplarla dokuduklari yazilar, gonul ve mide bagiyla bagli olduklari hazretlere alenen hizmet etmektedir.
Ama bunlarin asil islevi, yillardir enseye tokat olduklari Cok Muhim Zevat a bir telefonla is hallettirebilmeleri.
Iste milyon dolari, savcilara dosyalarin varligini unutturabildikleri icin, polislere kostebeklik vs. hizmetleri verdirebildikleri icin, icabinda pek gerekli bir KHK yi cirpistirtirabildikleri icin boyle ciddi bir anahtar gorevini gordukleri icin hak ediyorlar.
Bir de bunlar her bes on yilda bir, bir muhim gazeteden digerine transfer olurlar.
O zaman ortalik yikilir.
Sanki bir halt oldu!
Bu transferlerin de guc simsarligi liginde muhim karsiliklari var tabii.
Yoksa cidden, bunlar gazete degistirse ne yazar; o can $ikici formullerle isleyen koselerini yazsa ne yazar, yazmasa ne
Yazar.(Perihan Magden, 14.10.2000, Radikal)
Yazar burada, bazi gazetelere transfer edilen kose
Yazarlarini tavirlarini hakaret ederek elestiriyor.
Guncel Ornek 6:
Sahsen ben, demokrasiyi bir turlu sevemiyordum.
Inancimin demokrasiye ihtiyac duyacagina inanmiyordum.
Demokrasi yokken, biz, uc kit aya 7 denize hakimdik.
Simdi emperyalistlerin kolesi durumuna dusmustuk.
Hindistan a gitsem, inegin onunde onumu dugmelerdim.
Gerci bu bana zor da gelmezdi.
Zira nice okuzlerin karsisinda onumuzu iliklemeye zaten alismistik.
(Huseyin Uzmez, 9.10.2000, Akit)
Yazar, birilerinin karsisinda saygi gostermek zorunda kalisini mecburen saygi gosterdiklerini asagilayarak anlatiyor.
Guncel Ornek 7:
Dolayisiyla, bizim serserilerin Katmandu ozlemi bile, cok gereksiz bir Amerikan ozentisi olabilmisti ancak...
Ulan, elin Amerikalisi nin sorunu o, bizi baglamaz, biz istedigimiz zaman gider herhangi bir torbacidan aliveririz plakayi da diyemiyorlardi salaklar...
Sonra ne mi oldu?
Kimi genc yasinda sebil oldu, ziyan oldu gitti, kimi topluma donup coluk cocuga karisti...
Burada da, Amerika da da...
Simdi cikip da Katmandu edebiyati yapmalarina biz agzimizla gulmeyiz.
Hele gunumuzde buna hic gerek yok, cunku genclik artik bol ve kolay uyusturucu da bulabiliyor, sehirli ve parali kesimi tavsanlar gibi hababam da ciftlesebiliyor...
Yani bir nevi kucuk Amerika olduk bile...
Haa, sanayi toplumunun getirdigi ozel sorunlardan bunalmak istiyorsaniz, once o sanayiyi kurun da $ikintisini ondan sonra yasarsiniz!
Katmandu ha? ..
Hadi yuruyun be emekliligi gelmis kart zibidiler.
(Engin Ardic 11-10-2000 Star )
Yazar, muhataplarini elestirirken, elestirilerini hakaretleriyle destekleme gayreti gosteriyor.


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder