7 Aralık 2015 Pazartesi

Bülent ESİNOĞLU : 10 Aralık 2015 İtilaf devletleri İstanbul’da

Bülent ESİNOĞLU : 10 Aralık 2015 İtilaf devletleri İstanbul'da



13 Kasım'da 1918 tarihinde İstanbul'a giren İtilaf Devletleri gemileri, 30 Ekim 1918 tarihinde, Mondros Mütarekesini Osmanlı Padişahı Vahdettin'e imzalattılar.

Zaten arkasından da, 24 Nisan 1920 de, Osmanlı'nın paylaşımı antlaşması olan, Sevr Antlaşması imzalandı.

O günkü İtilaf Devletleri bu günkü NATO'dur. NATO İşgal kuvvetleri, 10 Aralık 2015'de İstanbul'dadır.

O günkü Osmanlı ile bugünkü Cumhuriyet'in ne alakası var diye bilirsiniz. Tehlikeyi kendinizden uzakta tutmak istiyorsanız, istediğiniz gibi de, yorumlayabilirsiniz.

Elbette Osmanlının paylaşımı bir günde oluvermedi. Şimdi de Ortadoğu'nun paylaşımı ve Türkiye'nin bölünmesi bir günde gerçekleşmeyecek.

Amerikan Genelkurmay Başkanı, bu işin on yıl süreceğini zaten söylemiş miydi? Bu görüşü de, birçok strateji uzmanı paylaşmamış mıydı?

Önce Suriye'deki paylaşımın belirginleşmeye başladığını ifade edelim.

Bu cümleyi yazdıktan sonra, şu yalan üzerinde sakın akıl yürütmeyin derim. Herkes ağzını açtı mı; Suriye'nin ve Irak'ın toprak bütünlüğünden yanayız der. Bu yalanı yutmayacak kadar aklımızın olduğuna inanıyorum.

Batı tüm gücünü, Orta Doğunun paylaşılmasına ayırmışken, Büyük Kürdistan'nın kurulması aşamasında, hangi kuvvet hangi tarafta yer alacak, şimdi onun belirlenmesi sürecini yaşıyoruz.

Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa; Irak ve Suriye'nin Sünni bölgelerinden pay almayı düşünürken, Suriye'nin kuzey kesimleri Ruslara kalmaktadır.

Ancak, Amerika Rusya'ya diyor ki, söz edilen yerlerde var olabilmen için, Büyük Kürdistan'nın kurulmasında asıl görevi sen(Rusya)yapacaksın.

Sözü fazla uzatmayalım. Ortadoğu'da bizim payımıza bir şey düşüyorsa, onu ancak, Ruslarla kozumuzu paylaştıktan sonra alabileceğiz.

Özetle Ortadoğu'da payımıza Ruslarla savaş düşüyor.

Amerika ve Batı Suriye'de, sözde IŞİD ve El Kaide ile savaşırken, Kürt meselesinden dolayı, Türkiye Rusya ile savaş halinde olacak.

Batının planının esası, bu ana stratejiye dayanıyor. Bu arada, Amerika bize, her türlü yardımı yapıyor görüntüsünü vermekten geri durmayacak. Şimdiye dek, bize satmadığı silahları satacak veya verecek.

Verecek ki; hem ezeli düşmanı Rusya hem de Türkiye telef olsun.

Ancak bu süreçte, hesap edilemeyen ve kendiliğinden gelişen sebeplerden dolayı, Rusya ile NATO arsında bir anlaşmazlık çıkarsa, ya bölüşüm başka bir bahara kalacak, ya da Batı ile Rusya kapışacak. Biz de, vurabilirsek Rusları, Batı ile birlikte vuracağız.

Bölgeye bu kadar çok yığınak yapılmasını asıl sebebi budur.

Eğer Orta Doğu'da, ABD ve Rusya kapışması olacaksa bile, bu Türkiye Rusya kapışmasının bitiminden sonra olacaktır.

Rus uçağının düşürülmesi tüm Amerikan planlarının daha kolay işlemesini sağlamıştır.

NATO savaş gemileri, Rus savaş gemilerinin önünü kesmek üzere, Marmara ve Boğazları kapatması, artık karar-komuta işlerinin Amerika'ya geçmesi demektir.

10 Aralık 2015, bulentesinoglu@gmail.com




a45UyF587661-151207152928 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/12/07  21:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 
--

Sevgi her zaman kollarin acik durusudur. Sevgi icin kollarinizi kaparsaniz kendiniz disinda tutacak hic bir seyin kalmadigini gorursunuz.

Anonim Nasihat


En am Suresinin 161.ayeti de Risale-i Nur a isaret ediyormus.
Ayetin Turkce anlami:
De ki, Rabbim beni, dogru yoluna iletti
Said-i Nursi ye gore; bu ayetteki dogru yol sozuyle de, Risale-i Nur anlatilmak istenmektedir.
Sonra bu ayette Cifir yoluyla oyle bir tarihe isaret ediliyor ki, bu tarih Risale-i Nur yazarinin, Nur lari hazirlamaya calistigi, tahsil yaptigi tarihe denk geliyor
O zaman ayetin anlami su oluyor:
-Ey Said-i Nursi de ki, Rabbim beni dogru yol olan Risale-i Nur a kavusturdu

Derleyen: Osman Turkoguz
INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.

Turan Paker : GİRİT AÇILIMININ HİKAYESİ
1 Nisan 2013 ·

Açılımın birinci aşaması:
Genel af çıkarıldı.
Rumlar, Mihail Korakas liderliğinde ayaklandı.
Osmanlı ordusu tam isyanı bastıracakken devreye İngiltere ve Fransa girdi.

Teklifleri şuydu:
Girit Yunanlılara verilemezdi, ancak Osmanlı da Girit Açılımı yapmalıydı.
İlk şart, askeri harekat hemen durdurulmalıydı.
Silah bırakacak isyancılar için umumi af çıkarılmalıydı.
Tanıdık geliyor mu? Devam edelim:

Girit yoksuldu;
Ada halkı iki yıl vergiden muaf olmalıydı.
Padişahın atayacağı valinin biri Türk, diğeri Rum iki yardımcısı olmalıydı.

Ayrıca resmi yazışmalarda Türkçe zorunluluğu kaldırılmalıydı.
Osmanlı açılımı kabul etti.
Türkler rahatladı; köy ve mezralarına döndü.
Müslümanlar, Bu açılım ne kadar güzelmiş demeye başladı.

Açılımın ikinci aşaması:
Jandarma yeniden düzenlendi.
Osmanlı 1878'de Ruslara yenilince, Girit'te ayaklanma oldu.

Olan, köylerine dönen açılım kurbanı Türklere oldu;
Evleri, tarlaları yakıldı; canlarından oldular.
Osmanlı ordusu yine isyancıların peşine düştü.

Ve devreye yine Avrupalılar girdi.
Girite özel imtiyazlar tanındı;
Yani yeni bir sözleşme / açılım yapıldı.

25.10.1878'deki bu Halepa Sözleşmesi / Açılımı şöyle olacaktı:
Girit Valisi sadece Müslümanlardan seçilmeyecekti,
Hristiyan da olacaktı.

Vilayet genel meclisinde Rumlar (49/31) çoğunlukta olacaktı.
Hristiyan kaymakamlar Müslüman kaymakamlardan sayıca fazla olacaktı.

Vilayet Meclisi ve mahkeme dili Rumca olacak;
Ancak resmi zabıtlar ve dilekçeler Rumca ve Türkçe olabilecekti.

Ve en önemlisi asayişi sağlayan jandarma, yerli halktan seçilecekti.
Osmanlı bu açılıma da Evet dedi.
Yeter ki kardeş kanı dursun diyordu.
Diyeceksiniz ki Durdu mu? Hayır...

Açılımın üçüncü aşaması:
Avrupa'ya müdahale hakkı
En büyük isyan 1896'da oldu.
Girit yanıyordu.
İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Rusya asayiş amacıyla
Savaş gemilerini Girit'e gönderdiler.

Ve Osmanlıya yine, yeni bir sözleşme / açılım dayattılar.
Girit valisi kesinlikle Hristiyan olacaktı.
Vali, adada karışıklık çıkması halinde Batıdan silah ve asker yardımı isteyebilecekti.

Hemen genel af ilan edilecekti.
Memurların üçte biri Hıristiyan olacaktı.
Avrupalı hukukçular adli bir ıslahat reformu hazırlayacaktı.
Osmanlı bu açılıma da boyun eğdi.

İstanbul'un Girit'te açılım yapmaktan başı dönmüştü.
Elleri silahlı Rumlar artık şehir merkezlerinde bile
Türkleri öldürmeye başladı.
Girit'te oluk oluk Türk kanı akıyordu.

Toplu katliamlar başladı.
Türk köyleri yakılıp yıkıldı;
Türkler adadan kaçış yolu arıyordu artık.
Hanya ve Resmoda altmış bin Müslüman sığınmacı kurtarılmayı bekliyordu.

Sonunda Osmanlı, 18.4.1897'de Yunanistan'a savaş açtı.
Beklendiği gibi bir ay gibi kısa sürede Yunan ordusunu perişan etti.

Türk ordusu Atina'ya girecekken,
Rus Çarı II.Nikolay'ın isteği ve İngiltere'nin baskısıyla II. Abdülhamit Türk ordusunu durdurdu.
Osmanlı, bırakın bir avuç toprağı,
Savaş tazminatı bile alamadı.
Aksine Girit'teki nüfuzunu kaybetti...

Açılımın dördüncü aşaması:
Otonom ilan edildi.
Diyeceksiniz ki, bu yenilgiden Girit'teki Rumlar korkup sinmişlerdir.

Ne gezer!
En acıklısı Girit'te yaşandı.
Türkler, Rumları kesecek iddiasıyla Avrupalılar adaya asker çıkardı.

Asayişi artık onların askeri sağlayacaktı!
Türk askerine gerek yoktu.
Osmanlı askeri gidince Rumlar bir daha ayaklanmazdı!

Gülmeyiniz, aynı gerekçeler günümüzde Kıbrıs için de söyleniyor...
Türk askeri 1898'de Girit'ten çekildi.
Ada otonom ilan edildi.

Avrupalılar, Rumların ve Türklerin can ve mal güvenliklerini garanti altına aldıktan sonra adadan ayrılacaklardı.

Girit'e böylece barış gelecekti.
Harika!
Girit valisini seçme hakkı, büyük devletlerin onaylaması şartıyla Osmanlı padişahına bırakıldı.

Sonunda Prens Otto Girit Valisi yapıldı.
Kısa bir süre sonra dört devlet adadan çekildi.

Ve sonuç:
1910 da Girit Meclisi Yunanistan'la birleşme kararı aldı.
Girit onca açılıma rağmen 1913'de
Osmanlının elinden kuş olup uçtu, gitti!

Birileri açılımla kendilerinin rahat bırakılacağını zannediyor.
Dünya haritasına bir bak Avrupalı (ve bugünün Amerikalısı) girdiği hangi topraktakileri rahat bırakmış!
Girdikleri her yerde iki şeyi derhal yok etmişlerdir:
Dil ve Din!
Tarih tekerrür değildir; tabi ders alanlara!


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder