22 Aralık 2015 Salı

Bülent ESİNOĞLU : Artık daha kolay yönetecekler

Türkiye her zaman kolay yönetilebilen bir ülke oldu.
İhtilaller tarihini hatırlayın, MSP-CHP koalisyonları döneminde yaşanmış ekonomik şantajları, en son koalisyonda K. Derviş zamanındaki o acı boyun eğmeyi hatırlayın.

Halkımızın dötü yumuşaktır.
Parayla çok kolay terbiye olur. Hep olmuştur. Ekonomik operasyon gördüğü anda yelkenleri suya indirir.

Halkımız Kurtuluş Savaşından beri kendi ana karasında harp görmemiştir. Genç kuşaklar işgal nedir bilmez. Katliam, etnik arındırma, göç, iltica nedir bilmez. Günümüz nüfusu için bunlar masal gibidir.

Halkımız alışmıştır, rahata alışmıştır, ilkesizliğe, ahlaksızlığa alışmıştır.
Üzümü ye, bağını sorma bizim atasözümüzdür.

Elimize geçen para belki de birilerinin kanının son damlası olabilir, önemi yok.
Suriyeli milyonlar ölmüş, Irak'lı milyonlar mülteci olmuş, önemi yok.
Biz tıkırımıza bakarız.

Güney doğuda oluk oluk kan aksın, önemli değil.
Yeter ki, istikrar olsun, ticaret yürüsün.
Vatan çoğumuz için arsamız, bahçemiz, tarlamız kadardır.
Düşman oraya gelsin bir hele, ondan sonra bakarız.

Hal böyle olunca bu halka yular bulmak çok kolay.
Yular ne mi?
Para.
O da kapitalistlerde zaten bolca var.

Arz var, talep var.
Bize düşen ise mok yemek.
Alan razı veren razı çünkü.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


Bülent ESİNOĞLU : Artık daha kolay yönetecekler



Rus uçağının düşürülmesinin, sebep değil bir sonuç olduğunu yazılarımda çokça vurguladım.

Rusya ile Türkiye'nin arasını soğutmak için Amerika'nın sürekli gayret gösterdiğini biliyordum, biliyorduk.

Genişleyen ekonomik ve ticari ilişkilerin sonucunda, siyasi ve kültürel ilişkilerin gelişeceğini, ABD herkesten daha iyi biliyordu. Amerika'yı Avrasya korkusu basmıştı.

Amerika kendisini, bu ilişkileri bir yerde sonlandırmak mecburiyetinde hissediyordu. Ancak fırsat bulamıyordu.

Rusya'nın Suriye'ye gelmesi, bu fırsatın yaratılmasına sebep oldu.

Birçok Türk Hükümetleri tarafından 50-60 yıldır onarılmaya çalışılan Türk/Rus ilişkileri, uçağın düşürülmesi ile birlikte, tekrar 50 yıl önceki konumuna geri geldi.

Tarihi kökleri, zaten ta Peçeneklere dayanan, Türk/ Rus düşmanlığı yeniden horladı.

Yazmıştım bir kere daha hatırlatayım.

Rusya düşmanlığının temel üç soyut kaynağı vardır.

a) Rus ırkına karşı düşmanlık, b) Komünizm Rusya'da ortaya çıktığı için, komünizmden ötürü Rusya düşmanlığı, c)Ruslar Hıristiyan oldukları, biz ise, Müslüman olduğumuz için yürüyen düşmanlık.

Amerikan emperyalizminin hiç mi dahli yok.

Elbette var.

Amerika ve Kıta Avrupası tarihten gelen bu duyguları, kendileri adına hep bir çıkara dönüştürmüşlerdir. Tıpkı bu gün Suriye'de olduğu gibi.

Soğuyan Türk/Rus ilişkileri Amerika'nın Türkiye'yi kullanmasını daha da kolaylaştırmaktadır.

Amerika'nın haklı veya haksız her talebi, artık ülkemiz için bir emirdir.

Yakın dönem emirleri söyleyelim.

- Biz (ABD) Rusya ile Suriye'de yapılacak işleri paylaştık. Sen sakın bir işe karışma, ben ne dersem onu yap.

- Suriye ile sınırlarını kapat, girişi/çıkışı bitir.

- Irak'taki askerlerini çek, ABD planları dâhilinde hareket et.

- İsrail ile ilişkileri en üst düzeye getir. Rusya'dan aldığın gazı, İsrail ve diğer ülkelerden alacak şekilde hareket et.

- İran ile ilişkilerini benim hazırladığım takvime uygun olarak, benimle beraber yürüt.

- Kıbrıs'ta görüşmelere, ABD'nin çizdiği hat doğrultusunda devam et. Askerlerini geri çekeceğinin bilincinde ol. Türk halkını buna hazırla, hazmetmeleri kolay olsun.

Eğer Rusları kendimize düşman seçmeseydik, ABD'nin taleplerinin bir kısmını belki dengeleyebilirdik.

Şimdi Amerika ve Avrupa Türkiye'yi daha kolay yöneteceklerdir.

Kim ne derse desin, bu işin tek kazananı emperyalizm, kaybedeni Türk halkıdır.

Peki, Rus uçağının düşürülmesi bir hata mıydı?

Hayır.

Amerika tarafından adım adım planlanmış, her noktası hatadan arındırılmış, bir projenin sonucuydu. İleride bunun arka planı elbette ortaya çıkacaktır.

Rusya düşmanlığının hortlatılması ve sürdürülmesinde, Soğuk Savaş döneminden kalma, Amerikan birikimlerinin çok önemli bir payı olduğu açıktır.

Soğuk Savaş döneminin en önemli enstrümanı, Boğazlardı. Şimdi de, dikkat ederseniz, gene Montrö Anlaşması gündemin köşe başına oturdu. Oturdu, çünkü Amerika'nın tek giremediği deniz Karadeniz idi.

Eğer Doğu Akdeniz'de süper güçlerin bir hesaplaşması olacaksa, bu hesaplaşmaya Rusya, bir sıfır yenik başlamış olacaktır.

Amerika Türkiye'yi sıfır maliyetle, Rusya'ya karşı konumlandırdığı için Rusların Kuzey tarafı tehlikede olacaktır.

Şuna kesinlikle eminim ki, eğer mevcut finans sistemi(dolar) ve dolar üzerinden enerjiye hâkim olma ihtiyaçları sürecekse ki sürecek, savaş mukadderdir.

Bölgenin en çok kaybedeni, Suriye ve Türkiye olacaktır.

Evet, Amerika bundan böyle bizi kolay yönetecektir. Ancak mevcut siyasi iktidar, Türkiye'yi o kadar kolay yönetemeyecektir.

22.12.2015, bulentesinoglu@gmail.com





a45UyF587661-151222145514 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2015/12/22  15:30 2  65  undefined undefined egemen-turkiye@googlegroups.com

 

Kucuk kararlari akil ile, buyuk kararlari ise kalp ile almak gerekir.

H.JACKSON BROWN

3-Araplar Icin Yazilan Kuran

Islam ortaya ciktigi tarihlerde Kuran kitaplasmis degildi. Sayfalar halinde daginik durumda ve hafizlar tarafindan ezberlenerek muhafaza edilmekteydi. Zaten kuranin yazildigi yillarda ki islevi gunumuzun Kanun Hukmunde Karanamelerinden farkli da degildi. Cogunlukla ortaya cikan bir soruna cozum bulmak icin yazilmis sayfalardan (ayetler) olusmaktaydi. Kuran sureler ve ayetler halinde Halife Osman zamaninda bir araya toplanarak kitaplastirilmistir. Hz.Muhammed kendi doneminde Kurani kitap haline getirme ihtiyaci duymamasi ilginc ve bir okadar da dusundurucudur. Bir postaci dusunun kendisine emanet edilen postayi yerine ulastirmadan ve kaybolma ihtimalini umursamadan olsun gitsin. Iste Hz.Muhammedin yaptigida tam olarak budur. Zaten Kuran sadece o gunlerle ilgili oldugunu ortaya koyan ayettlerle doludur. Ustelik Kuran da yazanlar sadece o gunlerle ilgili olmakla kalmaz, Araplar icin yazilmis bir kitap oldugunuda acikca dile getirir. Hernekadar Meal carpitmalari ile bu gercek gizlenmeye calissa da gercek gun gibi ortadadir.

Yasin-5 Kur an, atalari uyarilmamis, bu yuzden de gaflet icinde olan bir kavmi uyarman icin gonderilen.

Ibrahim-4 Her kavme sadece o kavmin kendi diliyle seslenir. O kavimden olan birini peygamber yollariz.

Fusilet-3. Bir kavim icin indirdigimiz Ayetleri detaylica aciklanmis Arapca bir Kurandir.

Ayettlerde acikca her kavme sadece kendi dilini konusan kendi icinden olan bir peygamberi elci atarim yaziyor. Bir baska seklide hic bir kavme o kavmin kendi dilinde olmayan bir Kitap gondermem ve o kavmin irkindan olmayan bir peygamber de atamam demektir. Bu durumda Kurana gore Turklere de Turkce konusan Turk bir peygamber atanmasi zorunludur, Kurana gore Turklere Bir Arap peygamber gonderilemeyecegi gibi Turklerin Kutsal kitabi Arapcada olamaz.Turklere Arap kavminin diliyle inen kitapla o kavimden bir peygamber gecerli degildir. Fusilet-3 ayetinde bir kavim icin oldugu aciktir ve bunlar Turkler degildir. Kuranin bakis acisina gore olmasi gereken budur.

Yusuf-2 Biz onu, akil erdiresiniz diye Arapca bir Kur an olarak indirdik.

Kuran kendini Arapca ve Arap kavmiyle sinirliyor. Bu ayeti Turklere uygularsak, eger Araplarin akil erdirebilmesi icin Arapca kuran gerekli ise Turklere de Turkce bir kitap indirilmesi gereklidir. Turkce indirilmemis bir kitabi Turklerin anlamasi yani akil erdirmesi beklenemez.

Butun insan dillerine cevrilemeyen, hatta Arap olmayanlarin dogru sekilde okumasi imkansiz olan bir kitabi butun insanlara yollamis olabilir mi? Kuran bunumu iddia ediyor? Hayir asla. Kuran tam tersini soyluyor. Kuran sadece Arapca konusan Arap kavmi icin geldigini soyler. Butun kavimlere ve butun dillere geldigi iddasinda degildir.

Kuran her kavme sadece o kavmin kendi dilinde inen mesajla seslenmek gerektirigini dile getiriyor. Yabanci bir peygamberle ve yabanci dilde inen kitapla degil. Yabanci dilde mesaj olmamalidir. Kuran yabanci dilde inen kitaba itiraz etmeyi mesru goruyor.

Fussilet-44 Eger biz onu baska dilde bir Kur an yapsaydik onlar mutlaka, Onun ayetleri genisce aciklanmali degil miydi? Baska dilde bir kitap ve Arap bir peygamber oyle mi? derlerdi. De ki: O, inananlar icin bir hidayet ve sifadir. Inanmayanlarin kulaklarinda bir agirlik vardir ve Kur an onlara kapali ve anlasilmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamiyorlar).

Bu ayete gore Turkler in neden dilimizde degil sorusunu sorma hakki dogmaktadir. Bu mantiga gore Turk olana Turkce olmayan bir kitap yollanamaz. Madem Araplar neden dilimizde inmedi demesinler isteniyor, Araplar sorabiliyor ise biz Turkler Turklere hic Arapca bir Kuran gonderilir mi diye neden sormayalim? Yoksa Tanri Allahin katinda biz Turklerin kayda degecek bir Millet olmadigimizi mi kabul edecegiz? Elbette Turk Milletini bu gozle kimse goremez. Bu ayete gore de Kuran dan biz Turkler sorumlu olamayiz.

Zuhruf-44 Suphesiz bu Kur an, sana ve kavmine bir ogut ve bir sereftir, ondan hesaba cekileceksiniz.

Nahl-64 Sana kitabi, ancak ayriliga dustukleri seyleri onlara aciklaman icin ve iman eden bir topluma dogru yolu gosterici ve rahmet olarak indirdik.

Bu ayetlerde butun kavimler ondan sorumludur denmiyor. Ayetler acikca Hz.Muhammed in ve Araplarin Kuran dan sorumlu olduklarini bahsederek, Ustelik Kuran nin yazilma nedeninin Arap kavminin sorunlarini cozmek oldugunu dile getiriliyor. Islamcilar, Kuran in bir Kavim e degil butun kavimlere gonderildigini anlatmak icin bir ayeti kanit gosterirler.

Enbiya-107 Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gonderdik.

Islamcilar Yukarda saydigimiz o kadar ayet ve kanit karsisinda, bir tek bu ayete sarilarak her seyi kurtarma cabasina girerler. Bu ayetteki Alem Arapca dir. Ayeti gordugunuz gibi ayetin her yeri cevrilirken, sadece Alem kelimesi Arapca olarak birakilmistir.

Alem kelimesi Kuranda bir cok yerde bilen kisi anlaminda cevrilirken burada oylece birakilir. Diyelim ki, Dogru ve bir sekilde Alem lafi herkes anlamindadir. Bu yeterli olmuyor. Turkce de ancak Dunya alem kelimesi herkesi ifade eder. Alem olarak Mekke alemini kastetmeniz de mumkundur. Kuranin geldi dendigi donemde Araplar icin Alem Mekke ve Medine ve yakin cevresinden ibarettir.

Hz.Muhammed soyle bir emir gonderse, cumle alem gelin en fazla Mekke nin hepsi gelsin yada soyledigi kisinin ailecek hepsinin gelmesini istemistir. Buradan tum Dunya anlami cikmaz. Kurani anlayarak okumak Islam in ilk kosuludur. Kurani okuyan Turk, Iranli, Afganli Musluman olamaz. Bu Milletler kendilerine ait olmayan bir dinle kandirilmislardir. Turk milletini kandirmanin en kolay yolu dindir. Bu dogru. Ama birde isin oteki yuzu var. Arap ne anlatirsa anlatsin Turkler Islama girdikleri ilk yillarda kendi islam oncesi inanclari ile harmanladiklari Islam inancini olusturdular. Yari Samanist yari Musluman bir toplum oluverdiler. Daha dogrusu Arap Muslumanligina degil, Turk tipi Muslumanliga inandilar.

Simdi Kurana bakarsak Turklerin kafasindaki Kuran ile gercek Kuran in birbirine hic uymadigini goruruz. Verilen ayetlerde goruldugu gibi Kuran kendini sadece Arap Kavmi icin duzenlenmis gosteriyor. Oysa Turklerin kafalarindaki hayali Kuran,butun kavimler icin duzenlenmis zannedilen bir Kuran. Gelin diger ayetlere de bakalim;

Sura-7 Sehirlerin anasi (olan Mekke de) ve onun cevresinde bulunanlari uyarman ve asla suphe olmayan toplanma gunuyle onlari korkutman icin, sana boyle Arapca bir Kur an vahyettik.

Enam-92 Iste bu (Kur an) da, bereket kaynagi, kendinden oncekileri (ilahi kitaplari) tasdik eden ve sehirler anasini (Mekke yi) ve butun cevresini (tum insanligi) uyarasin diye indirdigimiz bir kitaptir.

Mealciler; sehirler anasini (Mekke yi) ve butun cevresini (tum insanligi) uyarasin diye indirdigimiz bir kitaptir der. Mekke cevresini yazan yeri tum insanlik diye cevirirler. Bir sehrin cevresi anlamindaki kelime tum insanlik anlamina getirilir. Ustelik Kuranda her kavmin ayri bir memleketi ve ayri bir ana kenti oldugunu soyler. Yani her kavmin ana kentine ve cevresine ayri bir peygamber gereklidir. Yani ana kent yok ana kentler var.

Kasas-59 Rabbin kendilerine ayetlerimizi okuyan peygambeleri memleketlerin ana merkezlerine gondermedikce, o memleketleri helak edici degildir. Zaten biz ancak halki zalim olan memleketleri helak etmisizdir.

Her memleketin bir ana sehri bir de cevre sehirleri vardir. Kurana gore her memeleket icin o memleketin ana sehrine elci gonderilirdi. Hz.Muhammed Araplarin ana kentini ve Araplarin cevre kentlerini uyarmak icin Arap memleketinin ana kenti Mekke ye yollandi. Kuran a gore ayni sekilde diger memleketlerin ana kentlerini ve cevre kentlerini uyarmak icin peygamberler yollanmalidir.

Kasas-59 Rabbin kendilerine ayetlerimizi okuyan peygambeleri memleketlerin ana merkezlerine gondermedikce, o memleketleri helak edici degildir. Zaten biz ancak halki zalim olan memleketleri helak etmisizdir

Suara-208 Biz, hicbir kenti helak etmedik ki onun uyaricilari olmasin (helak etmeden once mutlaka uyarici gonderdik)

Talak-8 Rabbinin ve O nun elcilerinin emrinden uzaklasip azmis nice memleketler vardir ki, biz onlari (ahalisini) cetin bir hesaba cekmis ve onlari gorulmemis azaba carptirmisizdir.

Yani diger memleketlerinde ana kentleri ve kendilerine ait ayri birer peygamberleri vardir, Kurana gore var olmak zorundadir. Hz.Muhammed sadece bir memleketin ana kentine ve cevre kentlerine yollaniyor. butun memleketlerin ana kentlerine degil. Mesela Ad kavminin uyarmak icin o kavmin ana kenti olan Irem sehrine Hud peygamber yollanmis.

Fecr Suresi-6-8 Rabbinin Ad (kavmin)e ne yaptigini gormedin mi? Yuksek sutunlar sahibi Irem e. Ki sehirler icinde onun bir benzeri yaratilmis degildi.

Furkan-51 Eger Isteseydik butun beldelere ayri ayri Peygamber yollardik.

Burada anlatilan tek sey bir kavme vahiy yollarken hangi tarzda yolladiginin aciklanisindan ibarettir. Bir kavmin her kentine degil sadece ana kentine peygamber yollariz diyor. Zaten diger ayetler Ana kent Mekke ve cevre kentlerin arap beldeleriyle sinirli oldugunu acikca soyluyor. Ustelik Kurana gore Hac ziyareti ile yukumlu olan kisiler; Arabistan memleketi, Ana kenti Mekke ve cevresindeki colde yasayan Araplardan baskasi degildir.

HACC-25 Mescidi Haramin(kabenin) oldugu kente oturan yerliler ve cevresindeki colden buraya gelenler (Mekke de oturmayan araplar) icin ziyaret yeri yaptik.

Sonuc olarak Kuran da bir kavmin yasadigi memlekette her sehre ayri ayri peygamber yollamayiz. Sadece o kavmin ana kentine, O kavmi ve yasadiklari cevre kentlerini de uyarsin diye, o kavmin dilinde peygamber yollariz denmektedir. Kuran nin bu hukumlerini Islama uyarlarsak Hz.Muhammed Arabistanin ana kendi Mekkeye gonderilmis ve sadece Araplari uyarmakla gorevli bir peygamberdir. Bu mantiga gore Islam da Arap dinidir, Turkler veya baska bir millet Islam dan sorumlu tutulamaz.

https://islamingercekleri.wordpress.com/2013/05/27/3-araplar-icin-yazilan-kuran/

Ataturk, butun Turk varliginin, butun Turk halklarinin bagrina basmasi gereken ve her millete nasip olmayan Tanri vergisi bir ruhtur.
Biz Turk halklari olarak onun izinden gidersek, onun bizi gormek istedigi yere ulasabiliriz.
Tarihin her doneminde buyuk sahsiyetler gelir ama onlara buyuklugu veren kendi milletinin ruhudur.
Kendi ruhunu temsil eden boyle ruhlara gereken saygi gosterilmezse, bu o millete saygisizliktir.
Saygiyi kendi halki gostermez veya saygisizliga izin verirse, bu kendine saygisizlik demektir ve milleti alcaltir.
Turk halkina kendi oz ogluna gosterdigi saygi nispetinde saygi duyulur.
Bu yuzden Ataturk ruhuna uymayan isleri onun namina yapanlar sadece Ataturk u degil Turk Milleti ni kucultmus olur.
Oysa Turk halkini takdir etmek gerekir ki onun icinden boyle bir ruh cikmistir.
Bu ruhu kaybetmeyin!

Kazaklarin buyuk sairi ve dusunuru Muhtar Sahanov


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder