17 Mart 2018 Cumartesi

ALİ SİRMEN : ÖNCE İSTİKLAL MARŞI’NI HAZMET DE



ALİ SİRMEN : ÖNCE İSTİKLAL MARŞI'NI HAZMET DE

asirmen@cumhuriyet.com.tr 17 Mart 2018 Cumartesi

Bunca sorun arasında bir bu eksikti. 14 Mart günü Tayyip Bey "En büyük üzüntüm bu emsalsiz marşın hakiki manasını yüreklere nakşedecek bir bestenin yapılamamış olmasıdır. Temenni ederiz ki o da çıkar" diyerek onu da tamamlamış ve İstiklal Marşı çevresinde yeni bir tartışma başlatmıştır.

Tartışmanın aslında bir kıymet-i harbiyesi yok. Anayasanın 3. maddesi şöyle der:

"Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.

Dili Türkçedir.

Bayrağı şekli kanunda belirtilen beyaz ay yıldızlı albayraktır.

Milli marşı "İstiklal Marşı'dır.

Başkenti Ankara'dır. "

Anayasanın dördüncü maddesi ise "1 2 ve 3'üncü maddelerdeki hükümlerin değiştirilemez ve değiştirilmesinin teklif dahi edilemez" olduğunu belirtir.

Demek ki bir zamanlar çok revaçta olan Erdoğan'ın da üç gün önce tekrar ısıtarak önümüze sürdüğü İstiklal Marşı'nın değiştirilmesi de değiştirilmesinin teklif dahi edilmesi de mümkün değildir.

O zaman kıymet-i harbiyesi olmayan böyle bir tartışmaya neden değinildiği sorulabilir.

Tartışma fiili bir sonucu olmasa bile önemlidir. Çünkü son dönemde her konuda bölünmüş ve parçalanmış olan toplumun üzerinde mutabakat halinde olduğu tek konu tek simge bayrak ve İstiklal Marşı da tartışmalarla bölünmektedir.

***

İşin en vahim tarafı da bu tartışmayı bizzat anayasanın 104'üncü maddesi gereği Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletinin birliğini temsil eden makamın başlatmış olmasıdır.

Türkiye bugün artık İstiklal Marşı'na kadar her konuda bölünmüş haldedir.

Bu bölünmüşlük ortamında hiçbir başarının kalıcı olması hiçbir kazanımın zafere dönüşmesi mümkün değildir.

Ulus devletin kuramcılarından Ernest Renan 11 Mart 1882'de Sorbonne'da verdiği "Bir ulus nedir?" konferansında Türkiye (o zaman Türkiye derken Osmanlı'yı kastediyordu) ile İtalya'dan söz eder ve her bozgununun bile İtalya'nın kazancıyla sonuçlanırken her zaferinin bile Türkiye'yi bozgununa doğru yönelttiğini söyler ve nedenini de şöyle açıklar: "Çünkü İtalya birliğe ulus bütünlüğüne doğru gidiyor Türkiye ise Küçük Asya'nın dışında bir ulus değil ve olamıyor. "

Aradan 137 yıl geçmiş Osmanlı tarihe karışmış ulusal Kurtuluş Savaşı verilmiş Cumhuriyet ilan edilmiş ama Türkiye 1881'in Osmanlı döneminin bölünmüşlük ve parçalanmışlığına dönmüştür.

Olaya bu açıdan bakınca Osmanlı'ya dönmenin gerçekleşmesi imkânsız tutkusuyla yaşayanların bir açıdan olsun başarı kazandıkları söylenebilir. Tabii eğer buna başarı denebilirse.

***

Ernest Renan 1881'de Türkiye'nin Küçük Asya'nın dışında bölünmüş ve parçalanmış yapısına bir birlik oluşturamamasına dikkatleri çekmekteydi. Aradan geçen zamanda durum daha da vahim hale geldi artık Renan'ın Küçük Asya diye andığı Anadolu da parçalanmışlığın bütün tehlikelerini bağrında taşımaktadır.

Türkiye şu anda sınırları içinde ve de dışında bölücü terör ile mücadele etmekte bir yandan terör örgütü bir yandan da onun ardında olan ve kendisini parçalamayı amaçlayan ABD'ye karşı varlık ve beka mücadelesi vermekte olduğunu haykırmaktadır hep.

Ama bu iki tehlikeyi vurgulayanların farkında olmadıkları husus ise ülkenin kendi içindeki bölünmüşlüğünün bu ikisinden çok daha büyük bir tehdit oluşturduğudur.

Bu asıl büyük tehdit bertaraf edilemediği takdirde Afrin'de ya da Mımbiç hatta Fırat'ın doğusunu da kapsayan bölgelerde elde edilecek başarıların hiçbir anlamı olmayacaktır.

Tayyip Bey Afrin'deki başarılı operasyonlar üzerine bunu simgeleyen bir Afrin Marşı bestelenmesini öneriyor.

Afrin'deki başarı ancak İstiklal Marşı'nın simgelediği birlik ve bütünlük ile birleşirse zafer olacaktır.

O sağlanmadığı takdirde Afrin başarılarının hiçbir kıymeti kalmayacaktır.

O yüzden "önce İstiklal Marşı'nı içimize sindirelim de Afrin Marşı'nı sonra düşünelim" diyebiliriz.

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/943941/Once_istiklal_Marsi_ni_hazmet_de.html#


a45UyF587661-180317172329 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2018/03/17  22:32 2  65  AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com

 


--

Castigat ridendo mores
Adetleri gulerek duzeltiyor
(Comedie-Francaise mottosu, Jean de Santeuil den alinti)

Latince Atasozleri

Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
Erkege, hanimini ne sebeple dovdugu sorulmaz.

Ebu Davud, Nikah 43, 2147

Cuiusvis hominis est errare
Yanilmak tum insanlara ozgudur. (Marcus Tullius Cicero, Philippiques, 12.2.5) (cf. Errare humanum est)

Latin Atasozu

Az gittik, uz gittik
Dere tepe duz gittik
Insanlarin kafa kafaya vermedigi,
Kic kica yapistigi bir ulkeye geldik.
Kimbilir kacinci koydu bu gordugumuz
Belki de koylerin en delisiydi.
Herkes bagiriyordu,
Ortalik karisiyordu
Kimse bir sey anlamiyordu
Millet mankafaydi,
Sanki hamur kafaydi.
Konusmuyorlardi,
Hic konusmuyorlardi.
Bas sallayip,
Bel bukup,
Kuyruk kokluyorlardi.
. . . . . .
Zamanin evvelinde
Ahirin sonrasinda
Dunyanin ortasinda
Gel zaman git zaman
Dillerinden anlar olduk.
. . . . . .
Hal boyle olunca;
Bildik ki:
Insanin insanati vardir,
Hayvanin hayvanati
Ya nedir bu;
Eli var elleyemez,
Dili var soyleyemez,
Beyni var dusunemez.
. . . . . .
Iste orda durduk biraz
Suphemiz olustu beyin ustune
Nasil olurdu;
Agzi var konusamaz
Beyni var dusunemez.
Nasil olurdu?
Hayvanlar bile becerirken bu isi
Koklarken,
Oksarken;
Nasil olurdu da
Insanlar, insanca olamazdi.
. . . . . .
Kargalar bile tunerken
Kimi dam ustunde saksagan,
Kimi ala, kimi kara gak derken...
. . . . . .
Karga karga gak dedi
Cik kavuga bak dedi
Ister giy, ister giyme
Icindeki bok dedi.
. . . . . .
Kim demis karga budala
O masal
Dala konsa;
Peyniri tilki kapar
Yola konsa;
Kamyon carpar
Tarlada bayirda;
Kediler kapar.
. . . . . .
Ve yazar kitaplar
BIR KAVUK DEVRILDI
Bir kavuk her zaman devrilir
Gorenlerin gozleri onunde
Kavuga konar karga
Yapar icine
. . . . . .
Padisah;
Hunkarim dese:
Kossa pesinden sarlatanlar
Kucagina otursa
Gosterse sopasini
Kaftaninin altindan
Alissalar da,
Kudurmusu gecmiscesine
Karga gene de kavuga konar
BIR KAVUK HER ZAMAN DEVRILIR
. . . . . .
icimizden biri


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder