21 Mart 2018 Çarşamba

İKTİSATÇI MURATOĞLU: 2001’DEKİ KRİZE ‘EN KÖTÜSÜYDÜ’ DİYENLER DAHA BİR ŞEY GÖRMEDİ



İKTİSATÇI MURATOĞLU: 2001'DEKİ KRİZE 'EN KÖTÜSÜYDÜ' DİYENLER DAHA BİR ŞEY GÖRMEDİ

18/03/2018 22:44

TUNCA ÖĞRETEN

tuncao@gmail.com / @tuncaogreten

Cari açık enflasyon zamlar yabancı sermaye kaçıyor derken bu ay kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'den de bir açıklama geldi. Kuruluş Türkiye'nin kredi notunu Ba1'den Ba2'ye düşürdü.

2019 seçimleri öncesinde Türkiye'nin ekonomik olarak nerede durduğunu yaşadığımız şeyin bir kriz olup olmadığını nerede hata yapıldığını iktisatçı yazar Murat Muratoğlu ile konuştuk.

2001'deki ekonomik kriz için "En kötüsüydü" dendiğini hatırlatan Muratoğlu "Daha hiçbir şey görmediler" dedi ve ekledi: "O günkü kalp kriziyse bugünkü kanser… Yavaş yavaş çürütüyor. "

İşsizlik cari açık enflasyon ve dış borçların konuşulduğu bir dönemde Moody's Türkiye'nin kredi notunu düşürdü. Ancak hükümet bu not kaybının kendileri için bir anlam ifade etmediğini söylüyor. Bu rakamlar gerçekten bir anlam ifade etmiyor mu?

Hükümet için etmiyor. Ama bize borç verenler için ediyor.

Nasıl?

Özel sektör borçlanması özellikle de bankalar için çok önemli çünkü bankaların maliyetlerini çok artıracak bir not bu. Yalnızca bankalar değil Moody's İstanbul ve İzmir büyükşehir belediyelerinin de notlarını düşürdü. Bunların hepsi yurtdışından borçlanan kurumlar. Türkiye'de bir kredi daralması var ve işin kötü yanı sendikasyon kredileri döndüğünde haliyle maliyetlerimiz de artacak.

Bu ne anlama geliyor?

Maliyetler artınca kredi garanti fonu için verdiğin paraların da maliyeti artacak. Şu anda 100 liralık mevduatın karşılığında 142 liralık kredi verilmiş durumda. Arkasında devlet var diye güveniyorlar ama maliyet artarsa yüzde 18-19'dan aşağı kredi veremezsin. Ki şu an yüzde 17-18'i bulan şükredip kredi alıyor.

Ülkeyi batıracak mükemmel ikili bizde mevcut

Fotoğraflar: Minez Bayülgen

Yakında bankalar isyan edecek anlamına mı geliyor?

Yalnızca bir defa İş Bankası eski genel müdürü Ersin Özince'nin "Artık buramıza kadar geldi kar edemiyoruz" diye isyan ettiğini gördüm. Diğer bankalar göbekten iktidara bağlı olduğundan sesleri çıkmıyor. Zarar da kar da etmiyorlar.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akbe Moody's'in not kırmasının ardından Türkiye'nin kendi kredi derecelendirme kuruluşunu kuracağını söyledi. Türkiye neden kendi kredi kuruluşunu kurmak istiyor?

Akben bunu neye dayanarak söyledi anlamadım. BDDK dediğiniz kurum yedi kişiden oluşuyor ve şu an beş koltuk boş. İki kişi ne gibi bir karar alacak ben de merak ediyorum.

Diyelim ki kuruldu…

BDDK'ya atama yapmadan hiçbir şey kuramazlar. Diyelim ki kuruldu onun da dünyada hiçbir geçerliliği olmaz. Varlık fonu gibi en fazla üç-beş yandaş ekmek yer.

Motor yanmak üzere

Son verilere göre ocak ayında cari açık geçen yılın aynı ayına göre iki kat arttı ve 7 milyar 96 milyon dolar oldu. Bu ne anlama geliyor?

Cari açık tek başına büyük bir problem yaratmaz. Ancak bir ülkeyi batırabilecek mükemmel ikili cari açık ve bütçe açığıdır. Bizde şu an ikisi de mevcut. Durumu kurtarmak pek kolay gözükmüyor.

Büyüme ABD ve Avrupa'daki gibi hesaplandığında yüzde 1 3 çıkıyor

Yapılması gereken ne peki?

Frene basıp büyümeyi durdurmamız gerekiyor aksi halde motor yanmak üzere.

Nasıl yani? İktidarın çok övündüğü büyümeyi durdurmamız mı gerekiyor?

Övündüğümüz büyüme oranları inandırıcı değil. Dünyanın her yerinde büyümeler aydan aya ölçülür. Bizse oranları bir önceki yıla göre ölçüyoruz. Bir önceki yıl küçülmüşsen hesaplarda yüzde 11'lik bir büyüme oranı yakalarsın tabii ki çünkü ikiyle çarpmış oluyorsun. Büyümeyi ABD ya da Avrupa'daki gibi hesaplasalar yüzde 1 3'e tekabül eder.

Peki biz 'Yüzde 11 büyüdük' dediğimizde yurtdışı bize inanmıyor mu?

Moody's gibi kredi derecelendirme kuruluşları notumuzu düşürüyor işte… Bu kadar dış borcu açıklanan büyümeye rağmen ödeyemiyorsanız notunuz da düşer. Adamlar "Şu kadar cari açık veriyorsunuz kendi ürününüzü üretin" diyerek rapor hazırlıyor. Bu noktada kredi notunun düşmesi de önem arz ediyor. Örneğin Koç 100 lira krediye yüzde 10 faiz ödüyorsa ben yüzde 18 sen yüzde 22 ödüyorsun. Yani senin kredibiliten düşüyor.

Özel sektör aldığı 100 milyon dolar borcu Merkez Bankası'nda (MB) TL'ye çeviriyor. MB ise o parayı kasasında tutması gerekirken cari açık harcaması nedeniyle dışarıya gönderiyor. Peki özel sektör borcunu ödemek için MB'ye geri geldiğinde ona verecek doları nereden bulacaksın?

Bence üç müteahhitlere göre iki çiftçilere göre beş yıldır ekonomik kriz var

Kamunun borcunun az olduğu söyleniyor ama…

Kamunun borcu az falan değil yalnızca az gözüküyor. 30 yıla yayılmış yap-işlet-devret borçlarını bir toplayın bakalım ne çıkacak.

Siz Türkiye'nin ekonomik krizde olduğunu mu söylüyorsunuz?

Önce ekonomik krizin ne olduğunu iyi anlamak lazım. Şu an yaşadığımız şey 1994 ya da 2001 gibi bir kriz değil. 2001'den sonra genişleme skalasına giren dünya artık çok farklı bir noktada. Eskisi gibi öyle bir anda bankalar falan batmıyor çünkü krizin tanımı değişti. Krizi şimdi yolda görsen tanımazsın. Bence Türkiye aslında üç yıldır krizde. Müteahhitlere göre iki çiftçilere göreyse beş yıldır Türkiye'de ekonomik kriz var.

Biraz daha açar mısınız?

Daha öncekiler kalp kriziyse bugün yaşadığımız şey kanser. Yavaş yavaş ilerliyor ve çökertiyor. Düşünün İstanbul'da her yer beton mikseri fakat evler satılmıyor. Müteahhitler o kadar kötü bir durumdaki yürüyüş dahi yapabileceklerinden bahsediyorlar. Bakın en iyi olması gereken sektörden bahsediyoruz.

İktidar neyi yanlış yaptı da krizi kansere çevirdi?

2009'dan beri Türkiye'de yapılması gerekenler bir kenara bırakıldı ve yerini popülizm aldı. Kanal İstanbul şehir hastaneleri üçüncü havalimanı ve köprüler gibi dünyanın en mantıksız projelerinin peşinden koşmaya başladık. İtaatle büyüyüp kendi ara sektörünü öldürmüş bir ülkeyiz. Ara maddeleri hala üretemeyip Almanya'dan alırken buralara gelmemiz kaçınılmazdı. Buna ek olarak Türkiye'yiz ama Fransa gibi para harcıyoruz. Mesela nükleer santral için o kadar para verecek 17 sentten elektrik üreteceğiz. Ancak rüzgar enerjisi elektriği 3 sentten üretiyor.

Milyonerlerin ülkeden çıkardıkları para kolay kolay gelmez

Bahsettiğiniz tüm bu olumsuz göstergelere rağmen geçenlerde Başbakan Binali Yıldırım Türkiye'nin 2016 ve 2017'de bazı ihtiyaç sahibi ülkelere 14 5 milyar dolar para yardımı yaptığını söyledi.

Bizim yardım yapacak halimiz mi var Allah aşkına? Tuhaf olan şey 2016 ve 2017'de yapılan yardımları 2018'de öğreniyor olmamız. Halktan toplanan vergilerle bu yardımlar yapılmış ama karşılığında ne aldık avantajımız ne bunu bilmiyoruz. Suriyeliler için harcandığı söylenen 30 milyar dolar da bana pek inandırıcı gelmiyor. Değil 30 milyar dolar 5 milyar dolara üç buçuk milyon Suriyeli için 750 bin basit konut inşa edilirdi.

Yeni yayınlanan Milyoner Göçü Raporu'na göre Türkiye en çok milyonerin ülkeyi terk ettiği listede üçüncü sırada yer almış. Neden milyonerler Türkiye'den kaçıyor?

Kaçarlar tabii… Aslında milyonerlerin ülkeden çıkışı ilk olarak Gezi Parkı olayları sırasında başladı. Sonra da FETÖ soruşturmalarındaki mal varlıklarına el konmalardan ötürü korku yaşadılar. Çoğunun İsviçre'ye gittiğini biliyorum. İngiltere ve Portekiz'e çıkan paralar da var. Türkiye'de kalan milyonerlerin de hayatlarının geri kalanını çok üst seviyede yaşayacakları miktarda yurtdışına para gönderdiğini biliyorum. Çıkan bu paralar kolay kolay gelmez.

Neden?

Yurtdışında geliri değil güvenceyi düşünüyor ve paralarının bir kısmını bu şekilde garanti altına alıyorlar. Türkiye gibi yönetim ve yargının çok sorunlu olduğu ülkelerde bu tür sonuçlar kaçınılmazdır. Rusya ve Suudi Arabistan'da da böyle oldu. Hatta Suudi Arabistan'da adamları saraya hapsettiler.

TÜSİAD 'Delikanlılık ben de kalsın' açıklamaları yapıyor

Bu paraların yurtdışına çıkması Türkiye'de ekonomiyi nasıl etkiliyor?

İsviçre ne üretiyor? Çikolata. Ama sırf çikolatayla bir ülke zengin olmaz. İsviçre'de aynı zamanda hukuk da çok sağlamdır hakkın korunur. Paranı kaçırmak istediğinde de İsviçre'ye kaçırırsın. İşte İsviçre bu yüzden zengin bir ülkedir. Paranın güvendiği şey hukuktur. Hukuku düzeltirsen para kaçmaz aksine içeri para girer. Türkiye'deki hukuk sistemine Araplar bile güvenmiyor artık. Onlar bile para getirmeyi kesti. Keza Çinliler için de aynı şey geçerli. Para da fırsatını buldukça gitmeye devam edecek. Böylece her geçen gün Türkiye'nin daha da fakirleştiğini göreceğiz. Türkiye'nin dünyadaki bu algısını kırmak uzun yıllar alacak. Bugün bir şeyler düzelmeye başlasa en erken sonuç 2020 sonunda alınır. Ancak şu an öyle bir çaba yok. Hani diyorlar ya "2001 krizinde en kötüyü gördük" diye. Daha hiçbir şey görmediler.

TÜSİAD'in en tepedeki iki ismi Erol Bilecik ve Tuncay Özilhan'dan zaman zaman yargıda işlerin yolunda gitmediği ve OHAL'in sonlandırılması yönünde açıklamalar geliyor. Bu açıklamaların iktidarı etkileme gücü var mı?

Yok tabii ki. Anadolu Grubu'nun Başkanı Özilhan 'babayiğit' ilan edilerek zaten araba üretmeye başladı. İktidara göbekten bağlıysanız nasıl eleştirebilirsiniz ki? Neredeyse tüm iş insanlarının devletle ilişkisi var. Olmayanların da yaşayabilmesi için olması gerekiyor. Devlet şu anda en büyük müşteri. Çıkıp "OHAL bitsin" dersin. Bunu Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi de söyledi. Ama sonra gidip OHAL devam etsin diye oy kullandı. Bu örnek TÜSİAD için de geçerli. Ben de çıkıp ortamlarda OHAL için 'yeter' ama dediğimle kalırım. Bunlar delikanlılık bende kalsın açıklamaları.

AKP mevcut ekonomik şartlarla seçime giderse sonuç ne olur?

Eğer erken seçim yapılmazsa Erdoğan belki cumhurbaşkanı olabilir ama AKP seçimi kazanamaz. Meclis'teki çoğunluğu kaybedebilir. Bu ekonomik gidişat bizi 2019'un sonuna mümkün değil taşımaz. Çünkü 2019'da ABD'nin faizleri artırdığı Avrupa'nın faiz artırımı sürecine girdiği Japonya'nın da faiz artırma sürecine girmek üzere olduğu bir dünya olacak.

AKP için en stratejik hamle erken seçim

Anlamadım…

Örneğin bireysel borcun varsa borcunu ödeyemeyecek hale geleceksin. Yurtdışından da maliyetini ödeyemeyeceğin faizlerle kredi alacaksın. Bu faizler öyle artacak ki sanayici kredi alamayacak. Çünkü sanayici kazandığından daha fazla faiz ödüyor olacak. Küçülmeye gidecek. Türkiye'nin büyümesi de kazık çakmış gibi duracak. Yüzde 11 büyürken düşünmemiz gerekiyordu aslında bunları. Göremediğimiz için önümüzdeki yılı kaybettik. Satranç gibi… Piyonu aldın ama veziri kaybetmek üzeresin.

Sanayici borcunu ödeyemeyince ne yapacak?

Anahtarı yabancıya teslim edecek. Oturup bankalarla konuşacak. Muhtemelen de bankalara baskı gelecek kredi ödemelerini ertelemeleri istenecek. Türkiye'deki bankaların yarısından fazlası yabancıların kontrolünde. Yabancıların kontrol ettiği bir ortamda da istediğini kolay kolay dayatamazsın. Kimse üzerine pek kafa yormuyor ama Sarraf davasından da Halkbank hikayesi geliyor. O işten hasarsız çıkamayacağız. Böylece devletin elindeki oyuncu sayısı da azalacak. Halkbank oyundan düşünce Vakıfbank ve Ziraat Bankası kalacak. İki kamu bankasıyla da piyasalara müdahale etmek kolay olmayacak. Merkez Bankası zaten köşeye sıkışmış durumda. Şu anda dünyanın kredibiletisi en düşük merkez bankalarından biri. Dolayısıyla AKP için en stratejik hamle erken seçime gitmek olur.

http://www.diken.com.tr/iktisatci-muratoglu-2001deki-krize-en-kotusuydu-diyenler-daha-bir-sey-gormedi/


a45UyF587661-180321162552 Oraj Poyraz At Neomailbox 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2018/03/21  17:33 2  65  AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com

 


Cogitationis poenam nemo meret
Kimse dusuncesinden dolayi cezayi haketmez.

Latin Atasozu

2-Islam Arap Putperesligi mi?

A-Putperesligin Tanimi

Putperestlik, genel anlamda bir nesne, goruntu veya fikre tapim iceren bir dini uygulama, anlayis veya inanctir. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Putperestlik)

Peki Islam oncesi Arap yarimadasinda hakim din olan Putperestlik nasil bir inanc? Gelin bunu Kuran a bakarak gorelim:

Lokman-25 Andolsun, eger onlara, Gokleri ve yeri kim yaratti? diye sorsan, mutlaka Allah derler. De ki: Hamd, Allah a mahsustur. Fakat onlarin cogu bilmezler.

Yunus-18 Allah i birakip, kendilerine ne zarar, ne de fayda verebilecek seylere tapiyorlar ve Iste bunlar Allah katinda bizim sefaatcilarimizdir diyorlar. De ki: Siz, Allah a goklerde ve yerde O nun bilmedigi bir seyi mi haber veriyorsunuz? O, onlarin ortak kostuklari seylerden uzaktir, yucedir.

Zumer-3 Iyi bilin ki, halis din yalniz Allah indir. O nu birakip da baska dostlar edinenler, Biz onlara sadece, bizi Allah a daha cok yaklastirsinlar diye ibadet ediyoruz diyorlar. Suphesiz Allah, ayriliga dustukleri seyler konusunda aralarinda hukum verecektir. Suphesiz Allah, yalanci ve nankor olanlari dogru yola iletmez.

Zuhruf-19 Onlar, Rahman in kullari olan melekleri de disi saydilar. Onlarin yaratilisina sahit mi oldular? Onlarin (yalan) sahitlikleri yazilacak ve sorgulanacaklardir.

Yani Islamiyet oncesi donemde putperestler de Allah a inaniyordu. Ama putlari kendilerini Allah a yakinlastirici olarak goruyorlardi.

B-Putperest Orf ve Ibadetleri

Putperestlik, Farsca kokenli bir sozcuk olan put sozcugunden turemistir. Pupereslik inanc sisteminde gorulen orf ve ibadetleri ve islamda ki uygulamalari inceleyelim;

1-Ayinler.

2-Namaz.

3-Oruc.

4-Hac.

5-kurban.

6-Sunnet

7-Taki,tutsu ve buyuler

8-Telbiyeler Ilahiler siirler

9-Sembol ve dovmeler

1-Ayinler

Kutsal ve ozel gunlerde genellikle mabetlerde toplanan putperestler geleneklerine gore cesitli gosterilerde bulunur, ilahiler soyler, toplu ritueller yaparlar. Ates uzerinden atlama ya da ates uzerinde yurume, vucutlarina sis batirma bu gosteri orneklerindendir. Kutsal bir puta, gecmisteki kutsal saydiklari kisiden kaldigina inandiklari bir nesneye saygi gosterisinde bulunur, etrafinda doner ya da koklayip operler.

Yillik ayinlerin disinda mevsim baslarinda, ozellikle ilkbahar ve sonbaharda yapilan ayinler de vardir. Belirli gunlerde gunes ve ay festivalleri yapilir.Turlerine gore ayinlerde kutsal saydiklari sudan icer, kutsal saydiklari yiyecekten yerler. Dualar eder, dileklerde bulunurlar. Putperestlerin bu ayin adetlerinin Ibrahimi dinlere de gectigi gorulmektedir. Noel kutlamalari Mitra paganlarindan gecmedir.

Putperest Araplarin yevmul Arabu dedikleri cuma toplantilari, kandil geceleri, asure gunleri, cem ayinleri pagan kokenlidir.

2-Namaz

Putperest ibadetlerinden biri namazdir. Namaz, gunes kultunun rituellerinden biridir ve Hint kokenli bir ibadettir. Islam oncesi Araplar da namaz kilarlardi. Gunumuzde Hindular da namaz rituellerini devam ettirirler. Sansktitce Surya Gunes, Namaskara ise Selamlama veya Baglanti demektir. Boylece Surya Namaskara Gunesle Baglanti anlamina gelmektedir. Surya Namaskara, bedende akan gunes enerjisinin canlandirma teknigidir. Arap putperestlerinin namaz kildigi Kur an da yazilidir.

Enfal-35 Onlarin Kabedeki namazlari, islik calmak ve el cirpmaktan baska bir sey degildir. Kufrunuzden dolayi azabi tadin.

Bilindigi uzere Arapca da salat namaz demektir. Genelde meallerde dua olarak cevrilmektedir. Bu ayette putperestlerin kildigi namazin sekli elestirilmektedir. Putperestler de gunde 5 vakit namaz kilarlardi.

Saharit namazi - Sabah namazi

Musaf namazi - Ogle namazi

Minha namazi - Ikindi namazi

Neilat Serarim namazi - Aksamustu namazi

Maarib namazi - Aksam namazi

Kaynak; Hayrullah ors, Musa Ve Yahudilik, s.399-405; Doc.Dr. Ali Osman Ates, Asr-i Saadette Islam; Saban Kuzgun, Hz. Ibrahim Ve Hanifilik, s.117; Epstein, Judaism.

Kuran da gecen namaz vakit sayisi 3 olmasina ragmen 5 vakit kiliniyor olmasi zamanla putperest doneme donuldugu suphesi tasimaktadir. Ayni sekilde abdest de putperestlerde vardi. Cunup olunca boy abdesti alirlardi. (Ibn-i habib, Muhabber)

3-Oruc

Gunes kultune sahip putperestlerin ibadetlerinden biri de oructur. Namaz vakitlerini gunes zamanli ayarladiklari gibi oruclarini da gunesin dogus ve batisina gore ayarlarlardi. Orucun baslangici bile Islamiyet teki gibi ay a gore tespit ediliyordu. Tipki, bugunku Muslumanlar gibi, ay i gormek icin gozetleme heyetleri bile kuruluyordu. (Hayrullah Ors, Musa Ve Yahudilik)

Islamiyet oncesi arap paganlarinin ilginc gelenekleri vardi.: Bunlar Ramazan dedikleri ayda bir ay oruc tutarlar, Mekke ye Hacca gidip Kabenin etrafinda 7 kez donerler, Kara Tasi (Hacerul Esved) kutsal sayar Kara Tasi i opeler ve gunde dort veya 5 vakit namaz (salat) kilarlar, seytan taslarlardi. ( Is Allah the Same God as The God of Bible?, M. J. Afshari, p 6, 8-9, Islam, Beliefs And Observances, Caesar E. Farah)

Aise anlatiyor: Islam oncesinde Kureys, Asure gununde oruc tutardi. (Buhari, e s-Sahih, Kitabu s Savm/1.) Sabiilik, yildiz kultune sahip bilinen en eski pagan dinidir. Ilginctir ki Sabiiler de 3 vakit namaz kilar ve 1 ay oruc tutarlardi. Farz orucun disinda nafile oruclara da sahiptiler. (Ibn Nedim, El Fihrist, s. 442-445)

Kuran da onceki toplumlarda da orucun oldugu yazilidir:

Bakara-183. Ey iman edenler, sizden oncekilere yazildigi gibi, oruc, size de yazildi (farz kilindi). Umulur ki sakinirsiniz.

Eski Cag dinlerinde, oruc ozellikle, rahiplerin Tanrilara yakinlasmaya hazir olmalarini saglamaya yarayan bir yoldu. Helenistik Donemin inanclarina gore, Tanrilar bir takim kutsal ogretileri ancak oruc tutan kisilere vahiy yoluyla gonderirlerdi. Bazi eski kulturlerde ise oruc, ofkelenen Tanrilari teskin etme gibi amaclara yonelikti. Sibirya Tungu samanlari ise, ruhlarla iliski kurabilmek icin oruc tutarlardi.

Butun dinlerde, belirli zamanlarda oruc tutma gelenegi vardir. Budha rahipleri, gene belirlenmis gunlerde oruc tutarak gunahlarini itiraf ederek, arinacaklarina inanirlar. Hindistan da Sadhular gene gunahlarindan arinmak icin oruc tutarlar. Cin de goksel Yang ilkesinin baslamasindan once belirli bir sure oruc tutulur.

4-Hac

Islam oncesi Araplar da Kabe putperestlerin en kutsal mabediydi ve bolge halklarinin hac mekaniydi. Putperestler tipki gunumuz muslumanlari gibi Kabe etrafinda 7 kez tavaf yaparlardi. Kureys disindan gelen Bedevi putperestler tavafi ciplak olarak yaparlardi. Putlari ziyaret, Hacerul Esved tasina el surme ve opme, Safa ve Merve tepeleri arasinda gidip gelme, seytan taslama hac ibadetinin en onemli rituellerindendi. Putperestlerin hac sirasinda hep bir agizdan yaptiklari telbiye de aynen soyleydi:

Lebbeyk allahumme lebbeyk.

La serike leke illa serikun huve lek.

Temlikuhu ve ma-melek

Eger Mekke ye bir gun yolunuz duserse insanlar kisve denilen bir ortuye burunmus bir kupun etrafinda toplanmis goreceksiniz. Bu tasin odak noktasi da Hacilarin siyah tas dedigi tastir. Bu tas, kupun guneydogu ucundadir ve kis gunesinin dogdugu yere bakar. Gene Kabe de bu tasi open insanlar goreceksiniz. Neden diye soracak olursaniz tasi optugunuzde gunahlarinizdan arinip YENIDEN DOGMUS gibi olacaginizi soylenecektir. Biraz daha etrafta dolastiginizda insanlarin bu kupu 7 kere tavaf ettigini goreceksiniz. Bunlarin hepsi putperest Arap geleneklerinin kalintilaridir.

Ayrica Kabe hicbir zaman yahudiler ve hristiyanlar tarafindan kutsal sayilmamistir. Tevrat ve Incilde Kabe ile ilgili tek bir ayet dahi olmamasi bunu kanitlamaktadir.

5-Kurban

Eski caglarda insan kurban edilmesi, bir nevi temizlenme ve sihir vasitasiydi. Ailenin ilk cocugu Tanri ya ait kabul edilir ve kurban edilmesi gerekirdi. Misirlilar ise kopek basli olarak tasvir ettikleri insanlara Ani diyorlar ve onlari Ay Tanrisina kurban olarak sunuyorlardi. M. Eliade, Anadolu da ozellikle ilk caglarda hasat mevsimi dolayisiyla yapilan insan kurbani ve kafa kesme ayinlerine ornek olarak Frigyalilar i ele alir. Frigyalilarin yuzyillar once hasat zamaninda insanlari, baslarini kesmek suretiyle kurban ettiklerini, hatta elde mevcut delillere gore, o zamanlar bu adetin Dogu Akdeniz in her tarafinda yaygin oldugunu kaydetmektedir.

Islam oncesi Araplarin da eski donemlerde Sabah Yildizi na daha dogmadan buyuk bir acele ile insan ve beyaz deve kurban ettikleri, yine onemli putlardan Uzza ya oglanlarla, kizlarin ve esirlerin de kurban edildikleri ileri surulmektedir. Yakin donemde ise insandan vazgecilmis, hayvan kurbanina gecilmisti. Putlara ozel kurban kestikleri gibi genelde Safa ve Merve tepelerine dikilmis kayadan putlara kurban keserlerdi. Bu kayalarin bir Isaf digeri Naile adli puttu. Isaf ve Naile iki sevgiliydi ve Kabe nin kutsalligini kirlettikleri icin oldurulmus, daha sonra efsaneleserek kutsallastirilmislardi. Araplar, putlara adak da adarlardi. Dilekleri gerceklestiginde, onemli islerinde ve uzun seyahatlerinde adak keserlerdi. Adaklarinin cogu da ilk cocuklarinin erkek olmasi icindi.

6-Sunnet:

Antropologlar sunnetin baslangici hakkinda gorus birligine varamamistir. 6.000 yil once antik Misir da sunnetin varoldugu eski Misir piramitlerinde bulanan bazi mumyalarin sunnetli olduklari gorulmesi ile kesinlesmistir. Tarih boyunca misirlilar, Yahudiler ve Babillilerin sunnet adetine sahip olduklari tespit edilmistir.

Sunnet pagan geleneginin tek tanrili dinlere uzantisidir. Islam oncesi putperestler de sunnet adetine sahiptiler. Putperest Araplarda hem kadin hem de erkekler sunnet edilirdi. Hadislerde Muhammedin, halifelerin ve ashabin sunnetinden bahsedilmemesi, onlarin zaten putperest adeti geregince sunnetli olduklarini gosterir. Kadin sunneti sadece putperest Araplarda degil, eski Misirlilarda da mevcuttu. Misir da yapilan arkeolojik kazilarda bulunan bazi kadin mumyalarinin sunnetli oldugu belirlenmis, kadin sunnetinin nasil yapildigi M.O 1600 lu yillardan kalan duvar resimlerinde detayli bir sekilde tasvir edilmistir.

Bu, kadin sunneti geleneginin kokeninin cok eski caglara dayandiginin gostergesidir ve sunnet geleneginin tarihinin tek tanrili dinlerden daha eski oldugunu, asil olarak bir pagan gelenegi oldugunu, tek tanrili dinlere pagan toplumlardan gectigini gosterir. Tipta erkek sunnetinin az da olsa bir yararina deginilse dahi kadin sunnetinin hicbir yarari olmadigi, kadinin cinsel istegini oldurdugu, olum ve yaralanmalara neden oldugu biliniyor.

7-Taki, Tutsu ve Buyuler

Putperest toplumlarda sans, ugur ve hayir getirmesi icin birtakim tas ve takilar kullanmak adettendi. Kendilerini kotu ruhlardan, cinlerden, nazardan korumasi icin cesitli nesneleri vucutlarina, boyunlarina takar ya da uzerlerinde tasirlardi. Buyu gunumuzde de suregelen ilk cag pagan rituellerinden biridir. Siradan insanlarda bulunmayan gizli bir gucun sahibi olmak, dusmanlarini, rakiplerini altetmek, ask ve cinsellikle ilgili isteklerine kavusmak amaciyla cok cesitli buyu yontemleri uygulanirdi.

Tutsu ise arinma, temizlenme, kotu ruhlari ve cinleri kovma amaciyla paganlarin okult seremonilerinde, Antik Yunan da, Hitit Uygarligi nda, Babil de, Firavunlar donemi Misir inda, Roma Imparatorlugu nda, Hindistan, Tibet ve Japonya da cok eski zamanlardan beri kullanilmaktadir. Tek tanrili dinlerde bunlar yasaklanmis ve gunah sayilmissa da degi$ik versiyonlarla surduruldugu bir gercektir. Ornegin muskalar, ayet yazili kagitlarin evlere, arabalara asilmasi, hastaliga ve nazara karsi okuyup ufleme, nazar boncuklari, mum yakma vb.

8-Telbiyeler, Ilahiler, Siirler

Putperest toplumlar ayinlerinde telbiyeler, ilahiler soylenirdi. Cenaze torenlerinde agitlar yakilir, naatlar okunurdu. Ornegin eski Misir da olu evinden kadinlar sokaklara cikar dovunerek oluye agitlar soylerlerdi. Islam oncesi Araplar da telbiyeler, ilahiler, siirler cok onemliydi. En begenilenleri Kabe ye asarlar, (Muallakat-i Seba Siirleri) putlari icin okurlardi. Islam oncesine ait ne varsa yakilip yokedildigi icin ne yazik ki bu kulturden elde cok az bilgi kalmistir. Bunlardan biri de 7 Aski denilen siirlerdir.

9-Sembol ve Dovmeler

Pagan inanclarda dilin sembollerle kullanilmasina yogun olarak rastlanilir. Hemen hemen her pagan toplumda cesitli semboller mevcuttur. Pentagram denilen bes koseli ters yildiz en unluleridir. Dovme de pagan toplumlarda $ikca kullanilan bir sembol yontemidir. Hintliler, Japonlar, Amerika Yerlileri ve Afrika daki bazi kabileler dovmeyi bir sus olarak yaparlarsa da pek cok toplumda dovmenin hastaliklara ve kotu ruhlara karsi koruyucu bir tilsim olarak uygulandigi, bireyin toplumdaki konumunu (kole, efendi, ergen, isci, asker) vurgulamak icin kullanildigi bilinmektedir.

Dovme yapma gelenegi hayli eskidir. I.O 2000 lerde Eski Misir toplumunda dovmenin yapildigi mumyalardan anlasilmistir. Misirlilarin disinda Britonlarin, Galyalilarin ve Traklarin da dovmeleri vardi. Eski Yunanlilar ve Romalilar, barbarlara ozgu bir ugras saydiklari dovmeyi suclular ile kolelere yaparlardi.

Hun kurganlarinda cikan cesetlerde son derece kivrak cizgilerle ve dekoratif bir anlayisla yapilmis dussel yaratiklar ve koc figurlerinden olusan dovmeler gorulmektedir. Dinsel-buyusel kaynakli bu dovmelerin is oldugu ihtimali ve deriye siringa edilmesi ile olustugu dusunulmektedir. Hunlara ait Pazirik kurganinda bulunan bir baskana ait cesetten anlasildigi uzere Hunlarda asil ve kahraman kisilerin dovme yaptirabildigi, daha sonralari Kazak ve Kirgizlarda da devam eden bu gelenegin yine kahramanlik niteligi tasiyan bireylere uygulandigi bilinmektedir. Ilkel topluluklarda dovme yapilirken torenler duzenlenir. Dovmeyi yapan kisi birtakim dinsel ve buyusel kurallari yerine getirmek zorundadir.

Sonuc

Buraya kadar anlattigimiz putperest adet ve ibadetleri konusunda sanirim herkes hemfikirdir. Muslumanlar da putperestlerin bu ibadetlere sahip oldugunu reddetmez. Bilmeyenler de inceleyip arastirdiklarinda dogrulugunu goreceklerdir.

Bunlar din derslerinde, din kitaplarinda pek anlatilmadigi icin sanilir ki Kur an da yazili olanlarin tumu Hz.Muhammed tarafindan getirildi. Goruyoruz ki Islam in ve Kur an in getirdigi yeni birsey yok. Zekat ve sadakaya varana kadar hepsi putperestlerde mevcut. Putperestlerde olmayanlar da Yahudilerde var. Peygamberlik, melekler, kiyamet, ahiret, cennet, cehennem gibi. Bu durumda putperestlikle tek tanri dinlerindeki ortak ibadetleri nasil aciklayacagiz?

Islam dininin ibadetleri ile Islam oncesi Arap putperestlerinin hemen hemen ayni ibadetlere sahip olmasinin sebebi nedir?

Dinlere inanmayan biri bu durumu dinlerin evrimine baglar. Islam in yeni hicbirsey getirmedigi, Kur an da yazili olanlarin tumunun putperestlerden ve Yahudilerden derleme, toplama oldugu gercegi karsisinda Islamci savunmaya gecer; Dinlerin evriminin dogru olmadigi, Islamin Adem den itibaren varoldugu, degi$ik adlarla da olsa peygamberlerin daima Islam a cagri yaptiklari, namaz, oruc, hac, zekat, kurban, sunnet vb. ibadetlerin basindan beri oldugu ancak toplumlarin zamanla Islam dan saparak putlar ve ilahlar edindikleri, Islam dan miras aldiklari ibadetleri bu putlara ve ilahlara yaptiklari seklindedir.

Ornegin buyuk cogunlugu musluman olan Turkler zamanla Islam dan saptigini, putlar edindigini ve Allah a ilaveten ay tanrisi, gunes tanrisi vb. ilahlara taptigini ama namaz kilmaya, oruc tutmaya, hacca gitmeye, zekat vermeye, sunnet olmaya devam ettigini dusunelim. Turklerde bunlar var mi? Yok! Bu ibadetlerin Turklerde olmayip Arap putperestlerince korunmasi nasil izah edilebilir?

Kabul etmesi zor olsada sonucta tum muslumanlar Arabistanda inanilan bir disi tanriya inanmaya devam ediyor.

Kuran esas itibariyle Arap putperesligine ve geleneklerine yer verdigi icin Yahudiler, Hiristiyanlar ve Hanifler musluman olmaktan kacinmislardir, Abu Amr olayi bunun tipik orneklerinden biridir.

Medine de Evs lerin liderlerinden biri olan Abu Amr b.Seyfi b. al-Numan, Muhammed in butun israrlarina ragmen Islamiyeti kabul etmez. O kadar ki sirf Islam a karsi oldugunu anlatmak icin kendi toplumunu terkedip Mekke ye goc eder. Fakat az zaman sonra Medine ye doner ve Muhammed in yanina giderek sorar: Nedir senin getirdigin din? . Bu soruya Muhammed: Benim getirdigim din Haniffiya dir, yani Ibrahim in dini dir diye cevap verir. Bunun uzerine Abu Amr soyle der: Eger getirdigin din Ibrahim in dini ise, benim de izledigim zaten o dur . Fakat Muhammed ona : Hayir senin izledigin din, Ibrahim in dini degildir deyince Abu Amr kizar ve soyle karsilik verir: Evet o dur, fakat sen, Ey Muhammed, Haniffiya dinine ait olmiyan seyleri (Ibrahim in dinine) ekledin . Bucevaba karsi Muhammed: Hayir ben onu en saf sekliyle getirdim deyince Abu Amr dayanamaz ve Muhammed i yalancilikla suclayarak soyle der: Tanri yalanciyi evsiz barksiz ve yapa yalniz biraksin ve gurbette oldursun .

Daha baska bir deyimle Abu Amr sunu anlatmak ister ki Hz.Muhammed, Kur an i Arap geleneklerine yer veren hukumlerle doldurmaktadir.

C-FIl Olayi

Birde kuranda Fil Suresi vardir ki bu sureyi ve surede anlatilan olayin islam tarihindeki inis nedenini okuyan biri bu isteki garipligi anlayabilir.

Islami Kaynaklarda Fil Olayi:

Habesistan Kralligina bagli Hristiyan Ebrehe Yemen valiligini surdurdugu sirada San a sehrinde Kulleys denilen ve yer yuzunun hicbir yerinde benzeri gorulmeyen bir kilise yaptirdi. Sonra kral Necasi ye bir mektup yazarak : Ben senin icin esi ve benzeri gorulmemis bir kilise yaptirdim, Arap hacilari bu kiliseye cevirinceye kadar bu isin pesini birakmayacagim. dedi.

Araplar arasinda bu kiliseden bahsedilince, Fukaymogullarindan birisi ofkelenerek cikip bu kiliseye geldi ve def-i hacetini yapip burasini kirlettikten sonra ailesinin yanma geri dondu. Bu durum Ebrehe ye bildirildigi gibi ayrica ona bunu yapan kimsenin Araplarin hac maksadiyla Mekke de ziyaret ettikleri Ka be taraftari birisi oldugunu ve hacilarin Ka be den buraya cevrilecegini duydugu icin ofkelenerek bunu yaptigini, soylediler. Bunun uzerine Ebrehe Ofkelendi ve Mekke ye gidip Ka be yi yikacagina dair yemin etti. Boylece Ebrehe yaninda bulunan Mahmud adindaki fil ile beraber yola cikti. Bir rivayete gore, Mahmud adli filin pesinden giden on uc fil daha vardi. (Kur an da fil kelimesi tekil gecer) Mekke yakinlarinda kendileriyle catisan Nufey lin ordusunu yenip kendisini esir aldilar ve onu rehber olarak kullandilar.

Kureysliler Ebrehe nin ordusunu haber alinca Bu orduyla savasa bizim gucumuz yetmez diyerek sehirden kacip dag eteklerine siginirlar. Ebrehe Ka be yi yikip tekrar Yemen e donmege kararliydi. Nihayet Mekke ye vardiklari bir sirada Nufeyl gelip filin kulagindan tuttu ve ona : Ey Mahmud! Cok, sonra sag salim geldigin yere geri don; cunku Allah in beldesi Haram da bulunuyorsun. dedi ve filin kulagini birakti, bunun uzerine fil kendisini yere birakiverdi. Nufeyl ise butun gucuyle kosup dagin tepesine cikti. Habesli askerler, coken fili kaldirmak icin bir hayli dovduler, fakat fil yine de yerinden kalkmadi. Bu defa fili Yemen tarafina dogru cevirdiler ve fil kosmaga basladi. Ayni sekilde fil Suriye tarafina cevrilince yine kosmasini surdurdu. Bu defa filin yonu doguya cevrildi ve fil yine kostu. Fakat Mekke tarafina cevrilince tekrar yere coktu ve yerinden kipirdamadi.

Bu sirada Allah, onlarin uzerine deniz tarafindan kirlangic kusuna benzeyen suruler halinde kuslar gonderdi; bu kuslarin her birinin gagasinda bir, ayaklarinda ikiser tas bulunuyordu. Mercimek ve nohut tanesi buyuklugunde olan bu taslari kuslar getirip uzerlerine biraktilar. Bu taslar kime isabet ettiyse oldurdu, fakat atilan taslar hepsine isabet etmemisti. Bu defa Allah, bir sel gonderip onlari denize surukledi. Bu sirada Ebrehe ile birlikte kurtulanlar geldikleri yola dogru kosusmaya ve Yemen e giden yolu gostermesi icin Nufeyl i aramaya basladilar.

Nufeyl Allah in onlarin uzerine indirdigi bu felaketi gorunce su mealdeki misralari soyledi: Allah, pesini birakmadiktan sonra nereye kacip kurtulacaksin. Artik Ebrehe galip degil, maglup durumdadir. Ebrehe nin cesedi oyle bir hale geldi ki, butun uzuvlari tek tek dokuldu; oyle ki San a ya getirdiklerinde kus kadar kalmisti. Olmezden once gogsu yarilip kalbi disari cikti ve bundan sonra oldu. Bu olaydan sonra Araplarin katinda Kureyslilerin itibari artti. Bu yuzden Araplar Kureysliler icin: dediler.

(Kaynak: Ibnu l Esir, El Kamil Fi t-Tarih Tercumesi, Bahar Yayinlari: 1/428-432.)

Fil olayinda inanc yonunden tutarsizliklar ve gariplikler vardir. Bunlari gorelim:

1-Habesistan ve Yemen Hristiyan hakimiyetindedir. Habesistan krali Necasi ve Yemen valisi Ebrehe Hristiyandir. Yani, Islam a gore kitap ehlidir ve musrik degildir. Kureysliler ise musriktir.

2-Ebrehe nin buyuk bir kilise insa ettirdigini, insanlari kiliseye yonlendirmek istedigini tarihi kaynaklar yazar ve bu mabette tek bir put yoktur. Ama Kabe putlarla doludur ve bir musrik Arap, Yemen deki bu kiliseyi pisletmistir. Peki Kuran a gore kiliselerin bir degeri var midir?

HAC-40 Onlar, baska degil, sirf Rabbimiz Allah tir dedikleri icin haksiz yere yurtlarindan cikarilmis kimselerdir. Eger Allah, bir kisim insanlari (kotuluklerini) diger bir kismi ile defedip onlemeseydi, mutlak surette, iclerinde Allah in ismi bol bol anilan manastirlar, kiliseler, havralar ve mescidler yikilir giderdi. Allah, kendisine (kendi dinine) yardim edenlere muhakkak surette yardim eder. Hic suphesiz Allah, gucludur, galiptir.

3-Filin her yone gidip Mekke ye gitmemesi ve Kuslarin gagalarinda ates taslari tasiyip orduya atmalari ve bu taslarla ordunun telef olmasi bilimdisidir.

4-Boylesi mucizeleri goren ve duyan herkezin putperest olmasi gerekirdi. Musrikler bu olaydan sonra putlara tapmaya devam etmistir. Allah musriklerin putperestlige devam etmelerine olanak saglamistir. Allah in musriklerden yana olup, kendisine en yakin inananlari helak etmesi mantikli degildir. Kaldi ki belki Ebrehe nin ordusunun icinde putperest bir kavimle savasmaya gittigini dusunen, bolgeyi putlardan temizle amaciyla orduda bulunan Hristiyanlar da olabilir.

5-Eger Allah Kabe yi korudu musrikleri degil dersek, daha sonraki olaylarda Allahin Kabeyi neden korumadigini aciklayamayiz. Kabe Islam tarihi boyunca birkac kez saldiriya ugradi, yakildi-yikildi. Hacerulesved parcalandi, hacilar katledildi. Sel baskinlarina ugradi.

6-Bu olayin dogru olduguna delil olarak, putperestlerin Fil suresine itiraz etmedikleri gosterilir. Putperestlerin itirazlarinin olup olmadigi bilinemez. Cunku Kur an dan baska hicbir kayit-kanit birakilmamis yok edilmistir. Ayrica Fil Vakasi bir putperest efsanesi olabilir. Onemli olan putperestlerin degil, Hristiyanlarin itirazidir ki, Kur an da boyle bir itirazdan soz edilmemisdir.

7-Islam kaynaklari Ebrehe nin maddi cikarlari icin bu seferi duzenledigini yazar. Oyle olsa bile Ebrehe nin amaclarinin arasinda putlari temizlemek ve insanlari kiliseye yonlendirmek oldugunu soylemek sanirim cok yanlis olmayacaktir. Icinde yuzlerce put bulunan Kabe nin tevhid merkezi olarak nitelendirilmesi ise tamamen sacmadir.

Fil Olayi ne zaman meydana geldi?

Bu olay Peygamber in dogdugu yil olmus ve orduda bulunan fil/fillerden dolayi Araplar arasinda Fil Vak asi , gectigi yil ise Fil Yili olarak meshur olmustur. Ebrehe tarafindan yazdirilan, Miladi 543 tarihli bir kitabe vardir Himyeri Kitabesi . Fil Olayi nin bu tarihten sonra oldugu kesindir. Muhammed Hamidullah, Fil Olayi nin peygamberin dogumundan 3 ay once, 569 yilinda meydana geldigini yazmaktadir. Nitekim Arapca tarihi kaynaklarda, Peygamber in Fil Senesi nda dunyaya geldigi bilgisi verilir. (Ibn Hisam, Siyer, Ibnu l-Esir, el-Kamil fi t-Tarih)

Sonuc olarak; Fil Suresi ve Islam Tarihinde anlatilan yazilis nedeni bu olayin bir Putperes efsanesi ve Kuran in da Putperes bakis acisi ile yazildigini net olarak ortaya koymaktadir.

https://islamingercekleri.wordpress.com/2013/07/11/2-islam-arap-putperesligi-mi/

2 sey insani yikar...
Biri sabun biri su ..:)

Bilinmeyen Birisi

Butun iyilikler bilginin faydasidir.
Bilgi ile goge dahi yol bulunur.

Kutadgu BILIG


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder