12 Mart 2018 Pazartesi

SİNAN MEYDAN : II. ABDÜLHAMİT Mİ?



SİNAN MEYDAN : II. ABDÜLHAMİT Mİ?

12 Mart 2018

Gaspıralı İsmail Bey 1 Kasım 1907'de Kahire'deki bir konferansında İslam dünyasının içler acısı halini şöyle dile getiriyordu: "Üç yüz milyonluk bir milletin (Müslümanların) otuz vapurlu bir şirketi bahriyesi beş milyon sermayeli bir bankası mevcut değildir…"

Son zamanlarda II. Abdülhamit üstün özelliklere sahip dini bütün siyaset dehası bir "ulu hakan" olarak tanıtılıyor. Aslında bu "Ulu Hakan II. Abdülhamit" portresi "Abdülhamit'i anlamak her şeyi anlamak olacaktır" diyen Necip Fazıl'a aittir. Buna karşı bir de Abdülhamit karşıtlarının "Kızıl Sultan II. Abdülhamit" portresi vardır.

Peki ama gerçek nedir? Ulu hakan kızıl sultan ikileminin ötesindeki gerçek II. Abdülhamit kimdir?

OPERADAN HOŞLANAN BİR PADİŞAH

II. Abdülhamit dünyaya kapalı ve bağnaz bir hükümdar değildi. Dünyayı takip eden Fransızca bilen sanatla ilgilenen; klasik müzikten operadan tiyatrodan zevk alan polisiye romanlar okuyan gençliğinde içki içen el sanatlarına meraklı iyi bir marangoz bir hayvansever eğitime önem veren çağdaş okullar açan ve her geçen gün kan kaybedip dağılan Osmanlı'yı çok zor koşullarda ayakta tutmaya çalışan bir monarktı.

Aslında operadan tiyatrodan klasik müzikten hoşlanan borsa ve faizle zengin olan içki fabrikaları kurulmasına izin veren ve sürekli öldürülme korkusu yaşayan gerçek II. Abdülhamit bugün siyaseten kurgulanmak istenen II. Abdülhamit'e hiç benzemiyor.

II. Abdülhamit her bakımdan zor bir dönemde ve çok kötü koşullarda padişah oldu. Ayrıca saray da pek güvenli bir yer değildi. Bir süre önce amcası Abdülaziz öldürülmüş ardından ağabeyi V. Murat delirmiş üç ayda tahttan indirilmişti. II. Abdülhamit tahta oturur oturmaz 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) başlamıştı.

ABDÜLHAMİT'İN KAYBETTİĞİ TOPRAKLAR

II. Abdülhamit döneminde Osmanlı çok toprak kaybetti. Öyle ki savaşmadan masa başında kaybedilen topraklar bile vardı. Örneğin 1878'de Yunanistan Osmanlı'dan toprak istedi. II. Abdülhamit büyük devletlerin de baskısıyla 1881'de Teselya ve Narda'yı Yunanistan'a verdi. İşin ilginç tarafı II. Abdülhamit 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı'nda Teselya'yı savaşarak geri aldı ancak savaş sonrasında büyük devletlerin baskısıyla Teselya'yı 1897'de yeniden Yunanistan'a bırakmak zorunda kaldı.

1878'de Kıbrıs'ı da bir miktar para karşılığında İngiltere'ye bıraktı.

1881'de Fransa Tunus'u işgal ettiğinde II. Abdülhamit Mithat Paşa'yı kendisine teslim eden Fransa'nın Tunus'u işgaline sessiz kaldı. (Yusuf Hikmet Bayur Türk İnkılabı C.1 Kısım 1 2. Baskı s.24 25).

1882'de Mısır İngilizlerce işgal edildiğinde II. Abdülhamit değişik vehimlerle Mısır'a asker göndermedi. Yusuf Hikmet Bayur Abdülhamit'in Mısır'a gidecek askerin orada gördüklerinden gözünün açılacağı endişesiyle Mısır'a asker göndermediğini yazıyor. (Bayur age. s.33).

II. Abdülhamit döneminde kaybedilen diğer topraklar da şöyle:

1878 Berlin Antlaşması'yla Batum Ardahan Kars Oltu Kağızman Ruslara Kotur kazası ve civarı İran'a Bosna Hersek Avusturya'ya bırakıldı. Bulgaristan önce özerk sonra bağımsız oldu. Karadağ Sırbistan ve Romanya bağımsız oldu. Şarki Rumeli Eyaleti kuruldu ve önce özerk sonra bağımsız oldu.

Girit fiilen Yunanistan'a geçti.

II. Abdülhamit döneminde İngiltere Kıbrıs ve Mısır'ı alarak adeta Akdeniz'e yerleşti.

II. Abdülhamit döneminde Osmanlı toplamda 1.600.000 kilometrekareye yakın toprak kaybetti.

II. Abdülhamit döneminde Osmanlı'nın Avrupa topraklarının önemli bir bölümü kaybedilmişti.

ABDÜLHAMİT HİLAFET VE ALMANYA

1897 Yunan zaferi Abdülhamit'in İslam dünyasındaki şöhretini artırdı. İngiltere ile rekabete giren Almanya Abdülhamit'in bu şöhretinden yararlanmak için İslam halifesinin koruyucusu gibi davranmaya başladı. 1898'de Kayzer Wilhelm İstanbul'a gelip II. Abdülhamit'i ziyaret etti. Oradan Anadolu'ya geçip Suriye ve Filistin'e gitti. Kudüs'te Alman Luteryen Kilisesi'ni açtı. Suriye'de Müslüman kılığına girip Selahaddin Eyyübi'nin türbesini ziyaret etti. Şam'da yaptığı konuşmada "Halifenin ve halifeye saygı duyan 300 milyon Müslümanın dostu olduğunu" söyledi. (Bayur age s. 130. Doğan Avcıoğlu Türkiye'nin Düzeni I. Kitap s. 148).

Sonuçta "Abdülhamit'in Panislamizm politikası aslında Türkiye'yi sömürmek isteyen Alman emperyalizminin ideolojik silahından başka bir şey değildi. " (Avcıoğlu age s. 148 149).

Alman emperyalizmin bu silahına karşı İngiltere Kuveyt Necit Hicaz Asir Yemen mahalli liderlerini ayaklandırdı. İngiltere Kuveyt Şeyhi Müberek-üs-sabah Vehhabi İmamı Abdürrahman İbnüs-Suut ve Yemen'de Zeydi İmamı Yahya b. Hamidüddin'i Osmanlı'ya karşı kullandı.

1897-1898 ve 1904'te Yemen Osmanlı'ya karşı ayaklandı. 1905'te Yemen isyancı İmam Yahya tarafından ele geçirildi. 1911'e kadar Yemen isyanları devam etti.

1904'te Kuveyt ve Halil Riyat bölgelerinde Osmanlı'ya karşı ayaklanma başladı. 1889'da Kuveyt Şeyhliği İngiliz himayesine girdi. (Mufassal Osmanlı Tarihi C.6 s. 3385).

1904'te Arabistan Necit'te Suudiler ayaklandı. 1906'da isyancı İbnüs-Suut Halil ve Necit'i ele geçirdi.

1906'da II. Abdülhamit'ten rahatsız olan Fas sultanı halifeyi "sahtekâr" diye adlandırdı. (Bayur age s. 212).

1885'te Sudan'da Abdullah-ut-taişi halifeliğini ilan etti. Sudan 10 yıl onun halifeliğinde kaldı. (Bayur age s. 41). 1896'da İngilizler Sudan'a girdi. Abdülhamit bu İngiliz işgaline sessiz kaldı.

Yusuf Hikmet Bayur'un ifadesiyle "İngiltere padişah ve halifeyi perişan bir hale getirmiş ve sonunda onu ve Kayzer'i tamamen yenmiştir. " (Bayur age s. 125).

Abdülhamit döneminde ne İslam birliği sağlanabildi ne de Müslümanlar emperyalizme karşı bir araya gelebildi. Abdülhamit'in halifeliği Osmanlı'nın sömürülmesini ve toprak kaybetmesini de önleyemedi. Turgut Özakman'ın ifadesiyle "İlginçtir ki bütün Müslüman ülkeler hilafetin kaldırılmasından (1924) sonra bağımsızlıklarına kavuşmuştur. "

ABDÜLHAMİT'İN EKONOMİK BAĞIMLILIĞI

1854'te ilk dış borcunu alan Osmanlı yüksek faizler nedeniyle borçlarını ödeyemeyerek 1876'da iflas etti. Avrupalı alacaklı devletlerle Osmanlı arasında 20 Aralık 1881'de Muharrem Kararnamesi imzalanıp Duyunu Umumiye (Genel Borçlar) İdaresi kuruldu. İngiltere Fransa Almanya Avusturya İtalya gibi alacaklı ülkelerin temsilcilerinden oluşan Duyunu Umumiye Meclisi Osmanlı'nın tuz ve tütün tekelleri pul müskirat balık resimleri bazı illerin ipek öşürleri ve daha başka vergilerine el koydu.

Duyunu Umumiye tütün üretimini ve ticaretini yönetmek için jandarmalı tütün rejisi kurdu. Tütün rejisi kazanırken tütün üreticisi kaybetti.

II. Abdülhamit ne Duyunu Umumiye'nin Osmanlı'nın temel gelirlerine el koymasına engel olabildi ne de bu jandarmalı tütün rejisini kaldırmaya cesaret edebildi.

Osmanlı 1854-1914 arasında toplam 42 dış borç anlaşması yaptı. II. Abdülhamit de 1877 1886 1888 1890 1891 1893 1894 1896 1902 1903 1904 1905 1908 yıllarında borç anlaşmaları yaptı.

YERLİ- MİLLİ HİÇBİR ŞEY YOK

II. Abdülhamit döneminde Osmanlı'da yerli-milli neredeyse hiçbir şey yoktu. II. Abdülhamit döneminde yerli bir şirket kurulmadı. 19. yüzyılda tek anonim şirketimiz 1850'de kurulan Şirket-i Hayriye'dir. II. Abdülhamit demiryolları madenler bankalar belediye hizmetleri (su havagazı elektrik telefon tramvay tünel vb) sanayi kurumları limanlar ticaret vb. her şeyi imtiyazlı yabancı şirketlere teslim etti. Osmanlı Bankası bile adı dışında yabancılarındı.

Demiryollarını yabancılara yaptıran II. Abdülhamit demiryolu yapacak şirkete kâr garantisi verir. Bunun için Duyunu Umumiye eyaletlerin vergi gelirlerine önceden el koyar. 99 yıllık imtiyaz sözleşmeleri imzalanır. Demiryollarının iki tarafındaki 20'şer km'lik alandaki madenler ormanlar kömür yatakları demiryolu yapan yabancı şirkete bırakılır. İngiltere Fransa Almanya İtalya Rusya Osmanlı'dan imtiyaz koparabilmek için birbiriyle yarışır. Bastıran gücünü gösteren yabancı devlet Osmanlı'dan güzel bir imtiyaz koparır. Almanların Bağdat demiryolu imtiyazını almaları gibi…

II. Abdülhamit dönemindeki bu imtiyaz savaşı ister istemez rüşvet çarkının hızla dönmesini sağlar. Doğan Avcıoğlu şöyle diyor: "Saray erkânı demiryolu tramvay elektrik ve gaz tesisleri imtiyazlarını yabancı şirketlere peşkeş çekerek büyük kârlar sağlamışlardır. " (Avcıoğlu age s. 209 210).

Osmanlı'da 1867'den itibaren yabancıların toprak satın almalarına izin verilmişti. II. Abdülhamit de yabancılara toprak sattı.

1882-1900 arasında 20 bin kadar Rus Yahudisi Filistin'e yerleşti. II. Abdülhamit'in Yahudilere toprak satmadığı iddia edilse de yeni ortaya çıkan belgeler Abdülhamit'in Yahudilere de toprak sattığını kanıtlıyor. (Bkz. Sezai Balcı Mustafa Balcıoğlu Rothschıldler ve Osmanlı İmparatorluğu).

YABANCI ELÇİLER VE KONSOLOSLAR

Osmanlı'da II. Abdülhamit döneminde yabancı elçilerin ve konsolosların etkisi büyüktü. ABD bile 1831-1911 arasında Osmanlı'da 50'ye yakın konsolosluk açıyor. Devlet adamları yabancı elçilere ve konsoloslara yaranmaya çalışıyor. II. Abdülhamit elçilerin ve konsolosların isteklerini yerine getiriyor. 1898'de Lord Salsböri şöyle diyor: "Çin ve Türkiye o kadar zayıftır ki her önemli meselede daima yabancı devletlerin öğütleri üzerine yürürler. " (Bayur age s. 127).

II. Abdülhamit İngiltere Fransa Almanya gibi Avrupalı devletlere karşı çok çekingendi. Örneğin 1901'de şahsi bir alacak meselesi nedeniyle Fransız donanması Midilli Adası'nı ve gümrüklerini işgal ediyor. Ertesi gün II. Abdülhamit tüm Fransız isteklerini kabul ediyor. (Bayur age s. 156). 1905'te II. Abdülhamit'e bir suikast düzenledi. Suikastın elebaşı Edward Jorris adlı suikastçı yakalandı. Belçika kapitülasyon haklarına dayanarak bu kişinin ancak kendi mahkemelerinde yargılanabileceğini savundu. Buna rağmen Jorris yargılanıp idama mahkum edildi. Ancak -Mithat Paşa'yı öldürten Namık Kemal gibi onlarca aydını sürgün eden- II. Abdülhamit yabancıların baskısıyla Edward Jorris'i affetti hatta onu kendi hizmetine alıp maaşa bağladı.

KÖYLÜ PERİŞAN

II. Abdülhamit 1918'de öldüğünde cenazesi kaldırılırken kadınların "Bizi refah içinde yaşatan padişahım bizleri bırakıp nereye gidiyorsun?" diye ağladıkları anlatılır. 1911-1918 arasındaki 7 yıllık savaşın yarattığı yokluk ve yoksulluk ortamında bu serzeniş çok normaldir. Ancak II. Abdülhamit döneminde halkın özellikle köylünün durumu pek iç açıcı değildi. Üretim yetersizdi. Her şey buğday bile dışarıdan alınıyordu. Köylü ağır vergi ve uzun askerlikle eziliyordu. II. Abdülhamit'in 1906'da "şahsi vergi" ve "hayvan vergisi" biçiminde iki yeni vergi koyması üzerine Anadolu'da vergi ayaklanmaları başladı. Kastamonu Erzurum Trabzon Sivas Giresun Kayseri Bitlis'te halk ayaklandı. Özellikle Erzurum isyanı sırasında jandarma ve halk birbirine girdi. Ölenler oldu.

II. Abdülhamit döneminde askerlerin durumu da iyi değildi. Maaşlarını zamanında alamıyorlar zor koşullarda yaşıyorlardı.

II. Abdülhamit -darbe yaparlar korkusuyla- Osmanlı donanmasını Haliç'te çürüttü. Sonraki dönemde adaların kaybedilmesinde bu hatanın etkisi büyüktü.

II. Abdülhamit döneminde Osmanlı'da 50'den fazla yabancı okul açıldı. Fakat denetlenemedi. Bu yabancı okullarda misyonerlik faaliyetleri görüldü. Hristiyanlık propagandası yapıldı. Hatta bazı Amerikan okulları Ermenileri kışkırttı.

II. Abdülhamit

İstibdat sansür ve jurnal

II. Abdülhamit bir istibdat/baskı rejimi kurdu. Aydınlara göz açtırmadı. Mithat Paşa'yı Taif'te boğdurdu. Çok sayıda aydını hapislerde çürüttü Fizan'a sürgün etti. Abdülhamit'in şerrinden kurtulmak isteyen birçok aydın yurtdışına kaçtı. (Jön Türkler). İstanbul'da her taraf hafiyelerle doldu. Her gün saraya sayısız jurnal verildi. İnsanlar birbirini şikayet etti. Üç kişinin bir araya gelmesi yasaklandı. Sabahın erken saatlerinde evler basılıp insanlar tutuklandı. Yıldız Mahkemesi'nde adalet yoktu.

Basına sansür uygulandı. II. Abdülhamit'in hoşlanmadığı haberler gazetelere koyulmadı. Örneğin devrimler suikastlar Rus Çarı II. Nikola'yı incitecek haberler Balkanlarda karışıklık vb. haberler yasaktı.

II. Abdülhamit'in bir de yasaklı kelimeleri vardı: Yıldız tepe hürriyet vatan millet cumhuriyet hal grev suikast anarşi sosyalizm kargaşa müsavat (eşitlik) Kanuni Esasi Kıbrıs onlardan bazılarıydı. Hatta Sultan Abdülaziz'i çağrıştırdığı için "horoz" (çünkü horoz dövüştürürdü) ve II. Abdülhamit'in uzun burnunu çağrıştırdığından "burun" sözcükleri ile "Girit" ve onu çağrıştıran "geride" sözcükleri bile yasaktı. Bir önceki padişahın adı olan "Murat" ve veliahtın adı "Reşat" da yasaklı kelimeler arasındaydı.

30 yıllık II. Abdülhamit sansürü 1908'de hürriyetin ilanıyla son buldu.

Rol model ATATÜRK

Gerçek şu ki II. Abdülhamit bir siyasal deha gösterip imparatorluğun dağılıp parçalanmasını önleyemedi. Osmanlı'dan ayrılıp özerk olmak isteyen topluluklar özerk bağımsız olmak isteyenler bağımsız oldu. İngiltere Fransa ve Almanya gibi ülkeler Osmanlı'dan her istediğini aldı. Emperyalizm 33 yıllık II. Abdülhamit döneminde Osmanlı'yı sömürdü. II. Abdülhamit'in Osmanlı'nın ömrünü uzattığı iddiası da sorunludur. Çünkü Abdülhamit döneminde emperyalizm "hasta adam" Osmanlı'yı henüz paylaşmış değildi. Emperyalist devletler arasında paylaşım kavgası vardı. Bu nedenle "hasta adamı" öldürmeyi değil son nefesine kadar süründürüp sömürmeyi kendi çıkarları açısından daha uygun buluyorlardı. Osmanlı'nın ölüm fermanı I. Dünya Savaşı'na girişidir.

II. Abdülhamit dönemindeki tüm bağımlılıklara Atatürk son verdi: Duyunu Umumiye'yi işlevsizleştirdi tütün rejisini kapitülasyonları kaldırdı. Osmanlı borçlarını ödedi. Türkiye'nin yabancıların elindeki demiryolu liman maden vb. tüm zenginlik kaynaklarını yabancılardan satın alıp millileştirdi. Dış borç almadan yerli-milli-devletçi kalkınmayı gerçekleştirdi. Yabancı elçiliklerin konsoloslukların şımarıklıklarına son verdi. Yabancı okulları denetim altına aldı. Her şeyden önce de emperyalizme karşı bir kurtuluş savaşıyla bu toprakları yeniden vatan yaptı.

Siz kendinizi kandırmaya devam edebilirsiniz ama evlatlarımızı kandırmaktan vazgeçin! Çocuklarımıza II. Abdülhamit'i "rol model" olarak göstermeyin. Bağımsız ve çağdaş bir Türkiye'nin rol modeli Mustafa Kemal Atatürk'tür.

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/sinan-meydan/ii-abdulhamit-mi-2281098/


a45UyF587661-180312134429 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2018/03/12  14:28 2  65  AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com

 

--

Oldukten sonra unutulmak istemiyorsaniz, ya okunmaya deger bir kitap yazin ya da yazilmaya deger isler basarin.

Benjamin Franklin

Bela, hastalik ve musibetler, gunahlarin kefareti (affolmasi) icin gelir.
Dunyada musibetlere maruz kalip da guzelce sabreden kimse, ahirete gunahsiz gider veya gunahlari azalir
Her musibet, affedilecek bir gunah icin gelir

(Ebu Nuaym)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.

Siz sinavlara istediginiz kadar calisin, sonunda her zaman calismadiginiz bir yerden cikacaktir!
Ne zaman sinavlara calisacak olsaniz uykunuz gelir, sinavdan sonra uykunuz acilir.

Murphy Kanunlari

Propaganda oyle bir sanattir ki, insan baskasinin ayagina basarken kendisi ah der.

Bob hope


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder