3 Aralık 2019 Salı

YILMAZ ÖZDİL : MİLLİ TAYYAREDEN TIRIŞKADAN TAYYAREYE




================================

YILMAZ ÖZDİL : MİLLİ TAYYAREDEN TIRIŞKADAN TAYYAREYE

23 Ağustos 2019

Mustafa Kemal "sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum alevler halinde geri dönmelisiniz" dedi… Cumhuriyet'in beyin takımını oluşturacak memleketin sıfırdan inşasına temel atacak olan pırıltılı gençlerimizi yurtdışına eğitime gönderdi.

Selahattin Reşit Alan umudumuz olan gençlerden biriydi henüz 22 yaşındaydı Fransa'ya gönderildi "tayyare mühendisi" oldu.

Mühendislik diplomasının yanısıra pilot brövesini de aldı yurda döndü Eskişehir Tayyare Fabrikası'nda işbaşı yaptı gecesini gündüzüne kattı ilk milli uçağımız MMV-1'i üretti.

Milli Müdafaa Vekaleti yani Milli Savunma Bakanlığı adını taşıyan uçağımız saatte 200 kilometre sürat yapıyor havada 2.5 saat kalabiliyordu.

Fotoğrafa iyi bakın lütfen… Genç uçak mühendisimiz Selahattin Reşit Alan genç Türkiye Cumhuriyeti'nin gururu olan milli uçağımızın gövdesine "kağnı" figürü işlemişti.

(Mustafa Kemal Cumhuriyet ilanından hemen sonra 1925'te Türk Tayyare Cemiyeti'ni yani Türk Hava Kurumu'nu kurdu. Altı ay sonra Tomtaş'ı kurdu. Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi'ydi. Milli savunma bakanlığı Türk Tayyare Cemiyeti ve Alman Junkers şirketi ortaktı. Yüzde 51'i milli savunma bakanlığımıza aitti. Selahattin Reşit Alan işte bu dönemde Tomtaş kurulur kurulmaz Fransa'ya gönderildi. Bir yıl sonra 1926'da Kayseri Uçak Fabrikası'nın açılışı yapıldı. İki yıl içinde yeterli sayıda Türk personel yetişti Almanlara gerek kalmadı Junkers devre dışı bırakıldı Junkers'in ortaklık payı Türk Hava Kurumu tarafından satın alındı tamamı bizim oldu. 1932'de Eskişehir Tayyare Fabrikası kuruldu. Selahattin Reşit Alan Eskişehir'deki fabrikada yukarıda fotoğrafını gördüğünüz "kağnı"lı uçağı üretti. )

(Mustafa Kemal kağnıyı Kurtuluş Savaşı'nın simgesi olarak görürdü. O tekerlekleri gıcırdayan kağnılar aslında Türk milletinin çektiği acıların milli mücadele döneminde sıktığı dişin gıcırdısıydı. Dünya askeri tarihinde sadece bizde varolan yokluğun çaresizliğin icadı olan "kağnı komutanlığı"na vefa borcu hissediyordu. Kadınlarımız tarafından yönetilen öküzler tarafından çekilen o iki tekerlekli ilkel kağnılar emperyalizmin çelik gücüne karşı demiryoluna karşı motorlu araçlara karşı kazanılan destansı zaferin sembolüydü. Kağnı gibi karasaban'a da büyük saygı duyardı. "Kılıçla fetih yapanlar sabanla fetih yapanlara yenilmeye mahkumdur" diyordu. Bu düşüncelerle kağnı ve sabanı "ulusal amblem" yaptı. 1927'de tedavüle sürülen bir liralık banknotlara… Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kağıt parasının üzerine "karasaban" koydurdu. Çalışma odasının duvarına çalışma masasının tam karşısına ressam Namık İsmail bey'in "Harman Dövme Sahnesi" isimli tablosunu astı. Kütüphanesinde fildişinden kağnı biblosu vardı. 1933'te Cumhuriyet'in onuncu yıl resmi geçit töreni yapıldı. Askeri birliklerin öğrencilerin memurların yanında kağnılarıyla köylüler vardı. Tarihi korteje özellikle "kağnı" dahil edilmişti. )

Selahattin Reşit Alan işte bu şuurla genç Türkiye'nin gururu olan Türk Hava Kurumu'na ait milli uçağımıza "kağnı" figürü çizmişti.

O kağnı sayesinde eğitim alabildiğini o kağnı sayesinde teknoloji üretebildiğini o kağnı sayesinde gelişmiş ülkeler seviyesine çıkabileceğimizi biliyordu. Hangi zaferi kazanırsan kazan "kılıçla fetih yapanların sabanla fetih yapanlara yenilmeye mahkum" olduğunu biliyordu. Kağnıyı uçağa toprağı gökyüzüne yükseltirken ithalat'ın değil ancak ve ancak üretim'in kazanabileceğini sembolize ediyordu.

O kağnı… İstikbal göklerdedir diyen çok kısa sürede tarımsal üretimiyle "dünyada kendi kendine yetebilen ender ülkelerden biri" haline gelen yurtsever vizyoner liyakat sahibi nesillerin tertemiz duygularıydı.

E şimdi bakıyoruz… Saman ithal ederken habire makam uçağı alan bir hükümet. Türk Hava Kurumu'nu aşağılarken uçma garantisiyle helikopter kiralayan bir tarım bakanı. Elalem madenlerimizi götürsün diye kendi ormanlarını kendi eliyle keserken kağnı'nın çağdaş versiyonu olan tank palet fabrikasını Arap'a veren bir zihniyet.

Değerli gençler… Zafer Haftası'na giriyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramı kılıç'tan ibaret değildir. Selahattin Reşit Alan'ın uçağındaki kağnıdır. Akıl'dır bilim'dir ruh'tur.

Zafer Haftası… Kurtuluş Savaşı'nın gerçek manasını keşfetmeniz için Türkiye'ye ve "milli şuur" kavramına kafa yormanız için fırsattır.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/yilmaz-ozdil/milli-tayyareden-tiriskadan-tayyareye-5295670/

================================

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Gencler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz.
Siz almakta oldugunuz terbiye ve irfan ile insanlik ve medeniyetin vatan sevgisinin fikir hurriyetinin en kiymetli timsali olacaksiniz.
Yukselen yeni nesil istikbal sizsiniz.
Cumhuriyeti biz kurduk onu yukseltecek ve yasatacak sizsiniz.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

144. BUTUN DINLER HOSGORUSUZDUR, VICDAN OZGURLUGUNU KABUL ETMEZ VE DOLAYISIYLA IYILIGIN VE GUZELLIGIN YIKICISIDIR

Hicbir sofu yoktur ki, kendisinin bagli bulundugu mezhepten baska mezhebe girenleri, yaratilisina gore, ya dusmanlik, nefret ve tiksintiyle, ya asagilayici gozle gormesin, ya da durumuna acimasin. Ustun din, hep hukumdarin ve ordunun bagli oldugu dindir, Zayif mezheplere ustunlugunu, acimasizca ve cok asagilayici bicimde hissettirir.

Yeryuzunde henuz gercek hosgoru, gercek vicdan ozgurlugu yoktur. Her yerde, her milletin oteki butun milletlerden ayri ve ayricalikli bir sekilde sevgilisi oldugu sanilan bir Allah'a tapilir.

Her kavim yalniz kendisinin gercek Allah'a, dunya capinda Allah'a, doganin hukumdari olan Allah'a ibadet etmesiyle ovunur. Ancak, bu hukumdar, dunya arastirilir ve incelenirse gorulur ki, her toplumun, her mezhebin, her firkanin ya da her dinin mensuplari, her seye gucu yeten Allah'tan; ozenle ve calisarak ancak teveccuhune hak kazanma ayricaligina eristiklerini one suren az sayida uyruklarini kapsayan ve otekilere hic de kulak asmayan, aciz bir hukumdar yaparlar.

Din koyuculari ve bu dinleri tutan ruhaniler, dini asiladiklari milletleri otekilerden ayirmayi acik bir sekilde istemislerdir. Bunlar, kendi surulerini farkli damgalariyla oteki surulerden ayirmak istediler. Bunlar kendilerini izleyenlere, baska ilahlara dusman ilahlar, ozel ayinler, cemaatler, ibadet yerleri, dini torenler verdiler ve ozellikle kendilerine bagli guruhu, oteki dinlerin asagilayici, kufur ve igrenc olduguna inandirdilar. Bu hile ve oyunla, bu acgozlu aldaticilar, mezheplerine girenlerin ruhlarini kimseye danismadan istila edip buyulediler. Bunlari, uysal olmayan, toplum disi yaptilar, insan topluluguna baglilik ve ilgilerini yok ettiler. Fikirlerine ve kendi ayinlerine uygun fikir ve ayinlere sahip olmayanlarin tumune mahkum, lanetlenmis gozuyle baktirdilar. Iste bu sekilde, din, insanlarin yureklerini kapatmaya ve insanin hemcinslerine karsi beslemesi gereken sevgiyi yureklerden uzaklastirmaya erismistir. Uysallik, iyilikseverlik, merhametli olmak gibi ahlakin bu ilk erdemleri, dini hurafelerle kesinlikle uyum kabul etmez.

- - - - - - - - - - - - -
Ille de gercekten savasiliyor olmasi gerekmez belirleyici bir zafer mumkun olmadigindan, savasin nasil gittigi de onemli degildir.
Gerekli olan tek sey, bir savas halinin var olmasidir.

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Birinin isine yarayacagina dair en zayif ihtimal icin bile mum yakmak, ilahi soylemek, dua etmek, zekt vermek dahil her seyi yapardim.

RICHARDS,ANN (1933-2006) ABD'li siyasetci.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder