22 Şubat 2020 Cumartesi

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI (DİB) MUSHAFLARI İNCELEME VE KIRAAT KURULU BAŞKANI OSMAN ŞAHİN TÜRKİYE'DEKİ HAFIZ SAYISININ 150 BİNİ GEÇTİĞİNİ SÖYLEDİ.

Müjdeler olsun yurdumun taşına toprağına...
Sevinin çocuklar, sevinin büyükler.
Artık ülkemizde 150 bir hafız var.

Hafız ne demek? Ne yapar?
Hafız hıfz eder, yani ezberler.
Öyle papağan gibi okuduğunu anlamadan şarkı çığırır gibi makamlı söyler.

Ben diyorum ki, haydi bakalım bu işi daha doğru yapın.
Kur'anı okurken anlayabilen, anlatabilen 150 bin insan yetiştirin.
150 bin papağan yerine 150 bin İslam münevveri olsun.

Ama olmaz, korkarsınız, yapamazsınız.
Hem elinizdeki insan malzemesinin kalitesi yetmez.
Hem okuyan ve anlayan bu insanların dinden çıkması kuvvetle muhtemeldir.

O yüzden size böyle papağanlar lazım.
Aklı kıt, ilmi kıt, irfanı kıt insanlar lazım size.
Size biat edecek köleler lazım.

Evet, Kur'an okuyan insanların büyük bölümü şüpheye düşer, pek çokları dinden de çıkar.
Bu hep böyle olmuştuk.
Tuhaf bir olgudur,  bir dinin temel kitabı insanları dinden çıkarıyor.


Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI (DİB) MUSHAFLARI İNCELEME VE KIRAAT KURULU BAŞKANI OSMAN ŞAHİN TÜRKİYE'DEKİ HAFIZ SAYISININ 150 BİNİ GEÇTİĞİNİ SÖYLEDİ.

06 Ekim 2019 Pazar 11:20

Türkiye'deki hafız sayısı 150 bini geçti

Malatya'nın Darende ilçesinde müftülüğe bağlı Hulusi Efendi Erkek Yatılı Kuran Kursu ile Hacı Fatma Tunç Kız Yatılı Kuran Kursu'nu başarıyla tamamlayan 18 erkek ve 10 kız hafız için Somuncu Baba Külliyesi'nde icazet töreni düzenlendi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Osman Şahin törende yaptığı konuşmada Darende'nin hafız yetiştirme konusunda geçmişten bu yana önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.

Türkiye'deki hafız sayısının yeterli olmadığını ifade eden Şahin şöyle konuştu:

"1970'li yıllardan bu yana kayıtları tutulan hafızların sayısı 150 bini geçti. Hafız sayısı yüksek gibi görünse de nüfus ve diğer İslam ülkeleriyle kıyaslandığı zaman bu sayının çoğaltılması gerekiyor. Hafızlarımız artarken bir şeyin daha artması gerekiyor. Kuran'a hürmet etmede ezberlemede okumada gösterdiğimiz gayreti Kuran'ın hükümlerine uyma noktasında da mutlaka göstermeliyiz. Kuran aramızda böyle yaşamalı sadece hafızların zihinlerinde değil. Kuran bizim hayatımızın merkezinde olmalı. Peygamber Efendimiz'in ahlakını Hazreti Aişe validemize sorduklarında verdiği cevap 'O'nun ahlakı Kur'an'dan ibarettir' buyurmuştur. Kur'an'ın emir ve yasakları sayfalar arasında durduğu müddetçe hayatımıza ışık tutmaz. O zaman Kuran dünyada bizim rehberimiz olmaz. Ahirette de onun şefaatine nail olamayız. O bakımdan Kuran'ı yavrularımıza ezberlettiğimiz gibi onu hayatımızın merkezine koyarak bize ne emrediyorsa başımızın tacı yaparak neyi yasaklıyorsa ondanda şiddetle kaçınarak bu şekilde okuyup bu şekilde anlayıp bu şekilde yaşamaya özen göstereceğiz ki Kuran bizim rehberimiz ve şefaatçimiz olsun. "

İl Müftüsü Veysel Işıldar da hafızların yetişmesinin gurur vesilesi olduğunu belirterek çocuklarının hafız olarak yetişmesi için iradesini ortaya koyan anne ve babalara teşekkür etti.

Hulusi Efendi Erkek Yatılı Kuran Kursu Müdürü Aydın Duman ise Hulusi Efendi Vakfının destekleriyle açılan kursta 10 yılda 180 hafız yetiştirildiğini kaydetti.

Törende hafızlar Kur'an-ı Kerim okudu. Dua edilmesinin adından mezuniyet diplomalarını alan hafızlara iş insanı Hakkı Tunç tarafından da birer cumhuriyet altını hediye edildi.

https://www.diyanethaber.com.tr/dini-haberler/turkiye-deki-hafiz-sayisi-150-bini-gecti-h7666.html?utm_source=dlvr.it&utm_medium=facebook

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Benim hayatta yegane fahrim servetim Turklukten baska bir sey degildir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

185. DININ HALK VE HUKUMDARLAR UZERINDE KOTU ETKILERI

Insanin anlayisina sigmayan sey, insanlara gore degildir. "Metafizik" olan sey, fiziksel yaratiklar icin degildir. Akil erdirilemeyen sirlar, sinirli zekalar icin yapilmis degildir. Bunlari anlamak icin kudretli deha cabalari mi gerekir? Ilahiyatcilar, anlasilmazligini bizzat teslim ettikleri konular uzerinde, aralarinda cekisecek kadar deli iseler, bu durumda, toplum da onlarin delice cekismelerine katilmali midir? Birkac inatci hayalcinin hayallerine deger vermek icin, kavimlerin kaninin akmasi mi gerekir?

Ilahiyatcilari engellerinden ve kavimlerin batil dusuncelerinden kurtarmak cok zorsa, herhalde bir tarafin aykiriliklarinin, oteki tarafin budalaliklarinin kotu etkiler olusturmasina engel olmak cok kolaydir. Herkesin istedigi gibi dusunmesine izin verilsin, ancak gorusleri yuzunden baskalarina zarar verme izni kimseye verilmesin.

Eger milletlerin baskanlari daha adil, daha akli basinda olsaydi, ilahiyatcilarin tartismalari, genel guvenligi, fizikcilerin, tabiplerin, dilbilginlerinin ve elestirmenlerin tartismalarindan daha fazla ilgilendirmezdi. Teolojik cekismelerin devletler icin ciddi sonuclar ortaya cikarmasi, hukumdarlarin zorbaligi yuzundendir. Hukumdarlar ilahiyata karismaktan uzak olunca, ilahiyatcilarin cekismelerinde korkulacak bir sey kalmaz.

Dinin onemini ve yararini bize bu kadar cok ovenler, dinin yaptigi etkileri ve teolojinin tartismalarinin hammallara, zanaatkarlara, ciftcilere, hariplere, kadinlara ve buyuk sehirleri dolduran bozuk ahlakli bircok usaga ne yarar saglayabildigini bize gostermeliydiler. Bu tur kimselerin hepsi dindardir. "Komurcu imani" denilen basmakalip imana sahiptirler. Papazlari, onlarin adina inanir, itikat eder. Onlar da rehberlerinin mechul itikatlarina sozle katilirlar; dini ogutleri dikkatle dinlerler; dini ayinlerin uygulanmasinda duzenli olarak hazir bulunurlar. Ta cocukluklarindan beri uymalari soylenen buyruklarin birine karsi cikmayi, buyuk bir cinayet sayarlar. Butun bunlarin ahlaka ne yarari olur? Iyilik ve ahlak hakkinda hicbir fikirleri yoktur; her turlu dolandiriciliklari, hilekarliklari, gasplari ve yasanin cezalandirmadigi her turlu suistimali kendilerine mubah saydiklari gorulur.

Gercekte, dinleri hakkinda, halkin hicbir fikri yoktur; din olarak adlandirilan sey, bilinmeyen goruslere ve sirlara bulasmis islere kor bir bagliliktan baska bir sey degildir. Fiilen, halktan dinini koparmak, ondan hicbir sey koparmamaktir. Eger onun batil fikirlerini sarsmaya ya da yok etmeye erisilmis olunsaydi, karsiliksiz calismayan rehberleri hakkindaki tehlikeli guvenleri azaltmaktan ya da yok etmekten ve din bahanesi altinda, kendisini cogu kez pek kotu asiriliklara yonelten kimselere guvenmemeyi ogretmekten baska bir sey yapilmis olmazdi. Egitmek ve ogretmek bahanesiyle, din, insanlari kotulukte ve cehalette tular ve en cok ilgileri olan seyleri ogrenme istegini bile onlardan koparir. Halk icin, rahiplerinin kendilerine gostermek istedigi yaratilis kuralindan baska bir kural, baska hareket cizgisi yoktur. Din, her seyin yerine gecer; ancak kendisi de karanlik oldugundan, bilimin ve mutlulugun yolunda insanlara rehberlik etmekten cok, yollarini kaybettirmeye yarar. Maddiyat, maneviyat, yasama, siyaset, onlar icin anlasilmaz muammalardir. Batil dini dusuncelerin kor ettigi insan, kendi icerigini bilmek, bilim ve muhakemesini egitmek, deneyler yapmak imkansizligi icinde, kendi gorusune uymayinca, gerceklerden yilginliga duser. Her sey, halki sofu yapmaya yardim eder, ancak onlarin aciyan, akilli, erdemli olmalarina her sey muhalefet eder. Din, gorunur ki, insanlarin yureklerini ve zekalarini daraltmaya ozgudur.

Rahiplerle butun asirlarin en iyi zekalari arasinda hep kalici olan kavga sundandir: Her donemde, insan zekasini sonsuza kadar kucuk tutmak iddiasinda bulunduklarini, hurafenin kusatmak istedigi engelleri, egemenler gormuslerdir. Hurafe, insan zekasini ancak efsanelerle isgal etmistir. Hurafe, insan zekasini korkutma ve yildirmalar altinda ezer; ilerlemesine engel olan hayaletlerle korkutur. Kendisi olgunlasmaya yeteneksiz oldugundan, ilahiyat, gercek bilginin ilerlemesine karsi, asilmasi olanaksiz engeller olusturur. Ilahiyat; milletleri ve baskanlarini, gercek cikarlarina, iliskilerine, gorevlerine, iyi islerde bulunmalarina karsi derin bir cehalet icinde tutmaktan baska bir seyle ilgilenmez. Ahlaki belirsizlestirmekten, ilkeleri keyfilestirmekten, ahlaki tanrilarin ya da gosl eri cilerinin keyif ve duygularina bagli kilmaktan baska bir sey yapmaz. Insanlari yonetme sanati, milletleri goksel belalari olan esrarengiz bir zorbaliga donusturur; hukumdarlari adaletsiz ve utanmaz zorbalara, kavimleri ise hudaventlerinin teveccuhune hak kazanmak icin ahlaki ayaklari altina alan cahil esirlere donusturur.

- - - - - - - - - - - - -
Kendisini olume tasiyan arabanin icinde, kapiya attigi umarsiz cifteler, tum hayvanlarin yitip giden umutlarini da yankilandirir.
Ozgurluklerini savunamayanlarin odedikleri bedel agirdir.
Ozgurluk, degerli oldugu olcude kirilgandir da...

- - - - - - - - - - - - -
Antik tarihi dolduran mucizelerden hicbiri bilimsel kosullar altinda olusmamistir.

Su na kadar herhangi bir seyle celismemis olan gozlem; mucizelerin, yalnizca ona inanildigi donem ve ulkelerde ve ona inanmaya ikna edilmis insanlarin onunde gerceklestigini ogretir.
RENAN,ERNEST (1823-1892) Fransiz tarihci ve elestirmen.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder