27 Şubat 2020 Perşembe

RIFAT SERDAROĞLU: 29 EKİM ARMAĞANI




RIFAT SERDAROĞLU: 29 EKİM ARMAĞANI



AKP'li yöneticilere en büyük bayram armağanını "Yeni Akit" yazarı ve gazeteci Abdurrahman Dilipak verdi. Abdurrahman "Rahman olan Allah'ın kulu" Rahman ise "Her canlıya herkese acıyan merhamet eden" demektir.

Dilipak AKP yöneticileri daha önce de uyararak geçen sene şunları yazmıştı;

"Belediyedeki adama niye yakınını tayin ediyorsun diyorsun Reis de öyle yapıyor diyor.

Niye ihaleyi birtakım kişi ve kuruluşlara yönlendiriyorsun diyorsun Reis de aynısını yapıyor diyor.

O zaman buna da bir çare düşünmek gerek" diyerek balığın baştan koktuğunu işaret etmişti!

Dilipak benzeri uyarı yazılarını birkaç kez tekrar etti. Herhalde anlayan olmadı ki 28 Ekim 2019 günü "Ey İnsan" başlıklı bir yazı daha yazdı. Yazıda çok ciddi iddialar vardı;

Yecüc-Mecüc (Kıyamet öncesi ortaya çıkacak lanetli iki kavim) akrabaları nefsimize hulul (girmek) ediyorlar. Beynimiz ve kalbimizin kapısı zorlanıyor.

Makam sahibi yaptıklarımız ÇALIYOR YALAN SÖYLÜYOR ve ZİNA ediyorlar. İlahlık ve Rablik taslıyorlar.

HIRSIZ malın tamamını götürüyor RÜŞVET alan politikacı bürokrat bir bostan karşılığında bir bağı satıyor müftü efendi bunun hükmü nedir?

Harama dalanlar kumar da oynar fuhuş da yapar. O özel jetlerle kimler nereye niçin gidiyor ne taşıyorlar neredeyse her hafta hatta haftada birkaç gün?

Lanet olsun bu milletin malını gasp eden çalanlara ve onlara alkış dağıtan onları koruyup kollayanlara!

Kendine göre bahanesi olanlar iyi niyet yalanlarının arkasına saklanıp bağışlanma hayali kuranlara da bir çift sözüm var; Unutmayın Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir…

Değerli Okurlar;

Dilipak adı hiçbir zaman ihale-rüşvet gibi akçeli işlere bulaşmamıştır. Kişilere iftira atmaz. Bu yüzden yazdıkları hem belge olması hem de tarihe not bırakması açısından çok önemlidir.

Ben bu yazılanların binde birini yazdığım halde yüzlerce mahkeme ile boğuşuyorum. Yerel Mahkemelerin verdiği hapis cezalarını sırtımda taşıyorum.

Dilipak'ın iddiaları yenilir yutulur cinsten değil!

Hırsızlıktan-yalan söylemeye zinadan-pezevenkliğe kumardan-fuhuşa Devlet malını üç otuz paraya satmaktan gaspa Hırsızları alkışlamaktan-koruyup kollayamaya İlahlık taslamaktan-Allah'a şirk koşmaya kadar ağır iddialar bunlar.

Halk diliyle anlatmak gerekirse bu iddiaları günlerce kemik suyunda saklasak ve sokak köpeğinin önüne koysak vallahi de yemez billahi de yemez.

Şimdi benim iki sorum olacak;

-Benim her yazım için dava açan Cumhuriyetin Savcıları!

Taşıdığı sıfatı hak eden biriniz Dilipak'a "Arkadaş sen ne diyorsun? Kanıtların nedir?" diye bir soru sorabilecek mi?

-AKP cihetinden Saraydan-Parti yöneticilerinden-AKP Milletvekillerinden bir kişi çıkıp "Hayır bunlar doğru değildir Dilipak iftira atıyor" diyebilecek ve yargıya müracaat edebilecek mi?

Helal süt emmiş Türk Milletinin bir Savcısı soruşturma açmazsa

AKP'li biri bu iddialara yanıt vermez ve yargıya müracaat etmezse bu ülkede ne adalet ne hukuk devleti ne de Cumhuriyet kalmamış demektir.

Gerçek Müslüman hırsızlık yapmaz yapamaz. Gerçek Müslüman vatanını satamaz soyamaz.

Dilipak'a belgeleriyle yanıt verilmezse AKP'liler Müslüman değildir. İslam'ı tahrif etme amacı güden günümüz Muaviyeleridir bunlar…

Bizim Cumhuriyetimiz "HIRSIZLARIN FİNK ATTIĞI BİR CUMHURİYET OLAMAZ. "

Hırsızlığın-vurgunun-ahlaksızlığın- şerefsizliğin olmadığı çağdaş Cumhuriyet Bayramlarında çok yakında buluşacağız. Çoban Ateşleri çok iyi gidiyor!

Ne Mutlu Türküm Diyene…



- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Benim hayatta yegane fahrim servetim Turklukten baska bir sey degildir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

185. DININ HALK VE HUKUMDARLAR UZERINDE KOTU ETKILERI

Insanin anlayisina sigmayan sey, insanlara gore degildir. "Metafizik" olan sey, fiziksel yaratiklar icin degildir. Akil erdirilemeyen sirlar, sinirli zekalar icin yapilmis degildir. Bunlari anlamak icin kudretli deha cabalari mi gerekir? Ilahiyatcilar, anlasilmazligini bizzat teslim ettikleri konular uzerinde, aralarinda cekisecek kadar deli iseler, bu durumda, toplum da onlarin delice cekismelerine katilmali midir? Birkac inatci hayalcinin hayallerine deger vermek icin, kavimlerin kaninin akmasi mi gerekir?

Ilahiyatcilari engellerinden ve kavimlerin batil dusuncelerinden kurtarmak cok zorsa, herhalde bir tarafin aykiriliklarinin, oteki tarafin budalaliklarinin kotu etkiler olusturmasina engel olmak cok kolaydir. Herkesin istedigi gibi dusunmesine izin verilsin, ancak gorusleri yuzunden baskalarina zarar verme izni kimseye verilmesin.

Eger milletlerin baskanlari daha adil, daha akli basinda olsaydi, ilahiyatcilarin tartismalari, genel guvenligi, fizikcilerin, tabiplerin, dilbilginlerinin ve elestirmenlerin tartismalarindan daha fazla ilgilendirmezdi. Teolojik cekismelerin devletler icin ciddi sonuclar ortaya cikarmasi, hukumdarlarin zorbaligi yuzundendir. Hukumdarlar ilahiyata karismaktan uzak olunca, ilahiyatcilarin cekismelerinde korkulacak bir sey kalmaz.

Dinin onemini ve yararini bize bu kadar cok ovenler, dinin yaptigi etkileri ve teolojinin tartismalarinin hammallara, zanaatkarlara, ciftcilere, hariplere, kadinlara ve buyuk sehirleri dolduran bozuk ahlakli bircok usaga ne yarar saglayabildigini bize gostermeliydiler. Bu tur kimselerin hepsi dindardir. "Komurcu imani" denilen basmakalip imana sahiptirler. Papazlari, onlarin adina inanir, itikat eder. Onlar da rehberlerinin mechul itikatlarina sozle katilirlar; dini ogutleri dikkatle dinlerler; dini ayinlerin uygulanmasinda duzenli olarak hazir bulunurlar. Ta cocukluklarindan beri uymalari soylenen buyruklarin birine karsi cikmayi, buyuk bir cinayet sayarlar. Butun bunlarin ahlaka ne yarari olur? Iyilik ve ahlak hakkinda hicbir fikirleri yoktur; her turlu dolandiriciliklari, hilekarliklari, gasplari ve yasanin cezalandirmadigi her turlu suistimali kendilerine mubah saydiklari gorulur.

Gercekte, dinleri hakkinda, halkin hicbir fikri yoktur; din olarak adlandirilan sey, bilinmeyen goruslere ve sirlara bulasmis islere kor bir bagliliktan baska bir sey degildir. Fiilen, halktan dinini koparmak, ondan hicbir sey koparmamaktir. Eger onun batil fikirlerini sarsmaya ya da yok etmeye erisilmis olunsaydi, karsiliksiz calismayan rehberleri hakkindaki tehlikeli guvenleri azaltmaktan ya da yok etmekten ve din bahanesi altinda, kendisini cogu kez pek kotu asiriliklara yonelten kimselere guvenmemeyi ogretmekten baska bir sey yapilmis olmazdi. Egitmek ve ogretmek bahanesiyle, din, insanlari kotulukte ve cehalette tular ve en cok ilgileri olan seyleri ogrenme istegini bile onlardan koparir. Halk icin, rahiplerinin kendilerine gostermek istedigi yaratilis kuralindan baska bir kural, baska hareket cizgisi yoktur. Din, her seyin yerine gecer; ancak kendisi de karanlik oldugundan, bilimin ve mutlulugun yolunda insanlara rehberlik etmekten cok, yollarini kaybettirmeye yarar. Maddiyat, maneviyat, yasama, siyaset, onlar icin anlasilmaz muammalardir. Batil dini dusuncelerin kor ettigi insan, kendi icerigini bilmek, bilim ve muhakemesini egitmek, deneyler yapmak imkansizligi icinde, kendi gorusune uymayinca, gerceklerden yilginliga duser. Her sey, halki sofu yapmaya yardim eder, ancak onlarin aciyan, akilli, erdemli olmalarina her sey muhalefet eder. Din, gorunur ki, insanlarin yureklerini ve zekalarini daraltmaya ozgudur.

Rahiplerle butun asirlarin en iyi zekalari arasinda hep kalici olan kavga sundandir: Her donemde, insan zekasini sonsuza kadar kucuk tutmak iddiasinda bulunduklarini, hurafenin kusatmak istedigi engelleri, egemenler gormuslerdir. Hurafe, insan zekasini ancak efsanelerle isgal etmistir. Hurafe, insan zekasini korkutma ve yildirmalar altinda ezer; ilerlemesine engel olan hayaletlerle korkutur. Kendisi olgunlasmaya yeteneksiz oldugundan, ilahiyat, gercek bilginin ilerlemesine karsi, asilmasi olanaksiz engeller olusturur. Ilahiyat; milletleri ve baskanlarini, gercek cikarlarina, iliskilerine, gorevlerine, iyi islerde bulunmalarina karsi derin bir cehalet icinde tutmaktan baska bir seyle ilgilenmez. Ahlaki belirsizlestirmekten, ilkeleri keyfilestirmekten, ahlaki tanrilarin ya da gosl eri cilerinin keyif ve duygularina bagli kilmaktan baska bir sey yapmaz. Insanlari yonetme sanati, milletleri goksel belalari olan esrarengiz bir zorbaliga donusturur; hukumdarlari adaletsiz ve utanmaz zorbalara, kavimleri ise hudaventlerinin teveccuhune hak kazanmak icin ahlaki ayaklari altina alan cahil esirlere donusturur.

- - - - - - - - - - - - -
Kendisini olume tasiyan arabanin icinde, kapiya attigi umarsiz cifteler, tum hayvanlarin yitip giden umutlarini da yankilandirir.
Ozgurluklerini savunamayanlarin odedikleri bedel agirdir.
Ozgurluk, degerli oldugu olcude kirilgandir da...

- - - - - - - - - - - - -
Antik tarihi dolduran mucizelerden hicbiri bilimsel kosullar altinda olusmamistir.

Su na kadar herhangi bir seyle celismemis olan gozlem; mucizelerin, yalnizca ona inanildigi donem ve ulkelerde ve ona inanmaya ikna edilmis insanlarin onunde gerceklestigini ogretir.
RENAN,ERNEST (1823-1892) Fransiz tarihci ve elestirmen.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder