30 Mart 2024 Cumartesi

E. TUĞA. TÜRKER ERTÜRK: MOSKOVA SALDIRISININ ARKASINDA KİM VARDI, AMACI NEYDİ?? ?

E. TUĞA. TÜRKER ERTÜRK: MOSKOVA SALDIRISININ ARKASINDA KİM VARDI, AMACI NEYDİ?? ?

Moskova'daki terör saldırısını kınıyor, lanetliyor, Rus Halkına başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Ama kınamak ve lanetlemek sorunu çözmüyor. Çünkü biliyoruz ki; küresel ve bölgesel sonuçlar doğuracak nitelikte ve bu çapta terör eylemleri yapmak, terör örgütlerinin tek başlarına boylarını bir hayli aşar. Örneğin; IŞİD, El Kaide, Müslüman Kardeşler ve PKK gibi terör örgütleri de uluslararası desteğe sahiptir.

Böyle bir destek olmazsa uzun soluklu olarak yaşamalarına, varlıklarını devam ettirmelerine imkan ve ihtimal yoktur. Terör örgütlerine verilen uluslararası destek genellikle CIA ve MOSSAD gibi istihbarat örgütleri vasıtasıyla yapılır. Terör örgütlerine uluslararası destek verme işi sadece ABD ve İsrail ile de sınırlı değildir. Bu durum küresel ve bölgesel hedefler peşinde koşan tüm ülkeler için geçerlidir.

SAVAŞ SİYASETİN BAŞKA ARAÇLARLA DEVAMIDIR

Prusyalı General Clausewitz, "Savaş Üzerine" adlı ünlü eserinde "Savaş; siyasetin başka araçlarla devamıdır." diyor. Burada kastettiği başka araç; şiddettir. Bugün çokça yaşadığımız terör de bu şiddet kapsamındadır. Örneğin; PKK'ya destek veren bir ülke, müttefik bile olsa Türkiye ile savaşmakta, siyaseten şiddet araçları vasıtasıyla iradesine boyun eğdirmeye, isteklerini kabul ettirmeye, manipüle etmeye ve yönlendirmeye çalışmaktadır. Ne yazık ki müttefikimiz ABD, Türkiye'ye bunu yapmıştır ve hala da yapmaktadır. PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmiş olması, bu gerçeği değiştirmemektedir.

Günümüzde savaşların karakterleri, özellikleri ve genetik kodları değişmiştir. Günümüzün savaşlarında çatışma ile barış, asker ile sivil, cephe ile emniyetli bölge, dost ile düşman kavramları arasındaki hatlar bulanıktır, hatta belirsizdir. Müttefikiniz veya dostunuz sizinle barış halini koruyarak isteklerini kabul ettirebilmek amacıyla size karşı terör silahını kullanabilir ve kullanmaktadır da. Örneğin; kağıt üzerinde ABD ve Rusya barış içindeki iki ülkedir. Ama esasında ABD, Rusya ile vekalet savaşı yapmaktadır. İngiltere, Almanya ve Fransa, bu savaşta farklı ölçeklerde de olsa ABD'nin yanında Rusya ile vekalet savaşı yapmaktadır.

BEŞİNCİ NESİL SAVAŞ

Günümüzdeki bu tür savaşlar; "Beşinci Nesil Savaş" olarak adlandırılıyor. Devlete bağlı olmayan aktörler, terörizm, vekâlet savaşçıları, binlerce kilometre uzaktan sevk ve idare edilen insansız hava ve deniz araçları, bilgi harbi, psikolojik harekât, medya, din, terörizm, siber timler, toplumsal mühendislik, seçimlere müdahale, ekonomik ve ticari manipülasyonlar; bu savaşın silahları olarak kullanılmaktadır.

Bu girizgahtan sonra rahatlıkla söyleyebiliriz ki; 22 Mart 2024'de Moskova'da, Crocus City Hall konser salonunda düzenlenen terör saldırısı, mevcut konjonktürü de göz önüne aldığımızda, sıradan bir terör olayına benzemiyor. Bu saldırının arkasında kimin ve kimlerin olabileceği yönünde tahminlerimiz olsa da şimdilik kesin olarak bilmiyoruz. Ama şu ana kadar açık kaynaklardan;

Yakalanan teröristlerin Müslüman olmaları,

Bir bölümünün Türkiye'den gelmiş olması,

Saldırı sırasında maske takmamış, yüzlerini gizlememiş olmaları,

Saldırıyı IŞİD-H'nin (IŞİD'in Horasan kolu) üstlenmiş olması,

IŞİD-H'nin 28 Ocak'ta 2024'de Sarıyer'deki Sinagog saldırısında da imzasının olması,

IŞİD-H'nin Pakistan'dan sonra en fazla Türkiye'de örgütlendiği,

Saldırı öncesinde para karşılığı motive edilmiş olmaları,

Ukrayna'ya kaçarken yakalanmaları bilgilerini alt alta koyduğumuzda, Moskova'daki saldırıda öne çıkan IŞİD-H'nin bir taşeron olduğunu, Moskova'daki böyle bir saldırıdan sonuçları itibarıyla hiçbir örgütsel çıkarlarının olamayacağını, parayla motive edildiklerini, arkadaki esas gücün uluslararası siyasi hedefleri olan bir odak veya odaklar olduğunu, saldırının Müslümanlara ve bir İslamcı örgüte yaptırılmasının nedeninin de maksatlı olduğunu söyleyebiliriz.

BEKLENEN MUHTEMEL GELİŞMELER

Moskova'daki terör saldırısından sonra beklenen muhtemel gelişmeler;

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın bitmesini engellemek, bu savaşın tamamen veya kısmen NATO-Rusya Savaşına evirilmesini tetiklemek ve Avrupa'nın savaşa olan azalan ilgisini tekrar yükseltmek. Çünkü Ukrayna savaşı kaybetti, tüm cephelerde çözülüyor, cephelere gönderecek asker bulamıyor, ordudan firarlar hat safhada ve halkın savaşa devam azim ve iradesi tamamen yıkılmış durumda.

ABD'de 5 Kasım 2024'de başkanlık seçimi var. Rusya'ya karşı iki yılı aşkın süredir devam ettirdiği vekalet savaşını kaybeden Biden'ın Trump karşısında bir şansı olamaz. Moskova saldırısı, seçim öncesi Rusya'ya karşı başlatılacak bir dizi hamlenin ilki gibi gözüküyor.

Kaybedilen cephe savaşını tamamen Beşinci Nesil Savaşa ve bu kapsamda asimetrik savaşa çevirerek Moskova da dahil Rusya'nın her yerine taşımak ve Ruslara "Putin başınızda olduğu müddetçe, hiçbir yerde güvende olamazsınız" mesajını vermek.

Trump, seçimi kazanması durumunda Rusya-Ukrayna Savaşını bitireceğini söylüyor. Bununla beraber; ABD'deki derin yapının ve askeri endüstriyel kompleksin ise savaşın bitirilmesini istemediği de biliniyor.

Gazze'de İsrail'in Filistinlilere yönelik pervasızca sürdürdüğü etnik temizliği dünya gündeminde alt sıralara düşürmek.

Filistinlilere yönelik Batı dünyasındaki sempatiyi azaltmak.

Türkiye'yi işin içine daha da sokarak Rusya ile arasını bozmak ve zaman içinde karşı karşıya getirmek.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI NEREYE EVİRİLİR?

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili ve neredeyse 2014'deki Meydan Darbesi'nden beri ABD'nin Ukrayna politikasının mimarlarından olan Victoria Nuland, Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nde, bu saldırıdan tam bir ay önce yaptığı konuşmada; "Ukrayna'nın Rusya'ya karşı asimetrik savaşını hızlandıracaklarını ve Putin'in bazı kötü sürprizlerle karşılaşacağını" söylemişti.

Belki Moskova saldırısı da bu sürprizlerden biriydi ama bu konuşmasından sonra başka bir sürpriz daha oldu ve Victoria Nuland bu saldırıdan yaklaşık 15 gün önce istifa etti, yani görevinden ayrılması istendi ve tasfiye edildi.

Sonuç olarak söylemek gerekirse; Moskova'daki terör saldırısının arkasında Ukrayna ve/veya bu ülkeyi Rusya'ya karşı vekalet savaşçısı olarak kullanan ülkeler var. Terör saldırısı faillerinin kısa bir süre içinde yakalanması, deşifre edilmesi ve öncesinde Ukrayna siyasetinin mimarı Nuland'ın tasfiye edilmesi iki farklı ama zıt gelişmeye neden olabilir. Bunlar;

Biden'ın yenilgiyi kabul etmeden ve ABD'nin itibarından hiç değilse görünürde taviz vermeden seçim öncesinde Ukrayna Savaşını bitirecek gelişmenin önünü açmak ve barışı kurtaran lider pozuyla seçime gitmek,

Ya da yorulan ve uluslararası itibarı kalmayan Nuland'ın yerine daha enerjik ve daha radikal bir siyasetçiyle Ukrayna Savaşına hız vermek, bu kapsamda asimetrik savaşı tüm Rusya topraklarına yaymak ve savaşı küreselleştirmek olabilir. Bekleyip göreceğiz ama kişisel değerlendirmeme göre bu seçenek devrede ve savaşa hız verecekler.

Türker Ertürk

https://www.turkererturk.com.tr/moskova-saldirisi/

=======================

E. TUĞA. TÜRKER ERTÜRK: GAZZE'DEKİ FİLİSTİNLİLERİN TÜRKİYE'YE TAHLİYESİ PLANLANIYOR

Altıncı ayına yaklaşan askeri operasyonlarla İsrail, Gazze'yi yerle bir etti. Yaklaşık olarak 13 bini çocuk olmak üzere, 33 bin Filistinli öldürüldü, 75 bin yaralı var ve bunların çoğu yaşamlarına engelli olarak devam edecekler, tabii eğer öldürülmezlerse! Yaşam alanlarınınsa yaklaşık olarak yüzde 80'i yıkıldı. Savaş bitse bile, artık başlarını sokabilecekleri bir yer kalmadı, yaşayabilecekleri yerler kasten tahrip edildi. Ayrıca Batı Şeria dahil bir çok yerde binlerce kişi gözaltına alındı ve sistematik olarak insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelelere maruz bırakıldı. Bu yaşananların Filistin halkı için gelecek nesilleri de kapsayacak bir toplumsal travma olacağını söyleyebiliriz.

Her şey tüm dünyanın gözleri önünde cereyan ediyor, televizyonlardan ve sosyal medyadan izleniyor. "Kurallara dayalı dünya düzeni" konusunda ahkam kesen ve bu konuda Rusya'yı suçlayan ama kurallara en başta kendisi uymayan ABD, İsrail'in bu barbarca saldırılarına ve insanlık dışı uygulamalarına bırakın ses çıkarmayı, destek verdi ve hala bu desteği sürdürüyor.

İSRAİL'İN İKİ SİYASİ HEDEFİ VAR

Esasında Filistinliler; 1948'den beri zulme uğratıldılar, demografik, ekonomik ve kültürel olarak yok edilmeye çalışıldılar ve siyaseten kendi kaderlerini tayin etme hakları da fiili olarak ellerinden alındı. ABD liderliğindeki Batı ise buna göz yumdu ve destekledi.

İsrail, halen Gazze'deki saldırganlığına devam ederek iki önemli siyasi hedef peşinde koşmaktadır. Birincisi; iki devletli çözüm modelini uygulanabilir olmaktan çıkararak tamamen çöpe atmak, ikincisi ise 7 Ekim Aksa Tufanı Saldırısı bahanesi ile Gazze'deki Filistinlileri tahliye etmektir. Bu maksatla bildiğini okumaya, hedeflerine ulaşmaya, bu kapsamda barbarlığına devam etmekte ve uluslararası uyarılara kulaklarını tıkamaktadır.

İSRAİL'İN NİYETİ ÇOK AÇIK

Bu hedef doğrultusunda İsrail; geçtiğimiz Ocak ayında Uluslararası Adalet Divanı'nın Gazze'de soykırım suçunu önlemek için geçici önlemler alınması önerisini kabul etmemiş, ayrıca geçtiğimiz Pazartesi günü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Gazze'de acil ateşkes sağlanmasını talep eden ve 14 "evet" ve 1 "çekimser" oyla kabul edilen kararına da uymayı reddetmiştir.

Geçtiğimiz Şubat ayı başında İsrail'de, Kudüs Uluslararası Kongre Merkezi'nde Başbakan Netanyahu'nun da aralarında bulunduğu 12 bakanın katıldığı "İsrail'in Zaferi Konferansı" gerçekleştirildi. Konferansın başlığı ise; "Yerleşim Güvenlik ve Zafer Getirir - Gazze'ye ve Kuzey Samiriye'ye Dönüş". Demek istiyorlar ki; "Bu yerler de zaten bizimdi. 'Vadedilmiş Topraklar' dahilinde olduğu için buralardan Filistinlileri tahliye edeceğiz ve biz yerleşeceğiz". Nitekim konferansta, Filistinlilerin Gazze'den kitlesel olarak sınır dışı edilmesi çağrısında bulunuldu. Bu bağlamda Başbakan Netanyahu tarafından ABD doğumlu İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'e Gazze nüfusunun azaltılması yollarını araştırma görevi de verilmiş.

İSRAİL PLANIN İPUÇLARINI VERMİŞ

Bu konudaki önemli bir gelişme de Gazze'ye seyyar geçici bir liman yapılmasının planlanıyor olması. ABD Başkanı Joe Biden'ın açıklamasına göre planın amacı; Gazze'de kıtlığı önlemek çabasının bir parçası olarak, bölgeye deniz yoluyla insani yardım ulaştırmak. Oysaki bunun normal ve kolay yolu karadan gerçekleşecek olanıdır. Bugüne kadar yeterli olmasa da böyle yapıldı ve daha fazlası da yapılabilir. Mısır'dan Refah ve/veya İsrail'den Kerem Şalom sınır kapısı ile bu mümkün. Fakat sorun yardımın ulaştırılması değil. Gazze'yi abluka altına alarak, Filistinlileri açlığa ve kıtlığa mahkum etmek ve onları göçe zorlamak. Mısır'a ve İsrail'e açılan kara sınır kapılarından bu tahliye mümkün değil. Çünkü Mısır tehlikenin farkında ve Filistinlilerin Sina'ya yerleştirilmesi seçeneğine yanaşmıyor.

İsrail'in Filistinlileri göçe zorlayacak planının ipuçları için İsrael Hayom Gazetesi şöyle bir tespit yapıyor; "Savaş bölgelerinde mülteci olgusu dünyada genel olarak kabul gören bir olgu. Son 10 yılda Suriye'den, Afganistan'a ve Ukrayna'ya kadar milyonlarca mülteci savaş bölgelerini terk ettiler ve onları kabul eden veya etmek zorunda kalan ülkelere yerleştiler". Bu tespitin arkasından soruyor; "Peki Gazze'de neden farklı olsun? Deniz Gazzelilere açık. İsrail kendi isteğiyle deniz geçişini açarak, toplu kaçışa olanak sağlayabilir".

KITLIK VE SÜRGÜN YENİ BİR YÖNTEM DEĞİL

Kitlesel kıtlık ve sürgün, tarihte yer almayan yeni bir yöntem değil. Bunu ilk olarak İngilizler, İrlanda'da uyguladı. 1845-1852 yılları arasında yaşanan kitlesel açlık, hastalık ve göç döneminde İrlanda'nın nüfusu 7 milyondan 4 milyona düştü. İrlanda, o tarihlerde İngiltere'nin yönetimi ve işgali altındaydı. İngiliz toprak ağaları İrlandalılara yiyecek vermeyi reddetmişlerdi. Bu yüzden; 1 milyon İrlandalı yaşamını kaybetti ve 2 milyonu da ABD, Kanada ve Avustralya gibi yerlere göç etmek zorunda kaldı.

Tam olarak İrlanda'daki gibi olmasa da İsrail, Gazze'deki Filistinlileri denizden göçe zorlamak istiyor. Buradaki diğer önemli sorun; Gazze'de yaşayan yaklaşık 2 milyon Filistinliyi hangi ülkenin alacağı veya hangi ülkelerin paylaşarak kabul edeceği. Bu konuda İsrail çok çalıştı; Sina, bir kaç Arap ülkesi veya bazı Afrika ülkelerine paylaştırmak gibi. Hatta bazı Güney Amerika ülkeleri bile düşünüldü. Ama henüz net bir sonuç alınamadı. Şu anda bu çözüme en yakın aday; Türkiye.

MURAT KURUM'UN MÜJDESİ

Yaklaşık 15 milyon yabancıyı kabul eden, sadece Suriye'den 5 milyona yakın sığınmacıyı içine alan, bir bölümüne vatandaşlık veren Türkiye'deki iktidar için 2 milyon Filistinlinin lafı mı olur! Zaten iktidarın gayri milli bakış açısıyla bunlar "kardeşimiz ve aynı ümmetin unsurları" değil mi?

Ayrıca ekonomik olarak iflas etmiş, hazinesi eksi durumda bulunan, para ve kredi arayan, çok zor durumdaki iktidarın para karşılığında gelecek böyle teklifi reddetme imkanı var mı? Seçimden sonra önümüze bu konu gelecek, haberiniz olsun. Acaba yerel seçim kampanyası sırasında Murat Kurum'un "Biz kazanırsak Gazze'deki mazlumlar sevinecek" şeklinde ifade ettiği ama tam olarak ağzından çıkaramadığı müjde bu muydu?

Türker Ertürk

https://www.turkererturk.com.tr/filistinlilerin-tahliyesi/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Allah zamandır.

~Muvatta 56/3~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.

~Mustafa Kemal ATATÜRK
(D.19 Mayıs 1881, Selânik – Ö.10 Kasım 1938, İstanbul)~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Camur atma, eline bulasir!.

~Bilge~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bir basari bin mazeretten ustundur.

- - - - - - - - - - - - - - - -

İnsan ruhu ona olabilecek her şeyden daha güçlüdür.

~C.C. Scott~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Soylemediklerimi isitin lutfen!.

~Charles c.
Finn~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Turkiyede Kurt sorunu vardir.
Bunu Turkiyelilik kavramiyla cozmeliyiz.
Turkiyeli kimligi her vatandasin ust kimligi olmali, Turk kavrami da alt kimlik olarak degerlendirilmelidir.
Isteyen isterse yine ben Turkum derse desin.
Diyarbakirda halka yaptigi konusmada alt ust kimlik tartismasiyla Turk kimligini de Ermeni, Rum, Kurt gibi alt kimlik olarak gosteriyor.
PKK ile ayni soyleme giriyor...

~Recep Tayyip Erdogan.
Basbakan olduktan sonra~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dunyadaki en masum ugras matematiktir.

~G. H. HARDY~
. - . - . - . - . - . -
width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768



273.408 kb Arnold_WESKER-MERHAMET.doc

5.410.505 kb Semavi_Eyice-Malazgirt_Savasini_Kaybeden_IV._Romanos_Diogenes_1068-1071_.pdf

438.050 kb Osman_Aysu-Col_Akrebi.epub

7.344.183 kb deneme-22.pdf

208.028 kb Karl_Marx-Louis_Bonapartein_18_Brumairei.epub

486.895 kb Tao_Sessizdir-Raymond_M.Smullyan.epub

7.907.630 kb Cours_De_Langue_et_De_Civilisation_Francaises_1.pdf

184.514 kb Umberto_Eco-Yanlis_Okumalar.epub

306.784 kb Bulent_Ecevit-Demokratik_Sol.epub

410.792 kb Sezai_Karakoc-Dirilisin_Cevresinde.pdf

5.613.902 kb Sinemanin_Osmanlica_Seruveni-Ali_Ozuyar.pdf

3.023.125 kb Sezai_Karakoc-_Edebiyat_Yazilari_II_Disimizin_Zari.pdf

5.603.845 kb Iktisat_Dusunurleri-Robert_L._Heilbro.pdf

2.532.004 kb Guvender_Yayinlari-LYS_1_10_Deneme.pdf

567.079 kb Suc_ve_Ceza-Dostoyevski.epub

3.224.516 kb Altay_dilleri_teorisi.pdf

30.061 kb Used_In_Evidence-Frederick_Forsyth.epub

309.367 kb Kapak.docx

1.739.389 kb Amin_Maalouf-Olumcul_Kimlikler.epub

160.440 kb Jorge_Luis_Borges-Olum_Ve_Pusula.epub


Aziz Nesin anlatıyor.
İşte o dönemin katliamcıları bu günün devlet adamı...

49

Mars'ta nasıl zıçacağız....
Bu önemli..
34

75

89

78
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder