Tabu - Vikipedi, özgür ansiklopedi Tabu, insan davranışlarının belli alanları ya da belli normlarla ilişkili olarak kutsal veya dokunulmaz olarak tanımlanmış oldukça güçlü sosyal yasaklara denir. Etnologlar tarafından Polinezya dillerinden alınıp kullanılmaya başlanmıştır. "Kutsal" nesnelerde olduğu gibi çelişkili bir yapısı vardır, iki karşıt anlamı da taşır. Hem "kutsal" hem "kirlenmiş" şeyler tabu olabilirler. Örneğin "kirlenen" kişiler, nesneler "kutsal" olandan ayrı tutulmalıdır. "Tabu" karşılığında birçok dilde kullanılan sözcükler de iki zıt anlamı birden taşırlar. Hastaları ve ölüleri toplumun geri kalanından ayırmak en eski zamandan beri bir gelenektir. Bazı tabular ise kadınlara, cinselliğe, doğuma veya belli olaylara yöneliktir. Dövüşte ölmüş bir horozu yemek, reisi silah altında olan bir evin erkek hayvanını öldürmek vb. Bazı tabular geçici, belli dönemler içinken bazıları süreklidir. Bazı kozmik ya da kutsal sayılan bölgeler, kimsenin yaklaşmaya cesaret edemediği yerler, bazı mezarlar gibi. Bugün farkında olmadan uygulanan bazı gelenekler de tabulardan kaynaklanmıştır. Bazı bölgelerde hükümdar toprağa dokunmamalıydı, çünkü güçleriyle toprağın ölmesine neden olabilirdi; bu nedenle taşınmalı ya da halı üzerinde yürümeliydi. Evrensel bir tabu yoktur ancak tabu mekanizması her zaman aynıdır. Bazı nesneler, kişiler ya da bölgeler tamamen farklı bir ontolojik sisteme dahil olurlar ve bunlara dokunmak ontolojik düzlemde ölümcül sonuçlar doğuracak bir kırılmaya neden olur. Bazı tabu örnekleri kaygı ve uzaklaşma yaratan, tuhaf, uğursuz, gizemli vb. olanların normal olanlardan ayrılarak tabu haline getirildiğini gösteriyor. Bu nesne, kişi ya da davranışlar aşağılanmaz, tersine bir değer atfedilir. Kızılderililerde, birçok Afrika kabilesinde, Şamanlarda kutsal güçlere sahip olan kişilerin itici görünüşe sahip, nöropat, sinirsel açıdan dengesiz ya da çirkin kişilerden seçilmesi gibi. Son olarak Sigmund Freud'dan bahsetmek gerekir. Freud tabuların bilimsel bir analizini yapmış ve bu tür yasaklara karşı güçlü bilinçaltı güdülerle hareket edildiğini ortaya çıkarmıştır. | Tabuları yıkmayın, yıkarsanız kötü olur, tanrılar kızar, kan akar, hastalıklar, afetler olur, kıyamet kopar, zaten o nedenle tabular vardır. Bak Wiki bile ne diyor? Tabulara dokunursanız, ölümcül sonuçlara neden olur diyor? Tabu işte kardeşim, laftan sözden anlamaz mısınız siz!.... TABUUUU.. Değil mi ki, on yıldır konuşa konuşa sonunda bu noktaya geldik!. O zaman federasyonu da, konfederasyonu da, özerk bölgeyi de, tam bağımsızlığı da 40 değil 40.000 kere söyleyerek alıştırırlar. Bölgesel olarak farklı asgari ücret uygulanması konuşuluyor, hatta bazılarına göre son derece de makul. Eski ülkücüler acaba hata mı ettik şüphesini yüreklerinde taşıyor, eskiden kan döktükleri kavramları bir düşünelim bakalım, yeniden değerlendirelim, olmazsa yolumuzu yeniden çizeriz diyorlar. Cüney Bey bile son söz olarak "Herkes taksın çantasını koluna, gitsin kendi yoluna!"dedi mi? Dedi..... Sanki kasap çengeline asılı kuzuyu parçalıyoruz. But benim, boyun senin olsun. O kadar kolay. Ermeni İsyanlarına, tehcire, din değiştiren Ermenilere, dünyaya saçılan Ermenilere bakın, aradan yüz yıl geçmesine rağmen hala daha bölgenin dipte gezmesine bakın. Ülke ülke gezen Mesket Türklerine, Balkanlarda, Batı Trakya'da kalan Türklerin-Müslümanların haline, ve Rum-Türk mübadillere bakın. Yunanistan'daki Türkopollere, yaşanan ve yaşanmakta olan bir sürü katliama bakın... Bakın, bakın da ondan sonra yeniden düşünün. Bu işler o kadar kolay mıymış, değil miymiş diye. Burası Çekoslovakya değil, bunu anlamak için yedi ceddinizin kesilmesi mi lazım. TABULARI KURCALAMAYIN. ARIZA ÇIKAR, TANRILAR ÖFKELENİR, ANLAYIN BUNU... |
Cüneyt ÜLSEVER'E GÖRE: ÖZETLE YIKILAN TABULAR; Taleplerin Çeşitleri: 1) Anadil eğitimi, ;Demokratik bir ülkede, eğer anadili resmi dilden farklı ise, anadilini öğrenmek herkesin hakkıdır. VE HALA TABU OLAN... 2) Anadil(de) eğitim. ;İşte bu talep bölünmenin bizzat kendisidir. Eğer, anadilde eğitim talebinde ısrar edilecekse, boşuna kaynak israfı yapmayalım, boşuna zaman kaybetmeyelim. Hemen bölünelim. Herkes taksın çantasını koluna, gitsin kendi yoluna! http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15845433.asp?yazarid=3&gid=61 |
- ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~ - ~
”Türkiye’de yaşayanların %99 u Elhamdülillah Müslüman olduğunu söylüyor.
O zaman %99 unun “Elhamdülillah Şeriatçıyım” demesi lazım.
Ben, elhamdülillah şeriatçıyım.
Şeriat İslam, Allah kuralları demektir”.
(21 Kasım 1994, Milliyet-RTE- Belediye Başkanı)
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ volens et potens * * * istekli ve yeterlikli Latin Atasözü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder