Benim zaman içerisinde guruplarda yayınlamış olduğum epostalardan bir demet bulacaksınız
26 Mart 2013 Salı
15-Yargıtay uyardı: Kes-kopyala yöntemini bırakın
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk 20 Ekim 1927
Uyarıyı yapan Yargıtay, üye sayısı ikiye katlanan, blok şekilde cemaat hakimleri atanan, eski hakimlerin oylarını sulandırmak için mahkemelere serpiştirildiği yüksek yargı organı. Doğrusu bu mahkemelerin daha aşağıda örgütlenmiş olan cemaat mahkemelerinin kararlarını temyiz edeceğini hiç ama hiç beklemiyorum. Ama yine de bir uyarı çıkmış. Belli ki, sergilenen fütursuz usulsüzlük, aşırı cüret rahatsız etmiş. Hani ulusalcı bir örgütten bahsetsek şüphe edin diyeceğim. Tam tersine taraftar, cemaatçi bir yüksek yargı organı ikaz ediyor. İşler o derece bozuk yani. Bakın ne diyor suç delil ilişkisini kurun. Biz yıllardır ne diyoruz? Aynı şeyi.
Oraj POYRAZ
Yargıtay uyardı: Kes-kopyala yöntemini bırakın
26 Mart 2013
Ergenekon ve Balyoz davalarında sık sık iddianameler ve dayanağı deliller eleştirilirken, kritik davaların temyiz süreçleri öncesinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yargıya çok önemli uyarılar geldi. Başsavcılık rapor hazırlayarak, "Temyize gelen dosyalarda usul hataları var, bozma nedeni dikkat edin. Kes-kopyala yöntemini bırakın. Yetersiz bir satır gerekçeyle hüküm kurmayın. Fotokopi belgeler üzerinden karar vermeyin. Dosyalar karmaşık, standartlara uyun. gereksiz evrakları koymayın" uyarısı yaptı.
Raporda, savcılara iddianame hazırlarken, "Suç-delil ilişkisinin kurun. Çok sanıklı davalarda, sevk maddelerini sanıkla ilişkilendirin. Hangi sanık için kaç kere ceza istediğinizi yeterli açıklıkta yazın. Temyiz dilekçelerini gerekçeli yazın. Sanığın lehine mi aleyhine mi temyize gittiğinizi açıkça belirtin" denildi.
Polise ise "Usul kurallarına başta şiddet gören kadınlar için verilen koruma kararları ve suça sürüklenen çocukların soruşturma ve davalarında çok dikkat edin. İfadeyi okunaklı alın, kimlik tespitini usulüne uygun yapın. Sanık istemese bile tutuklamaya sevk edilene avukat tayini unutulmamalı" uyarısı yapıldı. Raporda ayrıntılı olarak sıralanan usul hatalarının bozma nedeni olduğu, yargılamayı uzattığı, gereksiz emek ve mesai kaybıyla, hak kayıplarına neden olduğu vurgusu yapıldı.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun himayesinde Afyon'da yapılan yıl sonu değerlendirme toplantısında Başsavcılık 2012 yılını değerlendirdi. Mahkeme, savcılık ve polisin ortak ve sık sık yaptığı yanlışlıklar ve usul hatalarıyla bunlara karşı alınabilecek basit önlemler değerlendirildi.
"Kurumsal yarar görülerek ve yararlı olması dileğiyle" yargıya duyurulan Başsavcılığın raporu özetle şöyle:
KES-KOPYALA YÖNTEMİNİ BIRAKIN
Bazı kararlarda iddia, suça konu somut olay, sanık savunması, delillerin değerlendirilmesi ve hukuksal nitelendirmenin denetime olanak verecek şekilde gösterilmediği, bazı gerekçeli kararların büyük bölümünün sanık ve tanık beyanlarının dosya içinden kes- kopyala yöntemi ile karara yapıştırılmasından ibaret olduğu, hükme esas alınan hukuki gerekçenin ise yetersiz bir satırdan ibaret bırakıldığı gözlenmektedir. Kararların CMK.nun 34 ve 230.maddesine uygun olarak gerekçelendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
YARGIYA İDDİANAME UYARISI
İddianamelerin düzenlenmesinde 5271 sayılı CMK'nun 170.maddesinde yazılı unsurlara yeterince dikkat edilmediği gözlenmektedir. Özellikle iddianamenin kapsamının belirlenmesinde sıkıntı yaşandığı, iddia edilen suçlamanın, suçun unsurlarının, iddia edilen suçlama ile ilişkilendirilen delillerin neler olduğunun yeterli açıklıkta gösterilmesi; çok sanıklı davalarda, sevk maddelerinin hangi sanıkla ilişkilendirildiğinin, hangi sanık için uygulanması istenen ceza normunun kaç kez uygulama yapılması istendiğinin yeterli açıklıkta yazılması gerektiği gözetilmelidir.
DİZİ PUSULASINA DİKKAT
Soruşturma evraklarının soruşturma sonunda dizi pusulasına bağlanması ve iddianamede dayanak teşkil eden delillerin hazırlanacak dizi pusulası ile irtibatlandırılması hususunun dosya düzeni ve incelenmesi bakımından yararlı olacağı; İddianamenin, ek iddianamelerin tensip kararının hemen altında peşpeşe bulunmasının, mümkün olduğu ölçüde soruşturma evrakı ile kovuşturma evrakının fiziksel olarak ayrılmasına yarayan tedbirlerin alınmasının uygun olacağı; Bir sanık hakkında birden fazla suç nedeniyle soruşturma yapılması ve dava açılması hallerinde, sanığın hangi suçtan tutuklandığının belirtilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir. Ek iddianameye konu olan suçla ilgili yöntemine uygun savunma alınmalı. Talimat ifadesinin kalemde alındığı izlenimi vermeyecek şekilde usulüne uygun alınması.
FOTOKOPİDEN KARAR VERMEYİN
Karara esas alınan bir kısım belgelerin onay işlemleri yapılmaksızın fotokopileri üzerinden karar verildiği, dosya içinde birbirinin aynı olan çok sayıda fotokopi evrakın rastgele bulundurulduğu görülmektedir. Bu nedenle belgelerin aslı, yoksa onaylı fotokopilerinin dosyada bulundurulması, birbirinin tekrarı olan onaysız fotokopi evrakın düzenlenmesi; Ceza dava dosyalarının düzenlenmesinde, dosyadaki evrakın yerlerinin belirlenmesinde belirli bir standarda uyulmadığı, dosyaların pek çoğunda evrakların karmaşık şekilde dosyada tutulduğu, gereksiz ve birden fazla fotokopiden ibaret evrakın soruşturma ve kovuşturma evrakının arasına rastgele yerleştirildiği, gereksiz yere çok sayıda gerekçeli karar çıktısı alınarak dosyanın incelenmesinde güçlüğe neden olunduğu gözlenmektedir."
-- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - ANNABEL LEE . . . . . . Senelerce senelerce evveldi Bir deniz ulkesinde Yasayan bir kiz vardi bileceksiniz Ismi; Annabel Lee Hicbir sey dusunmezdi sevilmekten Sevmekten baska beni O cocuk ben cocuk, memleketimiz O deniz ulkesiydi Sevdali degil karasevdaliydik Ben ve Annabel Lee Goklerde ucan melekler Kiskanirlardi bizi Bir gun iste bu yuzden goze geldi O deniz ulkesinde Usudu bir ruzgarindan bulutun Guzelim Annabel Lee Goturduler el ustunde Koyup gittiler beni Mezari oradadir simdi O deniz ulkesinde Biz daha bahtiyardik meleklerden Onlar kiskanirdi bizi Evet! Bu yuzden Sahidimdir herkes ve deniz ulkesi Bir gece ruzgarindan bulutun Usudu gitti Annabel Lee Sevdadan yana kim olursa olsun Yasca basca ileri Gecemezlerdi bizi Ne yedi kat goklerdeki melekler Ne deniz dibi cinleri Hic biri ayiramaz beni senden Guzelim Annabel Lee Ay gelir isir, hayalin erisir Guzelim Annabel Lee Orda gecelerim uzanir beklerim Sevgilim sevgilim hayatim gelinim O azgin sahildeki Yattigin yerde seni...
Edgar Allan Poe
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ben,Manevi Miras olarak, Hicbir Ayet, hicbir Dogma, Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...
K.Ataturk
Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar. Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir. Saflari siklastirin cocuklar, Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.
Nazim Hikmet Ran
"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu? Fakat bunu yapmaya gucu mu yok? Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir. Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi? Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir. O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu? O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur. O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu? O zaman kotuluk nereden geliyor?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder