MESİH ve DAVUD'UN OĞULLARI! …"CİA'NIN ÇETECİLERİ-32″ 29 Mart 2013 ," Marmara, İnsani Yardım Vakfı'nın organizasyonu ile İsrail ablukasındaki Gazze'ye yardım malzemeleri götürmek üzere bir grup gemi ile birlikte yola çıktı. 31 Mayıs 2010 tarihinde Gazze'ye yakın uluslararası sularda İsrail Ordusunun gemiye asker çıkarması üzerine organizasyon amacına ulaşamadı. Gazze insani yardım filosu saldırısı sonucunda gemi yolcularının bir kısmı öldü ya da yaralandı. İsrail ordusunun ele geçirdiği gemi Aşdod limanına demirlendi. Mavi Marmara, Komor Adaları bandıralıdır. İstanbul Komor Fahri Konsolosluğu BM, AB ve NATO üyesi ülkelere, bayraklarını taşıyan Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı nedeniyle kınama mektubu yollamıştır." ****** Mesih'in ve Davud'un iki oğlu bir araya gelerek, yeni bir senaryoya imza atmış ve BOP eşbaşkanı'nın sırtı bir kez daha sıvazlanmıştır. 31/Mayıs/ 2010 vuku bulan Mavi Marmara olayının ardından tam tamına 23 ay geçmiş ve şiddetle özür dilemeyi ret eden İsrail, birden bire kuzulaşmış ve özür diyormuş gibi yapmıştır. Aslında bizim mütarekeci basının altını ısrarla çizdiği bir zafer değildir bu özür dileyiş… Obama'nın Netanyahu'nun kulağına fısıldadığı sihirli sözcüklerin altında yatan gerçek "DÜNYA HÜKÜMETİ"nin emirlerinin yerine getirilmesidir. Üstelik Jerussalem Post, bazı işgüzar ve hatta yalaka belediye başkanlarının gayretkeşliğiyle afişlere taşınan bu özürü, "Netanyahu Erdoğan'dan özür dilemedi. Türk halkından, can kaybına yol açan operasyon hatalarından dolayı özür diledi. Netanyahu'nun özrü Erdoğan'ın taleplerini karşılamaktan çok uzak… GAZZE ABLUKASI DA KALDIRILMADI." satırlarıyla yorumlamıştır. MOSSAD'ın internet sitesi DEPKA'da ise özür haberi aşağıdaki satırlarla ifade edilmiştir. "…Türkiye-İsrail ilişkisinin kesik olması, ABD planlarını bozuyor. Obama, ilişkiyi yeniden sağlayarak ABD'nin Suriye planlarının önünü açtı. -
Çünkü Türk Ordusu, İsrail'in teknik desteği olmadan sınır ötesi operasyonel imkanlarını büyük ölçüde yitirmiş durumdaydı. -
ABD;Suriye'ye dönük ortak operasyon için İsrail Başbakanı'na zorla özür diletti. -
Böylece Obama, önümüzdeki dönemde ABD önderliğinde yapılacak bir Türkiye-İsrail-Ürdün ortak operasyonunun önündeki engeli kaldırmış oldu…" Görüldüğü gibi bu bir özür değildir. İsa Mesih'in ve Davud'un oğullarının Türkiye'ye kurduğu bir tuzaktır. Çünkü ABD'nin Mezopotamya Projesi'ni işleve geçirmek için Türkiye'ye ihtiyacı vardır. Ancak gözümüzden kaçmaması gereken çok önemli bir nokta, Öcalan'ın mektubu ile özür diliyormuş gibi yapan İsrail'in bir gün arayla, gündeme el koymalarıdır. "Mezopotamya ve Anadolu topraklarında, en kadim halklardan biri olan Kürt halkına selam" . Mazlumların özgürlük ve Nevroz'u kutlu olsun. Selam olsun bu uyanış canlanış ve diriliş günü olan Nevroz'u en geniş katılım ve ittifakla kutlayan Ortadoğu ve Orta Asya halklarına selam olsun. Selam olsun yeni bir dönemin miladı olan Nevroz'u büyük bir coşkuyla ve demokratik bir hoşgörüyle kutlayan bütün kardeş halklara. Selam olsun demokratik hakları özgürlüğü ve eşitliği rehber edinen bu büyük yolun bütün yolcularına. Fırat ve Dicle nehir vadilerine, kutsal Mezopotamya ve Anadolu topraklarından şehir uygarlıklarına analık eden halkların en eskilerinden olan Kürtler sizlere selam olsun." Öcalan'ın İmralı'dan yazdığı veya iddia edildiği gibi Erdoğan'a çok yakın bir kişinin yazdığı mektupta da Mezopotamya işaret edilmektedir. Erdoğan ve yandaşları, Öcalan'ın mektubunun hemen bir gün sonrasında 22 Mart'ta İsrail'in özür senaryosu ile Türk milletinin önünde "İBRA" edilmenin mutluluğunu yaşarken (!), ülkenin geleceği kaosa sürüklenmiştir. ***** MEZOPOTAMYA PROJESİ… Dünya Hükümeti'nin memuru Obama; Netanyahu'nun kulağına şu cümleyi fısıldamıştır. "Erdoğan ve partisi biz Mezopotamya Projesi'ni hayata geçirene kadar iktidar koltuğunda oturmalıdır." Ve Netanyahu, Obama'nın gözetiminde, "Türk halkından can kaybına yol açan operasyon hatalarından dolayı" özür dilemiş veya özür diliyor gibi yapmıştır. "Erzurum'dan Bağdat'a kadar uzanan bölge tek bir ekonomik bölge olacak." Eski ABD Büyükelçisi Pearson.. "Bu bölge aynı zamanda tek bir siyasi bölge haline gelecek ve TSK bu bölgeden çekilecektir." Barzani'nin internet sitesi… "Neden Ortadoğu halkları arasında bir birlik oluşmasın ve birbirini tanımasınlar? Dört parça Kürdistan'da Kürtler zorluk içinde ve baskı görüyor.." Ahmet T…(Kusura bakmayın, ben bu adama o soyadını asla yakıştıramıyorum. Ben "T" diyeyim. Siz nasıl olsa kim olduğunu anlarsınız.) DTP Genel Başkanı-Yıl 2009.. Şimdi bu adam KCK Eşbaşkanı ve Mardin bağımsız milletvekilidir. "Ben yol haritamda Ortadoğu'daki demokratik çözümleri belirtirken Dicle-Fırat Havzası Demokratik Konfederalizm'ini önermiştim. Davutoğlu şimdi bunun görüşmelerini yapıyor Irak ve Suriye ile" Öcalan.. Öcalan, İmralı'dan avukatları vasıtasıyla yaptığı açıklamada; "AKP benim yol haritamdan yararlanıyor" demiştir. ****** "Bakkallı adli lobi şirketi vasıtasıyla Erdogan'a New York'tan gönderilen memorandumda: "Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükumetlerden bunu istemektedir. Bu memoranduma göstereceğiniz ilgiden dolayı takdirlerimizi sunarız…" deniliyordu… AKP"ye memorandum gönderen Şirket, ABD'nin eski Türkiye Büyükelçilerinden Abramovic tarafından yönlendiriliyordu. Abramovic, CFR üyesidir." CFR'nin memorandumunu tüzükleştiren AKP iktidarda kalabilmek için, her türlü teslimiyete baş kesmek durumundadır. Efendilerin efendisi "İLLÜMÜNATİ"nin Dünya Hükümeti, sınırları kaldırılmış ekonomik hakimiyet alanlarına ihtiyaç duymaktadır. Mezopotamya önce ABD/İsrail şer ittifakının, daha sonra da AKP ve PKK'nın ortak projesidir. Ancak AKP'nin ve PKK'nın yanıldığı çok önemli bir nokta vardır. CIA'nın çetecileri yer altı zenginlikleri ve enerji kaynakları ile dikkat çeken bu bölgeyi ne AKP'ye ne de PKK'ya bırakmayacaktır. Küresel çetelerin arsız iştahı, özellikle Kürtleri kolay yutulacak lokma kabullenip, piyon olarak kullanmaktadır. AKP'ye gelince, işleri bitince onların gönderileceği yer bellidir. Bir süpürge, bir kürek ve bir delik yeterlidir. Ancak bu projenin hayata geçmesi için Suriye'nin düşmesi gerekmektedir. Beşar Esad ve yurtsever Suriye halkı, emperyalizme karşı aralarındaki her türlü farklılıkları öteleyerek bir araya gelmişler ve milli cepheyi oluşturmuşlardır. Görsel ve yazılı basında İsrail'e kafa tutan Türkiye, el altından yaptığı gizli antlaşmalarla, aslında Davud'un oğullarıyla işbirliği halindedir. İsrail'in olası Suriye saldırısında Mehmet'in kanı üzerine pazarlık yapılacaktır. Diğer taraftan silahlarını bırakmayan PKK'lılar, ne acıdır ki Devlet'in ve TSK'nın denetiminde sınırdan geçerek, Suriye'ye konuşlanacaktır. Ve eğer bir Suriye savaşı çıkarsa, gene ne acıdır ki Türk askeri PKK ile "SİLAH ARKADAŞI" olacaktır. Özür bahanedir. Bölücülük ise şahanedir küresel çeteler için…Suriye'den sonra sıra Türkiye'ye gelecektir. Silahları ile sınır dışına çıkmış PKK hazır ve nazırdır. Öcalan'ın dediği gibi daha da güçleneceklerdir. ***** Şimdi Türk milletinin birleşme zamanıdır. Adı ister "VATAN ve Cumhuriyet" olsun,ister bir başka isim konsun, parti kurma çabaları AKP iktidarına karşı muhalefeti bölmekten öteye gitmeyecektir. Birilerinin "AKİL ADAMLARI", Türkiye'yi nasıl böleriz çalışmaları yaparken, milli cephelerinin akıllı adamları meslek, esnaf odalarıyla,işçi ve memur sendikalarıyla, BARO'larla, TABİPLER BİRLİĞİ'yle, üniversite ve demokratik kitle örgütleriyle, köylüsü, çiftçisi, kentlisiyle, kısacası tüm Türk milletiyle bir araya gelmenin yollarını aramalıdır. Ancak bu birleşme bir bildiri ile sınırlandırılmamalı ve gerçeğe dönüştürülmelidir. Zira Türk milletinin bu yolda göstereceği azim ve vereceği karar son derece önemlidir. Türk milleti daha önce de azim ve kararını ortaya koymuş ve Bağımsızlık Savaşı kazanılmıştır. Tarih tekerrürden ibaretse, bu millet bu savaşı da kazanacaktır. Hiç şüpheniz olmasın. Figen Özen İLK KURŞUN |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder