Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! | |
| Mustafa Kemal Atatürk |
T.Erdoğan ve Abdullah Öcalan nedense(!?), nasılsa bu konuda hemfikir.
Malum Apo'nun meşhur mektubunu bizzat T.Erdoğan kaleme almış diyorlar.
Abi bunu bir mantık silsilesinde incelemiş.
Kapitalizm, imparatorlukların yıkılması, Sünnilik-Arap kimliği ve Türk kimliği vb.
Oraj POYRAZ
Orhan Bursalı:Yeni Durum'un Şifreleri – 2 Öcalan'ın 21 Mart Nevruz açıklamasında, "Yeni Osmanlı"cıların izlerini süreceğiz bu yazıda… Bu izlerin, aslında Abdullah Öcalan'ın daha önceki teorik görüş ve değerlendirmeleriyle bir ilgisinin olmadığını söyleyebiliriz. Öcalan'da bu söylem değişikliğinin politik mi, mecburiyetten mi, bir kişisel ve politik açmazdan/tıkanmışlıktan mı kaynakladığı üzerine, sonraki yazıda değineceğim… Öcalan, Anadolu'da "farklı ırklarla, dinlerle, mezheplerle kardeşçe ve dostça birlikte yaşayan" büyük medeniyeti, "Son iki yüz yıllık fetih savaşları, Batılı emperyalist müdahaleler, baskıcı ve inkârcı anlayışlar, Arabi, Türki, Farisi, Kürdi toplulukları, sanal sınırlara suni problemlere gark etmeye çalışmıştır.." diyor. Davutoğlu da benzer düşüncede! Öcalan, kapitalizm ile ulus devletlerin ortaya çıkışı arasındaki temel tarihsel, ekonomik ve siyasi bağı ve mekanizmayı unutmuş! Ortadoğu'da ulusal devletlerin doğuşunda, Batılıların katkısını şüphesiz kimse inkâr edemez. Özetle, Öcalan'ın 200 yıllık sürece sanal sınırlar ve yapay problemler olarak yaklaşmasını, kendi teorik donanımı ile değil, sürece tam da böyle bakan Davutoğlu ve Erdoğan'ın tezlerini benimsemiş olmasıyla açıklayabilirim. Öcalan, RTE ile vardığı anlaşmayı, yeni Osmanlıcılığın zorunlu vardığı durak olan "çokulusluluk" olarak açıklıyor. İslam konusunda, eğer doğrudan Davutoğlu ile teorik-pratik tartışmalar yapmadıysa İmralı'da, MİT Müsteşarı Hakan Fidan aracılığıyla bu konuda fikir birliği oluşmuş. Öcalan, Atatürk ve kurduğu ulusal devlete de şöyle saldırıyor: Bu konuda da, Atatürk dönemini her şeyiyle tamamen tasfiyeye yönelen, ulusalcılıkla hesaplaşmalıyız diye bunu açıkça söyleyen Erdoğan+Davutoğlu ile birlik içindedir. Şimdi ise yeni bir kuruluş dönemi başlatıyor, tıpkı "TBMM'nin kuruluşundaki ruh, bugün de yeni dönemi aydınlatmaktadır… Tıpkı yakın tarihte Misakımilli çerçevesinde Türklerin ve Kürtlerin öncülüğünde gerçekleşen Milli Kurtuluş Savaşı'nın daha güncel, karmaşık ve derinleşmiş bir türevini yaşıyoruz.. Bu son noktayı, Ortadoğu'da parçalanmış Kürdistan'ın da (Türkmenler de!) birleşmesi çağrısı olarak görmeliyiz.. Bu hedef, Öcalan ile Erdoğan+Davutoğlu'nun, önlerine koydukları Türk-Kürt ulusal devletleri, federasyonu gösteriyor… |
^^^^^ - vvvvv
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Beni unut diyorsun ya; bu bana imkansiz geliyor.
Cunku; seni unutmam icin, hatirlamam gerekiyor.
Kucuk Iskender
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ben,Manevi Miras olarak, Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar. Nazim Hikmet Ran | "Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu? | Kurmus oldugum gruba uye olun |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder