30 Mart 2013 Cumartesi

15-Bekir Coşkun: Köylüler…

 

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

 

 

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

Açıklama: http://www.ataturkungencligehitabesi.com/ata_imza.gif

 

Şimdi biliyorum, yine bir kalabalık sıçrayacak, hoplayacak.
Vay Bekir Coşkun halka hakaret etti, küçümsedi, tepeden baktı diyecek.
Önünü almak için belirtiyorum.
Bekir Coşkun aynı benim gibi doğru bildiğini, dosdoğru söylemiş.
Kıvırtmadan, dalkavukluk yapmadan.

Ülkemiz halk dediğimiz insanların tercihleriyle şekillendi.
Eskiden bunlar köylüydü, şimdilerde kentlere göç ettiler.
Artık Varoşlarda yaşıyorlar.
Türk olanların sorunu tek, köyden kente göç ettiler, kentli olamadılar.
Kürt olanların sorunu iki tane, bunlar ek olarak bir de etnik allerji geliştirdi.
Şimdi mega, ultra ölçekli köylerde yaşayan köylülükten çıkmış, kentli de olamamış kalabalıklar var.
Bu kitleler çıpalarını yitirmiş durumda, sürükleniyor.
Bütün değerler sistemi yıkılmış.
Etnik ya da dini gerçek üstü fikirler etkisinde.
Sıkıntı burada.

Demokratik nizam içinde bunların oyunu alabilen, bunları kandırabilen iktidar oluyor.
Ticarette de aynı, reklam verenler bunlara yönelik, TV rating kuruluşları bunları ana seyirci kitlesi sayıyor.
Bunlara mal satabilen zengin oluyor.
Bu insanların içine düştükleri ideolojik fırtınalar ülkeye şekil veriyor.
Eskiden gecekondu bölgeleri solcuydu.
Şimdilerde cemaatçi, bazen de bölücü, Kürtçü.
Bu insanların beğenileri, estetik anlayışları, ahlakları ülkenin ana fikrini oluşturuyor.
Ülke bu insanların değer yargıları, estetik anlayışları, ahlakları geliştikçe ilerleyecek, zenginleşecek.
Ya da tam tersine bu insanlar irtica, şeriat gibi fikir kanserlerine yakalandıkça ülke fukaralaşacak, sömürülecek, belki de kan banyosuna girecek.
Bizler kentli olabilmiş, dünya kültürüne entegre olabilmiş olanlar bu kalabalıkların estetik anlayışlarını, ahlaklarını, kültürlerini beğenmiyoruz.
Ancak, bu gidişi değiştirme, iletişim geliştirme, yönlendirme yeteneğimiz de yok.
Çünkü, doğruyu söylemek, sempati ya da empati yaratmıyor, sorunu çözmüyor.
Kandırmak, inandırmak da faydalı değil.

Bu halkın çıpasını yitirdiğini söylüyorum, çünkü bu kitlelerin ahlakları gerçek üstü bir şekilde tek taraflı.
Hani hep tarihten, büyük imparatorluklardan, zenginlikler, ihtişamlar, altın çağlardan bahsederiz ya, işte bu devirlerin hiçbirisinde de olmayan bir aykırılık bu.
Dünya da ve tarihte emsali yok.
  • Benim arsama tecavüz etmeyeceksin, ama ben dilediğim yere gecekondumu yapacağım.
  • Ben çalacağım, ama benim malımı çalamayacaksın.
  • Kimse benim önüme tükürmeyecek, ama ben dilediğim yere tüküreceğim.
  • Kimse benim karıma kızıma yan gözle bakmayacak, ama ben dilediğim kadına taciz, dilediğime tecavüz edeceğim.
  • Ben hileli mal satacağım, ama kimse bana hileli mal kakalamayacak.
  • Vb.
Böyle işte hep tek taraflı.

Aydınlar, zenginler, entellektüeller azınlıkta.
Gerçekten, doğrudan, gelecekten bahsedenler tepki görüyor, aydın halktan kopmuş deniyor, ötekileştiriliyor.
Dalkavukluk yapan, pohpohlayan, kandıran, kestirmeden kazanç, kolaydan zenginleşme önerenler halkçı aydın oluyor, halk onlara kulak veriyor.
Bir kısır döngü var.
Toplum bir çukurun içinde debelenip duruyor.
Fukaralaştıkça canı yanıyor.
Yaşadığımız iç savaşta evlatlarını kaybediyor, canı yanıyor.
Yerli zenginler, küresel zenginler elindekini, tarlasını, arsasını alıyor, canı yanıyor.
Adeta dayak aptalı olmuş durumda.

Sonuçta, ne olursa olsun, birilerinin bu insanlara yanlış yolda olduklarını, tek taraflı bir ahlak sisteminin gerçek olamayacağını, çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamanın mümkün olmadığını, bu şekilde önce onurlarını, sonra hürriyetlerini daha sonra da bağımsızlık ve geleceklerini kaybedeceklerini anlatması gerekli.

İşte Bekir Coşkun bunu yapmış. Doğru bildiğini dosdoğru söylemiş.

Aksi halde, halk dalkavukluğuyla, yalanla, dolanla, gerçeküstü, hayali fikir ve ideallerle bu halk gerçekten de insanlık denilen ailenin en onursuz, en aşağılık, en ezilen üyesi olacak.
İşgaller, etnik arındırma, katliamlar, etnik ve kültürel assimilasyonlarla tarihe karışıp yok olacak.

Oraj POYRAZ



Bekir Coşkun: Köylüler…

30 Mart 2013

Onlar leğene "teşt", çağırırken "heşt" derler…

*

Okula mektep…

Eşeğe merkep…

Dayağa kötek…

*

Kalın, ağır minderleri vardır…

Şakaya "hanek" derler…

Yabancı geldiğinde tavuklarını kesip yedirirler, canlarını verirler ele, misafirin önünde el pençe dururlar…

Sonra birbirlerini vururlar…

*

Yan yana oturup bağırarak konuşurlar…

Ama hiçbir zaman anlaşamazlar…

O zaman kendi tezlerinin doğruluğuna yemin ederler…

Adama "heri"

Kadına "garı"

Her sözün başında "gali" derler…

*

İlim sahibidir hepsi…

Tereyağına patates ezmesi karıştırmayı onlar gerçekleştirdiler…
Arının yerine geçip, şeker şerbetinden bal icat ettiler…

Almanlar bile şaşırdı; pancar su pompasına tekerlek takıp nasıl da düğüne gittiler?

*

Gazete, kitap okumazlar…

Öğretmene "muallim"

Sofuya "âlim" derler…

*

Onlar için ayakkabıların üstünden çok altı önemlidir…

Kapının önüne koyarlar ama, en çok camide çalınır ayakkabılar…

Televizyonun karşısındaki divanda ayaklarını altlarına alıp oturarak, bayılırlar dizi seyretmeye…

Bitince, birbirlerine diziyi anlatma faslı başlar…

*

Ve topluca şehirlere göç ettiler şu son yıllarda…

Birer şemsiye alarak ve kahvehanede ayak ayak üstüne atarak, sınıf atlamak isterler…

Ama atlayamazlar da…

Çoğu benim gibi, içindeki köylüyle kalır baş başa…

*

Kaçak elektrik kullanıp camiye giderler…

Yalanlara inanmış gibi yapmayı, karşılığında avanta almayı severler…

Demokrasinin "D"sini bilmezler…

Ama demokrasi en çok onların yüzünü güldürür…

Makarna, nohut, kömür…

*

Sisteme göre nasılsa son sözü çoğunluk söyler…

Onların dediği olur sonuçta…

Kendine benzeyeni seçer köylüler…

*

Uzağa "deh"

Şaşırınca "peh"

Kandırılınca "teh" derler…

Cumhuriyet

a45UyF587661-201303300947-15
^^^^^ - vvvvv


--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bir milleti tutsak etmek isterseniz, onun muzigini curutun.

Konficyus

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ben,Manevi Miras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk


Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.

Nazim Hikmet Ran

"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu?
Fakat bunu yapmaya gucu mu yok?
Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir.
Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi?
Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir.
O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu?
O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur.
O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu?
O zaman kotuluk nereden geliyor?"

(Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.)
EPICURE

Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder