Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! | |
| Mustafa Kemal Atatürk |
Mavi Marmara gemisi olacaklar bile bile neden gönderildi?
Rumlar Akdeniz'de sondaj yaptığında neden önce saldırgan demeçler verildi, sonra da neden derin bir sessizlik içine girildi?
İsrail tam da bu zamanda neden özür diledi?
Hala daha merak ediyor musunuz?
MÜSLÜMAN OLDUĞUNU İDDİA EDEN, BANA KALIRSA ZANNEDEN BİR HALK VAR!...
MÜSLÜMANLARI TEMSİL ETTİĞİNİ İDDİA EDEN BİR PARTİ VAR!...
BUNCA YIL EZİLMİŞ, MÜSLÜMANLARI İKTİDARA GETİRDİĞİNİ SÖYLEYEN BİR İKTİDAR VAR!...
VE BU HALK, BU İKTİDAR, BU PARTİ HAÇLILARLA BERABER MÜSLÜMAN BİR HALKI KAN VE GÖZYAŞINA BOĞUYOR.
Haydi bakalım izahını yapın şimdi.
Bu halkı yapılanların hak ve mübah olduğuna inandırın.
İsrail-ABD-Türkiye-Suudiler el ele vermiş tamamı da müslüman olan Ortadoğu halklarının anasını belliyor diye bu halka anlatın.
Haçlılarla el ele vermiş, bölgede bir sürü ülkenin sınırları değişecek deyin.
Hatta bırakın onu, Türkiye'nin de sınırları değişecek, kalan ülkenin adı da değişecek, rejimi de değişecek deyin.
Olur mu?
Bütün bunları kendini Müslüman zanneden bu halka nasıl anlatacaksınız?
Bir çapkın bile öpeceği(!) kıza yaklaşırken, aleni seni öpeceğim(!) demez.
Aşığım, seviyorum der, gönlünü almak için çiçek alır, romantik yapar.
Siz hiç sokakta pandiklediğiniz kızı yatağa atabildiniz mi?
Elbette, işin içinde kandırmaca, inandırmaca olacak.
Elbette bütün bu cilve cümbüşün ne kadarı gerçek, ne kadarı yalan kadınlar da bilirler.
Bilirler ama, işlerine gelince inanmış gibi, tam tersine akıllarına yatmazsa da inanmamış gibi yaparlar.
Şimdi bizim müslüman halkımız bütün bu cilve cümbüşü işine geldiği için mi yemiş gibi yapıyor?
Eğer öyleyse sorun yok.
Ama, sırf zeka özrü nedeniyle bu kadar yalan, dolana inanmış, kabul etmişse, bu kötü.
Benim kanaatim, İsrail fatihi, Kürt barışı, komşularla sıfır sorun, büyüyen Türkiye mizansenlerini bu halk yemiştir.
Ama ne yazık ki, bildiği için değil, saflığından afedersiniz dangalaklığından yemiştir.
Beni inciten de budur, işte.
Arap müslümanları da, Türk müslümanları da gayet de güzel koyun gibi yedilmiştir.
Fukaralığın, sefaletin, zavallılığın dibine düştüğü halde herkes kendinde şan, şeref, büyüklük, zenginlik, onur bulmuştur.
Nasıl bir iluzyon, göz bağcılığı, akıllara seza?!
Kolay değil.
Hem öpeceksin, hem de sevdireceksin.
Oraj POYRAZ
^^^^^ - vvvvv
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder