17 Eylül 2014 Çarşamba

27 Mayıs Darbesi ve Hürriyet Şehitleri


27 Mayıs Darbesi ve Hürriyet Şehitleri

Askerler 27 Mayıs 1960′ta Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk askerî darbesini gerçekleştirdiler.
37 düşük rütbeli subayın planları ile icra edilen bu darbe emir komuta zinciri içinde yapılmamıştır.
Kritik mevziler bu subayların ellerindeki asker ve silahlarla önce ordudaki komuta kademesinin etkisiz hale getirilmesi ile ele geçirilmiş, daha sonra cumhurbaşkanı ve hükümet üyeleri tutuklanarak, hükümet; 235 general ve 3500 civarında subay (daha çok albay, yarbay, binbaşı) emekliye sevk edilerek, 1402 üniversite öğretim görevlisi görevden alınarak ve bazı üniversiteler kapatılıp el konularak, 520 hakim ve yargıç görevden alınarak gerçekleştirilmiştir.

Başvekil Menderes ile iki bakanı, Polatkan ve Zorlu idam edildiler.

Darbeden sonra darbeyi planlayan ve icra eden 37 düşük rütbeli subay ve Emekli Orgeneral, Cemal Gürsel'in oluşturduğu Millî Birlik Komitesi marifeti ile ülke yönetimini üstlendiler.
B

aşbakan Menderes ve iki bakanı, Polatkan ve Zorlu'yu idam edecek olan bu idare 3 Nisan 1963 tarihinde bu darbenin anısına 27 mayıs gününü de Hürriyet ve Anayasa Bayramı olarak ilan etmiştir.

Hürriyet ve Anayasa Bayramı askerlerin 12 eylül 1980′de yeniden darbe yaparak anayasayı yeniden değiştirtmeleri, ve Kenan Evren tarafından yürürlükten kaldırılmasına kadar 20 yıldan fazla süreyle resmi bayram olarak kutlanmıştır.

İlan edildikten sonra resmi törenlerle her yıl 27 mayıs günü Hürriyet ve Anayasa Bayramı Anayasa Mahkemesi'nde kutlanır, devlet erkânı, Anayasa Mahkemesi başkanının makam odası önünde sıraya dizilerek başkana tebriklerini sunarlardı.

27 mayıs ihtilali bazı gençlerin(5 kişi) ölümlerini de "hürriyet şehitleri" olarak kutsamış, naaşlarını anıtkabir'e gömdürmüş ve isimlerini çok sayıda okul, gemi vb kamusal alanlara vererek ölümsüzleştirmiştir.

Darbenin yarattığı bu kahramanlarla ilgili tarihin gerçek yüzü ise şöyle anlatılmaktadır; (Kaynak: Anıtkabir'e gömülen protestocu öğrenciler: Yıldıray Oğur / Taraf 12.12.2010)

9 Haziran 1960

İki protestocu öğrenciye veda için İstanbul'daki devlet erkânı, öğretim üyeleri, subaylar ve binlerce İstanbullu Beyazıt Meydanı'nı doldurmuş.
Dev bir Atatürk resminin asıldığı tarihî kapıdan Atatürk heykelinin yanındaki iki katafalka yatan öğrencilere bakan kalabalık "Olur mu böyle olur mu, kardeş kardeşi vurur mu" marşını söylüyor.
Yanında generaller, ağır ağır kürsüye çıkan rektör Sıddık Sami Onar ağlamaklı: "Daha başka ölülerimiz de vardır.
Naaşlarını belki bulamayacağız.
Ama onları da kardeşleri gibi Ata'nın yanında kalplerimize gömeceğiz"

5 gencin naaşı törenle anıtkabir'e defnedildi, 28 yıl sonra oradan çıkartıldılar.

Cenazeler Sultanahmet Camii'ndeki cenaze töreninin ardından Sarayburnu'ndan Deniz Kuvvetleri'ne ait 505 No'lu Çeşme Mayın Tarama Gemisi'yle Kadıköy'e geçiriliyor.
Haydarpaşa açıklarında protestocu öğrencileri 12 savaş gemisinden oluşan bir filo, Kadıköy İskelesi'nde ise alçak uçuş yapan jetler selamlıyor.
Denizcilerin omuzladığı tabutlar, askerî bandonun çaldığı matem marşları, camilerden okunan salalarla Haydarpaşa'ya getiriliyor.
Cenazelerin yüklendiği özel tren Ankara'ya doğru yola çıkıyor.
Hereke, İzmit hatta gece geç saatte geldiği Eskişehir İstasyonu'nda resmî törenlerle karşılanıyor.
Eskişehir'de cenazeler için İnönü, Sakarya Savaşı şehitliklerinden topraklar getiriliyor.

10 Haziran 1960

Sabah 09:57'de Ankara'ya varan trenden önce Rektör Sıddık Sami Onar iniyor.
Garda onu karşılayan Tümgeneral Hakkı Sokullu'ya sarılıyor.
Hem general hem de rektör ağlıyorlar.

Garda toplanan kalabalık "Katillere ölüm" diye bağırmakta.
İstanbul'dan gelen iki cenaze diğer üç öğrenci cenazesinin beklediği Cebeci Camii'ne götürülüyor.

Ve son yolculuğa doğru hareket…
Top arabalarına yerleştirilen beş gencin cenazesinin etrafında Deniz, Kara ve Hava Harp Okulu öğrencileri sıralanıyor.
2,5 kilometreyi bulan kortej, yol kenarına dizilmiş Ankaralıların öfkeli sloganları arasında defnedilecekleri Anıtkabir'e doğru yola çıkıyor.
Atatürk'ten sonra Anıtkabir'e defnedilecek ilk cenazeler…
Onlara "Hürriyet Şehitleri" deniyor.

Nümayiş çıkmaması için Cemal Gürsel ve İsmet İnönü dışındaki bütün devlet erkânı, 27 Mayıs'ın Milli Birlik Komitesi üyeleri tam kadro kortejde.
İnönü'yü oğlu Ömer İnönü temsil ediyor.
Kortej Anıtkabir ve Cebeci'den top atışları ve alçaktan uçuş yapan jetler eşliğinde tam 2,5 saat sonra ancak Anıtkabir'e varıyor.

Anıtkabir önüne yerleştirilen beş masaya konan tabutlar için önce saygı duruşunda bulunuluyor, ardından askerî bando eşliğinde İstiklal Marşı söyleniyor.
Bir üniversite öğrencisi, bir Harbiyeli ve Başbakanlık müsteşarı konuşmalarıyla "şehitleri" selamlıyor.
Anıtkabir'in Çankaya'ya bakan tarafında hazırlanan mezara Harbiye öğrencilerinden oluşan tören mangasının üç el ateşiyle önce Teğmen Ali İhsan Kalmaz gömülüyor.

22 yaşındaki genç topçu teğmen, 27 Mayıs gecesi Büyük Postane'yi teslim almaya çalışan Harbiyelilerden biriydi.
Direnen polisi teslim aldıktan sonra paniğe kapılan bir jandarma askerinden çıkan kaza kurşunuyla hayatını kaybetmişti.

Tören mangasının ikinci ateşiyle ikinci mezara 11 yaşındaki Ankaralı öğrenci Ersan Özey gömülüyor.
Ersan Özey, 27 Mayıs sabahında darbeyi kutlamak isteyen CHP'li babasıyla birlikte Çankaya'da sokağa çıkmıştı.
Sokağa çıkma yasağını ihlal ettikleri için üzerlerine ateş açılmış ve babasının yanında askerler tarafından vurularak hayatını kaybetmişti.

Manganın üçüncü kez havaya ateş açışında üçüncü mezara büyük törenlerle İstanbul'dan getirilen iki cenazeden biri, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğrencisi 20 yaşındaki Turan Emeksiz gömüldü.
Malatyalı Emeksiz, 28 Nisan 1960'da polisin sert biçimde bastırdığı Beyazıt'taki DP karşıtı büyük gösterilerde vurularak hayatını kaybetmişti.
Turan Emeksiz'in polis silahından çıkan bir merminin yerde sekmesi sonucu öldüğünü söyleyen Adlî Tıp'çılar, otopsi raporunu çarpıttıkları için Yassıada'da, Bayar ve Menderes ve 117 DP'liyle birlikte Ankara-İstanbul Olayları Davası'nda yargılanmış, raporun doğru olduğu ortaya çıkınca beraat etmişlerdi.

Cenazesi İstanbul'dan getirilip dördüncü mezara gömülen Nedim Özpolat da aynı gösteride ölmüştü.
İstanbul Erkek Lisesi öğrencisi Özpolat, Yassıada Başsavcısı'nın sözleriyle "Heyecanlı mizacının ve vatanperverliğinin tesiriyle üzerinde nutuk söylediği hareket halindeki tanktan, diğer bir tanka atlarken ayağı palete takılmış ve paletler arasında kalarak can vermişti"

Ve Anıtkabir'deki son mezara Harbiye birinci sınıf öğrencisi Sökmen Gültekin defnedildi.
O da 27 Mayıs gecesi darbeye hazırlanırken elindeki Thompson silahın ateş alması sonucu kendini vurmuştu.

23 Ağustos 1988

28 yıl sonra Anıtkabir'de mezarlıkta tören mangası yine gençlerin mezarlarının başında.
Geniş güvenlik önemleri altındaki gizli tören 28 yıl öncekine göre hayli sessiz ve sade.
Gözü yaşlı aileler, çocuklarının kemiklerinin mezarlardan çıkarılıp poşetlere konuluşunu izliyor.
Bir kanun çıkmış, Anıtkabir'de İnönü dışındaki tüm cenazelerin Cebeci Şehitliği'ne taşınması kararlaştırılmıştı.
Esas sebep ise 12 Eylül'ün 27 Mayıs'la hesaplaşmasıydı.
Politik nedenlerle buraya gömülen gençler yine politik nedenlerle şimdi buradan götürülüyordu.

Devletin onlarla işi artık bitmişti…

Yukarıdaki bilgilerden özetleyerek tekrarlamak gerekirse hürriyet şehidimiz 5 genç fidan'ın ölümleri aslında şöyle olmuş;

22 yaşındaki genç ihtilalci harbiyeli topçu teğmen Ali İhsan Kalmaz 27 Mayıs gecesi Büyük Postane'yi teslim alması sırasında (direnen polislerin silahlarını teslim aldıktan sonra), "paniğe kapılan bir jandarma askerinden çıkan kaza kurşunuyla" hayatını kaybetmiş.

11 yaşındaki Ankaralı öğrenci Ersan Özey 27 Mayıs sabahında darbeyi kutlamak isteyen CHP'li babasıyla birlikte "Sokağa çıkma yasağını ihlal ettikleri için üzerlerine ateş açılmış ve babasının yanında askerler tarafından vurularak" hayatını kaybetmiş.

İÜ Orman Fakültesi öğrencisi 20 yaşındaki Turan Emeksiz 28 Nisan 1960'da "polisin sert biçimde bastırdığı DP karşıtı büyük gösterilerde polis silahından çıkan bir merminin yerde sekmesi sonucu" vurularak hayatını kaybetmiş.

İstanbul Erkek Lisesi öğrencisi Nedim Özpolat, heyecanlı mizacının ve vatanperverliğinin tesiriyle "üzerinde nutuk söylediği hareket halindeki tanktan, diğer bir tanka atlarken ayağı palete takılması sonucu" paletler arasında kalarak can vermiş.

Harbiye birinci sınıf öğrencisi Sökmen Gültekin 27 Mayıs gecesi darbeye hazırlanırken "elindeki Thompson silahın ateş alması sonucu" kendini vurmuş.

Bir gün sokakta dolaşırken bir okulun, resmi binanın, yahut vapurun üzerinde bu isimlerden herhangi biri ile karşılaştığımızda onların gerçek katilinin kim veya ne olduğunu, bu genç fidanların ne uğruna hayatlarını kaybettiklerini, hürriyet mücadelesinin aslında kimlerle ve neye karşı verilmesi gerektiğini bir kere daha düşünelim.


a45UyF587661-140917150854-{{SN}}
^^^^^ - vvvvv

 
--


Maasim Yetmedigi Icin Ticaret Yapiyorum.

Recep Tayyip ERDOGAN(RTE)
Turkiye denilen ulkenin basbakani



Basiniza gelen her hangi bir musibet kendi ellerinizin yaptigi isler yuzundendir (SURA 30; NISHA 79 vs...);
Yaptiklarinizdan dolayi mutlaka sorguya cekileceksiniz (AL-NAHL 93)
***
Suphesiz Allah diledigini saptirir, diledigini de dogru yola eristirir (K.AL-NAHL 36, 93: FATIR 8; MUDESSIR 31, 42, vs)
Tanri dilediginin gonlunu acar onu Musluman yapar...
dilediginin kalbini dar kilar (kafir yapar) (K.EN AM 125)
Allah isteseydi puta tapmazlardi.. (K.EN AM 107)

 
Dunya baligin uzerindedir.
Balik basini sallayinca dunyada depremler olur.

Ibni Kesir, 2/29; 50/1


Fatih camiinin avlusundayiz.
Cenaze namazi kilinacak.
Bazilari tanidiklarini gorunce disleri gorunecek sekilde guluyor, yahu bunca zamandir nerelerdesin be diyor.
Neseli neseli tokalasiyorlar, sen sakrak gulusuyorlar.
Biraz otede namazini kilacaklari bicare cenaze tabutta sere serpe yatiyor.
Zavalli sen sakrak Muslumanlar.
Cenazeler ikiye ayrilir: Olmus cenazeler...
Canli cenazeler...

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.


Tek carenin galiplerle uyusmak ve anlasmak olacagi bu kafasizlarca ne zaman anlasilacak?-

Yazar Refi Cevat Ulunay - 23.03.1920


Mubarek vatan ve milleti parcalanmak tehlikesinden kurtarmak ve Yunan ve Ermeni emellerine kurban etmemek icin acilan milli mucadele ugrunda milletle beraber serbest surette calismaya resmi ve askeri sifatim artik mani olmaya basladi. Bu mukaddes gaye icin milletle beraber nihayete kadar calismaya mukaddesatim adina soz vermis oldugum icin pek asigi bulundugum yuce askerlik meslegine bugun veda ve istifa ettim.

(8 Temmuz 1919)
K. ATATURK


Tanri adina islenen cinayetlerin sayisi, seytan adina islenenlerden cok fazladir.

Erica Jong


Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)


Ben askerlerimi, Arap kizlarinin irzlarina gecmesi yolunda cesaretlendirdim.
Cunku Filistinli kadinlar Yahudilerin kolesidir ve biz bu kolelere istedigimizi yapariz ve kimse bizden hesap soramaz.
Asil biz herkesten hesap sorariz

Ariel Saron, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder