PEZEVENK . . . . . . Dunya ahvalinden haberi yoktur Sohbeti din ile acar pezevenk Komsusu ac iken kendisi toktur Sanki melek olmus ucar pezevenk . . . . . . Karanlik islerde ziplama ister Evine granit * kaplama ister Dunya mektebinden diploma * ister Insanlik dersinden kacar pezevenk . . . . . . Herkesin kabina cesmesi akmaz Erkek sinekleri hareme sokmaz Fakir komsusunun yuzune bakmaz Selamsiz sabahsiz gecer pezevenk . . . . . . Sanirsin Allah'la akde oturmus Cennete giderken macun goturmus Huriler'i dizip isi bitirmis Simdi gilmanlari secer pezevenk . . . . . . Aydinliga dusman yobazin dolu Hu cekerken sismis agzinda dili Erbabi, ulkede bunlardan dolu Durmadan zehrini sacar pezevenk Asik ERBABI |
Siz benim ilettiğim mektupta en alttaki şiire takılmışsınız.
Harika bir şiir.
Kötüyü anlatmış, kötüyü aşağılamış.
Bana sorsanız herhangi bir dindarı alınacağı bir tarafı da yok.
Her mısrası doğru ve şiirsel.
Aşık Erbabi'nin şiiri yan tarafta.
Şiirinde sahtekar dinci,
dayatmacı, zorba mürteci,
İki yüzlü, riyakar, takkiyeci birilerinden bahsetmiş.
Pezevenk demiş aşağılamış bunu.
İyi de bundan siz niye alındınız?
Yoksa alınmalı mıydınız?
Niye cevap verdiniz, niye atışmaya girdiniz?
Sıkıntılı bir iş yapmışsınız.
İsterseniz bir kere daha okuyun.
O pezevenk kimdir belki anlarsınız.
Ayıbı ayıplamanız yeterdi.
Ona sahip çıkmanız kötü olmuş.
Kabul etmişsiniz.
Sahtekar dinci olmayı,
Dayatmacı, zorba mürteci olmayı,
İki yüzlü, riyakar, takkiyeci olmayı kabul etmişsiniz.
Hatta bir de bundan şeref payesi çıkarmışsınız.
Yazık, hem de çok yazık.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
On 08.09.2014 20:30, ahmet dogan Simsek wrote:
Bu şiire yıllar önce cevap yazmıştım.Buraya da ekliyorum.Pezevenk kimdir, nasıl biridir.
Müslüman çarşısında salyangoz satar.
Ukalalığından bir başka bakar.
İnsanları akrep gibi hep sokar
Dinime düşmandır söver pezevenk.
Boşa söver sayar hiç aslı yoktur.
İçi kokuşmuştur zihni tam boktur
Allah dan zerrece korkusu yoktur.
İslam'a düşmandır ürür pezevenk.
Edepten hayadan haberi yoktur
Hakareti sever şahsiyet yoktur
Kimseyi beğenmez kibiri çoktur
Sebepsiz saldırır durur pezevenk
Hayatı pisliktir lağımda akar
Her sözü leş gibi çok kötü kokar
Hayatı pisliktir çevreye saçar
Temiz bir şey görse ürker pezevenk
İnsanlıktan zerre nasibi yoktur.
İnsanları sevmez yandaşı boktur
Acımaz kimseye yediği halttır
Bir şişe rakıya satar pezevenk.
Namusu şerefi iki paralık
Tanımadan söver hep aşağılık
Ayıptır gel etme diyecek olsan
Sırıtarak bakar, bakar pezevenk
Hayatı kumardır ne varsa satar
Kendi karısını ortaya atar
Çocuğu dayaktan evinden kaçar
Kimi bulsa, onla yatar pezevenk
Doğan'ım sus yine gazaba geldin
Bilirim sen pek çok ağlayan gördün
Böyle namert'lere nasihat verdin
Nasihat kar etmez azar pezevenk
Ezanı duyunca korkuyla kaçar
Etrafına sade küfürler saçar
Zerrece utanmaz camiye sıçar
Bir bok yediğini sanır pezevenk
Bir besmele duysa deliye döner
Doğru söyleyeni zebani sanar
Hem ölümden korkar hem isyan eder.
Sonra da millete çatar pezevenk
A.D.Şimşek
--
8 Eylül 2014 15:35 tarihinde Oraj POYRAZ <oraj.poyraz@openmail.cc> yazdı:
--
Paralel yapı var mı yok mu?
İşte bütün mesele bu.
Shakespeare'in de buna benzer bir lafı vardı?
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
SÜLEYMAN ÖZIŞIK : Paralel yapı TSK'ya işte böyle sızdı!
08 Eylül 2014 Pazartesi
http://www.internethaber.com/paralel-yapi-tskya-iste-boyle-sizdi-16599y.htm
Türkiye, Kurmay Albay Hüseyin'in adını ilk kez 17 Aralık darbe girişiminden sonra duydu.
Dönemin Başbakanı Erdoğan telefonda, "Albay Hüseyin'in durumu ne olacak?" diye soruyor, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "Yüksek Askeri Şura'ya yetişecek efendim" diyordu.Bugün size o kurmay albayın başından geçen korkunç olayları anlatacağım.
Ancak o korkunç olayları daha iyi anlatabilmem için 3 yıl geriye, yani 2011 yılının 24 Kasım gününe gitmem gerekiyor.O günün sabahında, Silivri 7 No'lu Kapalı Cezaevi'nde "suç örgütüne üye olmak, dolandırıcılık, rüşvet" suçlarından tutuklu Özgür Balcan'a babasının vefat ettiği, eğer isterse babasının cenazesine katılabileceği bilgisi ulaştırıldı.
Balcan cenazeye katılmak istediğini belirtince, Albay Hüseyin'in hayatını karartacak olaylar silsilesi de başlamış oldu.
İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi, Balcan'a "yol hariç 2 gün izin" verdi.
Bir astsubay, bir uzman çavuş ve iki er, Balcan'ı 24 Kasım sabahı cezaevi aracıyla Tekirdağ Muratlı'daki cenaze evine götürdü.Defin işleminin ardından geceyi geçirmesi için Tekirdağ F Tipi Cezaevi'ne konan Balcan, ertesi gün cenaze evine tekrar götürüldükten sonra tutuklu bulunduğu Silivri'ye geri getirildi.
"Tamam işte, bütün prosedür kanunlar çerçevesinde yerine getirilmiş.
Aksilik ve yanlışlık bunun neresinde?" diyebilirsiniz.Acele etmeyin, okumaya devam edin!
Ertesi gün memur suçları savcısı Mehmet Kurt, inanılmaz bir işe imza atarak Balcan'a refakat eden askerler hakkında tuhaf bir gerekçeyle soruşturma başlattı.
Soruşturmanın konusunu merak ediyorsanız, söyleyeyim:"Kamu görevinin sağladığı nüfuzu kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak!"
Yanlış duymadınız!
Soruşturma, hürriyeti zaten mahkeme kararıyla kısıtlanan bir tutuklunun hürriyetini kısıtlama gerekçesiyle başlatıldı!
Daha vahim olanı söyleyeyim!
Tutuklu Özgür Balcan, suçlanan şahıslardan davacı olmayacağını söyleyince, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Kurt eylemi, "hürriyeti tahdit" kapsamında değerlendirerek res'en soruşturma başlattı.
Evet, yine yanlış duymadınız!
"Gece cenaze evinde kalması gerekirdi, siz en yakın cezaevinde konaklattınız" bahanesiyle açıldı o soruşturma...
Soruşturmaya, tutuklunun sevki sırasında kendisine refakat eden uzman çavuş, astsubay çavuş, sevk kararını imzalayan bölük komutanı yüzbaşı, sevk kararını bölüğe havale eden tabur komutanı binbaşı ve tabura sevk kararını mesaj emriyle gönderen İl Jandarma Alay komutan yardımcısı yarbay da dahil edildi.
Ve en önemlisi...
Soruşturmaya bir komutan daha eklendi.
Zaten soruşturmanın başlatılmasındaki asıl hamaç da buydu.
O komutan, Başbakan Erdoğan ile Sadullah Ergin arasındaki telefon görüşmesinde adı geçen İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Kurtoğlu'ydu!Kurtoğlu'nun soruşturulabilmesi için 4483 Sayılı Yasa gereğince HSYK'dan izin alınması gerekiyordu.
HSYK bu konuda uyarıda bulununca savcılık, işlenen suçun "Adli görev suçu" olduğunu belirterek bu itirazı da reddetti.
HSYK bu itiraz üzerine bir kez daha, "Adli görev suçu olsa bile yargılanamaz" diye uyarı gönderince savcılık bu kez, "Bu bir kişisel suçtur" diyerek soruşturma için izin alınmasına gerek olmadığını savundu.Bir süre sonra savcının suç duyurusu kabul edildi ve mahkeme görülmeye başlandı.
Burada ise bambaşka bir hukuk skandalı yaşandı.Davanın görüldüğü mahkeme hakimi kısa süreli raporluyken başka bir hakim apar topar duruşmaya çıkarıldı.
Bu hakim büyük bir görev aşkıyla dosyayı hemen inceleyip, tek duruşmada 6 sanığın da mahkumiyetine karar verdi.Oysa tüm hakimler bilirler ki başka hakimin mahkemesine geçici olarak çıkılan duruşmalarda hakimler karar vermez, delilleri toplar ve kararı esas yetkili hakime bırakırlar.
Basit düşme kararları bile esas yetkili hakimin iş yüzdesi etkilenmesin diye karara bağlanmaz yetkili hakime bırakılır.Bu yapılmadığı gibi, yetkili hakim yerine karar veren diğer hakim 2 gün içinde 11 sayfalık bir gerekçeli karar da yazarak dosyayı kapattı..
Çıkan karar da dehşet vericiydi..
Sanıklar 1 yıl 6 ay cezaya çarptırıldı.
Ancak erteleme, paraya çevirme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi bir durum yaşanmaması için, suçu işleyen şahısların birden fazla oldukları ve nüfuzlarını kullanarak bu suçu bilerek ve isteyerek işledikleri gerekçe gösterilerek cezalar iki katına çıkarıldı."Bu nasıl bir hukuk skandalıdır" diyorsunuz değil mi?
Durun daha durun!
Aşağıda bundan çok daha fazlasına tanık olacaksınız!
Dosya Yargıtay'a geldiğinde, bu karar ilgili daire tarafından Türk Ceza Kanunu'nun 53.maddesinin yanlış uygulanması nedeniyle düzeltilerek onandı.
Vallahi de billahi de yine yanlış duymadınız, bu karar yargıtay tarafından onandı.!
Onama kararı bir süre sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın önüne gelince işin rengi değişmeye başladı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu kararın hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dairenin onama kararına itiraz edince dosya tekrar aynı dairenin önüne geldi.Dairenin mevzuat gereği iki seçeneği vardı.
Ya "kararımız doğrudur" diyerek dosyayı Ceza Genel Kurulu'na götürecek, ya da "Biz bu kararı onayarak hata yaptık" deyip kararını düzelteceklerdi.
Yargıtay ilgili dairesi ikinci yolu seçerek yapılan hukuk faciasının genel kurul tarafından öğrenilmemesi için kendi kararını oybirliğiyle bozup, "Burada suç yoktur, sanıkların beraatine karar verilmesi gerekir" diye karar verdi.
Derin bir oh çekip, "Hele şükür, adalet nihayet yerini buldu" dediğinizi duyar gibiyim.
Ancak hiç de öyle değil!Buraya kadar anlattığım tüm bu dava süreci yaklaşık 3 yıl sürdü.
Kurmay Albay Hüseyin Kurtoğlu bu dava sürecinde açığa alındı.
Açığa alındığı dönem onun Yüksek Askeri Şura kararlarıyla bir üst rütbeye terfi edeceği dönemdi.
Albay Hüseyin Kurtoğlu'nun beraat etmesini bizzat Genelkurmay Başkanı Necdet Özel istemiş, Erdoğan da bu durumu dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e bildirmişti.Eğer bugün terfi etseydi Türkiye ondan, "Tuğgeneral Hüseyin Kurtoğlu" diye bahsedecekti.
Onun yerine bir başka isim terfi etti.Kamuoyu, Hüseyin Kurtoğlu'nun yerine Tuğgeneral olan kişinin kimliğini aylar sonra, Türkiye'yi ayağa kaldıran bir olay sonucunda duydu.
O Tuğgeneral, 19 Ocak 2014'te MİT tırlarının Adana'da durdurulması emrini veren Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu'ydu!
Ha!
Albay Hüseyin Kurtoğlu'nun hayatını karartan kararı veren mahkeme hakimi kim mi?
Onun adı da Ahmet Türkeri.Şu anda Diyarbakır'da görev yapan Ahmet Türkeri HSYK seçimlerinin yapılacağı şu günlerde adalet.org sitesinde, adaletin nasıl olması gerektiğinden bahsediyor, sabah akşam hükümeti topa tutuyor.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kartal, ucarken de kartal konarken de!
Anonim Nasihat
- - - - - - - - - - - - -
Allah; Adem i, Nuh u, Ibrahim Ailesi ni, Imran Ailesi ni secerek alemlere ustun kilmistir.
AL-I IMRAN SURESI 33
- - - - - - - - - - - - -
Kiz bebegin sidigini temizlemek icin birkac kez su serpin; erkek bebegin sidigini temizlemek icin citeleyin.
Buhari-Muslim-Muvatta-Ebu Davud-Tirmizi-Nesai
- - - - - - - - - - - - -
Fâtih camiinin avlusundayız.
Cenaze namazı kılınacak.
Bazıları tanıdıklarını görünce dişleri görünecek şekilde gülüyor, yahu bunca zamandır nerelerdesin be diyor.
Neşeli neşeli tokalaşıyorlar, şen şakrak gülüşüyorlar.
Biraz ötede namazını kılacakları biçare cenaze tabutta sere serpe yatıyor.
Zavallı şen şakrak Müslümanlar.
Cenazeler ikiye ayrılır: Ölmüş cenazeler…
Canlı cenazeler…
Mehmet Şevket Eygi
Mürtecilerin çok sevdiği ve önemsediği fikir adamı.
- - - - - - - - - - - - -
Benim elimden gelse Turkleri Arap yaparim, diger Muslumanlari da.
Bunlarin vaktiyle Araplasmadigina da cok eseflenirim.
Arap dili, ne Turk diliyle ne de Cerkez diliyle kiyas kabul etmeyecek derecede ustunluge sahip oldugundan, insanin, milliyetin kucugune sahip olup da onunla iftihar edecegine buyugune sahip olarak onunla iftihar etmesi daha karli ve makul olur.
Seyhulislam Mustafa Sabri Efendi
- - - - - - - - - - - - -
Rum ve Ermeni komitacilariyla, bunlarin ileri gelenleri, devamli sekilde temasta bulunduklari Ingiliz subaylari ile bazi Amerikan memurlarindan cok yuz buluyorlar.
(5 Haziran 1919)
K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
Evrenin sirlarinin kabul edilebilir bir aciklamasinin olmamasi, bir tane uydurmamizi gerektirmez.
J.Benbasset
- - - - - - - - - - - - -
PEZEVENK
. . . . . .
Dunya ahvalinden haberi yoktur
Sohbeti din ile acar pezevenk
Komsusu ac iken kendisi toktur
Sanki melek olmus ucar pezevenk
. . . . . .
Karanlik islerde ziplama ister
Evine granit * kaplama ister
Dunya mektebinden diploma * ister
Insanlik dersinden kacar pezevenk
. . . . . .
Herkesin kabina cesmesi akmaz
Erkek sinekleri hareme sokmaz
Fakir komsusunun yuzune bakmaz
Selamsiz sabahsiz gecer pezevenk
. . . . . .
Sanirsin Allah'la akde oturmus
Cennete giderken macun goturmus
Huriler'i dizip isi bitirmis
Simdi gilmanlari secer pezevenk
. . . . . .
Aydinliga dusman yobazin dolu
Hu cekerken sismis agzinda dili
Erbabi, ulkede bunlardan dolu
Durmadan zehrini sacar pezevenk
Asik ERBABI
- - - - - - - - - - - - -
Filistinliler, tipki cekirgeler gibi oldurulmelidir...
kafalari kayalara ve duvarlara carpilarak parcalanmalidir
Izhak Samir, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
- - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
Sayın "TÜRKİYE İÇİN EL ELE MAİL GRUBU" grubu üyesi.
grubumuzla ilgili şikayetleriniz ve tavsiyeleriniz grup yönetimine " erzincanli.0024@gmail.com " adresimize bildirin,
Grubumuzda yayınlanan iletilerin yasalar karşısında tüm sorumluluğu yazarına ve iletinin üzerinde değişiklik yapıp yayınlayan üyeye ait olacaktır, İletilerin mutlaka konu başlıklarını yazınız. İletilerinizde Başka bir grubun tanıtımı, url adresleri yada benzeri ibareler bulunması halinde o iletiler yayınlanmayacaktır.. önemle duyurulur. saygılarımızla
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "TÜRKİYE İÇİN EL ELE MAİL GRUBU" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba yayın göndermek için, Turkiye-icin-el-ele@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu grubu http://groups.google.com/group/Turkiye-icin-el-ele adresinde ziyaret edebilirsiniz.
Sayın "TÜRKİYE İÇİN EL ELE MAİL GRUBU" grubu üyesi.
grubumuzla ilgili şikayetleriniz ve tavsiyeleriniz grup yönetimine " erzincanli.0024@gmail.com " adresimize bildirin,
Grubumuzda yayınlanan iletilerin yasalar karşısında tüm sorumluluğu yazarına ve iletinin üzerinde değişiklik yapıp yayınlayan üyeye ait olacaktır, İletilerin mutlaka konu başlıklarını yazınız. İletilerinizde Başka bir grubun tanıtımı, url adresleri yada benzeri ibareler bulunması halinde o iletiler yayınlanmayacaktır.. önemle duyurulur. saygılarımızla
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "TÜRKİYE İÇİN EL ELE MAİL GRUBU" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu gruba yayın göndermek için, Turkiye-icin-el-ele@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu grubu http://groups.google.com/group/Turkiye-icin-el-ele adresinde ziyaret edebilirsiniz.
--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bir milletin ahlak degeri, o milletin yukselmesini saglar.
K.Ataturk
- - - - - - - - - - - - -
O, yeri yayip doseyen, orada daglar, nehirler meydana getiren, orada her turlu meyveden (erkekli-disili) iki es yaratandir.
O, geceyi gunduze buruyor.
Suphesiz bunlarda, dusunen bir kavim icin (Allah in varligini gosteren) deliller vardir.
RA D - - - - - - - - - - - - -
Tanim: Istanbul un fethi kiyamet aninda olacaktir.
(Kutubu Sitte, Kiyamet bolumu)
Hadis No : 5045
- - - - - - - - - - - - -
Gazze'de oruçlu Müslümanların başına gökten ateş yağarken, biz burada lüks ve israflı iftar ziyafetleri veriyoruz.
Bu Ramazan da iman ve Kur'an hizmetleri açısından boşa geçti.
Mehmet Şevket Eygi
Mürtecilerin çok sevdiği ve önemsediği fikir adamı.
- - - - - - - - - - - - -
General Paraskevopulos'un ordusu, simdi surat ve siddetle harekata devam eyleyecek olursa, birkac haftada Ankara onlerinde bulunacaktir.
Yunan ordusunun basarisi icin dua ediniz!
Yunan ordusunun ilerlemesi hukumetimizin programina uygundur.
Bu ordu bizim ordumuzdur!
Adliye Naziri (Medrese cikisli) Ali Rustu - 12.07.1920
- - - - - - - - - - - - -
Tehcir sirasinda Merzifon'da esasen cokca kalan Ermenilerin bu kez baska yerlerden de gelenler ve gocten donenler yuzunden miktarlarinin daima artmakta oldugu Merzifon Amerikan Mektebi'ne getirilen esya sandiklarinin uzerinde Otoman Amerikan markalari goruldugunden bunlarin herhalde silah oldugunda suphe birakmistir.
(6 Haziran 1919)
K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
Kuzey Afrika daki zenci bir kadinin resmiydi.
Korkunc bir kuraklik yasiyorlardi.
Ve olu bebegini kucaginda tutup olabilecek en uzgun ifadeyle gokyuzune bakiyordu.
Resme baktim ve dusundum:
Bu kadinin tek ihtiyaci olan sey yagmurken merhametli ya da sevgi dolu bir tanriya inanabilmek mumkun mu?
Charles Templeton
- - - - - - - - - - - - -
"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu?
Fakat bunu yapmaya gucu mu yok?
Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir.
Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi?
Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir.
O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu?
O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur.
O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu?
O zaman kotuluk nereden geliyor?"
(Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.)
EPICURE
- - - - - - - - - - - - -
Yahudi devletinin sinirlari, sonsuza dek kesinlesmeyecektir
David Ben Gurion, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
- - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder