11 Eylül 2014 Perşembe

Re: İnönü'nün Gürsel'e mektubu: İhtilal sonrasında mahkum olanların infazlarının durdurulması hakkında.

Siz bu işleri İmam Hatip'te mi öğrendiniz bilmiyorum.
Ancak, İsmet İnönü içkici değildi.
Aslında bu günlerde tanımış olsaydınız peşine bile takılabilirdiniz.
Bildiğiniz mutaasıp, dindar bir Osmanlı Paşasıdır.

Adamı ite kaka, zorla bir istiklal savaşına sokmuşlar.
Çaresizlik belasına o da önüne konan işlerle meşgul olmuş.
Budur.

Adaları Rumlara teslim etmek..
Acıdır, ben de üzülürüm.
Bir de bu kararın alındığı zamana bakmak lazım.
Misal siz olsanız ne yapacaktınız?
Bir büyük dünya savaşı bütün dehşetiyle büyümüş, büyümüş ülke sınırlarına dayanmış.
Ülke makineleşmemiş, sanayii yok, sermaye yok.
En önemlisi insan sermayesi yok.
Bulgaristan'ndan İstanbul'a 14 kademeli savunma hattı kurmuşsunuz, çok ciddi bir savaş için seferberlik ilan etmişsiniz, askerlik dört yıla çıkmış, halk sefer hazırlıklarından yorulmuş.
Açlık var, nifakçılar, bozguncular, fırsatçılar var.

Ve bakın hala daha o seferberliğin sıkıntılarını suistimal eden bozguncular var.
Sizler, mürteciler, AKP lideri dahi II. Dünya Savaşı seferberliğinde halkın yaşadığı sıkıntıları suistimal ediyor.
Yok camiler depo, kışla olarak kullanılmış.
Yok halk aç kalmış, ekmek karneye bağlanmış,
Yok varlık vergisi.
Kimse başka ülkelerde katledilen milyonların akibetine bakarak canını kurtardığına şükretmiyor.

Ve karşınızdakiler yön değiştirmiş, Romanya, Ukrayna, Rusya üzerinden Azerbaycan petrollerine yönelmiş.
Şaka değil, ilerlemiş.
Her girdiği ülkede 5-10 milyon insan ölmüş.
Tarihte ilk defa kentler alenen topçu ateşine tutuluyor.
Dikkat, kalenin surları değil, doğrudan kentin ortasıdır.
Kentler tarihte ilk defa halı bombardımana tutuluyor.
Temarküz kamplarınıda insanlar mezbahalardaki düzen ve sistematik içinde katlediliyor.
Savaşın her iki tarafında oluyor bunlar.
NAZI'ler de oluyor da, Sovyetler de, ya da batı ittifakının işgal ettiği yerlerde olmuyor değil.
Batıda da konsantrasyon kampları var.
Atom bombası var, atom bombası heeeey...
Ve biz hala daha atlı süvariler, atlı çekili toplarla seferberlik ilan ediyoruz.
Bir düşünün dehşeti, biraz empati yapın.
Kolay değildir, uzaktan, bunca zaman sonra afur tafur yapmak.

Peki savaş bitince ne oluyor?
Bu seferde bütün bu dehşetin ortasında zaferle çıkmış bir dominant güç üstünüzde alelen toprak talepleri var.
Savaşın galipleri sofrayı kurmuşlar Turkey'i de ortaya koyup pazarlık yapıyorlar.
Sen şurayı al, ben burayı alayım havasında.
Siz yoksunuz.

Haydi bakalım, vatansever bir devlet adamısınız, siz yapın.
Ne yapardınız?

12 Adanın peşine takılır mıydınız o hengamede?
Korku belasıdır bu.

Günümüz Suriye, Irak'ına bir bakın.
Sizin için hiç mi ibret yoktur.

Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA


On 10.09.2014 21:54, Ali YÜCEL wrote:

Atatürk'ü tarihten adını silmek için gayret eden ve sarhoş kafa ile çeşme'den yüzerek gidilecek adaları Rumlara teslim eden bu herifi mi Atatürk'ü mü öne çıkarıyorsunuz? Muhtemelen görmüşsünüzdür, Çeşme'de heykelini dikmiş bizim yerliler ama, orada yaşayan bir çok insan, hem de heykeline bakarak adaları sattığını söylüyor. Bendeniz dinledim.

 

A.YÜCEL

From: T.C. Oraj POYRAZ [mailto:murte@emaildodo.com] Sent: Wednesday, September 10, 2014 2:16 PM
To: Ali YÜCEL
Subject: İnönü'nün Gürsel'e mektubu: İhtilal sonrasında mahkum olanların infazlarının durdurulması hakkında.


not. Mektup CHP Milletvekili sayın Gülsün Bilgehan tarafından yayınlanmıştır.

+++++++++++++++++++++++++

 

Orgeneral Cemal GÜRSEL

Sayın Silahlı Kuvvetler Başkumandanı ve Milli Birlik Komitesi Başkanı

Yassı ada kararları tebliğ ve ilan edilmek üzeredir.  Kararlar arasında ölüm cezaları bulunursa bunların infazı Anayasaya göre Milli Birlik Komitesinin tasdikine bağlı olacaktır.

Kararların tebliğinden iki gün evvel yüksek makamınıza müracaat ederek ölüm cezalarının infazı hususundaki ciddi endişelerimin Milli Birlik Komitesine duyurulmasına tavassut buyrulmasını istirham ediyorum.

Memleketin siyasi hayatında mesuliyet sahibi olarak idam cezalarının tasdikindeki büyük zararları arz etmek için başka bir vasıtamız ve çaremiz olmadığından, müracaatımın zaruri görülmesini saygılarımla rica ederim.

Mahkemenin her tesirden uzak olarak tam bağımsızlıkla karar vereceğine ve mahkemenin vereceği kararların adil olacağına şüphe yoktur. Ancak, Milli Birlik Komitesi üyeleri, ölüm cezalarının infazı için son söz sahibi olmak salahiyetiyle teçhiz edilmişlerdir. Bu hususta Milli Birlik Komitesi üyeleri, hükümlerin kararlarına mesnet teşkil eden hukuki ve kanuni unsurlar dışındaki bazı gerçekleri ve zaruretleri göz önünde bulundurmak mevkiindedirler.

Ben bu müracaatımla, memleketin selameti bakımından hayati ehemmiyette saydığım bu gerçekleri ve zaruretleri ortaya koymak istiyorum.

Sayın Orgeneralim,

Memleketimizin bugünkü halinde ne kadar az sayıda olursa olsun, ölüm kararlarının tasdik ve infazı yüksek milli menfaatlere her suretle aykırıdır. Kansız bir ihtilal yapıldı. Böyle bir ihtilalden bir buçuk sene sonra, geçmiş bir iktidar erkânının siyasi suçlarından dolayı idam edilmeleri, siyasi idamların bünyesinde zaten mevcut olan hak tereddüdünü azami ölçüde arttırmış olacaktır. Suçluların en ziyade kahrını çekmiş vatandaşlar bile bu infazı aşırı bulacak ve müteessir olacaklardır.  İhtilalden bir buçuk sene sonra seçimlere gidiyoruz. Eski, yeni siyasi parti mensupları arasında yaklaşma ve anlaşma çareleri arıyoruz. Bu çabalama içinde artık eskimiş olan siyasi suçlardan dolayı idam cezası tatbik etmek, siyasi partiler arasında ve memlekette manen huzur teessüsünü imkânsız kılacaktır. Unutmamalı ki, yarın seçime gidecek ve seçimlerden sonra idareye katılacak siyasi partilerin çoğu, geçmiş iktidar partisinin mensuplarına büyük mikyasta istinat etmektedir. Bunlar yalnız seçim esnasında değil, seçimden sonra da ruhlardaki daimi yarayı işletmekten geri kalmayacaklardır. Ceza tatbikinin bünyesinde taşıdığı ibret ve tenbih hususları, şimdiye kadar infaz yapılmamasında daha ziyade mevcuttur. Memleket huzurunun ve vatandaş münasebetlerinin iyi yola girmesi için ümitlerin bağlanabileceği tek çare bundan ibarettir. Suçluların idam olunmaması, ayaklanma teşebbüsünde olacakların cüretini arttıracağı endişesi mübalağa edilmemelidir.   Ayaklanma teşebbüsünün maddi kuvveti,  hiçbir zaman devlet ve hükümetin kuvveti ile başa çıkamaz. Bu teşebbüslerin dikkate alınacak tarafları daha ziyade ruhi ve manevi kuvvetleridir. Bu kuvvetler ise, idam cezasının infaz olunması ile artmak ve infaz olunmaması ile zayıflamak istidadındadır. İnsanların tecrübesinin bir değeri varsa, bizim her yerde gördüğümüz sonuç budur.

Sayın Orgeneral,

Biraz da infaz meselesinin bir diğer önemli tarafına temas etmek isterim.

Mahkemenin vereceği kararlara tesir edilmemesi ve mahkemece verilen kararların tatbik edilmesinin, ordunun isteği olduğundan bahsedilmektedir. Mahkeme kararlarına tesir edilmemesi arzusu ordu için tabii bir ihtiyaçtır. En büyük milli müessesemiz olan ordumuzun adalet bağımsızlığı fikri ile dolu olmasını, millet anlayışının bir yankısı saymak lazımdır. Bu arzu takdire ve saygıya layıktır. Yalnız, ölüm cezasının infazı ayrı bir meseledir. Nitekim Anayasa bunu, Milli Birlik Komitesinin hususi kararına bağlayarak kayıt ve şart altına almıştır.

Eğer varit ise, ordu adına Milli Birlik Komitesinin idam kararının tasdikine icbar edilmesi haksız ve kanunsuzdur. Ordu adının böyle bir mevzuda kullanılması, Türk ordusunun edebi şerefine karşı saygı duygusu ile telif olunamaz. "Ordu tesiri ile bir infaz muamelesi" millette orduya karşı deva bulmaz bir kızgınlık yaratacaktır. Milletle ordu arasına girecek böyle bir hatıranın tepkisini düşünmek, insana dehşet veriyor.  Bilhassa, infaz kararında ordunun tesirini Milli Birlik Komitesince yerine getirmek, akla gelebilecek mahsurların en büyüğünü taşır ve tarih önünde karar verenlere de verdirenlere de hesapsız vebal yükler. Ordunun böyle bir tesir yaptığına ve yapacağına asla inanmıyorum. Milli Birlik Komitesinin, ağır ve şerefli vazifesini tamamlarken, memleketin selameti bakımından duyduğum endişelerin üzerinde duracağına ümit ediyorum.

Sayın Orgeneral,

Türkiye bugün bir ittifak manzumesi içindedir. Her meselenin önünde, Milli Savunma için müttefikler arasında haysiyetli ve itibarlı bir mevkide bulunmamızın büyük ehemmiyeti vardır. Bu, bizim için öyle bir ihtiyaçtır ki, bunda kusurlu olmak, hatta ittifak manzumesi içinde bizden daha kusurlu üyelerin bulunması ihtimalinde bile bizim için mazeret teşkil edemez.

Siyasi suçlardan dolayı ölüm cezası, bugün yeryüzünde hemen hiçbir medeni ülkede kalmamış gibidir. Türlü tehlike karşısında bulunan memleketimizin bekçileri ve koruyucuları olan Milli Birlik Komitesi üyelerinin, ellerindeki aziz emaneti, vehim bir itibar buhranına maruz bırakmayacaklarını hulus ve ümit ediyorum.

Sayın Orgeneral,

İnfaz meselesinde düşündüklerimi şimdiye kadar muhtelif vesilelerle size ve temas edebileceğim Milli Birlik Komitesi üyelerine tam bir açıklık ve kesinlikle söylemekte kusur etmedim. Şimdi resmi vazife olarak, son kararı vereceğiniz anda Milli Birlik Komitesine bu konudaki düşüncelerimin resmen bildirilmesini sizden niyaz ediyorum. Üstün saygılarımın kabulünü istihdam ederim Sayın Orgeneralim.

13 Eylül 1961

İsmet İNÖNÜ


a45UyF587661-140910133626-01^^^^^ - vvvvv

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Mutlu bir yalnizlik, mutsuz bir beraberlikten iyidir dostlarim.

Charles Bukowski Sozleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sozleri
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bizim Müslüman işten evine gidiyor.
Oruçludur, akşam iftar açacak.
Caddeler, meydanlar, sokaklar yiyenlerle, içenlerle dolu.
O bu manzaradan hiç rahatsız olmuyor, dindarlığının ibresi kıpırdanmıyor.
İşte size uyuşturulmuş, zombi haline getirilmiş seküler bir Müslüman.

Mehmet Şevket Eygi
Mürtecilerin çok sevdiği ve önemsediği fikir adamı.
- - - - - - - - - - - - -
Halifenin muttefiki olan Ingilizler Pinarbasi'na dogru geliyorlar.
Onlarla birlik olup Kuva-i Milliyecileri yenecegiz.

Delibas Mehmet -1920
Ingiliz Karadeniz Ordu Komutani General Milne'nin Londra'ya Ingiliz Genelkurmayi'na yazdigi rapor'dan
- - - - - - - - - - - - -
Ingiliz subaylari tarafindan sevk ve idare edilen alti bin kisi olduklari tahmin edilen Ermeni kuvvetinin Nahcivan ve havalisini isgal ettikleri ...

(11 Haziran 1919)

K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
Eger Tanri gercekten yoksa, onu yaratmamiz gerekir.
Sizi sacmaliklara inandirabilenler, size katliam yaptirabilirler.

Voltaire
- - - - - - - - - - - - -
PEZEVENK
. . . . . .
Dunya ahvalinden haberi yoktur
Sohbeti din ile acar pezevenk
Komsusu ac iken kendisi toktur
Sanki melek olmus ucar pezevenk
. . . . . .
Karanlik islerde ziplama ister
Evine granit * kaplama ister
Dunya mektebinden diploma * ister
Insanlik dersinden kacar pezevenk
. . . . . .
Herkesin kabina cesmesi akmaz
Erkek sinekleri hareme sokmaz
Fakir komsusunun yuzune bakmaz
Selamsiz sabahsiz gecer pezevenk
. . . . . .
Sanirsin Allah'la akde oturmus
Cennete giderken macun goturmus
Huriler'i dizip isi bitirmis
Simdi gilmanlari secer pezevenk
. . . . . .
Aydinliga dusman yobazin dolu
Hu cekerken sismis agzinda dili
Erbabi, ulkede bunlardan dolu
Durmadan zehrini sacar pezevenk

Asik ERBABI
- - - - - - - - - - - - -
Ben askerlerimi, Arap kizlarinin irzlarina gecmesi yolunda cesaretlendirdim.
Cunku Filistinli kadinlar Yahudilerin kolesidir ve biz bu kolelere istedigimizi yapariz ve kimse bizden hesap soramaz.
Asil biz herkesten hesap sorariz

Ariel Saron, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
- - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


This eMail was sent by "T.C. Oraj POYRAZ" at cimcime@neomailbox.net. For questions and changes contact the Group Administrator: at cimcime@neomailbox.net.If you want to unsubscribe from this murte@emaildodo.com Group click hereTo file a complaint please send an eMail to: complaints@emaildodo.com

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Desipere est juris gentium
Olcusuzluk insanlarin hakkidir.

Latince Atasozleri
- - - - - - - - - - - - -
Biz, yeryuzunu bir dosek, daglari da birer kazik yapmadik mi?

NEBE/6-7
- - - - - - - - - - - - -
Hz. Aise radiyallahu anha ya bir zat misafir oldu.
Adam sabahleyin, elbisesini yikamaya basladi.
Hz. Aise ona:
Sana, (meni) bulasan yeri (gorduysen) orasini yikaman kafi idi, goremedigin takdirde etrafini yikardin.
Ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam in elbisesinden (meni bulasigini) ovalamak suretiyle cikardigimi biliyorum. O, (bir de yikamaksizin) onun icinde namaz kilardi.
Bir diger rivayette soyle gelmistir:
Iyi biliyorum kurumus meni bulasigini Resulullah aleyhissalatu vesselam in camasirindan tirnagimla kaziyarak cikariyordum.

Muslim, Taharet 105, 109, (288, 290).
Hadis No: 3490
- - - - - - - - - - - - -
Çocuğunu yedi yaşında namaza başlatmayan, on yaşında devamlı namaz kıldırmayan ebeveyn büyük bir sorumluluk altındadır.

Mehmet Şevket Eygi
Mürtecilerin çok sevdiği ve önemsediği fikir adamı.
- - - - - - - - - - - - -
Anadolu'da bir patirti, bir gurultu, kongreler, beyannameler falan, sanki bir sey yapabilecekler.
Blof yapmanin sirasi mi?
Hangi teskilatin, hangi kuvvetin var?
Bu ne hayal.
Kuzum Mustafa, sen delimisin?

Yazar Refi Cevat Ulunay - 1919
- - - - - - - - - - - - -
Ermenilerin siyasi emellerini fiilen elde etmek ve asayisi bozuk gostermek maksadiyla Dogu vilayetleri icine ceteler gecireceklerini pek muhtemel goruyorum.

(24 Mayis 1919)
K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
Tanri ya inaniyor musun? sorusuna Einstein in cevabi:
Varolanlarin duzenli uyumunda kendini gosteren Spinoza nin Tanrisi na inaniyorum, insanlarin kaderiyle ve eylemleriyle ilgilenen bir Tanri ya degil.
I believe in Spinoza s God who reveals himself in the orderly harmony of what exists, not in a God who concerns himself with fates and actions of human beings

Autobiographical Notes (1949, p.103)
(Bu goruslerinden dolayi Einstein in Panteist oldugu sonucu cikarilabilirse de, bir sonraki gorusunde de agnostiklige yakin oldugunu belirttigini gorecegiz)
- - - - - - - - - - - - -
Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)
- - - - - - - - - - - - -
Filistinli Musluman Araplar, iki ayakli igrenc hayvanlardir

Menahem Begin, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52
- - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder