20 Eylül 2014 Cumartesi

Şıpka Geçidi (1877 Osmanlı – Rus Harbi) 2014/09/20 03 10:30


Şıpka Geçidi (1877 Osmanlı – Rus Harbi)

Şıpka Geçidi, Bulgaristan'ın tam ortasında Balkan dağları üzerinde, 1329 metre rakımlı ve askeri açıdan stratejik bir geçittir.
Aslında Şıpka, kelimenin tam anlamıyla tepelerin arasından geçilen bir geçit yeri değildir, tam tersine tepelerin üzerinde seyreden bir engebeli yol söz konusudur.
Şanlı Osmanlı tarihinin tutkunları açısından Şıpka Geçidi'nin ve orada verilen kanlı muhaberelerin önemi çok büyük.

I.Şıpka Geçidi Muharebesi

1877 yılının Temmuz ayında Rus ordusu Tuna nehrini geçer.
Jozef Vladimiroviç Gurko idaresinde bir kuvvet, Balkan dağları üzerindeki geçidi ele geçirmek üzere harekete geçer.
Karşısında 4000 kişilik bir Osmanlı garnizonu geçidin savunmasıyla görevlendirilmiştir.

Harekât ilk başlarda Rus birlikleri açısından aksiliklerle ilerler.
Kuzeyden ve güneyden ilerleyen birlikler geçide aynı günde ulaşamazlar ve saldırılarını ciddi bir koordinasyon hatasıyla aynı günde gerçekleştiremezler.

17 Temmuz günü güneyden saldırıya geçmesi gereken General Gurko, aşırı sıcaklar ve gecikmeler sebebiyle birliklerine o gün saldırı emrini veremez.
O gün General Darozinski idaresinde kuzeyden dört tabur halinde gerçekleşen saldırı ise, askeri açıdan anlamsız bir girişimdir.
2400 kişilik Rus birliğinin, tepede yer alan ve son derece iyi tahkim edilmiş olan bir pozisyonda 4000 kişilik Osmanlı birliğine karşı saldırısı beklendiği üzere fazla başarı getirmez.
Rus birliklerinin yanda yer alan iki taburu tepelere doğru kısmen ilerlerken, ortadaki iki tabur püskürtülür.

17 Temmuz'a ait Rus zayiatı 211 kişi olarak bildirilmektedir, Osmanlı zayiatı hakkında hemen her zaman olduğu gibi kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

18 Temmuz günü bu sefer General Gurko güneyden saldırıya geçer.
Saldırı kuzeydeki taburdan bağımsız ve izole bir biçimde gerçekleştiği için, askeri beklentileri yine fazla değildir.

Fakat bu saldırı sırasında ilginç bir olay gerçekleşir.
Osmanlı birlikleri bayrak sallayarak, ateşkes isterler.
Gurko, hiç beklemediği bir biçimde Türklerin teslim olacağı haberine sevinir, ateşkes şartları görüşmek üzere üst rütbeli birkaç subayını gönderir.
Gerçekleşen buluşmada, Türk subaylar aniden siperlerine dönerler ve Rus subaylarına kısa bir süre sonra ateş açılır.
Alçakça bir oyun olduğunu zannettikleri bu harekete sinirlenen Rus birlikleri yeniden saldırır birkaç siperi ele geçirirler, ama püskürtülürler.
O güne ait Rusların kaybı 150 kişidir.

Ertesi gün (19 Temmuz), Gurko en baştan beri planladığı güney ve kuzeyden kombine saldırıyı gerçekleştirmek amacındadır, fakat sabah 7′de Osmanlı ordusundan yeniden bir ateşkes çağrısı gelir.
Geçidin tesliminin öğleyin gerçekleşeceği bildirilen Gurko, öğlene kadar bekler, bir yanıt almaması üzerine hastane personelinden birkaçını geçide yollar ve Osmanlı ordusunun geçitteki konumunu "kendiliğinden"
terk ettiğini hayretler içinde öğrenir.

Anlaşılan bir gün önce gerçekleştirilen ateşkes görüşmesi gibi o sabah ki teslim talebi de, geçitte sıkışmış olan ve durumları Rus birliklerinin tahmininden daha kötü olan Türk birliklerinin, daha sonra Filibe'de buluşmak üzere başarılı bir biçimde bölgeden çekilme planlarının bir parçasıdır.
İleride çok pahalıya patlayacak bu çekilme emrinin kimin tarafından ve neden verildiği bilinmemekle birlikte, sebebi tahmin edebiliriz.
Kuzeyde Plevne'de büyük bir kuşatma sürerken hiç de beklemedikleri bir anda gerçekleşen bu saldırı karşısında, Osmanlı birliklerinin ellerinde yeterli silah, teçhizat veya su ve yiyecek tedariki bulunmamış olması kuvvetle muhtemeldir.
Daha sonra, kısmen hatalı bir biçimde çok büyük bir önem atfedilecek olan geçidin, stratejik konumunun da bölgeyi 500 yıldır yönetimi altında tutan Osmanlı komutanları tarafından iyi değerlendirilmemiş olduğu şüphesiz.

II.Şıpka Geçidi Muharebesi

Böylece Gurko üç önemli geçidi de ele geçirmiş olur.
Ancak Osmanlı'nın ana ordusu Plevne kuşatmasında takılıp kalmıştır.
Geçidi ele geçiren Ruslar bölgeye 5500′ü Bulgar ve 2000′i Rus olmak üzere 7500 kişilik bir kuvvet yığar ve General Darozinski idaresindeki bu kuvvet oldukça güçlü bir biçimde tahkim edilir.

Bu sırada Tuna'nın geçilmesi ve Rus Ordularının güneye doğru hızla ilerlemeleri, Osmanlı'da (Edirne ve başkent İstanbul'da) panik havası yaratır.
Kabine devrilir, Abdülkerim Paşa başkomutanlıktan azledilir ve Ege adalarından birine sürülür.
Başkomutanlığa Mehmet Paşa, Bulgaristan birliklerinin idaresine de Süleyman Paşa getirilir.

Süleyman Paşa topladığı 30 bin kişilik yeni kuvvetle Rus saldırısını geri püskürtmekle görevlendirilir.
Süleyman Paşa Şıpka Geçidi önüne ulaştığında, önünde iki seçenek mevcuttur: Ya güçlü bir biçimde tahkim edilmiş olan geçidi yeniden ele geçirecek, ya da geçidin çevresinden Şumla veya Troyan Geçitlerinden dolanarak, elindeki gücü daha öncelikli mesele olan Plevne kuşatmasında sıkışmış olan orduyu kurtarmak için kullanmak.

Troyan Geçidi yolu, Süleyman Paşa'nın birliklerini yol üstünde Rus birliklerine fazla yaklaştıracağı ve saldırıya açık hale getirme riski olması sebebiyle askeri tarihçiler tarafından önerilmese de, Şumla geçidi yolunun seçilmesi durumunda tarihin akışının değişeceği muhakkaktı.
Hatta söz konusu her iki geçidin de, iyi tahkim edilen Şıpka'dan daha kolay Plevne'ye ulaştıracağı kabul edilmektedir.

O sırada kuzeyde Plevne kuşatmasında Osman Paşa komutasında seçkin Osmanlı birlikleri, Ruslara büyük kayıplar verdirmektedirler.
Süleyman Paşa'nın birliklerinin, Plevne kalesine Osman Paşa'nın ciddi direnişiyle yarattığı zamanda yetişebilmesi halinde, kaledeki 40 bin kadar elit Osmanlı askeri ile birlikte Rus ordusuna büyük bir hezimet yaşatılacağı muhakkaktır.

Hangi bakış açısıyla değerlendirilecek olursa olsun, kuşatmada birlikler mevcutken onların mümkün olan en kısa sürede yardımına yetişmek doğru bir askeri tercihtir.

Hatta günümüzde direniş görülen, iyi tahkim edilen bölgelere saldırmak tamamen gözden düşmüş bir askeri yaklaşımdır.
2003 Irak İşgali sırasında, Amerikan birlikleri Irak'ta karşılarında direniş gösteren tüm mevzilerin çevresini dolaşarak, bu şekilde bir ülkenin bile başarılı bir biçimde işgal edilebileceğini göstermişlerdir.

Üstelik Şıpka'da Süleyman Paşa'nın karşısındaki birlikler, çoğu yerel halktan oluşan ve hareketli unsurları eksik birliklerdi.
Bu nedenle zaten bulundukları yerden kıpırdama şansları yoktu.
Süleyman Paşa, kuzeyde Plevne'de acil olarak takviye beklenmekte iken, üstelik Plevne kuşatmasının kırılmasıyla gerileri düştüğü için teslim olacakları muhakkak olan birliklere karşı karşıyaydı.

Fakat Süleyman Paşa, daha bir ay önce savaşmadan Ruslara terk edilen geçidin mutlaka yeniden alınması gerektiğine karar verir.
Daha da kötüsü takip eden 4 ay boyunca, birkaç siper dışında hiçbir kazanç elde etmeden, değerli birliklerinin büyük bir kısmını geçitte kaybeder.
Osman Paşa Plevne'de dilimizden düşmeyen şanlı direnişini 5 ay boyunca sürdürürken, Süleyman Paşa şanlı bir vakit kaybıyla felakete zemin hazırlar.
Her biri yenilgiyle sonlanan bu dört Şıpka Muhaberesindeki başarısızlıklarından dolayı önce Padişah tarafından idama mahkûm edilen, daha sonra Malta'ya sürgüne gönderilen Süleyman Paşa'nın ne hikmetse günümüzde bile başarılı bir komutan olduğu iddia edilmekten geri durulmamaktadır.

Savaş şu şekilde gelişir: 23 Ağustos'ta toplar bin bir güçlükle yukarı getirilir.
Deniz seviyesinden 1300 metre yükseğe topların taşınması o günün teknik imkânlarıyla bir hayli güçlükle yerine getirilir.
Plan Rus mevzilerini bir yandan topa tutarken diğer yandan arkasından dolaşmak şeklindedir.
Saldırı sabah 6′da başlar ve gün boyunca şiddetli çatışmalar devam eder.
Top atışı ve Osmanlı birliklerinin saldırıları hemen her yerden seyretmektedir.
24 Ağustos günü öğleden sonra Rusların durumu son derece kritik bir hal alır.
Top mermileri tükenmiştir ve güneyden tepeye doğru yaklaşmakta olan birlikleri karşılayacak hiçbir rezerv kuvvetleri kalmamıştır.
Osmanlı birlikleri hemen her tepeyi ele geçirmiştir ve geçitteki Rus birliklerinin komutanı General Darozinski vurularak ölmüştür.
Ertesi sabah, tam Ruslar geri çekilmek üzereyken bir dördüncü tüfekli piyade birliği yardımlarına yetişir ve saldırıyı püskürtürler.

26 Ağustos günü yeni bir Osmanlı hücumu olur.
Yakın plan süngü savaşları yapılır.
Aya Nikola mevziindeki şiddetli çatışma sonrası Ruslara gelen takviye birliklerle aynı gün Ruslar bir hücum yaparlar.
Sonuçta Osmanlı ordusu geçidi elde edemeden geri çekilir.
Tepede konuşlanmış ve savunma pozisyonunda olan Rusların toplam 3600, Osmanlının ise 10 bin kadar kaybı olduğu sanılıyor.

III.Şıpka Geçidi Muharebesi

Süleyman Paşa Şıpka geçidinde güçlü direnişe rağmen, geçidi Ruslardan geri almak inadından vazgeçmez.
Kuzeyde Osman Paşa hala Plevne'de kuşatma altındadır.
Süleyman Paşa hala başka bir yolu denemez ve Şıpka geçidini ele geçirmek için 13 Eylül günü bir kez daha hücuma geçer.

Bu sefer karşısında General Jozef Radetski vardır.
Ruslar hala daha Plevne muhaberesiyle meşgul oldukları için, gelen destek güçler sınırlıdır.
Osmanlının büyük sayısal üstünlüğe sahip olduğu iki büyük hücumu püskürtülür.
Ruslar 4000 kadar zayiat verirler.
Osmanlının kesin kaybı bilinmemekle birlikte, ikinci muhaberede olduğu gibi 10 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir.

IV.Şıpka Geçidi Muharebesi

Aralık 1877'de Plevne kalesi teslim olur.

Bunun üzerine uzun zamandan beri kuşatmayla oyalanan Rus kuvvetleri serbest kalırlar ve General Jozef Vladimiroviç Gurko'nun artık 65 bine ulaşmış olan takviye kuvvetlerinin karşısında toplam ancak 40bin kadar bir Osmanlı gücü kalmıştır.
O yüzden Ruslar "Araba Konak" geçidini zorlanmadan alarak Sofya'ya ilerlerler.
Sonunda 9 Ocak günü Osmanlı ordularının tamamı teslim olur.

Osmanlı ordusunun 5-9 ocak tarihleri arasındaki bu savaşlardaki zayiatı 4000 kadardır.
Yaklaşık 36 bin kişilik kuvvet de Ruslara teslim olmuştur.

Birkaç gün sonra da Süleyman Paşa'nın kalan son kuvvetleri Plovdiv'de Gurko tarafından ezilince artık Rus ordusunun önü İstanbul'a kadar açılmış, önlerinde savaşacak bir tek Osmanlı neferi kalmamıştır.
Rus ordusu Yeşilköy (İstanbul) önlerine kadar gelir ve orada kamp kurar.

Kaynak: The Russian Army and Its Campaigns in Turkey in 1877-1878 Yazar: F.V.Greene.




a45UyF587661-140919151742-03
^^^^^ - vvvvv

 
--


DAYANILIR SEY DEGIL
. . . . . .
Bilmem ki nasil anlatsam;
Nasil, nasil, size derdimi!
Bir dert ki yurekler acisi,
Bir dert ki dusman basina.
Gonul yarasi desem...
Degil!
Ekmek parasi desem...
Degil!
Bir dert ki...Dayanilir sey degil

Orhan Veli KANIK



Gormedin mi ki, Allah butun yerdekileri sizin hizmetinize sundu.
Ve emriyle denizde seyredip giden gemileri de.
Gogu de izni olmaksizin yere dusmekten o tutuyor.
Gercekten Allah insanlara cok sefkatli, cok merhametlidir.

Hacc-65

 
Bir grup maymun zina yapan bir maymunu yakalamis ve taslama cezasini uyguluyorlardi.
Onlari bu hakli iste desteklemek icin ben de tas atarak yardim ettim.

Buhari 63/27


Risale-i Nur, Kur an in bir aynasidir.
Bir mucize durumundadir

Said-i Kurdi


Yunanistan kisa zamanda Mustafa Kemal kuvvetleri denen capulculari tamamen tepeleyecektir.

Yazar Refi Cevat Ulunay - 08.09.1920


Ingiliz subaylari tarafindan sevk ve idare edilen alti bin kisi olduklari tahmin edilen Ermeni kuvvetinin Nahcivan ve havalisini isgal ettikleri ...

(11 Haziran 1919)

K. ATATURK


Insanin olumsuzlugune inanmiyorum ve etigi gerisinde insanustu hicbir otoritenin olmadigi sadece insani bir kaygi olarak goruyorum.
I do not believe in immortality of the individual, and I consider ethics to be an exclusively human concern with no superhuman authority behind it

Albert Einstein, letter to a Baptist pastor in 1953; from Albert Einstein the Human Side, Helen Dukas and Banesh Hoffman, eds., Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1981, p.39.


PEZEVENK
. . . . . .
Dunya ahvalinden haberi yoktur
Sohbeti din ile acar pezevenk
Komsusu ac iken kendisi toktur
Sanki melek olmus ucar pezevenk
. . . . . .
Karanlik islerde ziplama ister
Evine granit * kaplama ister
Dunya mektebinden diploma * ister
Insanlik dersinden kacar pezevenk
. . . . . .
Herkesin kabina cesmesi akmaz
Erkek sinekleri hareme sokmaz
Fakir komsusunun yuzune bakmaz
Selamsiz sabahsiz gecer pezevenk
. . . . . .
Sanirsin Allah'la akde oturmus
Cennete giderken macun goturmus
Huriler'i dizip isi bitirmis
Simdi gilmanlari secer pezevenk
. . . . . .
Aydinliga dusman yobazin dolu
Hu cekerken sismis agzinda dili
Erbabi, ulkede bunlardan dolu
Durmadan zehrini sacar pezevenk

Asik ERBABI


Zaman icinde Filistin in tamamina yayilacagiz

Prof.Dr.Haim Weizmann, Israil Devlet Baskani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder