3 Mayıs 2016 Salı

​Ahmet Takan: Ege’ye NATO bayrağı olmadan çıkamayacak mıyız?..

 


Ahmet Takan: Ege'ye NATO bayrağı olmadan çıkamayacak mıyız?..

Ege ve Akdeniz'de topraklarınızı kayıtsız şartsız teslim ederseniz böyle olur!..

Yunan, gemi azıya aldı…

Yunanistan, İzmir sınırlarımız içinde askeri kara tatbikatı gerçekleştirdikten sonra 27 Nisan'da da Rodos Adası'nın doğusunda uçan 2 Türk F-16 savaş uçağına önleme (it dalaşı) yaptı. "Ne var bunda. Rodos onların adası" demeyin… Lozan Antlaşmasının 13'üncü maddesine göre; Türk askeri uçakları sadece Midilli, Sakız, Sisam ve Ahikerya adalarının üzerinden uçamaz. İsmen sayılan dört adanın dışında bulunan Doğu Ege Adaları üzerinden uçuşla ilgili hiçbir sınırlama yoktur. Ayrıca Yunanistan, Paris Antlaşması'nı ihlal ederek Türkiye'ye yönelik jet harekâtı için, Rodos Adası'nda, havaalanı inşa etmiş ve adaya savaş uçakları ile birlikte nakliye uçak ve helikopterleri konuşlandırmıştır. Yunanistan Hava Kuvvetleri, Rodos Adası'nın doğusunda uçan uçaklarımıza önleme yapmak suretiyle, Lozan ve Paris Antlaşmaları ile Türk hava sahasını ihlal etmiştir. Fakat, ne yazık ki; tüm bu olup bitenler Türkiye'nin aleyhine bir şekilde Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde kayıt altına alınıyor. Bizim tarafımızda en ufak bir itiraz kaydı ve hamlesi de yok. Bunlar diplomasi ve uluslararası hukuk alanında birer belge niteliğinde ve süreç, ileride daha da vahim olabilecekler açısından sürekli bizim aleyhimize çalışıyor.

Yıllardır, Ege ve Akdeniz'de dile getirdiğimiz Yunan işgali ile birlikte 28-29 Nisan'da Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar tarafından gerçekleştirilen bir hamleye dikkatinizi çekeceğim. Hulusi Akar, İzmir bölgesinde bulunan Deniz Kuvvetleri unsurlarında inceleme ve denetlemelerde bulundu, TCG GÖKOVA Fırkateyni'ni ziyaret etti ve geceyi fırkateynde geçirdi.

İktidarın Ege ve Akdeniz'deki akıl almaz ihmallerini belgeleriyle seslendiren eski Millî Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım'dan tepki geldi. Yalım, "Yunan askeri gemileri, Türk karasularında hiçbir engelle karşılaşmadan seyrüsefer yaparken Türk Genelkurmay Başkanı'nın ancak NATO bayrağı taşıyan gemi ile seyrüsefer yapabilmesi son derece üzüntü vericidir" dedi. Yalım'ın eleştirileri şöyle;

"Genelkurmay Başkanlığı resmi internet sitesinde, TCG GÖKOVA Gemisinin, NATO Daimi Deniz Görev Grubu-2'de görevli olduğu ve Ege Denizi'nde NATO'nun Düzensiz Göç ile Mücadele Harekâtı'na iştirak ettiği belirtilmiş.

GÖKOVA Gemisi, NATO görevine tahsisli olduğu için Türk bayrağı ile birlikte NATO bayrağı da taşıyor.Erdoğan, Gül ve Davutoğlu üçlüsü, 17 ada ve 1 kayalığımızı Yunanistan'a alenen verdiği için Ege Denizi ve Akdeniz'de sorun yaşıyoruz. Türk Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik gemileri, kendi karasularımızda, Türk bayrağı ile seyir halindeyken, Yunan gemilerinin sözlü veya fiili müdahalesine maruz kalıyor. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar da, sorunsuz bir seyrüsefer için NATO bayrağı taşıyan TCG GÖKOVA Gemisini tercih etmiş.

Yunan Genelkurmay Başkanı Apostolakis, Deniz Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde, Yunan bayrağı taşıyan gemi ile Türk karasularında seyrüsefer yapmış ve konu ile ilgili haber YENİÇAĞ Gazetesi'nde manşetten yayımlanmıştı. Apostolakis, üzerinde isim ve rütbesi yazılı olan ve Yunan bayrağı taşıyan F-16 uçağı ile 20 Nisan 2016'da, hiçbir engelle karşılaşmadan Türk hava sahasında uçtu. Apostolakis, Türk kara sularını ve Türk hava sahasını ihlal ederken bile NATO bayrağının gölgesine sığınmadı.

TSK'nın komuta kademesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kara, deniz ve hava sahalarındaki egemenlik haklarına sahip çıkmakla görevlidir. Komuta kademesi, Hükümet direktif vermiyor veya müsaade etmiyor gibi gerekçelere sığınamaz. Anayasa'nın 137'nci maddesine göre Cumhurbaşkanı, Başbakan veya Hükümet tarafından verilen kanunsuz emir ve direktifler hiçbir suretle yerine getirilmez, yerine getiren kimseler sorumluluktan kurtulamaz.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk topraklarında dalgalanan Yunan bayraklarını ve Türk topraklarında dolaşan Yunan askerlerini görmezden gelmeye devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti'ne ait 17 ada ve 1 kayalığı Yunanistan'a alenen vererek vatana ihanet ve terör suçu işleyen Erdoğan, Gül, Davutoğlu ve suç ortakları elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Cumhuriyet Başsavcılığının görevleri, 5235 sayılı Teşkilat Kanununun 17'nci maddesinde tanımlanmıştır. Bu görevler arasında, vatana ihanet ve terör suçu işleyen suçluları görmezden gelme görevi yoktur."

***

İktidarın durumu malum da!.. Uzun zamandır garibime giden bir durum var; Vatan topraklarının işgali belgeleriyle ortadayken muhalefet liderlerinden bu konuda neden çıt çıkmaz?..

Vatanın bir karış toprağı, bir çakıl taşı için gerçekleri söylemeye, yazmaya-çizmeye bıkmadan usanmadan devam edeceğiz…



 
a45UyF587661-160503121110 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/05/03  15:00 1  39  1923atamizindeyiz@googlegroups.com


 



--

ANNABEL LEE
. . . . . .
Senelerce senelerce evveldi
Bir deniz ulkesinde
Yasayan bir kiz vardi bileceksiniz
Ismi; Annabel Lee
Hicbir sey dusunmezdi sevilmekten
Sevmekten baska beni
O cocuk ben cocuk, memleketimiz
O deniz ulkesiydi
Sevdali degil karasevdaliydik
Ben ve Annabel Lee
Goklerde ucan melekler
Kiskanirlardi bizi
Bir gun iste bu yuzden goze geldi
O deniz ulkesinde
Usudu bir ruzgarindan bulutun
Guzelim Annabel Lee
Goturduler el ustunde
Koyup gittiler beni
Mezari oradadir simdi
O deniz ulkesinde
Biz daha bahtiyardik meleklerden
Onlar kiskanirdi bizi
Evet! Bu yuzden Sahidimdir herkes ve deniz ulkesi
Bir gece ruzgarindan bulutun
Usudu gitti Annabel Lee
Sevdadan yana kim olursa olsun
Yasca basca ileri
Gecemezlerdi bizi
Ne yedi kat goklerdeki melekler
Ne deniz dibi cinleri
Hic biri ayiramaz beni senden
Guzelim Annabel Lee
Ay gelir isir, hayalin erisir
Guzelim Annabel Lee
Orda gecelerim uzanir beklerim
Sevgilim sevgilim hayatim gelinim
O azgin sahildeki
Yattigin yerde seni...

Edgar Allan Poe

Said-i Nursi Kimdir?
Said-i Nursi 1873 yilinda Bitlis in Nurs koyunde dogmustur.
Kisa bir sure, Molla Mehmet Emin adinda bir hocada okumus ve bu adamdan aldigi yarim yamalak bilgilerle kendini erisilmez bir alim saymistir.
Sonradan yazdigi Risalelerinden de anlasildigi gibi, edindigi yetersiz bilgilerin buyuk bir deger tasidigini sanarak buyukluk taslamaya baslamis, suna buna rastgele sorular sorup mahcup etme cabalarina girismistir.
Gosterise ve riyaya cok duskun olmasi yaninda, hayalci de olan Said-i Nursi, kurmaya calistigi Medrese-tuz-Zehra adli medreseye yardim toplamak icin Istanbul a gitmis ve burada bir takim siyasi islere girismistir Ittihad-i Muhammed-i firkasinin kuruculari arasinda yer alan Nursi, bir ara akil hastanesin de yatirilmistir.
31 Mart saniklarindan biri olarak da yargilanan Said-i Nursi, her ileri adimin karsisina cikmis, Ittihat-Terakki ye, Jon Turklere ve Bati ya yonelenlere dusman olanlarin safina katilmis, Volkancilarin safinda turlu fesatliklar yapmaya calismistir.
31 Mart ta temel olan goruslerini, Divan-i Harp onunde tekrarlayan Nursi, bu goruslerini 1957 lerde de yaymaya cabalamistir.
Kurtulus Savasi nda bu savasin amacinin Halifeligi yasatmak oldugun sanarak savasi desteklemis, Durrizade Fetvasina karsi Anadolu hareketine katilanlari savunmustur.
Ama Ankara ya gidip de Mustafa Kemal le gorusunce, savasin gercek anlamini anlamis, karanlik emelleri icin bu savastan bir yarar saglamayacagini dusunerek harekete karsi cikmistir.
Ankara dan ayrilarak Van a gitmis ve orada Risale-i Nur adi altinda sacmaliklarla dolu kitapciklari yazmaya baslamistir.
Kurt isyani sirasinda Barla ya surgun edilen Nursi, daha sonra Kastamonu ya ve Emirdag ina surulmustur.
Sacmalikla yuklu kitapciklarini buralarda da yazmaya devam eden, ustelik bazi saf Muslumanlar gozunde bir Musluman kahramani olarak tanitmayi basaran Said-i Nursi, birbirinin tekrari olan 130 parca risale yazmistir.
Kitapciklarinin Kur an-i Kerim derecesinde oldugunu, hatta bazi risalelerin bircok surelerden daha veciz ve daha anlamli bulundugunu iddia etmekten cekinmeyen Said-i Nursi, 1960 yilinda Urfa da olmustur.
Said-i Nursi, carpik goruslerini dinimize mal etmek icin durmadan caba harcamis ve bu yolda ozellikle iki zumreden yararlanmistir.
Bunlardan biri; saf ve Muslumanligi gercek anlamiyla bilmeyen imanli zumre; oteki de, az cok her seyi kavrayan, bilen fakat menfaatlerini dinin de imanin da ustunde tutanlardan meydana gelen zumredir.
Nurculuk akimi, iste bu iki zumre arasinda yayilmis ve dinimizin de milletimizin de basina bela olan bir durum almistir.
Said-i Nursi, Nurculugu bu iki zumrenin omuzlari ustune kurmus ve olunceye kadar, hicbir din ve iman kaygisi tasimadan gelistirme cabasini gostermistir.
Bugun bazi saf Muslumanlar, Said-i Nursi nin gercek yuzunu bilmedikleri, bilemedikleri icin, onun Muslumanliga taban tabana ters dusen goruslerinin yayilmasinda, farkinda olmayarak rol almis bulunuyorlar.
Oysa Said-i Nursi nin gercek yuzunu, nasil bir riyakar oldugunu ve asagilik emellerini gerceklestirmek icin kutsal dinimizi nasil kendine alet ettigini bilseler, onun yaydigi karanlik akima yardimci olmaz, tersin karsi cikarlardi.
Amacimiz, Said-i Nursi nin kim oldugunu, gercekte neler yaymaya calistigini bu saf Muslumanlara anlatip onlari uyarmaktir.
Said-i Nursi yi kisaca anlatmak gerekirse soyle denebilir:
Said-i Nursi, karanlik emellerini gerceklestirmek icin dinimizi alet eden, gercekte dinin temel ilkelerine bile inandigi supheli olan, riyakar bir insan olarak yasamis ve hayatinin sonuna kadar bu tutumunu surdurmustur.

Derleyen: Osman Turkoguz
INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.

Evrenin sirlarinin kabul edilebilir bir aciklamasinin olmamasi, bir tane uydurmamizi gerektirmez.
J.Benbasset


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder