Nihat Genç : Unutturulan savaş masalı
İslamcı siyasetin Kut'ül Amare Savaşını birden gündeme taşıması ne anlama geliyor, anlamış değiliz.
İngilizler'e karşı verilen Kut'ül Amare savaşından bahsetmeyen atlayan görmezden gelen tek bir tarihçi tanımış değilim.
Gençlik yıllarında arada bir magazinel tarih yazıları yazan ben dahi yirmi sene önce yazmıştım.
Çanakkale Savaşı gibi bir dünya savaşı üzerine dahi bundan yirmi yıl önceye gittiğinizde sinema belgesel kitap bugünkü gibi değildi, ne olduysa, Yugoslavya'nın parçalamasından sonra oldu, milli tarih ve zaferler nihayet ülkemizde Sibel Can ve Hülya Avşar fotoğraflarından daha çok kıymet bulmaya başladı. Daha önce sadece 'yıldönümleri' hatırlanarak geçiştirilirdi.
Sadece zaferlerin değil hezimet ve mağlubiyetlerin de hatırlanması gerekir, 1990'ların ortasında Sarıkamış faciasının 'anılmasını' kamuoyuna teklif etmem büyük bir ilgi görmüştü.
OSMANLI'NIN YENİLİP PARÇALANDIĞINA İNANAMIYORLAR
Tayyip Bey'in tarih 19 Mayıs'tan sonra başlamıyor sözleri çok doğrudur; bu yüzden Atatürk Türk Tarih Kurumunu kurmuş ve bu topraklarda tarihimizi beşbin yıl öncesine kadar götürmüştü.
Tarihi Cumhuriyet-Osmanlı diye ayrıştırmak hoşlarına mı gidiyor işlerine mi geliyor, birileri bir şeyleri bölüyor ayırıyor pek anlamış değilim.
Anladığım şu, Osmanlı Orduları'nın (İslam orduları) I. Dünya Savaşı'nda İngilizler'e topyekün yenilip teslim olması silah bırakması ve andlaşma imzalamasının altından İslamcılar kalkamıyor.
Kalkamazlar da, kafalarına kafalarına vurmak lazım, Osmanlı dediğiniz yenildi teslim oldu silahlarını bıraktı subaylarını tasfiye etti.
Osmanlı'nın yenilip parçalandığına hala inanamıyorlar, bu yüzden, Osmanlı'yı yenen ve parçalayanın Atatürk olduğunu ima eden ya da lafı Atatürk düşmanlığına getirip gargaraya getiren yüzlerce İslamcı aydın ortalıkta kol geziyor.
Bu yüzden ilkokul çocuklarına bir tarih okutacaksak bu tarihi Osmanlı Orduları'nın neden yenildiği nasıl yenildiği nerde yenildiği kimler yüzünden yenildiği sebepleri üzerinden öğretmek lazım.
İşte bu çarpık İslamcı zihniyet gün gelir AKP'yle iktidar olur ve Türk Ordusu'na iftira savaşı açar.
KAHRAMANLIĞIN EN BÜYÜK TİMSALİDİR
Türk Ordusunu batılı ajanlar ve cemaat yayınlarıyla tasfiye ederken kullandıkları en büyük iftira şuydu: 'Fatih Camiini Bombalayacaklardı..'
Bu iftirayı bu topraklarda hiç kimse hiçbir zaman unutmayacak.
Ancak bu 'iftira' çok bilindik tanıdık bir iftira.
Kut'ül Amare Savaşı'nı yeniden hatırlatanlara teşekkür edelim, ve, asıl anılması gereken savaşın Fahrettin Paşa'nın Medine Müdafaası olduğunu söyleyelim.
Çünkü Fahrettin Paşa Osmanlı'nın yenilip silahlarını teslim edip çekilmesi andlaşmasına rağmen Medine'den çıkmamıştır üstelik saraydan gelen çekil emrine de uymamıştır.
Fahrettin Paşa ben bu Türk Bayrağını Medine'den indirmem, dedi, benim yerime başkasını atayın gelsin o indirsin, dedi.
Ve çok uyanık davranıp önceden gizlice kutsal emanetleri Topkapı Sarayı'na göndermeyi başarmıştı.
Fahrettin Paşa'nın çölün ortasında sadece develerine hurma çekirdeği ve askerlerine çekirge yedirerek ve dışardan irtibatı kesilmiş şekilde Medine'yi iki yıl yedi ay savunması Cihan Harbi'nde yalnızlığımızı ve fakru zaruretimizi ve kahramanlığının en büyük timsalidir.
İslamcı yandaşlara Kut'ül Amare'den hemen sonra Fahrettin Paşa'nın Medine Müdafaası'nı da hatırlatalım.
Bu muhteşem direnişi niçin hatırlamak istemezler, çok basit, Medine Müdafaası'nda Osmanlı'nın karşısında yedirip içirdiği besleyip büyüttüğü Şerif Hüseyin vardır.
Ve Şerif Hüseyin bilin bakalım Osmanlı'yı 'kabe'den 'medine'den hangi iğrenç propagandayla çıkardı.
'Osmanlı Kabe'yi Bombaladı'… iftirası atarak.
Bir yüzyıl sonra Türk Ordusu'na Amerikan ajanlarıyla kumpas kuranlar da aynı iğrenç propagandayı kullandı: Türk Ordusu Fatih Camii'sini Bombalayacaktı.
Şimdi soralım, İslamcı medya Fahrettin Paşa'nın Medine Müdafaası'nı hatırlayabilir anabilir mi, çok sorunlu, çünkü Mekke Medine'yi Osmanlı'yı arkadan vuran Şerif Hüseyin İngiliz parası silahı ve işbirliğiyle ele geçirdikten hemen sonra onun da elinden Suudlar aldı.
HAYDİ ÇOCUKLAR BİLİN BAKALIM
İslamcı medyanın ve Cumhurbaşkanımızın Suudlar'ın Osmanlı'yı arkadan vurduğu ya da Suudlar'ı 'düşman' olarak gösterecek gücü kudreti iradesi onuru haysiyeti milli duyarlılığı var mı?
Var diyorsanız, buyurun beyler, tarih orda, yakın tarihimizin en büyük kahramanlarından biri Fahrettin Paşa'nın Medine Müdafaası orda.
Kut'ül Amare savaşıyla ne söylüyorlar, 'unutturulan savaş' diyorlar, unutan yok unutturan yok.
Asıl unutturan, Suud kralına 'madalya' takan Cumhurbaşkanımız!
Fahrettin Paşa Medine'yi savunurken kimlerle savaştı ve sen bugün kime madalya takıyorsun.
Şimdi çocuklarımıza Osmanlı'ya Şerif Hüseyin'in ve Suudlar'ın niye isyan ettiğinin sebeplerini öğretelim.
Birinci en baş sebep, İngiliz parası… Bedeviler parayı aldı ve ihanet etti?
'Sabah kahvaltıda yenir, haydi sor sor sor…'
Haydi çocuklar, bugün Cumhuriyet Ordusu'na iftira atanlar, bilin bakalım 'kimlerden para alıyor?'
Nihat Genç
Odatv.com
a45UyF587661-160502103130 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/05/02 11:00 1 39 1923atamizindeyiz@googlegroups.com
Dusunmek ve soylemek kolay, fakat yasamak, hele basari ile sonuclandirmak cok zordur.
ZIYA GOKALP
Bir kul kendisi icin (cennette) hazirlanmis olan makama ameliyle erisemeyecekse, Allah onun bedenine veya malina veya coluk cocuguna bir bela verir de bu belaya sabri sebebiyle o makama eristirilir
(Ahmed b.Hanbel, V/272)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.
EINSTEIN ve ATEIZM
Bir Cizvit rahibin bakis acisina gore, ben elbette her zaman bir ateisttim.
(...) Tekrar tekrar soyledim, bence kisisel Tanri anlayisi cocukcadir.
Bana bilinemezci diyebilirsiniz, ama en cok, gencliginde dinsel prangalarla beyni yikanmis olan ve bundan kurtulmanin icerdigi aci dolu eylemden kaynaklanan hevesle hareket eden profesyonel ateistin savasci ruhunu paylasmiyorum.
Ben doganin ve kendi varligimiza iliskin olarak zihinsel kavrayisimizin zayifligina karsilik gelen alcakgonullu bir tutum izlemeyi tercih ediyorum.
From the viewpoint of a Jesuit priest I am, of course, and have always been an atheist.
(....) I have repeatedly said that in my opinion the idea of a personal God is a childlike one.
You may call me an agnostic, but I do not share the crusading spirit of the professional atheist whose fervor is mostly due to a painful act of liberation from the fetters of religious indoctrination received in youth.
I prefer an attitude of humility corresponding to the weakness of our intellectual understanding of nature and of our own being
Albert Einstein, to Guy H.Raner Jr., September 28, 1949; from Michael R.Gilmore, Einstein s God: Just What Did Einstein Believe About God?, Skeptic, 1997, 5(2):64.
(Cizvit bir rahibin bakisiyla ateist, kendi gorusu degil.
Ve kendisine agnostik denilebilecegini belirtiyor)
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder