Halit Kakınç yazdı: Şeyhlerinin sidikli donlarında keramet arayanlar
Ey Müslümanlar… Kendinize gelin! Bu adamlar inancınızın düşmanıdır...
15.08.2016 23:59
Argumentum Ad Verecundiam!
Yani, bir tezin savunulması esnasında gösterilen kanıtlardan birinin, önemli addedilen bir kişinin de aynı tezi savunuyor olması kastedilir... Bizim örnekte, son derece olumsuz bir olgudur bu.
Çünkü, bu kavrama ait en ilgi çekici özelliklerden biri, kanıt olarak gösterilen otoritenin, otorite kimliğini aslında söz konusu tartışma ile ilgili olarak kazanmamış olmasıdır.
İnsaf… Pes…
'Bu şöyledir, çünkü 'a' da öyle söylemiştir!..'
'Bu fikir doğrudur, çünkü şu kitapta da öyle yazmaktadır!..'
Oha…
İnanın, Deizm'e yakın bir yorumcu olarak, inanmış Müslümanların adına ben bile isyan ediyorum.
Cevaplar her nedense Hz. Muhammed'den değil de, ondan çok sonra gelen ve de kerametleri kendi rivayetleri olan düzmece âlimlerden bekleniyor. Bu dini en iyi yaşayan tartışmasız Hz. Muhammed olduğuna göre, kimi Müslümanlar tarafından örnek alınması gereken onun yaşantısı olmak durumunda iken, devreye donları sidikli ve çorapları kokulu meczuplar sokuluyor.
Ve bunlar, tasavvuf denilen karmakarışık çorbadan kaşıkla sunuyorlar. Kendinize gelin, ey cahil/cühela taifesi…
Gelelim sadede:
Tasavvuf, tamamen İslâm dışı bir olgudur… İslâm'ın herhangi bir şekli filan değildir… Tamamen Hint kökenlidir… Kendini toplumdan soyutlamayı tavsiye eden geri zekâlı, çağdışı bir öğreti kalıntısıdır.
Hayattan tamamen kopuk, soyut-ezoterik bir afyondur.
Tasavvuf, Sanskritçe 'savf'tan gelir, Grekçe 'sophie' diye geçen sözcük tasavvuf kelimesinin 'savf' kökü ile aynı şeydir. Yunan felsefesindeki Panteizm'in kaynağı da Hinduizm'dir. Tasavvuf ile Yunan felsefesi birbirlerine çok benzerler.
Ezoterik bilgiye, yani doğrulanamayan, içe doğan bilgilere dayanan tasavvuf, bilim ya da bir disiplin değildir. Benim içime böyle doğdu, ben İslâm'dan şunu anlıyorum diyen bir kişinin ortaya koyduğu, hiçbir bağlayıcılığı olmayan uyduruk bir söylemdir. Batınî bilgidir. Zahirî bilgi ise kanıtlanabilirliği olandır.
İslâm dininde, batınî bilgi diye bir şey yoktur. Hiç bir İslâm âlimi, kendisine ilham olan bilgilerden söz etmez. Tersine, söz gelimi Ebu Hanife (İslâm fıkıh ve hadis ilgini. Dört fıkıh mezhebinden birisi olan Hanefi mezhebinin kurucusu) gerçek bir akademik disiplinle "Benim söylediğimi Nâs'tan doğrulayamıyorsanız, yapmayın" demiştir.
(Nâs Sûresi: Kul, euzü birabbin nâs, melikin nâs, ilâhin nâs, min şerril vasvasil hannas, elleziy yuvesvisu fiy sudûrin nâs, minel cinneti ven nâs.)
De ki: Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik'ine, insanların İlah'ına sığınırım.)
Konu uzayacak.
Bu aşamada Bertrand Russell'in ünlü bir sözü ile noktalayalım yazıyı: "Dünyanın başındaki en büyük belâ, salakların ve cahillerin kendilerinden çok emin olmaları, zeki ve bilgi sahiplerinin ise şüphecilikten bir türlü kurtulamamalarıdır."
Halit Kakınç
Odatv.com
a45UyF587661-160816135511 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2016/09/16 01:30 6 64 alezya@yahoogroups.com
Halk icin beyin cok seckin olmasi lazimdir
Bey gonullu, dili ve tabiati duzgun olmazsa, saadet memlekette dolasamaz, kacar.
Avam tabiatinin beye yakin olmasi uygun dusmez;
bu tabiat yaklasirsa, bey itibarini derhal kaybeder.
Yusuf Has Hacib
Kalbinde hardal tohumu kadar kibir bulunan cennete giremez.
Yine kalbinde hardal tohumu kadar iman olan da cehenneme giremez.
Buhari 81/51
Benim Tanriya iliskin tutumum bir bilinemezcinin tutumu gibidir.
Yasamin daha iyi hale gelmesi ve yuceltilmesi adina ahlaki ilkelerin temel bir oneme sahip olmasi gerektigine yonelik guclu bir dusuncenin, bir yasa koyucu fikrine ihtiyac gostermedigine, ozellikle odullendirme ve cezalandirma temelinde hareket eden bir yasa koyucuyu fikrine ihtiyac gostermedigine kaniyim.
My position concerning God is that of an agnostic.
I am convinced that a vivid consciousness of the primary importance of moral principles for the betterment and ennoblement of life does not need the idea of a law-giver, especially a law-giver who works on the basis of reward and punishment
Albert Einstein in a letter to M.Berkowitz, October 25, 1950; Einstein Archive 59-215; from Alice Calaprice, ed., The Expanded Quotable Einstein, Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 2000, p.216.
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo | LiteCoin URL: LTtsCJ2mLUXLLs8v5US8w5zQeq66eakPtU |
NameCoin URL : N7wbJyxqoueznDHu9tnu56y1V7B9P1Phs4
FeatherCoin URL : 6rHGzeMefFvzqmBM5VNqmUziCxtga4wpDs
TerraCoin URL : 1GQFs8GpaTXxoeTAsGmo56WNfYSZRy2mBD
PeerCoin URL : PMeBpz6X9RRLQxdFs5Jws5JwFec3Mzen8q6Twg
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder