Şıvan Okçuoğlu yazdı: Parkinson hastalığı dinden çıkarıyor.
- PARKİNSON DİNİ İNANÇLARI ZAYIFLATIYOR
- KAÇI İDAM EDİLDİ
- RADİKAL DİNCİLİK HORMONAL MI
- BÜYÜK SANATÇILARDA DA VAR
Araştırmalar gösteriyor ki, Parkinson hastalığının bireyler üzerinde yarattığı nöropsikolojik etkilerin başında dini inançlarını yitirmeleri geliyor...
15.09.2016 19:35 Karakter boyutu :
"Allah kuluna üstesinden gelemeyeceği sıkıntı vermez" derler. Fakat görünen o ki kulunun dini inançlarını kaybetmesine neden olan hastalık "yaratmış". Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, Parkinson hastalığının bireyler üzerinde yarattığı nöropsikolojik etkilerin başında dini inançlarını yitirmeleri geliyor.
Parkinson hastalığı hem kendi başına hem de iyileştirici ilaçları ile oldukça farklı yanetkilere sahip. Hastalık en dindar bireyleri dahi dini inançlarının zayıflamasına ve hatta bütünüyle yok olmasına neden olurken, hastalığın etkilerini azaltan ilaçların bireyleri kumar bağımlılığına yönlendirdiği bilinen bir gerçek.
Geçtiğimiz günlerde David Eagleman'in 'Beyin-Senin Hikayen' adlı muhteşem kitabını okudum, bu vesile ile herkese okumalarını tavsiye ederim, insan beyninin nasıl çalıştığı, garip özellikleri üzerine oldukça yalın bir dil ile kaleme alınmış bu kitapta Parkinson hastalığı ile ilgili ilginç bir bilgi karşıma çıkınca, konuyu araştırma ihtiyacı hissettim.
PARKİNSON DİNİ İNANÇLARI ZAYIFLATIYOR
Eagleman, Parkinson hastaları üzerinde yapılan araştırmaların sonucunda, bu rahatsızlığın en dindar bireylerde dahi dini inançların zayıflamasına ve hatta bütünüyle yok olmasına neden olduğunu, hastalığın etkilerini azaltan ilaçların ise bireyler üzerinde kumar bağımlılığına yönelmek gibi yan etkilere neden olduğunu yazıyordu.
Araştırmaya ilk başladığımda Patrick McNamara, Raymon Durso ve Ariel Brown'ın yayınladıkları bir araştırma sonucunun belgesine ulaştım. (1)
Çalışma, Parkinson hastalığının bireylerin dini inançlarını nasıl etkilediği üzerine yapılmış, denekler bu hastalığa yakalanmış, öncesinde ise dindar bireyler olarak bilinen denekler üzerinde yürütülmüş, çalışmaya katılan 22 denekli grup Parkinson hastalığı orta seviye düzeyine ulaşan kişilerden oluşuyor.
Araştırmaya katılan denekler, hastalığa yakalandıktan sonra dini inançlarında belirgin bir azalma olduğunu ifade ediyorlar, araştırmacılar Parkinson nedeniyle zarar gören beyinin Prefrontal bölgesinde gözlenen dopaminerjik iletişim ağının dini inançlar geliştirmemizde etkili olabileceği sonucuna varmışlar. Bu bölge Parkinson nedeni ile zarar gördüğünde ise, bireylerin dini inançları azalıyor ve hatta hastalık ilerledikçe bireyin inancı bütünüyle yok olabiliyor.
KAÇI İDAM EDİLDİ
Bu noktada insan düşünmeden edemiyor, İslam'da dinden çıkmanın (ve pişman olarak yeniden dine dönmemenin) cezası ölüm olarak bilinir ve pek çok İslam ülkesinde bu ceza uygulanmaktadır. Elbette herhangi geçerli bir veriye ulaşmak imkansız ancak, kim bilir tarih boyunca kaç Parkinson hastası yaşadıkları İslam ülkelerinde bu hastalık hakkında bilgisi olmayan otoriteler tarafından dinden çıktıkları için idam edildiler?
Araştırmayı gerçekleştiren Patrick McNamara, Boston Üniversitesi'nde görevli bir nöroloji ve psikiyatri profesörü, kendisi hakkında yaptığım araştırma sonucunda Aeon.co adlı sitede yayınlanan bir makalesine denk geldim, McNamara, yapılan araştırmalar sonucunda dopamin seviyesinin bireylerde dini inanç geliştirmek ve bu tip inançlara yönelmeleri konusunda etkili olabileceğini söylüyor. (2)
RADİKAL DİNCİLİK HORMONAL MI
Dopaminin fazlası bireylerin yaratıcı özelliklerini arttıran bir etken olarak biliniyor, bu sebeple hastaya dopamin yüklemesi yapan Parkinson ilaçlarının yaratıcılığı arttırdıklarına dair çok sayıda rapor bulunuyor, ancak dopamin miktarının azalması, bireyin yaratıcılığı üzerinde olumsuz bir etkiye neden oluyor.
LSD, Psilocybin gibi halüsinojenik etkileri oldukları bilinen ilaçlar beyin üzerinde dopaminin yarattığı etkinin bir benzerini yaratıyorlar. Beynin frontal lobları üzerinde etkili olan bu ilaçlar dindar olmayan bireylerde dahi dindarlarda gözlenen algı biçimlerine neden olabiliyor ve ilacın etkisinde oldukları süre boyunca kendilerini dinsel inanışlara daha yatkın hissedebiliyorlar.
BÜYÜK SANATÇILARDA DA VAR
Dopamin iki uçlu bir değnek görevi görüyor, eğer bireyin dopamin seviyesi yüksek ise, bu kişiye üstün bir yaratıcılık ya da liderlik özelliği sergilediği davranışlar olarak geri dönüş sağlıyor, anlaşılacağı üzere büyük sanatçılar ve büyük liderlerin beyinlerindeki dopamin seviyesi yüksek seviyede oluyor.
Fakat, eğer dopamin seviyesi yüksek değil, "çok yüksek" olursa, bu durumun kişi üzerindeki etkisi, yobazlık, fanatiklik boyutunda bir dindarlık olarak etki gösterebiliyor. Eğer kişi, kendisini dindar bir birey olarak tanımlıyorsa, beynindeki dopamin seviyesinin çok yüksek seviyelere çıkması bu bireylerin kolaylıkla radikal dinciler haline gelmelerine neden oluyor.
İşte Parkinson hastalığının etkisi bu konuda kendisini gösteriyor, Parkinson hastalığı, bireylerin beyinlerinde bulunan dopamin miktarını düşürüyor, bu sayede kendisini en sıkı bağlar ile dini duygulara adamış bireylerde dahi dini inançlarını kaybetmeye başlamalarına sebep veriyor.
Kısacası, kişinin dopamin seviyesi ile ateist mi olacak yoksa dindar mı olacağı, sadece dindar mı olacak yoksa radikal bir yobaz mı olacağı arasında ciddi bağlar olduğu gözlenmektedir.
Kim bilir? Belki de bazı hastalıklar vardır, insanların daha sağlıklı düşünmelerine neden oluyordur?
Şıvan Okçuoğlu
Odatv.com
Kaynaklar:
1- http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2671825/
2- https://aeon.co/essays/the-dopamine-switch-between-atheist-believer-and-fanatic
a45UyF587661-160915210827 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2016/09/15 22:30 2 65 islamvebilim@googlegroups.com
Gunes i$ik ve sicagindan yarar saglamak icin kendisine yalvarilmasini beklemez.sen de gunes gibi ol, beklenen iyiligi senden istenilmeden yap.
Epiktetos
ZARIYAT - 56 Ben cinleri de insanlari da ancak bana kulluk etsinler diye yarattim.
A RAF - 179 Andolsun ki, biz cinlerin ve insanlarin cogunu cehennem icin yarattik.
Onlarin kalpleri vardir ama, anlamazlar.
Gozleri vardir ama o gozlerle gormezler...
EINSTEIN IN KOZMIK DINSEL DUYGUSU
Tum bu dinsel- tiplerde ortak olan Tanri kavrami insanmerkezci karakteridir.
(...) Ama tum bunlarda bulunan dinsel deneyime dair bir ucuncu asama vardir, saf haliyle cok seyrek olmakla birlikte: ona kozmik dinsel duygu adini verecegim.
Bu duyguyu, hic yasamamis birine, ozellikle buna karsilik gelecek Tanri ya iliskin hic insanmerkezci olmayan bir kavrama sahip olmayan birine izah etmek cok zordur.
Kozmik dinsel duyguyu insanlar birbirlerine nasil iletebilirler, hele ki Tanri ya iliskin bir tanim vermiyorsa, bir teoloji ogretisi vermiyorsa?
Bence, sanat ve bilimin en onemli islevi, onu almaya acik olanlar icin, bu duyguyu diriltmek ve canli tutmaktir.
Bu sekilde din ile bilimin iliskisine dair, bilindik olandan cok farkli bir kavrama ulasiyoruz.
Bir kisi konuyu tarihsel olarak ele alsa, bilim ve dinin uzlasmas karsitliklar olarak gormeye baslar.
(...) Ben iddia ediyorum ki kozmik dinsel duygu bilimsel arastirma icin en guclu ve muhtesem gududur.
(...) Bir insana boyle bir gucu kozmik dinsel duygu verebilir.
Bir cagdasim soylemisti, haksiz olmayarak, bizim materyalistik cagimizda ciddi bilimsel arastirmacilar tek en derin dinsel insanlardir.
How can cosmic religious feeling be communicated from one person to another, if it can give rise to no definite notion of a God and no theology?
In my view, it is the most important function of art and science to awaken this feeling and keep it alive in those who are receptive to it.
We thus arrive at a conception of the relation of science to religion very different from the usual one.
When one views the matter historically, one is inclined to look upon science and religion as irreconcilable antagonists.
(...)I maintain that the cosmic religious feeling is the strongest and noblest motive for scientific research.
(...)It is cosmic religious feeling that gives a man such strength.
A contemporary has said, not unjustly, that in this materialistic age of ours the serious scientific workers are the only profoundly religious people.
New York Times Magazine on November 9, 1930 pp 1-4.It has been reprinted in Ideas and Opinions, Crown Publishers, Inc.1954, pp 36 - 40.It also appears in Einstein s book The World as I See It, Philosophical Library, New York, 1949, pp.24 - 28.)
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo | LiteCoin URL: LTtsCJ2mLUXLLs8v5US8w5zQeq66eakPtU |
NameCoin URL : N7wbJyxqoueznDHu9tnu56y1V7B9P1Phs4
FeatherCoin URL : 6rHGzeMefFvzqmBM5VNqmUziCxtga4wpDs
TerraCoin URL : 1GQFs8GpaTXxoeTAsGmo56WNfYSZRy2mBD
PeerCoin URL : PMeBpz6X9RRLQxdFs5Jws5JwFec3Mzen8q6Twg
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder