22 Ekim 2021 Cuma

Afganistan hakkında 2021 08 19

  1. ÜLKEDEN KAÇAN MERKEZ BANKASI BAŞKANI'NDAN MİLYARLARCA DOLARLIK REZERV AÇIKLAMASI
  2. FATİH ALTAYLI'DAN 'DÜZENSİZ GÖÇ' YAZISI: BİZİM TEK DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ ÜLKEMİZİN VE EVLATLARIMIZIN GELECEĞİ!
    1. "KENDİ DÜŞÜNCESİ DIŞINDAKİ DÜŞÜNCELERİ YAFTALAYANLARDIR ASIL FAŞİSTLER"
    2. "TEK DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ ÜLKEMİZİN VE EVLATLARIMIZIN GELECEĞİ"
    3. "BİZ BİR SALDIRIYA KARŞI ÜLKEMİZİ SAVUNUYORUZ SİZ İSE BU ÜLKEYİ UÇURUMA SÜRÜKLÜYORSUNUZ"
  3. TALİBAN'DAN KAÇAN AFGAN KADINLAR ANLATTI: BABAM BİR KIZ KARDEŞİMİ ONLARA VERMEK ZORUNDA KALDI
    1. TAM KENDİMİ İNSAN GİBİ HİSSETMEYE BAŞLAMIŞTIM Kİ TALİBAN YİNE GELDİ
    2. "HEM KADINSINIZ HEM ÇALIŞIYORSUNUZ SİZİ ÖLDÜRECEĞİZ"
    3. "TALİBAN'IN KESTİĞİ ELLER KURUYANA KADAR AĞAÇLARDA ASILI KALIRDI"
    4. "KIZLARIM BENİM YAŞADIKLARIMI YAŞAMASIN DİYE AFGANİSTAN'I TERK ETTİM"
    5. "TALİBAN ASKER AİLELERİNDEKİ KADIN VE ÇOCUKLARIN PEŞİNE DÜŞÜYOR"
    6. "HAYATIM VE MESLEĞİM İÇİN ÇOK MÜCADELE ETTİM AMA OLMADI"
  4. AFGAN GAZETECİ: KEŞKE ATATÜRK'Ü DAHA ÇOK DİNLESELERDİ
    1. DİKKAT ÇEKEN ATATÜRK VURGUSU
  5. TALİBAN ÇİN'E GÜVENCE VERDİ: ÇİN DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ HUA ÇUNYİNG AÇIKLADI
  6. NEJAT ESLEN : ABD TALİBAN'A YENİLDİ Mİ YENİLMEDİ Mİ?
    1. SON SÖZ: Amerika'da ABD'nin Afganistan savaşını kaybedip kaybetmediği değil hangi nedenlerle ve kimin hataları ile savaşın kaybedildiği tartışılmaktadır.
  7. MURAT YETKİN : BU FOTOĞRAFA İYİ BAKIN: KÖTÜLÜĞÜN SIFIR NOKTASI



================================

ÜLKEDEN KAÇAN MERKEZ BANKASI BAŞKANI'NDAN MİLYARLARCA DOLARLIK REZERV AÇIKLAMASI

Taliban'ın yönetimi ele geçirmesi ile birlikte yurt dışına kaçan Afganistan Merkez Bankası Başkanı sahip olunan rezervler hakkında açıklamada bulundu.

18-08-2021 15:25

Ülkeden kaçan Merkez Bankası Başkanı'ndan milyarlarca dolarlık rezerv açıklaması

Afganistan Merkez Bankası'na ait 9,5 milyar dolarlık döviz rezervinin önemli bir bölümünü elinde tutan ABD rezervleri dondurduğunu duyurdu. Bloomberg'e konuşan ABD Hazine Bakanlığı'ndan bir yetkili Taliban'ın erişmesini engellemek için bankanın ABD'deki rezervlerinin dondurulduğunu söyledi.

Ülkeden kaçan Afganistan Merkez Bankası (DAB) Başkanı Ecmel Ahmedi de bankanın döviz rezervlerinin neredeyse tamamının yurtdışında olduğunu belirtti ve Afganistan içindeki dolar rezervinin sıfıra yakın olduğunu söyledi.

Ahmedi bugün Twitter hesabından yaptığı açıklamada bankanın 9 milyar dolarlık varlığının ülke dışında olduğunu bunun 7 milyar dolarlık kısmının ABD'de tutulduğunu söyledi. Geri kalan varlıkların da İsviçre'deki Uluslararası Ödemeler Bankası'nda ve başka uluslararası hesaplarda tutulduğunu belirten Ahmedi Afganistan'da fiziksel olarak tutulan ABD dolarının "sıfıra yakın" olduğunu kaydetti.

İran'dan Afgan göçmenlerin geçişi hakkında yeni karar

Ülkeye Taliban'ın saldırılarından sonra nakit girişi olmadığını söyleyen Ahmedi "Öyle görünüyor ki ortaklarımızın ne olacağına dair iyi istihbaratları vardı" dedi.

Ülkede para olmadığını söyleyen Ahmedi "Taliban askeri olarak kazandı ama şimdi yönetmek zorunda. Bu da kolay değil" dedi.

https://gazetemanifesto.com/2021/ulkeden-kacan-merkez-bankasi-baskanindan-milyarlarca-dolarlik-rezerv-aciklamasi-458151/

================================

FATİH ALTAYLI'DAN 'DÜZENSİZ GÖÇ' YAZISI: BİZİM TEK DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ ÜLKEMİZİN VE EVLATLARIMIZIN GELECEĞİ!

Fatih Altaylı kontrolsüz göç üzerine bir yazı kaleme aldı. Altaylı "Biz 'bu göçmen dalgası normal değil' diyerek itiraz ettikçe ABD Ordusu'nun 'Göç'ün bir silah olarak kullanılması' başlıklı tezini gösterip Türkiye'ye yönelik göç dalgasının arkasındaki niyeti sergiledikçe 'Taliban kafalılar' ve 'Sol kafasızlar' ortak bir biçimde bizi 'faşist' diye nitelemeye devam ediyorlar" dedi.

18 Ağustos 2021 - 12:33

HaberTürk yazarı Fatih Altaylı "Bir işgal metodu olarak göç" başlıklı bir yazı yazdı. Yaşanan kontrolsüz göçlere tepki gösterenlerin hedef alınmasına tepki gösteren Altaylı "Biz bir saldırıya karşı ülkemizi savunuyoruz. Bugün fikren. Yarın nasıl gerekirse öyle" dedi.

"KENDİ DÜŞÜNCESİ DIŞINDAKİ DÜŞÜNCELERİ YAFTALAYANLARDIR ASIL FAŞİSTLER"

Altaylı yazısında yaşanan kontrolsüz göçlere tepki gösterenlerin hedefe alınmasını şu sözlerle eleştirdi;

"Biz 'bu göçmen dalgası normal değil' diyerek itiraz ettikçe ABD Ordusu'nun 'Göç'ün bir silah olarak kullanılması' başlıklı tezini gösterip Türkiye'ye yönelik göç dalgasının arkasındaki niyeti sergiledikçe 'Taliban kafalılar' ve 'Sol kafasızlar' ortak bir biçimde bizi 'faşist' diye nitelemeye devam ediyorlar.

"TEK DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ ÜLKEMİZİN VE EVLATLARIMIZIN GELECEĞİ"

Oysa kendi düşüncesi dışındaki düşünceleri faşist diye yaftalayanlardır asıl faşistler. Oysa bizim tek düşündüğümüz ülkemizin ve evlatlarımızın geleceği.

Göç yolu ile Türkiye'nin dokusunun bozulmak istendiğini yıllardır Kürt-Türk çatışmasına bu milletin sağduyusunun izin vermediğini cemaatler ve tarikatlar eli ile bile bu ülkenin karıştırılamadığını görenlerin son silahı bu göç.

Türkiye'yi ancak bu yolla destabilize edeceklerini görüyorlar ve bu göçü üzerimize yönlendiriyorlar. "

"BİZ BİR SALDIRIYA KARŞI ÜLKEMİZİ SAVUNUYORUZ SİZ İSE BU ÜLKEYİ UÇURUMA SÜRÜKLÜYORSUNUZ"

"Bunu destekleyenler ise bu güçlerin iç uzantıları. Fondaşlar ulus millet karşıtları köle tüccarları ve ahmaklar.

Bize faşist diyenlere bir tek söz söyleyeyim. Ey ahmak sürüsü. Stalingrad'a saldıran Hitler ordusu mu faşistti yoksa Stalingrad'ı canı pahasına savunan Ruslar mı!

Biz bir saldırıya karşı ülkemizi savunuyoruz. Bugün fikren. Yarın nasıl gerekirse öyle. Siz ise tüm aptallığınızla bu ülkeyi uçuruma sürüklüyorsunuz. Tabii eğer satılmışlığınızla değilse!"

https://www.aykiri.com.tr/fatih-altayli-dan-duzensiz-goc-yazisi-bizim-tek-dusundugumuz-ulkemizin-ve-evlatlarimizin-gelecegi/13567/


================================

TALİBAN'DAN KAÇAN AFGAN KADINLAR ANLATTI: BABAM BİR KIZ KARDEŞİMİ ONLARA VERMEK ZORUNDA KALDI

90'lı yılların sonunda Afganistan'daki Taliban rejimi altında yaşayan ve daha sonra Türkiye'ye kaçan Afgan kadınlar sanki hâlâ o günleri yaşıyormuşçasına korktuklarını anlatıyor.

Taliban'dan kaçan Afgan kadınlar anlattı: Babam bir kız kardeşimi onlara vermek zorunda kaldı

90'lı yılların sonunda Afganistan'daki Taliban rejimi altında yaşayan ve Taliban'dan kaçarak Türkiye'ye gelen göçmen kadınlar şu an Afganistan'da yaşananları endişe içerisinde izliyor.

BBC Türkçe'nin Ankara'nın farklı bölgelerinde ulaştığı kadınlar Taliban ile aralarında binlerce kilometre olmasına rağmen sanki hâlâ o günleri yaşıyormuşçasına korktuklarını anlatıyor. Taliban'ın şiddetine doğrudan maruz kalmış kadınların hepsi şunu söylüyor: Tarih tekrar ediyor. Hiç kimse Taliban'ın bu kez daha barışçıl olacağına ve kadınlara zulmetmeyeceğine inanmasın.

UYARI: Bu haberdeki bazı anlatılanları rahatsız edici bulabilirsiniz.

Farklı isimlere ve farklı geçmişlere sahip olsalar da konuştuğumuz tüm Afgan göçmen kadınların hikâyesinde ortak olan bir şey var: Taliban'ın yaşattığı acı.

2014 yılında seçim idare ofisinde kadın bir memur olarak çalışırken Taliban'ın sivilleri hedef alan saldırısında ölümcül bir şekilde yaralandıktan sonra tüm ailesiyle birlikte Türkiye'ye kaçan Ferzane ile Altındağ'daki evinde buluşuyoruz.

Dokuz kurşunla vurulan Ferzane hâlâ yüzünde ve vücudunda o saldırıya ait kalıcı yaralar taşıyor.

Ancak Ferzane'nın Taliban'la ilk kez karşı karşıya kalışı çok daha eskiye dayanıyor:

Taliban geldiğinde 15 yaşındaydım. Bir gece duvarlarla çevrili bahçemizde oturuyorduk. Yan komşumuzun evinden araba sesleri ve ardından kadın çığlıkları gelmeye başladı. Ertesi gün öğrendik ki Taliban evin bir genç kızını alıp götürmüş.

Aylar sonra kızı hamile bir şekilde geri getirip babasının evine bıraktılar. Bir zindana götürüldüğünü ve gece gündüz farklı erkekler tarafından tecavüze uğradığını anlattı. En küçük bir ani hareketten korkar hale gelmişti.

Ben ve diğer kız kardeşlerim de aynı şeyi yaşayabilirdik. O yüzden babam diğer çocuklarına karışmasınlar diye bir kız kardeşimi Taliban'a vermek zorunda kaldı.

Taliban'ın gelişiyle kadınlar artık Afganistan'da yanlarında aile üyesi bir erkek olmadan sokağa çıkamıyor sokakta burka ismi verilen bir giysiyle tepeden tırnağa örtünmek zorunda kalıyordu.

Ferzane burkasını çıkardığı için bir Taliban üyesi tarafından kırbaçlanışını şöyle anlatıyor:

Hava çok sıcaktı ve burkadan dolayı nefes alamaz hale gelmiştim. Biraz nefes alabilmek için burkayı çok kısa bir süre ağzımdan aşağı indirdim. Bir talib aniden minibüse girip beni ve yanımdaki diğer kadınları kırbaçladı.

Kafama kaç darbe aldığımı hatırlamıyorum bayıltana kadar vurdular. Diğer kadınları da "Niye yanınızdaki kadının burkasını açmasına izin veriyorsunuz" diyerek dövdüler. Dört gün hasta yattım ama bir tane bile ağrı kesici bulamadım.

Küçük yaştaki erkek kardeşinin başından geçen bir olayı ise şöyle anlatıyor:

Bir gün Taliban mahalledeki tüm erkekleri akşam çok iyi bir maç olacağını söyleyerek stadyuma çağırdı. Küçük kardeşim döndüğünde konuşamaz haldeydi. Bir kadını stadyumun ortasında silahla idam etmişler diğer erkeklerin de izlemesini istemişler.

TAM KENDİMİ İNSAN GİBİ HİSSETMEYE BAŞLAMIŞTIM Kİ TALİBAN YİNE GELDİ

Taliban'ın Afganistan'daki hükmü beş yıl sürdü.

Ferzane Taliban rejimi bittikten sonra lise eğitimine kaldığı yerden devam etti. Üniversitede edebiyat bölümünü bitirerek devlet dairelerinde memur olarak çalışmaya başladı:

Evlere gazete girmesin diye bakkallarda ekmekleri gazeteye sarıp vermeyi yasaklamışlardı. Bazen çöpleri karıştırıp üzerinde yazı yazan şeyler bulmaya çalışıyordum. Yarıda lise kitaplarımı her gün tekrar tekrar okuyordum.

Taliban gider gitmez okula başladık ama bina pencere sıra yoktu. Biz yine de o sınıfları doldurduk. Sadece ben değil bütün kızlar okumak için çok hevesliydi. Tüm zorluklara ve yoksulluğa rağmen okuduk.

Dört çocuğum varken üniversiteye başladım çünkü okumayı çok istiyordum. Tam hayatımı tam düzelttim derken her şey yeniden mahvoldu.

"HEM KADINSINIZ HEM ÇALIŞIYORSUNUZ SİZİ ÖLDÜRECEĞİZ"

Tam hayatını düzene sokup "kendisini insan gibi hissetmeye başlarken" yeniden saldırıya uğradığını söyleyen Ferzane Afganistan'dan kaçmasına neden olan olayı şöyle anlatıyor:

2014 yılında Seçim idare ofisinde çalışırken "Hem kadınsınız hem çalışıyorsunuz hem de seçim idarede çalışıyorsunuz. Sizi öldüreceğiz" diyen telefonlar alıyorduk. Bizi korkutmayı amaçlıyorlardı ama ben hiç korkmadım.

Bir gün ofiste çalışırken patlama oldu pencereler kırıldı. Hemen kendimizi odaya kapattık ama kapıyı kırıp içeri girdiler. Yarım metre mesafeden ateş ettiler. Çok fazla insan öldü.

Ben beş saat boyunca kanların içinde yatıp ölü numarası yaparak kurtuldum. Yanımda yatan başka bir yaralı arkadaşıma elimle işaret ederek ses çıkarmamasını söyledim çünkü Taliban hala içerideydi. 4 gün sonra gözlerimi hastanede açtım. Vücudumdan dokuz kurşun çıkarıldı.

"TALİBAN'IN KESTİĞİ ELLER KURUYANA KADAR AĞAÇLARDA ASILI KALIRDI"

Bir yıl önce altı çocuğuyla birlikte Afganistan'dan kaçarak Ankara'ya yerleşen Dr. Sohaila Hamidi ile buluşuyoruz.

Hamidi 90'lı yıllarda tıp fakültesi öğrencisiyken bir anda kendisini dört yıllık 'hapis hayatında' bulduğunu söyleyerek hala o günlere ait şiddet görüntülerini hafızasından silemediğini anlatıyor:

Bir gün eve alışveriş yapmak için erkek kardeşimi yanıma alarak dışarı çıkmıştım. Taliban hırsızlık yaptıkları gerekçesiyle dört kişiyi gözümüzün önünden alıp götürdü. Ertesi gün sokağımızdaki ağaçlarda hırsızlık yaptıkları için bileklerinden kesilen eller asılıydı. O kesik eller kuruyana kadar ağaçlarda asılı kaldı.

Bir gün kardeşlerimle birlikte bir sokak arasındaki çatışmanın ortasında kaldık. Tanımadığımız evlerin kapısını çalarak bizi içeri almaları için yalvardık. Sonunda bir ev kapısını açtı ve geceyi orada geçirdik. Ertesi gün evimize dönerken tüm sokağı kaplayan cesetlerin arasından geçtik.

Hamidi Taliban rejimi süresince sadece radyo dinleyerek dünyada olan bitenlerden haberdar olabildiğini söylüyor:

Şehrimize sadece haftada iki kez elektrik veriliyordu. Evlere girip televizyonları kırdılar sadece radyo dinleyebiliyorduk. Müzik dinlememiz ve cep telefonu kullanmamız yasaktı. Kiralık kitapları aramızda gizlice paylaşarak kitap okuyabiliyorduk.

Genç yaştaki erkeklerin ise casusluk yapmaları ya da savaşa katılmaları için evden alınıp götürüldüklerini söyleyen Hamidi kaçırılan iki erkek kuzeninden 23 yıldır haber alamadıklarını söylüyor.

"KIZLARIM BENİM YAŞADIKLARIMI YAŞAMASIN DİYE AFGANİSTAN'I TERK ETTİM"

Taliban rejimi sona erdikten sonra üniversiteye dönen Hamidi tıp fakültesinde kalan dört yıllık eğitimini de tamamlayarak doktor oldu.

Hamidi aradan geçen yirmi yıla rağmen Taliban'ın yeniden güçlenmesiyle Afganistan'dan ayrılmaya karar verdiklerini söylüyor:

Taliban gitmiş olsa bile Afgan erkekler artık Taliban gibi düşünmeye başlamış Taliban zihniyetine bürünmüştü. Üniversiteye geri döndükten aylar sonra burkamızı çıkarabilmeye cesaret edebilmiştik. Kadınlar 20 yılda çok savaş vererek özgürlüklerini bir miktar kazanabilmişti. Ama şimdi her şey başa döndü yirmi yıllık mücadele yok oldu.

Üniversitede sınıf arkadaşım Dr. Kamile'nin büyük kızı bu yıl üniversiteye başlamıştı. Kamile ile en son telefonda konuştuğumuzda 'Taliban'ın bana yirmi yıl önce yaşattıklarını şimdi kızım yaşıyor' diyerek ağladı. Ben bu yüzden kızlarım benim yaşadıklarımı yaşamasın diye Afganistan'ı terk ettim.

Hamidi'nin Türkiye'de doktorluk mesleğine devam edebilmesi için önce Türkçe yapılan bir denklik sınavını geçmesi gerekiyor.

Bir daha mesleğini yapamamaktan korktuğunu söyleyen Hamidi "Şu an haberlerde Taliban erkeklerinin sesini duymaya bile dayanamıyorum. Aklıma hemen eski yıllarda yaşadığımız acılar geliyor. Orada yaşanan her şey bana geçmişi hatırlatıyor" diyor.

"TALİBAN ASKER AİLELERİNDEKİ KADIN VE ÇOCUKLARIN PEŞİNE DÜŞÜYOR"

Dışkapı mahallesinde ailesinin erkek üyeleri Taliban'la olan savaşta hayatını kaybetmiş iki Afgan kadınla konuşuyoruz.

Kadınlar asker ailesi olduklarını bilen Taliban'ın yıllarca peşlerini bırakmadığını ve sonunda Afganistan'dan kaçmak zorunda kaldıklarını anlatıyor.

Bu kadınlardan biri iki çocuğuyla birlikte beş ay önce Türkiye'ye kaçmış olan 48 yaşındaki Şefika.

Taliban'la savaşan kocasını iki yıl önce kaybettiğini söyleyen Şefika o günden beri iki çocuğuyla birlikte Taliban'ın tehdidi altında yaşadığını anlatıyor:

Eşim öldükten sonra çocuklarıma bakabilmek için çalışmaya başladım. Sürekli tehdit telefonları alıyordum. Bana 'İşi bırak evinde otur. Yoksa kocan gibi seni de öldürürüz çocuklarını kaçırırız' diyorlardı. Telefon numaramı değiştirdim ama bu kez yeni numaramı bulup tehditlere devam ettiler.

Taliban yaşadığımız şehre 10 km mesafeye kadar yaklaşmıştı. Artık çocuklarımı alıp kaçmaktan başka çarem kalmamıştı. Dağ yollarında ölmeyi göze alarak kaçmam gerekiyordu çünkü Taliban'a izimizi kaybettirememiştik. Kocamın asker olduklarını bildikleri için peşimizi bırakmadılar.

Türkiye sınırından otobüslerle direkt Ankara'ya getirildiklerini söyleyen Şefika artık Afganistan'a dönmelerinin imkânsız hale geldiğini söylüyor.

Ailesinin geçimini şu an 13 yaşındaki oğlu günlük 15 lira ücretle kuaförde çalışarak sağlıyor:

Türkiye'ye gelmek için beş saat boyunca dağlarda yürüdük. Yorgunluktan bayılınca diğer Afganlar yardım etti. Sürekli araba değiştirerek ve yolumuzun üzerindeki Afgan evlerinde konaklayarak Ankara'ya kadar geldik.

"HAYATIM VE MESLEĞİM İÇİN ÇOK MÜCADELE ETTİM AMA OLMADI"

Tanınmış bir albay olan babasını henüz altı yaşındayken Taliban'a karşı savaşta kaybettiğini söyleyen Zahra da aradan geçen yıllara rağmen Taliban'ın ailesini hiçbir zaman rahat bırakmadığını anlatıyor:

Gözümü açtığımdan beri savaştan başka bir şey görmedim. Ailemden sekiz erkek şehit oldu. Taliban'ın Afganistan'a ilk girdiği gecede ailemize ait beş eve baskın yapıldı. Sürekli tehdit altında kaçarak yaşadık.

Taliban tarafından kaçırılmamak için 17 yaşında kuzeniyle evlenmek zorunda kaldığını söyleyen Zahra her şeye rağmen tıp fakültesini bitirip doktor olduğunu anlatıyor:

Doktor olarak işe başlamam daha riskli oldu. Ailemize yönelik Taliban tehditleri sürüyordu. Nereye gitsek izimizi buluyorlardı telefonlarımıza ulaşıyorlardı.

Kendi özel muayenehanemi açmak için evrak işlerini sürdürürken tehditler daha da artmaya başladı. Herhalde her yerde tanıdık kişileri vardı ve haber veriyorlardı yoksa nereden bulabilirler?

Büyük kızım üniversite diş hekimliği bölümünü okurken bir gün telefon geldi. 'Ya kızını bize ver ya da biz onu kaçıracağız' diyorlardı. Devlete şikâyet ettik askerler bizi korumak için birkaç gün evimizin etrafında bekledi ama bizi tehdit edenler asla bulunamadı.

Zahra beş çocuğunu korumak için bir gece her şeyi geride bırakıp kaçak yollardan Türkiye'ye geldiklerini söylüyor:

Türkiye'ye gelince izimi kaybettirebilmek için iki sene kimseyle iletişime girmedim. Depresyona girdim kendimi öldürmeye kalktım ama sonra çocuklarıma baktım onları kim büyütecek?

Hem ailemi destekleyecektim hem de bir kadın olarak kendi ayaklarımın üzerinde duracaktım ama yapamadım. Hayatım çocuklarım ve mesleğim için çok mücadele ettim ama olmadı.

Konuştuğumuz Afgan kadınların hepsi baskıcı bir Taliban rejiminin ardından okul hayatına dönüp meslek sahibi olsalar bile yine de Taliban zulmünden kaçamadıklarını anlatıyor.

Türkiye'de göçmen olarak yaşayan bu kadınların hiçbiri Afganistan'da türlü zorluklar içerisinde kazandıkları mesleklerini sürdürme şansı bulamıyor.

https://www.gercekgundem.com/guncel/293661/talibandan-kacan-afgan-kadinlar-anlatti-babam-bir-kiz-kardesimi-onlara-vermek-zorunda-kaldi


================================

AFGAN GAZETECİ: KEŞKE ATATÜRK'Ü DAHA ÇOK DİNLESELERDİ

18:4818 Ağustos 2021

Nazira Karimi'nin CNN Türk'e verdiği röportajda "Ben Atatürk'ü çok iyi hatırlıyorum. Türkiye ve Afganistan arasındaki iyi ilişkileri hatırlıyorum. Keşke Atatürk'ü daha çok dinleselerdi onun yolundan gitseydi. O zaman bunları yaşamazdık. " dedi.

"Ben Taliban'dan çok çektim. Ülkemden kaçmak zorunda kaldım. Şimdi Taliban değiştiğini söylüyor ama ben buna inanmıyorum. Oradaki kadınlarla konuştum. Hepsi çok üzgün korkmuş durumda ve gelecekleri konusunda umutsuzlar.

Pentagon sözcüsüne sormuştum. Şimdi tekrar soruyorum: eşref Gani nerede? Cumhurbaşkanımız nerede? Taliban her şeyi kontrol altına aldı. Yeni bir ülke kuracağız diyorlar. Oysa bizim bir başkanımız bile yok. ABD'ye soruyorum: Bize yardım edecekler mi?

Afgan kadınları çok güçlüdür ama şu anda orada olanları düşününce ağlıyorum ölüyormuş gibi hissediyorum.

Gani ülkede kalsa ne olurdu? Bu konuda tartışmalar var. O Doha'da müzakerelere katıldı. ABD ile yakındı. Her şey çok iyi olacak demişlerdi. Gani hep barışçıldı. Kendisi ülkede olsa Taliban bu kadar kolay gelemez ve rejimi değiştiremezdi. Şimdi kimse ne olduğunu bilmiyor.

Afgan kadınlarla irtibat halindeyim. Şu anda büyük bir sessizlik var. Ancak bu barışçıl süre kısa olacak. Taliban açıklama yaptı ve kadınlara şeriat yasaları dahilinde polis doktor öğretmen olma hakkı vereceğiz dediler. Peki ya diğer kadınlar? Başka meslek seçmek isterlerse ne olacak? Biz de Müslümanız ancak ben bunların kafasındaki şeriat kavramını anlamıyorum.

Binlerce kişi kadınlar ve çocuklar Kanada'ya ABD'ye kaçmak istiyor. Peki kaçamayanların kaderi ne olacak? Bunları gördüğüm için çok üzgünüm.

Afgan halkı bu gördüklerinizden ibaret değil. Karanlık bir dönemem girdiler ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bir gazeteci olarak bunu görmek beni çok üzüyor.

Taliban'ın değişeceğine inanmıyorum verilecek uluslararası destek onları değiştirmeyecektir. Taliban'a mesaj yollamak istiyorum. Değiştiyseniz bunu gösterin ideolojinizi de değiştirin. Afgan kadınları vazgeçmeyecek ve haklarını korumaya devam edecek. Ben de uzakta bile olsam onların sesi olmaya devam edeceğim.

Madem değiştiler bayrağımıza dokunmasalardı. Onlar Afgan bayrağını indirdi. eğer değiştilerse Afgan bayrağı ve kendi bayraklarını yan yana assınlar. Afganistan bayrağı benim kimliğim o bayrak benim! Şimdi de yanımda ve onu öpüyorum.

DİKKAT ÇEKEN ATATÜRK VURGUSU

"Ben Atatürk'ü çok iyi hatırlıyorum. Türkiye ve Afganistan arasındaki iyi ilişkileri hatırlıyorum. Keşke Atatürk'ü daha çok dinleselerdi onun yolundan gitseydi. O zaman bunları yaşamazdık. "

"Taliban'dan neden kaçtığımız soruyorsunuz. Ben Taliban ilk kez geldiğinde bu ihtimal doğduğunda genç ve başarılı bir gazeteciydim. Buna rağmen Pakistan'a kaçtım. ancak Taliban Pakistan'da da etkiliydi. Onlarla görüşmek istedim bir gazeteci olarak. Üstelik BBC için çalışıyordum. Amam bana cevap vermeyip biz kadınlarla konuşmayız dediler. Beni cezalandırıldılar. Bundan sonra Pakistan'dan da kaçıp ABD'ye yerleştim.

20 yıldır ülkemden uzaktayım. Ben ülkemde hiç barış görmedim. her gece rüyamda barış dolu bir ülke görüyor ve ağlıyorum. Bir şiirle açıklayayım bunu: Anı unutmaz hafıza yanılmaz. Hep kalbinizde taşırsınız bunu.

Ülkeme sadece bir kere bir konferans için gitti 2012 yılında. Sonra hemen geri döndüm. gittiğimde toprağı öpmüştüm. Bir zamanlar sokaklarda kadınlar özgürce gezerdi. Kültürel olarak Afganistan'da her şey değişti.

Umudum var ama artık kimseye güvenmiyorum. Joe Biden Başkan Yardımcısıyken ülkeme gelmişti. O zaman kız çocukları ona bizi kurtarın yalnız bırakmayın doktor olmak mühendis olmak istiyoruz demişlerdi. Biden da onlara yadım etme yalnız bırakmama sözü vermişti.

Şimdi ABD Başkanı olan Biden'a ben soruyorum. Afganistan'daki çocukları kızları yalnız mı bırakacaksınız? Kaderlerine mi terk edeceksiniz?

Orada işimiz bitti diyorlar. Uluslararası kamuoyuna tüm dünyaya sesleniyorum. Bizi yalnız bırakmayın. Taliban'ı gözlemleyin. Gerçekten değişip değişmediklerine bakın. eğer değişmişlerse saygım sonsuz. Ama her şey eskisi gibi olacaksa dünya bizi yalnız bırakmasın. Ben burada olsam da nefesim yettiğince Afgan halkına ve Afgan kadınlarına yardımcı olacağım seslerine ses olacağım. "

https://www.ngazete.com/afgan-gazeteci-keske-ataturku-daha-cok-dinleselerdi-88904h.htm


================================

TALİBAN ÇİN'E GÜVENCE VERDİ: ÇİN DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ HUA ÇUNYİNG AÇIKLADI

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hua Çunying Taliban'ın Doğu Türkistan İslami Hareketi (DTİH) de dahil olmak üzere tüm terör örgütleriyle aralarına net bir çizgi koymasını beklediklerini ifade etti. Sözcü Hua bu konuda Taliban liderinin hiçbir gücün Çin'e karşı zararlı faaliyetlerde bulunmak için Afgan topraklarını kullanmasına izin vermeyeceklerini taahhüt ettiğini belirtti.

17.08.2021 20:33 17.08.2021 22:14

Taliban Çin'e güvence verdi: Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying açıkladı

Taliban Afganistan'ı kontrolü altına aldı. Bu gelişmenin ardından dünya başkentlerinden açıklamalar ardı ardına geliyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hua Çunying Taliban'ın Doğu Türkistan İslami Hareketi (DTİH) de dahil olmak üzere tüm terör örgütleriyle aralarına net bir çizgi koymasnı beklediklerini ifade etti.

Sözcü Hua bu konuda Taliban liderinin hiçbir gücün Çin'e karşı zararlı faaliyetlerde bulunmak için Afgan topraklarını kullanmasına izin vermeyeceklerini taahhüt ettiğini belirtti.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hua Çunying konuyla ilgili şunları söyledi:

Doğu Türkistan İslami Hareketi (DTİH) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından listelenmiş uluslararası bir terör örgütüdür. DTİH Çin'in ve halkının güvenliğine doğrudan tehdit oluşturmaktadır. Ona karşı mücadele etmek uluslararası toplumun ortak sorumluluğudur.

Daha önce Taliban lideri hiçbir gücün Çin'e zararlı şeyler yapmak için Afgan topraklarını kullanmasına izin vermeyeceğini açıkça belirtti.

Bölgesel güvenlik istikrar ve kalkınma işbirliğinin önündeki engelleri kaldırmak için DTİH de dahil tüm terör örgütleriyle uyumlu ve kararlı bir şekilde mücadele ediyoruz.

https://www.ulusal.com.tr/gundem/taliban-cin-e-guvence-verdi-cin-disisleri-bakanligi-sozcusu-hua-cunying-acikladi-h289497.html

================================

NEJAT ESLEN : ABD TALİBAN'A YENİLDİ YENİLMEDİ ?

Güncellendi: 18 Ağustos 2021 13:11

Dün gece bir haber kanalında Afganistan'daki durum tartışılıyordu. Moderatör yorumculara ABD'nin Afganistan'da Taliban'a yenilip yenilmediğini sordu.

Yorumcuların tamamı lafı kıvırdı. ABD Taliban'a yenildi diyemedi. Hatta bu durumun ABD'nin makro bir stratejik planının parçası olduğunu iddia edenler oldu.

ABD'nin Afganistan'da Taliban'a yenilip yenilmediğini askeri ve siyasi bakımdan analiz etmek gerekir.

Önce askeri açıdan bakalım meseleye.

Savaşta zafer yani galibiyet "Hasmın savaşa devam etme iradesini kırmak kendi irademizi hasma kabul ettirmek hasmı artık savaşa devam edemez duruma getirmek'' anlamına gelir.

Carl von Clausewitz bu durumu "Savaş düşmanı irademizi kabule zorlamak için bir kuvvet kullanma eylemidir'' şeklinde ifade etmiştir.

Taliban sonuçta "ABD ordusunun savaşa devam iradesini kırmış kendi iradesini ona kabul ettirmiş savaşa devam edemez duruma getirmiş; ABD'nin büyük paralar harcayarak kurduğu 300 bin kişilik Afgan ordusunu ezip geçmiştir. ''

Askeri bakımdan ABD'nin Afganistan'da savaşı kaybettiğini gösteren bir diğer kriter ise coğrafya ile ilgilidir.

ABD ordusu ve desteklediği Afgan ordusu sonuçta Afganistan coğrafyasının bütününde kontrolü kaybetmiş ABD ordusu Afganistan coğrafyasını Taliban karşısında terk etmek zorunda kalmıştır.

Halen Afganistan coğrafyasının tamamını ABD ordusu değil Taliban kontrol etmektedir.

O halde ABD ordusu bu savaşta yenilmiştir.

ABD savaş alanına yeniden daha fazla askeri güç getirerek savaşı uzatarak devam ettirebilirdi.

Muhtemel insan kaybı ve harcanması gereken mali kaynaklar ABD'nin bu seçeneği uygulamasını önlemiştir.

Bu da ABD yenilgisinin bir işaretidir.

Taliban'in çağ dışı bir terör örgütü olması bu durumu değiştirmemektedir.

ABD NATO ile birlikte Afganistan savaşını kaybetmiştir.

ABD bir terör örgütüne yenilerek Afganistan'da savaşı kaybetmiştir.

Meseleyi siyasi açıdan irdeleyecek olursak Biden'ın "Afganistan'daki savaşın amacı El Kaide liderlerini yakalamaktı ve bunda başarılı olduk'' mealindeki sözleri inandırıcı değildir.

11 Eylül sonrasında kendisini dünyanın tek efendisi sanan ABD küresel amaçlarının bir gereği olarak çoklu jeopolitik avantajlar sağlayan Afganistan'a girmişti.

Biden'ın "Afganistan'da devlet inşa etmek amacımız yoktu'' sözü de doğru değildir.

ABD Afganistan'da devşirdiği insanlardan siyasi bir devlet yapısı ve 300 bin kişilik bir ordu kurarak orada varlığını sürekli kılmak istemiş ve bunda başarılı olamamıştır.

ABD'nin 11 Eylül'den sonra başlattığı terörle mücadele konsepti yerine küresel güç mücadelesi içinde Çin ve Rusya'ya öncelik vereceği bir gerçektir.

Bu gerçek ABD'nin Afganistan'da başarısız olduğu askeri bakımdan yenilgiye uğradığı gerçeğini değiştirmez.

SON SÖZ: Amerika'da ABD'nin Afganistan savaşını kaybedip kaybetmediği değil hangi nedenlerle ve kimin hataları ile savaşın kaybedildiği tartışılmaktadır.

Bu konuda ciddi bir örnek aşağıda sunulmuştur:

https://www.csis.org/analysis/learning-war-who-lost-afghanistan-versus-learning-why-we-lost

ABD Afganistan savaşını kaybetti diyemeyen arkadaşlar. Utanmayın ABD savaşı kaybetti demek ayıp değil!

Çünkü Amerikalılar bile biz bu savaşı kaybettik derken utanmıyorlar.

Siz de gerçeği kabul edin artık rahat edin.

https://www.veryansintv.com/abd-talibana-yenildi-mi-yenilmedi-mi


================================

MURAT YETKİN : BU FOTOĞRAFA İYİ BAKIN: KÖTÜLÜĞÜN SIFIR NOKTASI

Yayın Tarihi 17 Ağustos 2021 · Güncellenme Tarihi 17 Ağustos 2021

https://yetkinreport.com/wp-content/uploads/2021/08/afgan-foto-1024x702.png

ABD Başkanı Reagan Beyaz Saray'da bir grup "Afgan özgürlük savaşçısıyla" görülüyor. Bugün dünyayı sarsan gelişmeler bir günde ortaya çıkmadı (Foto: Wikicommons)

Bu fotoğraf 2 Şubat 1983'de ABD Başkanlık Sarayında Beyaz Saray'da çekilmiş. Başkan Ronald Reagan o zamanki deyimleriyle "Afgan özgürlük savaşçılarını" ağırlıyor. Gündem Sovyet işgaline karşı birlikte mücadele. Kötülüğün sıfır noktası olarak belki Sovyetler Birliğinin 1979'da Afganistan'ı işgali de alınabilir. Ama Sovyet işgali birincisi Afganistan küresel bir sorun haline getirmeyebilirdi ama ikincisi Sovyetlerin kendi sonunu getirdi. Bu fotoğrafsa bugün dünya çapında yaşanmakta olan kötülüğün sıfır noktası sayılabilir.

ABD Başkanı tarafından Beyaz Saray'da kabul edilenler soldan sağa Mir Nimetullah Habib Urrahman Haşemi Gül-Mohammed Ömer Babrakzai Muhammed Suaffor Yusufzai tercüman ise ileride Afgan kadınlarının içine düşürüleceği felakette istemeden payı olan Feride Ahmedi.

Reagan'ın yanındaki takım elbiseli kişi Gust Avrakotos Amerikan istihbaratı CIA'nın Afganistan masası şefi. İslamcı aşiret liderlerini toplayıp Beyaz Saray'a getiren ve yakın zaman sonra "Mücahit Direnişi" adı altında Afganistan'da CIA dosyalarında "Operation Cyclone – Kasırga Harekâtı" olarak anılan harekatın silahlanma ve saha örgütlenmesi kısmını yürüten kişi.

Avrakotos'un CIA içindeki lakabı "Dr. Dirty – Doktor Kirli"; adı üstünde kirli başka kimsenin üstlenmekten hoşlanmayacağı işlere gönüllü olanlardan. Yunan asıllı Amerikalı bir aileden gelen Avrakotos CIA Atina istasyonunda görevliyken 1967 Yunanistan darbesindeki rolüyle tanınıyor; Albaylar Cuntasıyla Washington arasındaki köprüyü o kurmuş. Kötülüğün önemli aktörlerinden.

CIA Pakistan istihbaratı ve Hikmetyar

ABD Sovyetlere karşı İslamcı aşiretleri kullanmaya aslında Reagan'dan önce Demokrat Partili Başkan Jimmy Carter döneminde karar veriyor. Hatta Sovyetlerin Afganistan'ı resmen işgale başladığı 24 Aralık 1979 tarihinden önce 3 Temmuz 1979'da Carter imzasıyla başlatılıyor Kasırga Harekâtı. Ulusal Güvenlik Danışmanı Sovyetler'i güneyden İslami bir "Yeşil Kuşak" ile kuşatmak projesinin fikir babası Zbigniew Brzezinski olan Carter'a göre İran'ın 1 Şubat'taki İslam Devrimiyle ABD saflarından çıkması ardından Afganistan'ın Sovyet etkisine girmesi kabul edilemezdi. 1977'de bir darbeyle Pakistan'ın seçilmiş cumhurbaşkanı Zülfikâr Ali Butto'yu deviren Ziya ül-Hak ile temas kuruldu. Pakistan ordu istihbaratı ISI CIA'yı kendi irtibatlarının bulunduğu (1975'te kurulmuş olan) Hizb-i İslami lideri Gülbeddin Hikmetyar ile tanıştırdı. Hikmetyar daha sonraları iki defa Afganistan Başbaknı da olacak Hikmetyar Amerikan kayıtlarında en fazla CIA fonu kullanan (toplamda en az 600 milyon dolar tahmin ediliyor) para alan Mücahit lider olarak geçiyor.

Hikmetyar ve diğer Afgan mücahit gruplar ve aşiretlerden ABD işbirlikçisi devşirme operasyonuna katılanlar arasında (artık emeklilik yaşına gelmiş olasına rağmen) Özbek Türkü Ruzi Nazar'ın da bulunduğunu Meraklısı İçin Entrikalar Kitabı'nda yazmıştım. Nazar 1959-1971 yıllarında 27 Mayıs 1960 ve 12 Mart 1971 darbelerini de kapsayan dönemde CIA'nın İran-Turan coğrafyasından da sorumlu olan Ankara İstasyon şefiydi. CIA'nın Müslümanlığı Sovyetler'i yıkmak için kullandığı ilk eylem olan 1954 Hac eyleminin de aktörüydü; ayrıntıları kitapta var. Kötülüğün kökleri derinlerdeydi.

Peki Suudi-Vahabi etkisi bu coğrafyalarda nasıl bu kadar kökleşmişti?

Suud ve Amerikan parası var

Rabıtatül Alemi İslami kısaca Rabıta 1962'de Suudi Arabistan'da kuruldu. Amacı İslam Birliğini sağlamaktı. Parası Suud krallığıyla ABD şirketlerinin birlikte kurduğu ARAMCO petrol şirketinden ideolojik ve siyasi kaynakları ise Vahabilik ve Müslüman Kardeşlerden geliyordu. (Şimdi İhvan-ı Müslimin Müslüman Kardeşler'i terörist sayan Suudi Arabistan o zaman baş destekçisiydi. ) Mekke'de yayınlanan kuruluş bildirisinde İhvan'ın kurucusu Mısırlı Hasan el-Benna'nın özel kalem müdürü ve damadı Said Ramazan ile İhvan'ın Pakistanlı ideologlarından Abul Âlâ el-Mevdudi'nin imzaları vardı. Rabıta'nın önemli hedefleri arasında Kuran'ın Arapçadan ezberlenerek öğrenimini sağlamak Kuran Kurslarının yaygınlaştırılması ve din derslerinin zorunlu kılınması da vardı. ARAMCO parası mutemetler kanalıyla dünyanın her köşesindeki Müslüman topluluklara akıtılmaya başladı.

İlk kez Uğur Mumcu'nun "Rabıta" kitabında yazdığı üzere Rabıta yönetiminde Türkiye'den giden temsilci Nurculuğun kurucusu Said-i Nursi'nin "dışişleri bakanı" diye bilinen Salih Özcan idi.

1964'te yönetimi bir saray darbesiyle ele geçiren Veliaht Prens Faysal Rabıta faaliyetlerini artırdı. Faysal 1966'da Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ı 30 Ağustos tebriki gerekçesiyle arayarak Türkiye'nin de ülke olarak Rabıta'ya dahil olmasını istemiş şunları söylemişti: "Türk ve İslam dünyasında komünizme karşı ortak mücadele zaruridir. Kim Allah'a inanıyorsa kâfirlere ve komünistlere karşı birlikte mücadele etmelidir. "

Sunay'ın girmediği o topa 12 Eylül 1980 darbesi ardından Kenan Evren üstelik Atatürkçülük kisvesi altında girecekti. Suudi sermayesi ve İslami bankacılığın Türkiye'ye girmesi de 12 Eylül sonrasındaydı; bu konuda Turgut Özal ve yarı-zamanlı Suudi Arabistan'da yaşayan Korkut Özal adeta başrollerdeydi. Zaten Rabıta da o zamana dek İslam Konferansı Örgütü adını almış gömlek değiştirmişti.

ABD Pakistan Suudi Arabistan İngiltere ve Çin

CIA Afganistan operasyonunu temel olarak üç gizli servisler iş birliği içinde yürüttü. Bunlar ISI İngiliz gizli servisi MI6 ve Suudi Arabistan İstihbarat Başkanlığı (RİA) idi. Suud istihbaratının başında o dönem Faysal el-Türki bulunuyordu. 2 Ekim 2018'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülen Cemal Kaşıkçı Türki'nin uzun yıllar değişmeyecek basın müşaviri ve açık operasyonlar şefiydi. Suudi Arabistan Afganistan Harekâtına para ve asker sağlıyordu. CIA koordinasyonundaki Afgan savaşına bizzat devşirdiği militan gençler arasında ileride El-Kaide örgütünü kurup başına geçecek olan Usame bin Ladin'in de bulunduğunu Richard Clark "Against All Enemies – Bütün Düşmanlara Karşı" kitabında yazar. Sovyetler'e karşı savaşan Mücahitlerden Hikmetyar ABD daha ılımlı sayılan Kuzey İttifakının başındaki Ahmed Şah Mesud ise İngiltere ile irtibatlıydı. (Hikmetyar bir ABD sehayatinden dönüşteyken 1985'te İstanbul'a da uğramıştı. O zaman Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak Necmettin Erbakan'ın izleyicilerine konuştu zafer vaat etti. Erdoğan'ın Hikmetyar'la fotoğrafı o temastan kalmadır. )

İşin belki de en ilginç yanlarından birisi de Çin Komünist Partisinin CIA operasyonuna verdiği destekti. Çin iki koldan destek sağlıyordu. Hem Pakistan üzerinden Mücahitlere silah ve cephane sağlıyor hem de Pakistan Hindistan ve diğer Güney Asya ülkelerindeki Maocu gerilla hareketlerinin Afganistan'a giderek Sovyetler Birliği Komünist Partisi yönetimindeki işgale karşı İslamcı gerillalarla omuz omuz savaşmasını sağlıyordu. Aslında Afganistan'daki olaylar zincirini başlatan 1978 darbesinin Moskova yanlısı olduğunu dünyaya duyuran da Pekin radyosu olmuştu.

Dünden bugüne Taliban

Kötülüğün doğuşunu sağlayan sadece ABD olmamıştı o başlatmış ama Suudi Arabistan'dan Pakistan'a Çin'e dek suç ortakları bulmuştu. Bu ortakların (o sırada henüz NATO üyesi olmasına rağmen Türkiye'nin elinde dahi bulunmayan Stinger füzeleri dahil) silah para ve eğitim verdiği Mücahit hareketi içinden sadece (1988'de) El Kaide çıkmadı Molla Ömer Muhammed liderliğinde Taliban adı verilen radikal İslamcı medrese talebeleri hareketi de doğdu.

ABD ve ortaklarının gayretiyle Mücahitler Sovyet işgaline son verdi. 1989'da Sovyet orduları çekildi. Afganistan Sovyetlerin Vietnam'ı oldu. Aynı yıl Sovyet Blokunun ve Soğuk Savaş'ın simgesi sayılan Berlin Duvarı yıkıldı. Bu kadar travma Sovyetlere fazla gelecek Sovyetler 1991 sonunda dağılacak cumhuriyetler ayrılacak Rusya Federasyonu kurulacaktı.

Sovyetler dağılınca ABD Kongresi Afgan mücahitlerin eğitim ve silahlanmasına ayrılan bütçeyi kesti Kasırga Harekâtı bitirildi. Para kesilince El Kaide'den Taliban'a Hizb-i İslamiye dek ABD ve ortakları tarafından üst düzey askeri eğitim verilip silahlandırılan mücahitler silahlarını ABD ve ortaklarına çevirdi.

Taliban 1996'da Hikmetyar'ın da içinde olduğu Burhaneddin Rabbani hükümetini devirerek Afganistan yönetimine geldi. El Kaide'nin 9 Eylül 2001'de Mesud'u öldürüp 11 Eylül'de ABD'ye yolcu uçaklarıyla saldırması ardından BM ve NATO kararlarıyla bu defa ABD önderliğinde NATO güçleri Afganistan'ı işgale başladı. Bu kanlı macera Taliban'ın 15 Ağutsos 2021'de başkent Kabil'e girip ABD destekli Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin Tacikistan'a kaçmasıyla son buldu. Taliban yeniden yönetimdeydi. Bu arada Hikmetyar'ın 2015'te sırf Taliban onu devirdiği için Taliban'dan kaçıp IŞİD'e katılan mücahitlere tam destek ilan ettiğini de hatırlatalım.

Türkiye ne yapıyor ne yapacak?

ABD Vietnam ve Irak'tan sonra Afganistan'ın da geride bir harabe bırakarak terk ediyor. Üstelik bu defa tahribat kötülüğün bütün dünyaya yayılmasına neden olacak şekilde; evet Irak'tan da fazla.

Taliban yönetimine ilk olumlu mesajı veren ülkenin Çin olması şaşırtıcı değil. Çin Komünist Partisi diğer ülke yönetimlerinin ne olduğuyla filan ilgilenmiyor bir tek hedefi var o da ABD. Çin Afganistan'ın altından uranyuma değerli madenleri ve rakibi Hindistan'a coğrafi yakınlığıyla ilgileniyor.

Taliban daha ilk anda hem kurnazlığını hem gaddarlığını gösterdi. Kız öğrenciler erkek öğretmenler ve öğrencilerle aynı okula gidemeyecek. Kadın ve çocukların hayatını daha da cehenneme çevirecek bir dönem başlıyor. Kötülüğün sınırlarını görmeye hazır olun. Ancak bunun karşılığında Taliban dış dünyaya "yatırımlara ve ticarete açığız" mesajı veriyor: gelin beraber yiyelim ama benim içeride halkıma nasıl davrandığıma karışmayacaksınız. Kaybeden insan hakları olacak özellikle de kadın ve çocukların; demokrasiden zaten söz eden yok.

Taliban ülkeyi beklenenden çabuk ele geçirmeseydi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Joe Biden'ın teklifiyle bu tabloyla karşı karşıya kalma ihtimali vardı. Şimdi sadece kaçan Afgan göçmenler sorunu var ki o da az bir şey değil.

Şimdi bu özet ışığında lütfen yukarıdaki fotoğrafa bir daha bakın. Kötülüğün kaynaklarını göreceksiniz.

https://yetkinreport.com/2021/08/17/bu-fotografa-iyi-bakin-kotulugun-sifir-noktasi/

================================

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Onemli olan, nasil soylendigi degil, nasil anlasildigidir.

~Guy Hunter ~

- - - - - - - - - - - - - - - -

İnsanlar benim dünyayı olduğu gibi kabul edebileceğimi söylüyorlar.
Saçmalık
Ben bu dünyayı kabul etmiyorum.

~Richard Stallman~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Hiçbir şeyi yargılama, mutlu olursun. Her şeyi affet, daha mutlu olursun. Her şeyi sev, en mutlu sen olursun."

~Sri Chinmoy~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Çanakkale Şehitlerine

Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar...
O, rûkü olmasa, dünyada eğilmez başlar,
Vurulmuş temiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilâl uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor
Gökten ecdâd inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi...
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
Herc u merc ettiğin edvara ya yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
"Bu, taşındır" diyerek Kabe'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanı Selahaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki; a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

~Mehmet Akif Ersoy~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Radix malorum est cupiditas
Acgozluluk butun kotuluklerin anasidir.

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bana okudugum kitaplarin en guzelinin hangisi oldugunu sorarsaniz, soyleyeyim: annemdir.

~Abraham lincoln~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dostluk gunduz gorunmez, o ates bocegi gibi yalniz geceleri parlar.

~Anonim Nasihat~

- - - - - - - - - - - - - - - -

?"İnsan Genom Projesi, haddimizi aşıp, yaratılışımızla oynamaktır. Bize hiçbir faydası dokunmayacağı gibi, başımıza büyük işler açacaktır. Genetikçiler şeytandır."

~(1990'lar, İnsan Genom Projesi'nin başlaması üzerine, dindar kitle)?~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Peygamberin izniyle ihramdan çıkıp Mina`da bulunan kadınlarımıza yöneldik.
Zekerlerimizden meni damlıyordu .

~Buhari, Hac/81; Müslim Hacc/141~
OrajKalip


- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder