24 Aralık 2021 Cuma

Gökçe FIRAT : “İKİ SAHTE DİPLOMALI CUMHURBAŞKANI”!


Gökçe FIRAT : "İKİ SAHTE DİPLOMALI CUMHURBAŞKANI"!

"Biri Tayyip Erdoğan'ın hazırladığı,

Diğeri Marmara Üniversitesi'nin hazırladığı iki ayrı diploması olan

Ve ikisi de sahte olan bir cumhurbaşkanımız var.

Ne kadar övünsek azdır.

Tayyip Erdoğan'ın diploması yine gündemde.

Yani olmayan diploması.

Diploma meselesinin önemi büyük.

Çünkü diploması yoksa, cumhurbaşkanlığı düşer, hatta düşmekle kalmaz, hiç cumhurbaşkanı olmamış kabul edilir.

Attığı her imza geçersiz olur, yaptığı tüm atamalar düşer, hatta onayladığı hükümet bile otomatikman düşer.

Dokunulmazlığı kalkar.

Silivri'yi boylar!

O kadar kritik bir konu yani.

Gazeteci Gökçe Fırat ayrıntılı ve somut gerekçelerle ispatlandırdığı ve yalın bir dilde yazdığı bu yazısıyla Erdoğan'ın diplomasının "İpliğini pazara çıkardı" !

İLKOKUL

İsterseniz Tayyip Erdoğan'ın eğitim hayatına daha yakından bir göz atalım.

26 Şubat 1954 doğumlu.

Kasımpaşa Piyale Paşa İlkokulu'nu 1965'te bitirmiş.

İlkokul Eylül ayında başlar. Yani 6 yaşında okula başlamış olsa 1960 yılının Eylül ayında ilkokula kayıt yaptırır.

1960-61, 1961-62, 1962-63, 1963-64, 1964-65 dönemlerinde okula devam eder.

Kayıpsız bir şekilde mezun olur.

Hiç belli etmiyor deseniz de demek ki ilkokul diploması var!

ORTAOKUL-LİSE

1965'te ilkokulu bitirdikten sonra İstanbul İmam Hatip Lisesi'ne giriyor.

O yıllarda orta kısım 4 yıl, lise kısmı ise 3 yıl, toplamda 7 yıllık eğitim veriyor.

1965-66, 1966-67, 1967-68, 1968-69 dönemlerinde orta kısım

1969-1970, 1970-71, 1971-72 yıllarında lise kısmı.

Yani Tayyip Erdoğan'ın 1972 yılında İstanbul İmam Hatip Lisesi'nden mezun olması gerekir.

Ama 1973'te mezun olmuş!

1 yıllık bir kayıp var, acaba Tayyip Erdoğan 1 yılı tekrar mı etti?

Yani sınıfta mı kaldı?

Lise yıllarında pek başarılı bir öğrenci olmadığını zaten arkadaşları da aktarıyor.

Süleyman Demirel'den Turgut Özal'a kadar, tüm devlet liderlerinin ilkokul karnelerine kadar, aldıkları tüm notları biliyoruz.

Öyle ki Osmanlı döneminde okuyan Mustafa Kemal'in bile okul sicilleri, karneleri, ders notları elimizde.

Ama Tayyip Erdoğan'ınki yok!

Neden?

Kasımpaşa Piyalepaşa İlkokulu veya İstanbul İmam Hatip Lisesi, böylesine önemli bir mezun verdiğine göre, o talebenin tüm sicil defterini, karnelerini, okul notlarını, çerçeveletip okul girişinde neden sergilemez?

Biz cumhurbaşkanımızın ortaokul veya lisede sınıfta kalıp kalmadığını bile bilemiyoruz!

ÜNİVERSİTEYE NASIL GİRDİ?

Aslında bu lise son sınıf devresinin üzerinde durmak gerek.

Çünkü o iki yıl çok kritik.

12 Mart dönemi.

1971-73 arası.

Artık lisede reşit bir öğrenci.

1973'te İmam Hatip'ten mezun oluyor ama üniversiteye girme hakkı yok.

Çünkü o tarihlerde, İmam Hatip mezunları İlahiyat dışında bir bölüme giremiyorlar. Girmek isteyen olursa normal bir liseden diploma almak zorunda.

Tayyip Erdoğan da, çok dini bütün bir insan olduğu için İlahiyat'ta okumak istemiyor, Ticari İlimler okumak istiyor!

Bunun için de önünde bir yol var. Lise fark derslerini verip, bir diploma alıp, üniversiteye girebilir.

Ortaokul-lise döneminde 1 yıl sınıf kaybı olan Tayyip Erdoğan, 1973 Haziran'ında liseyi bitirip eve kapanır, ders çalışır ve Ekim ayında Eyüp Lisesi'nden diploma alır!

Sonra bu diplomayı alır ve Aksaray Ticari İlimler Akademisi'nin yolunu tutup orada kayıt yaptırır.

LİSE FARK DİPLOMASI NEDEN YOK!

1973 yılında Ekim ayında yine de üniversiteli sayılamaz.

Çünkü kayıt yaptırdığı yer üniversite değil Akademi'dir.

Bir tür Yüksek Okul ama üniversite değil!

1973'te kayıt yaptırırken Akademi'ye iki adet diploma sunmuş olması gerekir.

Birincisi,İstanbul İmam Hatip Lisesidiploması.

İkincisi,Eyüp Lisesidiploması.

Bildiğimiz kadarıyla İmam Hatip diploması var ama Eyüp Lisesi diploması yok!

Eyüp Lisesi, bu pırlanta öğrencisini mezunları arasında saymasına rağmen, diplomasını çerçeveletip okul girişine asmamış!

Kaldı ki Eyüp Lisesi'nde verdiği kaç fark dersi var, bu sınavlar ne zaman yapılmış, bu sınavlardan kaç almış, bu kayıtlar da ortada yok.

Eyüp Lisesi'ne ait öğrenci numarası ve sicil kaydı yine yok.

İnsan ister istemez meraklanıyor, nerede bu diploma?

Ya da var mı böyle bir diploma!?

Hadi diyelim Eyüp Lisesi bu kadar ihmalkar, Aksaray Ticari İlimler Akademisi'nde her iki diplomanın da orijinali ya da noter onaylı bir sureti olmak zorunda.

Eğer Aksaray Akademisi sonradan Marmara Üniversitesi haline dönüştü ise, o zaman da Marmara Üniversitesi'nde, Tayyip Erdoğan'a ait bir pembe karton kapaklı sicil dosyası olmalı. Burada da bu diplomalar olmalı!

Ama yok!

Sahi nerede bu Eyüp Lisesi diploması?!


Sol tarafta Aksaray'daki aynı okuldan alınmış fotoğraflı ve mühürlü hakiki bir Yüksekokul Mezuniyet Belgesi, sağ tarafta ise Erdoğan'ın askerliğini Yedeksubay olarak yapmak için kendinin hazırladığı fotoğrafsız ve mühürsüz sahte Mezuniyet Belgesi !

ÜNİVERSİTE YILLARI

Gelelim Akademi günlerine…

1973 yılında Akademi'ye girmiş.

Normal şartlar altında, 1976 yılında mezun olması gerekir. Çünkü okul 3 yıllık.

Ama mezuniyet tarihi 1981!

3 yıllık okulu 8 yılda bitirmek!

Hadi hakkını yemeyelim. Son yılı şubat döneminde bitirmiş, yani yarım sene eksiği var.

Ama sayalım:

1973-74, 1974-75, 1975-76, 1976-77, 1977-78, 1978-79, 1979-80, 1980-81.

Yine 7.5 yıl ediyor!

Burada hemen bir duralım ve 8 Aralık 2013 tarihine dönelim ve Başbakan Tayyip Erdoğan ne demiş okuyalım:

"Üniversitelilere sınırsız af diyebir şey tanımıyoruz. Çünkü bu öğrenciler üniversiteleri terör alanına çevirdiler. Hazırlığımızı yapıyoruz, 6-7 yıl içinde bitirdin bitirdin. Bitiremedin güle güle?" dedi.

Bak sen şu Tayyip'e!

Sen 3 yıllık Akademi'yi 7.5 yılda bitir ama 4-5 yıllık üniversiteyi 6-7 yılda bitiremeyen öğrencileri okuldan şutla!..

3 yıllık okulda 7.5 yıl öğrencilik.

Lise döneminde 1 yıl kaybı olan bir öğrenci için, normal bir kayıp diyebilirdik belki.

Ama biliyoruz ki, Lise'de 1 yıl kaybeden Tayyip Erdoğan, 1973 yazından itibaren çok çalışkan bir öğrenci olmuştur ve fark derslerini bir çırpıda vermiştir!

Hadi diyelim tekrardan biraz tembelleşti.

Ya da rehavete kapıldı.

Ama 3 yıllık okulda, 7,5 yıl kayıt silmeden kimseyi tutmazlar!

Birinci ihtimal; kaydı silindi, diploması o yüzden yok!

İkinci ihtimal; kaydı silindi ama 1981'de afla geri döndü ve okulu bitirip diplomayı aldı.

Ama her iki halde de, kayıt silme belgesinin olması gerekir.

Nerede bu belge?

Afla döndü ise, başvuru belgesi nerede?

İki belge de yoksa, nerede bu öğrenci?

ARKADAŞSIZ ÖĞRENCİLİK

Aslında bu da üzerinde çokça durulan bir konu.

Tayyip Erdoğan'ın üniversite arkadaşı hiç yok.

Onu tanıyan, bilen, gören, duyan kimse yok.

Düşünsenize, sizinle aynı sırada oturan, aynı sınıfınızdaki arkadaşınız, önce Büyükşehir Belediye Başkanı oluyor, sonra Başbakan ve şimdi de Cumhurbaşkanı.

Ama bir tane bile üniversite arkadaşı çıkmıyor.

Üstelik, İmam Hatip arkadaşları ile çok sıkı bağlarını onlarca yıl sürdüren vefalı bir arkadaştır Tayyip Erdoğan.

Ve yine tüm arkadaşlarını kollayan, iş veren biri.

Neden bir tane arkadaş çıkmaz şu Akademi'den

İki kritik yıl: 1971-1981

İsterseniz Tayyip Erdoğan'ın lise ve üniversiteden mezun olduğu, ya da mezun gözüktüğü veya gösterildiği iki yıla odaklanalım.

1972'de bitirmesi gereken liseden 1973'te mezun oluyor.

Yıllar 1971 darbesi dönemi.

MİT'in İslami kesimler içine sızdığı yollar.

Mümtaz'er Türköne 5 Temmuz günü şu satırları yazdı:

"70'lerin başına ait bir hikâye. Üniversitede okurken polisler sebepsiz yere Siyasî Şube'ye alıyor; iyi polis-kötü polis muhabbeti ile korkutucu bir sorgudan geçiriliyor. En nihayetinde üçüncü bir kişi 'bize çalışacaksın' diye meseleyi bağlıyor. İslâmcı dostum, 'Ben reddettim, ama çevremde aynı tezgâha düşüp teklifi kabul eden çok sayıda tanıdığım olduğunu anladım' diye bitirdi hikâyeyi."

Ertesi gün Ali Bulaç açıklama yaptı. O kişi benim ve olaydoğrudur diye…

1970'lerin başı…

Liseyi bir yıl uzatan bir isim, kendi ifadesine göre İslamcı hareketin içinde yer alan bir isim Tayyip Erdoğan!

Acaba?

10 yıl ileriye gidelim ve 12 Mart'tan 12 Eylül darbesi dönemine gelelim.

1976'da bitirmesi gereken Akademi'yi 1981'de bitiriyor.

Tesadüf yine darbe dönemi.

Her iki darbe döneminde de, Tayyip Erdoğan'a kimse dokunmuyor.

Kendi ifadesi ile İslamcı gençliğin en önde gelen lideri olduğu halde.

12 Eylül'ün en önemli nedeni olarak gösterilen Konya mitinginin başında olduğu, İstiklal Marşı okunurken oturma eylemi yaptığı halde…

Diğer İslamcılar hapse atılırken, Tayyip Erdoğan'a üniversite diploması veriliyor!

MİT ajanı mı?

Aslında diplomalardaki tutarsızlıklar, başka bir şeyin göstergesi.

Akademi'ye nasıl girdi?

Neden hiç devam etmedi?

Neden ve nasıl diploma alabildi?

Bunun ülkemizde tek açıklaması olabilir:

Ya Emniyet ya da MİT elemanı yada personeli olmak!

Tayyip Erdoğan'ın okul yıllarındaki karanlık, ancak MİT arşivine bakılarak aydınlatılabilir.

Sahte geçici mezuniyet belgesi

GELELİM İŞİN SAHTECİLİK KISMINA.

Tayyip Erdoğan'ın elinde 1981 yılında aldığı geçici mezuniyet belgesi var.

Ama bu geçici mezuniyet belgesi

Mühürsüz,

Resimsiz,

İmza sahte.

Bir belgede üç ayrı kalpazanlık!

Mühürsüz mezuniyet belgesi asla olamaz.

Mühürsüz hiçbir devlet evrakı olamaz.

Mühür varsa devlet vardır, mühür yoksa devlet yoktur!


Kaldı ki Tayyip Erdoğan'la aynı yılda ve dönemde geçici mezuniyet belgesi alanların evrakında mühür de var, fotoğraf da var.

Üstelik imzalar farklı.

Tayyip Erdoğan'ın geçici mezuniyetindeki dekan Doç. Dr. Sinan Arıtan'ın imzası ile diğer geçici mezuniyet belgelerindeki dikan Doç. Dr. Sinan Arıtan'ın imzası farklı.

Belli ki Tayyip Erdoğan, askerliğini yedek subay olarak yapmak için bir sahte belge düzenlemiş.

Belki kendi isteğiyle belki de üstlerinin yönlendirmesiyle.

ASKERLİK.

1982 yılının askerlik belgelerine bakılarak, Tayyip Erdoğan'ın nasıl yedek subay olabildiği araştırılabilir. Askerlik şubesindeki dosyasında neler var. Askeri birliğindeki dosyasında ne evraklar var.

Yedek subay kantinci?

Kaldı ki burada da bir başka sıkıntılı durum var.


Tayyip Erdoğan, kendi hayat hikayesini anlatırkenaskerliğini 1979 yılında yaptığını anlatıyor.

Ama askerlik kayıtları 1982'yi gösteriyor.

(Bu arada Soner Yalçın, Kayıp Sicil'de 1983 olarak belirtmiş)

Öyle garip bir durum ki, askerliğini 1979'da yaptığına dair gazete küpürleri ve bir de asker şapkalı bir resim var.

Hafıza yanılır.

Çünkü insan yanılır.

Ama bir insan askerliğini 1982'de yapıp da 1979'da yaptığını anlatamaz.

Basit bir nedeni var, 1980'de darbe oldu.

Tayyip hem 1979'da askerlik yaptığını iddia ediyor, hem de 1980'da darbede gözaltına alınıp Metris'e atıldığını.

Herkes Metris yalanına gülüyor, bir caka satma olayı diye.

Ama daha vahimi, Tayyip, Metris kurulduğunda Metris'i kuran ordunun yedek subayı!

Üstelik bunu da karıştırıyor.

Burada hemen askerlik parantezi de açalım derim.

Tayyip'in askerlikle ilgili de bir fotosu ve arkadaşı yok!

Tıpkı üniversite gibi.

Kantinci olduğunu söylüyor ama sadece tek başına çekilmiş bir fotosu var.


Piyade Recep !

Bu arada Ergün Poyraz'ın yayınladığı askerlik belgesinde kantin subayı değil takım komutanı gözüküyor.

Yoksa diyorum, bu belge de mi sahte?

Garip değil mi?

Hem hayalet öğrenci…

Hem hayalet asker…

Bu işte sizce bir MİT yeniği yok mu?

Tayyip Erdoğan'ın askerlik fotosu olmadığı için şüpheler oluşunca, Rize Müftüsü Yusuf Doğan bir foto yayınladı Tayyip Erdoğan'ın da olduğu.

Ama Yusuf Doğan askerliğini 1983'te Kıbrıs'ta yapmıştı!

Her yalanı kapatmak için başka bir yalan çıkıyordu piyasa

SAHTE DİPLOMA

Aslında üniversiteden diploma almanız şart değildir. Geçici mezuniyet belgesi ile de pek çok işleminizi yapabilirsiniz.

Prosedür şöyledir ;

Okuldan mezun olduğunuz an, üniversite size bir geçici mezuniyet belgesi verir.

Ama hemen akabinde diploma da hazır olur ve diplomalar arşivinde saklanılır.

Siz okula gittiğinizde öğrenci işlerine gider ve ben diplomamıalmamıştımdersiniz, arşivden çıkartıp verirler.

Yani zaten hazır olan diploma size verilir, yeniden bir diploma düzenlenmez!

Tabi verirlerken imzanızı alırlar, teslim tesellüm belgesi ile.

Tayyip Erdoğan, 1981'de mezun olduğunda Akademi mevcut.

O yıl içinde mutlaka diploma hazırlanmış olmalı.

1982 yılında Akademi Marmara Üniversitesi'ne bağlandı ise, bu diploma, arşivle birlikte Marmara Üniversitesi arşivine devredilmiş olmalı.

Yani Tayyip Erdoğan'ın elinde, üzerinde Marmara Üniversitesi yazmayan bir diploma mutlaka olmalı!

Ama yok!

Marmara Üniversitesi, eski diplomaları imha edemez. Saklamak zorundadır. Ama bir imha kararı alınacaksa, bu da üniversite karar defterinde yazılı olmalı.

Kararsız imha olamaz.

Ama böyle bir karar da yok!

Diploma ihtiyacı

Aslında Tayyip Erdoğan'ın bir diplomaya da ihtiyacı yok ki.

Bir dönem muhasebecilik yapıyor, sonra particilik. Ondan diploma isteyecek kimse yok. Zaten 1981'de mezun olan Tayyip Erdoğan, 1994 yılına kadar okula uğramıyor ve diploma da almıyor.

1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday oluyor.

İşte o tarihte diploma gerekiyor.

Ya da kendisi öyle hissediyor.

YSK'ya bir diploma veriyor.

Dikkat edin tarih 1994!

Peki bu diploma nerede?

Evet bu diploma ortalıkta yok!

İKİ DİPLOMA İKİSİ DE SAHTE


Erdoğan'ın 1994 yılında İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi öncesinde YSK'ya vermek için kendi hazırladığı birinci sahte Marmara Üniversitesi diploması !

Ama Ergün Poyraz bu diplomayı yayınladı.

Ne zaman?

Tam da cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında.

26 Eylül 2015'te Oda TV haber sitesinde.

Ama bu tarihte başka bir şey daha olmuştu, Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olunca, Yusuf Halaçoğlu, Tayyip Erdoğan'ın 4 yıllık üniversite mezunu olmadığını, bu nedenle aday olamayacağını açıklamıştı.

Peki ne oldu?


Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi emir vererek Marmara Üniversitesi rektörüne hazırlattığı ikinci sahte diploması !Bunun üzerine Marmara Üniversitesi hemen Tayyip Erdoğan'a bir diploma düzenleyip verdi.

Artık diploması vardı!

Ama büyük bir hata yapmışlardı. Verdikleri yeni diploma ile 1994'te Tayyip Erdoğan'ın YSK'ya sunduğu diploma farklıydı!

Yani iki diploması vardı artık Tayyip Erdoğan'ın ve ikisi de birbirinden farklıydı.

İki sahte diploma!

Kim sahtekar?

Marmara Üniversitesi'nin bir kabahati yoktu aslında.

Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması gerekiyordu ama diploması yoktu.

Mecbur bir diploma vereceklerdi.

Yoksa hapsi boylarlardı.

Onlar da kendilerince bir diploma hazırladılar.

Ve tam da o dönemde İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Mahkemesi, Marmara Üniversitesi'nin diploma erişim linkine erişimi yasakladı.

Bir haltlar karıştırıyorlardı ve bu ortaya çıksın istemezlerdi.

Sadece bu karar bile, ortada bir kalpazanlığın olduğunun kanıtıdır.

Erişim engellendi, üniversite rektörlüğü sahte diplomayı üretti ve açıkladı.

Ama üniversitenin Tayyip'in daha önce bir diploma aldığından (ya da kendisinin hazırladığından) haberi yoktu ve şimdi iki diploma birbirini tutmuyordu.

Sıkıntı şuradaydı, üniversite bir kişiye 1994'te diploma verdi ise, bunu bilirdi.

Belli ki Tayyip Erdoğan, bu diplomayı üniversiteden almamış kendisi hazırlamıştı, o nedenle üniversitede kaydı da yoktu.

Eğer üniversiteden alınmış olsaydı, bu kaydı gören üniversite Tayyip Erdoğan'ı uyarır, siz zaten daha önce bir diploma almışsınız derdi.

Gerçekten de aldığınız diplomayı kaybedebilirsiniz, çaldırabilirsiniz vb. Böylesi durumlarda bir kayıp ilanı çıkartır, o ilanla başvurur, o kayıp ilanı üzerine üniversite size yeni bir diploma verir.

Ama işte bu prosedür de uygulanmamıştı.

Biri Tayyip Erdoğan'ın hazırladığı,

Diğeri Marmara Üniversitesi'nin hazırladığı iki ayrı diploması olan

Ve ikisi de sahte olan bir cumhurbaşkanımız var.

Ne kadar övünsek azdır.

MARMARA'NIN SAHTE DİPLOMASI.

Marmara Üniversitesi'nin yeni hazırladığı diploma da baştan aşağı sahteydi.

Nasıl mı?

Diplomada 1981 Şubat mezunu yazıyor. Ama üniversitelerde Şubat bir dönem yoktur. Güz dönemi ya da yaz dönemi yazması gerekir.

Üniversitenin altında dekan olarak Prof. Dr. Ömer Faruk Batırel ismi ve imzası var. Ama o Ömer Faruk Batırel o dönemde ne dekan ne de profösör.

Geçici mezuniyet belgesindeki öğrenci numarası ile diplomadakiöğrenci numarası dabirbirini tutmuyor üstelik!
Ve bir üniversite böyle abuk sabuk bir diploma düzenler mi?

Bu sahte diploma üzerine yazılar çıkmaya başlayınca, AKP'nin internet trolleri bir belge yaymaya başladılar internet üzerinde.

İngiltere'denPrincipal Forensic Serviceadlı bir adli kuruluştan,Anthony Stockton'un diplomayı incelediği ve doğruluğunu onayladığı iddia ediliyordu.

Sonra Nokta dergisi uzmana ulaştı, uzman çok şaşırdı, ne böyle bir belge incelemişti ne de böyle bir rapor vermişti.

Yani sahte diplomanın sahte olmadığını ispatlamak için sahte bir rapor düzenlemişlerdi.

Eee reislerine özenmişlerdi doğal olarak.

DİPLOMASIZ BAŞKANLIK

Diyelim ki üniversite diploması sahte.

Kim ne yapabilir ki mi diyorsunuz…

Yanılırsınız.

Hukuk sistemi, bir anda ters bir hamle yapabilir.

İşte o zaman Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığı mevkiini yitirebilir.

Zaten o da bu riski görüyor, o nedenle Başkanlık sistemini istiyor.

Başkan olursa, Başkanlık yeter şartı olarak üniversite mezunu olmak aranmayacak.

Zaten 2007'den itibaren yaptıkları Anayasa taslaklarında cumhurbaşkanının ilkokul mezunu olması yeterliydi!

Tabii Tayyip Erdoğan yerine Abdullah Gül cumhurbaşkanı oldu ve o Anayasa değişikliğine gidilmedi.

Bu arada da sahte diploma ile Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı oldu, üstelik Anayasa değişikliği de yapılmamıştı.

İşte o nedenle üniversiteye erişim engeli kondu.

DİPLOMA SAHTE DEDİ ÖLÜ BULUNDU.

Ama bu dönemde sadece erişim yasağı konmadı, bir de şüpheli bir ölüm gerçekleşti.

Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayınca, onunla aynı dönemde Aksaray Ticari İlimler Akademisi'nde okuyan muhasebeci Ömer Başoğlu, "Recep Bey'in Diploma Kalpazanlığı" başlıklı bir video hazırladı ve facebook sayfasından paylaştı.

Sonra olanlar oldu.

Video ortadan kaybedildi.

Banka hesabına bile bloke konuldu.

Ve birgün Ömer Başoğlu evinde ölü bulundu.

Kimilerine göre zaten ölümcül hastalığı vardı ama zamanlaması pek manidardı.

DİPLOMA KAYDI YOK!

Son olarak, Ankara'da görülen dava haber olunca, Oda TV muhabiri bir uyanıklık yaparak yeni bir haber yaptı.

Marmara Üniversitesinin diploma sorgulama bölümü vardı.

Link üzerinden ister isim yazarak, ister TC kimlik numarası ve okul numarası ile, diplomanız var mı yok mu sorgulayabiliyordunuz.

Muhabir Tayyip Erdoğan için arama yaptı, diploma kaydı yoktu!

Ne olur olmaz diye, bu defa videoya da kaydetti.

Bu haber üzerine 29 Mayıs tarihinde ben de aynı aratmayı yaptım, Tayyip Erdoğan'ın diploma kaydı yoktu.

Attığımız twitlerle olayı duyurunca, sahte diploma Türkiye'nin en çok konuşulan olayı haline geldi.

Ve bunun üzerine Marmara Üniversitesi, sorgu bölümünü değiştirdi.

Artık Tayyip Erdoğan'ın diploma kaydı var!

Sahte diplomayadava açmıyor!

Kısacası olay basit bir sahtecilik değil.

Organize ve ısrarlı bir sahtecilik sürüyor.

Ve her şeye dava açan Tayyip Erdoğan, bu sahtecilik iddialarına dava açmıyor.

Şimdiye kadar bana 7 dava açmıştı, diploma ile ilgili yazama dava açmadı.

Ergün Poyraz'ın iddialarına da dava açmadı, Yalçın Küçük'e de Yusuf Halaçoğlu'na da…

Garip bir durum değil mi?

TAYYİP ERDOĞAN'IN DİPLOMASI SAHTE Mİ DEĞİL Mİ, NASIL ANLAŞILIR?

İlkokula kayıt olursunuz. Kayıt olduğunuz andan itibaren size bir ilkokul numarası verilir. Bu sizin ilkokul "kimlik" ya da "sicil" numaranızdır.

İlkokul'da her yıl sonu bir karne alırsınız. Bu karneler size verilir ama okul kütüğünde tüm karneler sizin sicil defterinize kaydedilir. Bu defterler atılmaz, saklanır.

İlkokulu bitirirken size bir diploma verilir. Diploma verildiği andan itibaren mezun olursunuz.

Bir işe başvuracak olursanız eğer, o diplomayı, aslını ya dafotokopisini,ya da noter onaylı bir suretini işyerinize sunarsınız.

Eğer orta eğitime devam edecekseniz bu diplomanın aslını gireceğiniz ortaokula teslim edersiniz.

Ortaokulda da aynı prosedür devam eder. Yeni bir numaranız, yeni bir sicil kaydınız olur. Ortaokuldan mezun olurken de yine bir diploma alırsınız.

Sonra lise hayatı başlar, liseye girerken bu defa ortaokul diplomanızı liseye teslim edersiniz. Yeni bir numara ve yeni bir sicil defteri.

Liseyi bitirirken de yine bir diplomanız olur. Üniversiteye girerken de o diplomayı teslim edersiniz.

O halde üniversiteye girerken mutlaka ve mutlaka bir diploma teslim etmeniz gerekir. Bu teslim edilen diplomayı üniversite saklar.

Üniversiteyi bitirirken üniversite size bir diploma verir.

Peki üniversite mezununun elinde ne kalmıştır.

Sadece bir üniversite diploması.

Peki lise diploması.

O hâlâ üniversite arşivindedir ve saklanılır.

Marmara Üniversitesi'nin diploma belgesi sunması yeterli değildir.

Tayyip Erdoğan'ın İstanbul İmam Hatip Diploması ve Eyüp Lisesi diploması şu anda Marmara Üniversitesi'ndedir. Üniversite acilen bunları da kamuoyuna sunmak zorundadır.

Yani orijinallerini.

Karbon testine sokalım görelim…

Ha tabi varsa böyle bir diploma.

Peki bu yeterli mi?

Elbette değil.

Tayyip Erdoğan'a ait tüm okul kayıtlarını da çıkartmak zorundalar.

Hangi dersleri almış, hangi dersten kaç puan almış bilelim.

Ama Lise diploması yoksa

Ders geçme belgeleri yoksa…

Diploma da yok sayılır"

Gökçe FIRAT


--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Mutlu yıllar...
https://www.youtube.com/watch?v=3jozEVVFzss/


- - - - - - - - - - - - - - - -

Bir milleti tutsak etmek isterseniz, onun müziğini çürütün.
Kelimelerin kuvvetini bilmeyen insanlarla esaslı bir konuyu konuşmak mümkün değildir.

~Konfiçyus~

- - - - - - - - - - - - - - - -

SONUN BAŞLANGICI: EKREMZEDELER
https://www.youtube.com/watch?v=H-T-fxjSeZA/


- - - - - - - - - - - - - - - -

. . . . . .
SERCELER
Bir gun gelir gecer bu geceler
Tirtillar tirmanir yapraklara.
. . . . . .
Damla damla sizmaz dudaklara
Kalbin kaynagindan bu heceler.
. . . . . .
Alni isleyerek dusunceler
Gozyaslari duser zambaklara.
. . . . . .
Ve ususur olgun basaklara
Aksamin dallarindan serceler..

~Ahmet Muhip DRANAS~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ad litteram
Harfi harfine

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Belediye başkanı adaylığım hayırlı olsun

14 Şubat 2014

Geçen gün odamda oturup önümüzdeki yerel seçimlerde hangi partiye oy vereceğimi düşündüm. Yorucu saatler sonunda bir neticeye ulaşamadım. AK Parti, CHP ve MHP'yi çok beğeniyordum, peki hangisini seçmeliydim?

Tam ümitsizliğe düşmüştüm ki kafamda bir ışık yandı. Madem karar veremiyorsun, dedim kendi kendime, neden kendin aday olmuyorsun? Saçmalama dedim. Saçmalamıyorum gayet ciddiyim dedim, kafayı mı yedin dedim, ağzını bozma dedim.

Kendi içimde yaşadığım kavgayı büyütmemek adına büyüklük gösterip sustum. Kararımı vermiştim, belediye başkanı olacaktım.

Öncelikle adaylığımın herkese hayırlı olmasını diliyorum. Gelelim icraatlara. İlk icraatlar çok özeldir. Belediye başkanı olduğumda ilk icraatta çok heyecanlanacağım, orası kesin. Ama zamanla alışırım.

Dernek ve esnaf ziyaretlerini artırıyoruz

Bir belediye başkanı, ömrünün ortalama yedi yılını ziyaretlerle geçiriyor. Niye? Adam Çorum ili Fırsatlı ilçesi Sürprizli köyü için dernek kurmuş, belediye başkanı olarak ziyaret etmesen alınıyorlar. Bizden size oy yok diyorlar. Yav sen kaç hanesin? Adamdaki özgüvene bak. Oy vermeyecekmiş. Sen onu bunu bırak da o derneğin olayı ne, onu açıkla. Bütün gün okey, batak oynuyorsunuz. Dünyada okey oynamak için dernek kuran yegane millet biziz. Madem dernek kuracaksın, yelpazeyi az genişlet. Komple Fırsatlı ilçesi desen olmuyor mu? İlla sizin köyden mi olacak? Diğerleri kötü insanlar mı?

Ama görünen o ki, dernek ziyaretleri tutuyor, bu yüzden ben de oyunu kuralına göre oynayacağım. Mevcut dernek ziyaretlerini tam iki katına çıkaracağım. Ziyaret edilmemiş tek bir dernek kalmayacak. İki arkadaş tavla oynamak için bile bir araya gelmiş olsalar, onları ziyaret edeceğim.

Esnaf ziyaretleri de artacak. Çünkü anladığım kadarıyla esnaflar üç-dört günde bir belediye başkanlarını görmezlerse güvensizlik sorunu yaşıyorlar. Acaba belediye başkanımız bizi sevmiyor mu, aramızda bir problem mi var, mesaj da atmadı diye düşünüp bunalıma giriyorlar. Kendilerini işe veremiyorlar.

Her yeri pankartla donatacağız

Şu anda benim yaşadığım semtte hemen her sokakta belediyenin çalıştığına dair pankartlar asılı. Belediye çalışıyormuş. Bozuk değil yani, çalışıyor. Dünyada bunun kadar saçma başka bir pankart varsa o da şudur: Çamaşır makinesi çalışıyor. Ben evimin balkonuna bunu asıyor muyum? Bir belediyenin normal olarak çalışması gerekmiyor mu zaten? İlanlar, pankartlar yeni bir şeyi haber vermek için değil midir?

Ama çiçeği burnunda bir siyasetçi olarak bu oyunu da kuralına göre oynayacağım. Halk bundan memnunsa, onları daha da memnun etmek bizim işimiz. Şu anda semtte en çok gördüğüm pankartlar:

"Belediye çalışıyor…"

"Sınava giren öğrencilerimize başarılar dilerim"

"Kandilinizi tebrik ederim."

Bunları artırmayı planlıyorum. Halkla daha da iç içe olmak lazım:

"Nasılsınız"

"Günaydınlaaaaaaar"

"Yeni kaldırımlarımız hoşunuza gidiyor değil mi?"

"Beyler nabıyonuz yaa, belediyeye gelin laflarız."

Halk buna bayılacak.

Kaldırım ve AVM'ye yükleniyoruz

Pek çok belediye başkanı kaldırım sever. Bazıları için bu bir tutku haline gelmiştir. Yapar, bozar, yeniden yapar. Hep daha iyinin arayışındadır. Üstelik bu, belediyenin çalıştığını gösterme adına müthiş bir harekettir. Bu yüzden kaldırımları ayda bir değiştireceğiz.

Bir başka belediye başkanı hobisi ise her türlü boş alanı AVM ve iş merkezlerine dönüştürmektir. İstanbullular olarak ihtiyacımız olansa bilakis yeni boş alanlar. Fakat bir belediye başkanının seçim öncesinde "Tam yüz yirmi bina yıktık" demek yerine "Tam yüz yirmi bina diktik" demesi, insanlara daha iyiymiş gibi geliyor. İşbu sebeple benim dönemimde binaya doyacaksınız. İstanbul'da çok çok az boş alan kaldığının farkındayım. Değerli seçmenlerden rica ediyorum, beş on metrekare bile olsa, gördüğünüz boş alanları lütfen bana ihbar edin.

Nikâh memurlarına yetki falan vermeyeceğiz

Sık sık görüyoruz, nikâh memuru kafasına göre nikâh kıyıyor. Kardeşim sen neye dayanarak bu nikâhı kıydın diye soruyoruz, belediye başkanının bana verdiği yetkiye dayanarak diyor. Ne diyebilirsin ki adama? Adam yetkiyi almış, istediği iki insanı nikâhlayabiliyor. Peki soruyorum, bu ne kadar güvenli? Nikâh memuru tutup beni tanımadığım yaşlı bir kadınla evlendirse hayatım kararmaz mı?

Bu yüzden belediye başkanı olduğumda tüm nikâhları ben kıyacağım. Evlilik cüzdanını da kadına değil, erkeğe vereceğim. Erkeklerin hafızası zayıf, bir süre sonra bu kadının burada ne işi var deyip onu tehdit olarak algılıyor ve dövüyorlar. Ülkede bu kadar kadının şiddete uğramasının başka bir izahı yok. Evlilik cüzdanını erkeğe vereceğim ki, o kadını aslında koruması gerektiğini bilsin.

Köprüleri atıyoruz

Trafik sorununu bitiriyoruz. Trafiğin en büyük sebebi köprüler. Demek ki köprüler ortadan kalktığında sorun da kalmayacak. Buradan yola çıkarak iki adet Boğaz Köprüsü'nü lüks restorana dönüştüreceğiz. Öyle bir manzarada yemek yemenin keyfini düşünün. Peki insanlar karşıya nasıl geçecek diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Bilinçli seçmen diye buna derim ben, helal olsun. Sorunun cevabına gelirsek. Geçmeyecekler. Evet, karşıya geçmeyecekler. Bu ne ya, canı sıkılan kıta değiştiriyor. Adam Ataşehir'de oturuyor, kahvaltı yapmak için Bebek'e geçiyor. İnsafsız//beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bir şeyhe (beni imtihan et, kabil-i hitab olduğumu isbat etmek isterim) demiş. (Tarihçe-i Hayat s.38)

~Said Nursi 'den zırvalar.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Şoförün Karısı

Şoförün karısı, kıyma bana;
El etme öyle pencereden,
Soyunup dökünüp;
Senin, eniştende gözün var;
Benimse gençliğim var;
Mapuslarda çürüyemem;
Başımı belâya sokma benim;
Kıyma bana.

~Orhan Veli Kanık~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dostlarin aglamasiyla aglamayan, onlarin gulmesiyle gulmeyen vefali dost sayilmaz Seni memnun edecek seylerin, baskalarini da memnun edeceginin unutma

~Anonim Nasihat~
OrajKalip


- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder